Bir edebiyat terimi olan edisyon kritiğe gecmeden edisyon sozcuğunun ne olduğuna bakalım.

Edisyon Nedir?
Turk Dil Kurumu ’na ait olan Turkce Sozlukte “baskı” anlamına gelen sozcuğun etimolojisi Sevan Nişanyan tarafından şu şekilde yapılmaktadır:
Edisyon: ~ Fr &#233;dition / İng edition yayınlama, yazıyı yayına hazırlama ~ Lat editio a.a. < Lat edere, edit- cıkarmak, neşretmek +ion
Sozcuk “edit” kokunden gelmektedir. “edit” İngilizce olup “duzenlemek” anlamındadır. Edit sozcuğune “+ion” eki gelmesi ise “edition” olan sozcuk dilimiz edisyon şeklinde kullanılmaktadır. O zaman edisyon “duzenlemek, tanzim etmek” anlamında kullanılmaktadır. Kritik ise eleştiri anlamına gelir (Etimoloji icin : ~ Fr critique 1. olum kalıma değgin, can alıcı, 2. eleştiri, 3. eleştiren ~ Eski Yun kritikḗ κριτική yargılama, hukum verme) . O zaman edisyon kritik ’in sozcuk anlamı “ Duzenleyici eleştirici, yayına hazırlayan eleştiri” anlamındadır. Peki nedir bu duzenlenen, bu duzenleme aşamaları ve neden buna ihtiyac duyulmuştur. Onu inceleyelim:
Edisyon Kritik Ne Uzerine Yapılır?
Edisyon kritik el yazması ya da diğer ve kısa adıyla yazma eserler uzerinde yapılır. Edisyon kritiğin neden yazma eser uzerine yapıldığını anlamak icin once yazma eserin ne olduğuna goz atmamız gerekiyor.
El Yazması Eser Nedir?
Eski donemlerde, matbaa icat edilmeden once sanatcılar eserlerini elle yazarlardır. Elbette bu eserlerin geniş kitlelere ulaşması icin eserin kopya edilmesi gerekiyordu. İşte bu eserlerin geniş kitlere ulaşması icin bu kopya işini ustelen mustensihler ortaya cıktı. Mustensihler eserin orijinalinden bazı ozel yontemlerde kopyalar elde ediyorlardı; bu kopyalar da elle yazılıyordu. Boylece yazma eser denen kultur ortaya cıktı.
Yazma Eser Neden Edisyon Kritiğe İhtiyac Duyar?
Her mustensih o yazmayı aynı şekilde kopya etmiyordu; bazen kendi dil ozelliklerini kendi imla ozelliklerini buraya yansıtıyorlardı. Maalesef de her mustensih kopya edeceği eserin orijinaline deulaşamıyordu; bazen kopya uzerinden kopya ediyorlar ve eğer kendilerinde onceki kopyada mustensih hatası varsa aynen yapıyorlar hatta bazen kendileri de hata yapabiliyorlardı. Turk dunyasında Arap alfabesinin kullanılması, yazılan sozcuklerin harflerinin aynı olması ve birden cok dilde farklı anlamlara gelmesi mustensihin kafasını karıştırabiliyordu.
Daha geniş duşunmek gerekirse unu ulkelere yayılan bir şairin eserinin nushası da cok olacaktır. Bu bakımdan unlu şairlerin divan nushalarında daha cok tutarsızlık olacaktır.
Turk ulkelerinin birden fazla etnik gruba mensup insanların var olduğunu da unutmamak gerekiyor. Kurduğu her devlet bir imparatorluk haline donuşmuş olan Turk devletleri icinde birden cok dil de hakimdi. Her ne kadar bir standart dil olsa da merkezden uzaklaştıkca bu standart dile ağız unsurları karışıyordu. Ustelik mustensih okulu diye bir kurum da yoktu; eserlerin sağlam kopyaları ancak saraylarda olurdu; bu durum da her şaire nasip olmazdı.
Mustensihlerin eseri tamamen hem de orijinalinden kopya ettiğimizi saysak bile en erken yazma eser ile aramızda yuzyıllar oynamaktadır. Devletler yıkılmış ve hatta kutuphaneler yakılmıştır. Bu bakımdan tum eserlerin aynı yuzyıl icinde yazılan kopyaları elimize ulaşamamaktadır. Araştırmacılar sadece o devletten ya da medeniyetten arta kalan kopyalar ile yetinmek zorunda kalırız. Dil ise surekli değişen bir şeydir; bugun dahi 50 yıl once kullanmadığımız sozcukleri kullanırken bu durumun o zamanlarda da var olmadığını duşunmek aptallık olur. Orneğin Karahanlılar donemine ait olduğu bilinen Kutadgu Bilig adlı eserin – ki Karahanlılar 840 (9. yy) – 1212 (11. yy) arasında var olmuştur – elimizde sadece 3 nushası vardır ve nushasının en genişinin tanzim edilme tarihi 1439 (15. yy) ’dır. Arada tam 400 yıl oynar. Mustensih de haklı olarak ozellikle gramer konusunda kendi cağının kurallarını uygulamıştır.
Nushalar arasındaki farklıları kısaca maddeler halinde sayalım:
Mustensih hatalarından kaynaklı farklılıklar ( Mustensihin menşei, aldığı eğitim, bulunduğu cevre …)
Metnin kopyasından kopya edilmesinden kaynaklı farklılıklar
Orijinal metnin tarihinde kopya edilmeyen nushalardan kaynaklı farklılıklar
Devletlerin cok dilli olmasından kaynaklı farklılıklar
Arap alfabesinin Turkceye uygun olmamasından ve bir soz dizininin birden cok anlama gelmesinden kaynaklı farklılıklar
Hal boyle olunca yazma eserlerde orijinalinden uzak olduğu kesin olan bazı farklılıklar ortaya cıktı. Edisyon kritiğine bu aşamada ihtiyac duyuldu.
Edisyon Kritik Ne İşe Yarar?
Edisyon kritik, bir eserin nushalarından yola cıkarak o eserin orijinal halini tahmin etme işidir. Nushalardaki bilgiler dikkate alınır ve elde o eser ile ilgili kac nusha varsa toplanır. Editor, bu nushaların tarihini bilmiyorsa eğer once onları tarihlendirmekle işe başlar. Daha sonra işe en yakın tarihli nushadan başlayarak orijinal metne ulaşmaya calışır.
Edisyon Kritik, Orijinal Metne Nasıl Ulaşır?
Edisyon kritiği her editor yapamaz. Bu işi genelde dil alanında ihtisas yapmış akademisyenler yapar. Onlar, eldeki metinleri dil bilgisel, anlam birimsel, şekilde birimsel ve soz varlığı acısından kıyaslamaya tabii tutarlar. Daha sonra elde etmek istedikleri orijinal metnin tarihine yakın diğer metinlerle aynı kıstaslarda karşılaştırma yaparlar.
Gunumuzden bir ornekle durumu daha iyi acıklayacağız sanıyoruz:
Cağımız bilgisayar cağı ve hayatımıza bilgisayarla ilgili birden cok terim girdi. Orneğin internet, chat yapmak, tıklamak vs. Bu terimler cağımızın soz varlığını oluşturur. Eski donemlerin de soz varlığını değiştiren olaylar meydana geldi. Orneğin Turkler İslamiyet ’i kabul etmeden once namaz, oruc, zekat gibi terimleri bilmiyordu. Eğer elimizde bu terimlerin olduğu bir metin varsa bu metnin Gokturk doneminden ya da Uygur doneminden kalmadığını bunun en erken tarihli olarak ilk Musluman Turk devleti olan Karahanlılar doneminden kaldığını anlarız.
Aynı durum gramatiksel acıdan da gecerli. Bu konu bazı dil eğitimleri gerektirse de şunu bilmek de fayda var. Turkcede ve diğer tum dillerde surekli bir oluşum ve gelişim vardır. Bu oluşum hicbir zaman durmayacağı icin dil bilgisinde eklerde hep bir eskilik soz konusudur. Orneğin Turkcede bazı eklerin tek şekilli halleri varken ( -ken, -yor, - leyin ) gibi bunlar dışında kalan ekler cok şekillidir. İşte bu tek şekilli halleder hala oluşumlarını tamamlamamış eklerdir ve yenidir. Orneğin şuan şimdiki zaman eki olarak kullanılan –yor ekinin gecmişi sadece 600 yıl oncesine Osmanlı Turkcesine dayanırken yine zaman eki olarak kullanılan belirli gecmiş zaman ekinin gecmişi 1281 yıl oncesine Orhun Turkcesi donemine dayanır. Edisyon Kritik, bu dil bilimsel devimleri bilen akademisyenler tarafından yapılır.
Bir sozcuk zaman icinde anlam aşınmasına uğrayabilir. Buna Turkce derslerinde “anlam kotulenmesi” denir. Orneği canavar, aslında “canı var” sozcuğudur ama zamanla anlamı “korkutucu yaratık” olarak değişmesidir. Eğer edisyon kritik yapılacak metinde boyle bir sozcuk geciyorsa bu sozcuğun de etimolojik cizgisi takip edilebiliyorsa kritik daha da kolaylaşacak demektir.
Bir sozcuk, şuan kullandığımız gibi değildi tarihi donemlerde. Bazı sesleri diğer seslerden daha guclu oldukları icin sozcukler icinde şekil değişimlerine neden oldular. Orneğin bugun kullandığımız “ayak” sozcuğu Orhun Turkcesi doneminde ( 5. – 7.yy ) adak, Karahanlı Turkcesi doneminde (11. – 13.yy) ; “sızıcı d” denen ve “y” sesi ile “d” sesi arasında bir ses olan aďak; Osmanlı Turkcesi zamanında ( 13. – 18.yy ) “ayah” şeklinde idi. “d” sesi “y” sesine donuşerek şimdiki “ayak” kelimesini meydana getirdi.
Edisyon kritiği yapacak olan kişi, bu kritiği tarihi yazma eserlere yapacağı icin bu kuralları bilmek zorundadır. Elbette metnin ne anlattığı da onemlidir. Bu aşamada tarih ile dil dalları beraber calışırlar.
Turkoloji dunyasında rahmeti Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat edisyon kritiğini en iyi şekilde “Kutadgu Bilig” ve “Atabetu ’l Hakayık” metinlerine uygulamıştır. Şu ana kadar onun bu iki metnine rakip metinler de ortaya konulmamıştır.