Farsca bir tamlama olan irsal-i mesel, Turkceye atasozu olarak cevirebiliriz. Tam anlamıyla tamlamayı cozersek şoyle bir sonuc cıkacaktır:

İrsal, rsl sulasisinden gelir; dilimizde bu kokten gelen daha tanıdık bir kelime vardır : resul. Resul, haber anlamındadır, irsal ise gondermek, yollamak anlamındadır. “Mesel” ise msl sulalisinden gelir dilimizde aynı kokten gelen masal, mesele, misal gibi sozcukler vardır. Tahmin edebileceğimiz gibi mesel, “soz, lakırdı, laf” anlamındadır. İrsal-i mesel, “taşınan, gonderilen soz” anlamındadır; verilmek istenen anlam ise gecmişten gunumuze gelen soz olarak gosterilebilir.
İrsal-i mesel, hoşa giden, gecmişten bugune kadar gelen sozlerin tumudur. Osmanlı doneminde bu sanat oldukca fazla kullanılmıştır, ayrıca kullanılırken de illa Turkce olmasına calışılmamıştır; irsal-i meselde Arapca, Farsca atasozleri de kullanılmıştır.
İrÂd-ı mesel de denen bu sanatı Cem Dilcin,şu şekilde tanımlamıştır: “Soylenen bir duşunceyi inandırmak ve pekiştirmek amacıyla soze bir atasozu ya da atasozu değerinde bir ornek katmak.”
Yavuz Bayram ise irsal-i mesel sanatını benzetmeye dayalı sanatlar kategorisinden değerlendirmiş ve şu tanımı yapmıştır: “Benzetmeye dayalı sanatlardan birisi olan irsal-i mesel, en basit tabiriyle, duygu ve duşuncelere guc katmak amacıyla, şiirde atasozlerinden yararlanmaktır.”
Şiirde kullanılan atasozu ya da unlu soz mutlaka metin bağlamıyla alakalı olmalıdır ve anlatılmak ya da vurgulanmak istenen goruşun, duygunun yerini tutmalı ya da o duyguyu/ goruşu / duşunceyi etkili hale getirmelidir.
Darb-ı mesel de denen bu sanat icin Nabi ’nin guzel bir beyiti vardır:
Sozde darbu ’l mesel irÂdına soz yok ammÂ
Soz odur Âleme senden kala bir darb-ı mesel ( NABİ )
Acıklama: Soylediğin şiirde yani sozde bir darb-ı mesel kullanmakta elbette bir sakınca yoktur ama asıl guzel soz, senden insanlığa bir darb-ı meselin kalacağı sozdur.
Gorulduğu gibi iyi şairler, darb-ı mesel kullanmaktansa kendilerinden kalan bir soz istiyorlar. Nitekim Ziya Paşa bu amaca ulaşabilmiştir diyebiliriz. Terkib-i bend ve Terci-i bend adlı eserlerinde bunu yakalamıştır. Şuan kullandığımız şu tabirin yazarıdır :
Âyînesi iştir kişinin lÂfa bakılmaz
Şahsın gorunur rutbe-i aklı eserinde ( Ozlu Soz: Kişinin aynası iştir.)
Bed-asla necÂbet mi verir hic uniforma
Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir ( Ozlu Soz: Eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir. )
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kotekdir. ( Ozlu Soz: Guzel soz ile uslanmayanın hakkı dayaktır.)
Allah'a sığın şahsı halimin gazabından
Zîr yumuşak huylu atın ciftesi pektir ( Ozlu Soz: Sakin atın ciftesi guclu / pek olur.)
Elbette, her şair bu mertebeye ulaşamamıştır. Bizim bugun atasozu olarak kullandığımız hatta sozluklerimize gecti gececek bircok sozun sahibi Terk-i bend ’i ile Ziya Paşa ’dır.
Bunun yanı sıra, eskiler yani Osmanlı şairleri de atasozlerini kullanmıştır. Yalnız bu bir ozenme olacak ki Farscadan ya da Arapcadan alınan sozler aslı ile verilmiş; ozellikle Farscadan alınan atasozlerinde bu cok sıklıkla yapılmıştır. Yalnız ozellikle 15. yuzyıl başı 16. yuzyıl sonu şairlerinden olan Necati, atasozlerini beyitlerinde en cok kullanan belki de en iyi kullanan divan şairidir fikrimce. Bu bakımdan orneklerimizde Necati Bey ’den ornek vermeye ozen gostereceğiz.
Unutmamak gerekir ki bazen şair, mesel kullanacağına işaret eder, bazı soz kalıpları kullanır : “Mesel odur ki, misal odur ki, adettir ki, adet odur ki”.. Bu şekilde hem vezin tamamlar hem de okuyucunun dikkatini ceker.
Şimdi size bu konudan 10 acıklamalı beyit , 5 alıştırma beyiti verip konuyu bitireceğiz.
ORNEKLER
1
Ey guzellikle goğune hûrşîd olan yakma bizi
Yerde kalmaz cun bilirsin dûd-ı Âhı kimsenin ( NECATİ)
ACIKLAMA: Ey guzellik goğunun guneşi olan sevgili, bizi yakma cunku sende bilirsin ki kimsenin Âhı yerde kalmaz.
2
CihÂn-Âr cihÂn icindedir arayı bilmezler
O mÂhîler ki dery icredir deryÂyı bilmezler ( HAYALÎ )

ACIKLAMA: Onlar ki cihanın tum susu icinde cihanın tum cevheri icinde cihan cevherini gormezler, onlar, denizin tum guzelliği icinde bundan habersiz yuzen balıklara benzerler. ( Serbest ceviridir, daha net anlaşılması icin eklemeler yapılmıştır. )
3
Dîde kan ağlar iken eylerem ağyÂra niyÂz
Suya gark olan kişi destini sunar mÂra ( HAYÂLÎ )
ACIKLAMA: Nasıl ki denize duşen insan yardım umarak yılana sarılırsa bende gozlerim aşk acısından kan ağlarken ellere, yabancılara yalvarırım. ( Serbest ceviridir, daha net anlaşılması icin eklemeler yapılmıştır. )
4
Guldurmez Âdemi dehr akıtmayınca goz yaş
Oğlana sut verilmez ağlamayınca kardaş ( HAYÂL&#206
ACIKLAMA: İnsan goz yaşı akıtmadıkca bu dunya insanı mutlu etmez, kardeşim unutma ki ağlamayan bebeğe sut vermezler. ( Serbest ceviridir, daha net anlaşılması icin eklemeler yapılmıştır. )
5
Geldimse n ’ola ben şu ’ar devrine Âhir
Âdet budur ki Âhirde gelir bezme ekÂbir ( NEVİ)
ACIKLAMA: Şairler meclisine sonradan geldiysem ne olacak? Buyuklerin meclise sonradan gelmesi adettendir.
6
Tok olanlar bilmez cektiğini ac kalanın
Sırtı pek kimseye ahvÂl-i şit yaz gorunur ( SAMİ )
ACIKLAMA: Ac olanların neler cektiğini tok olanlar bilmezler. Giyeceği sağlam olana en kara kışlar bile yaz gibi gorunur.
7
Kirpikleri uzundur yÂrin hayÂle sığmaz
Meşhûr bir meseldir mızrak cuvala sığmaz ( HAVAİ )
ACIKLAMA: Yarin, sevgilinin kirpikleri o kadar uzundur ki hayal bile edilemez, unlu bir soz der ki mızrak cuvala sığmaz.
8
“Kadr-i zer zer-ger şinÂsed kadr-i gevher gevherî “
Kadrin anıncun bilen yoktur şeh-i ekrem gibi ( NEFİ)
- Burada, yukarıda bahsettiğimiz yabancı kaynaklı atasozunun ya da ozlu sozun aslını verme durumu var. Elbette Osmanlı şiir kulturu Doğu şiirinden etkilendiği icin bu ozumseme Arapca ya da Farsca olacaktır ki buradaki alıntı Farscadır. -
ACIKLAMA: “Altının kıymetini ancak kuyumcu, mucevherin kıymetini ancak mucevherci bilir” derler, işte o yuzden sevgilim, senin kıymetini buyuklerin en buyuğu yani ancak ben aşığın bilir. ( Serbest ceviridir, daha net anlaşılması icin eklemeler yapılmıştır. )

9
Elbette bu hÂlimden o yÂrin haberi var
“Fi ’l-kalbi mine ’l - kalbi ile ’l – kalbi sebîl” ( III. MURAT)
- Buradaki alıntı Arapcadır. –
ACIKLAMA: O yÂr benim halimden habersiz olur mu? Elbette onun benim halimden haberi vardır ki cunku derler ki “ Kalpten kalbe yol vardır”. ( Serbest ceviridir )
10
Habîb eşiği rakîbe şeref verirdi velî
Cemende gezmek ile zağ andelîb olmaz ( NECÂTİ)
ACIKLAMA: Sevgilinin kapısının eşiği bile rakibe bir şeref verir ey olgun kimse ! Lakin sanılmasın ki o rakip bir şey olacak; zira yeşillikle gezmek ile karga bulbul olmaz. ( Serbest ceviridir. )
ALIŞTIRMA ORNEKLERİ
Ağyar elinden cekme gonul nÂfile gamdır
Hasmın sitemin anlamamak hasma sitemdir ( NEFİ )
*
Hased-i kalb-i adû lutf ile olmaz zÂil
Sengde muzmer olan Âteşe Âb etmez eser ( KOCA RAGIB PAŞA )
*
MiyÂn-ı guft u gûda bed-meniş îhÂm eder kubhun
ŞecaÂt arz ederken merd-i kıbtî sirkatin soyler ( KOCA RAGIB PAŞA )

*
Zulfun hayÂli cÂnımı yaksa aceb değil
Adet durur ki şem ’ yakarlar cu şÃ‚m ola ( AHMET PAŞA )

*
Kadr u şeref-i şÃ‚iri şÃ‚ir bilir ancak
Rûhu ’l- kudusun sırrı Sirafil ’e ayandır ( YENİŞEHİRLİ AVNİ)