Koroğlu 15. asırda yaşamış saz şairidir. Adına yakılan ağıtları ve kendisine ait oluşturulmuş Koroğlu destanı vardır.
Turk edebiyatında genelde aydınlar tek karakterlidir. Yani ya şairdir ya da romancıdır ama hem şair hem de şiirinin kahramanı ya da hem romancı hem de romanın kahramanı olan pek azdır. Koroğlu ise, hem şair hem de destan kahramanıdır. Bu bakımdan onu iki kimlikte değerlendirmek gerekir.
Destan kahramanı olarak Koroğlu
Koroğlu destanının kahramanı Ruşen Ali ’dir. Ruşen Ali, babası seyis olan bir koyludur. Babasının gozleri zalim bir ağa ( Bolu Beyi ) tarafından mile cekilince babasının intikamını almak icin eşrefe karşı bir savaş başlatır oğul. Babasının kor olmasından dolayı o artık Koroğlu diye anılır. Koroğlu, sadece babasının gozune mil ceken ağadan almaz intikamını. O, artık tum eşref beylerine kok sokturur, eşref malını halka dağıtır, yoksul donatır, ac doyurur. Bir nevi Robin Hood ’dur.
Koroğlu hikayesindeki diğer kahramanlar…
Koroğlu, kendisine can yoldaşı istediğinde Ayvaz ’ı kacırır. Ayrıca Koroğlu ’n Ayvaz dışındaki diğer kişileri ,Timurlenk ’in oğlu Kenan, Koroğlu ’nun oğlu Hasan, Karavezir ’in kızı Benli Hanım, Demircioğlu, Koca Arap, CelÂlî Bey, Kiziroğlu Mustafa Bey ve Deli Hoylu ’dur.
Koroğlu hikayesindeki mekan…
Bu kişilerle beraber Camlıbel ’e cekilir Koroğlu. Koroğlu hikayelerindeki Camlıbel, eşkıyaların sığındığı bir yer olmaktan ziyade bayındır bir şehirdir. Hikayeye gore Camlıbel ’de 366 bey, 700 deli atlısı vardır. Burada ayrıca uşaklar da vardır. Camlıbel ’de deyim yerindeyse sosyal adalet hakimdir. Orada haksızlık yoktur, hırsızlık ya da daha buyuk fenalık yapanın cezası cok ağırdır.
Camlıbel, bircok yolcunun uğrak yeridir. Camlıbel ’de koşkler, tavlalar vardır. Burada uzun ya da kısa sureli kalan ozanlar, aşıklar da vardır.
Camlıbel ’de yemek tek bir kazanda pişer ve ahaliye dağıtılır. Orada aclık yoktur, haksızlık yoktur, zulum yoktur.
Camlıbel ’in gelir kaynağı, eşreflerden alınan harac paralarıdır. Yani zengin tabakanın paraları ile doner burası. Destanlarda, Koroğlu ’nun halka zulmedip onlardan harac aldığıyla ilgili bir kısım vardır; aynı destanda bunun bir iftira olduğu da soylenir. Ama yine de bunlar “Koroğlu ’nun lekeleri” olarak gecer tarihe…
Koroğlu ’nun atı..
Koroğlu ’nun bir de kıratı vardır ki bu at dunyada eşi benzeri olmayan bir attır. Kırat, gerektiğinde kılık değiştiren, sahibinin konuşmasını anlayıp ona gore hareket eden, buyulu, olumsuz bir varlıktır. Ayrıca kilometrelerce koşar da bir kere durmaz, dunyada hicbir at onu gecemez ya da Koroğlu, Kırat ’ına bindiğinde kimse onu yakalayamaz.
Koroğlu nerelidir?..
Koroğlu unu Balkanlar ’dan Doğu Turkistan ’a, Guneybatı Anadolu ’dan Sibirya ’ya yani Turk ’un olduğu her yere gitmiştir. Bu bakımdan da artık nereli olduğunu saptamak ya da artık nereden geldiğini bilmek şuan icin cok zor, hatta imkansızdır. Lakin anlatılardan yola cıkılarak duşunulen kuramlar da yok değildir:
“Neslimize Murat Hanlı diyorlar” dizesine bakarak Koroğlu ’nun kokenleri Muradiye şehrine cekilmiştir. Doğu Anadolu- Azeri rivayetine gore Koroğlu Muradiye şehrindendir.
Hazar denizinin gerisindeki Turkmenlerin de Koroğlu hakkında bir rivayeti bulunuyor. Onlara gore Koroğlu, Turkmenlerin Teke oymağındandır. Yalnız Şecere-i TerÂkime ve Şecere-i Turk gibi bize kaynak arz eden eserlerde Koroğlu adı gecmediği icin bu durum sadece bir varsayımdan ibarettir.
Koroğlu gercekte kimdir?
Koroğlu, her ne kadar destanlaşan bir karakter kazansa da mutlaka bu destanının bir cıkış noktası olmalıdır. Şoyle ki ; halk, boyle bir kahramanı yoktan var etmedi, sadece abartı unsurları ile susleyerek bu zamana kadar getirdi.
Koroğlu ’nun CelÂliler ’den olabileceği duşunulmektedir. Evliya Celebi, IV.Mehmed ’in Anadolu ’daki Celali isyanları sindirmek icin 1658 yılında cıktığı seferi anlatırken Koroğlu ’ndan bahseder. Evliya Celebi, Celali isyanlarının başı olan Celali bey yakalanıp asıldığında huzura getirilen Itakî adındaki saz şairlerin Koroğlu ’ndan bahsettiklerini dile getirir. Yine Evliya Celebi ’ye gore Anadolu ’nun Kuzeybatısındaki Celalilerdendir Koroğlu ve saz calıp duzen bozar.
XII. asır tarihcilerinden olan Tebrizli Arakel ’de Celalilerden bahseder. Eseri, Ermeni Tarihi ’nde Koroğlu ’nun Celalilerden olduğunu soyler. 1664 yılında tamamlanan aynı tarih eserinde ayrıca Koroğlu ile Kiziroğlu Mustafa Bey ’in ahbaplığından da soz eder.
Ermeni muellif Agayan, Koroğlu ’nun Turk değil Ermeni olduğunu one surmuştur.
Lakin; Koroğlu gercekte bir eşkıya da olsa halk onu eşkıyadan cok bir kahraman olarak gormuş ve tarihe boyle taşımıştır.
Koroğlu ’nun destansı ozellikleri
“Koroğlu, hikaye midir destan mıdır ?” tartışılan bir konudur. Ama bu anlatılarda halk hikayesi ozellikleri de destan ozellikleri de vardır.
Koroğlu hikayelerinin destan ozelliklerini andıran iki onemli olay vardır. İlk olay, Ruşen Ali ’nin Bolu Bey ’ine sunduğu kısraktır. Bu kısrak buyulu bir aygırla birleşerek dunyaya gelmiştir. Bolu Beyi ’nin bu atı beğenmeyerek seyisi kor etmesi, seyisin oğlunun yani Koroğlu ’nun bu atı yetiştirip Bolu Beyi ’nden intikam alması olayın devamıdır. Aslında bu tem, Dede Korkut Hikayelerinde de kullanılan bir temdir. Burada, destansı ozelliklere sahip olan Kırat ’tır.
“Gozleri kor edilmiş adam/baba” motifi, M.O V. ve IV. asırlarda İsktiler ’de yani Sakalar ’da da gorulmektedir. Kafkasya bolgesinde yaşayan Gurculerin ya da diğer Turk illerinin; ayrıca Ermenilerin aynı motiften yararlanarak destan oluşturması bu ana motifin genellik kazandığının en buyuk kanıtıdır. Koroğlu ise Anadolu ’daki bu motifin temsilcisidir ve bu motif bicim olarak yukarıda bahsettiğimiz diğer durumlara benzese de kahramanın kişiliğinde farklıklılarla kesin olarak ayrılır. Kahraman sadece babasının intikamını almak isteyen bir korun oğlu değil, sosyal duzeni eleştiren ve bu eleştiri babında da savaşan birisidir.
İkinci olay ise gunumuze de deyim olarak gelen “Demir cıktı, mertlik bozuldu” ibaresidir. Buna gore “Delikli Demir” cıkmış ve artık yiğitliğin bir anlamı kalmamıştır. Koroğlu ise eşkıyalığı bırakıp birden ortalıktan kaybolmuştur.
İslami destanî ozellikler de vardır Koroğlu ’nda ama bu ozellikler ozunde yoktur. Dualar, menkıbeler, evliya ve peygamber hayatları sonradan girmiştir Koroğlu ’na.
Koroğlu ’nun Halk Hikayesine Ozgu Yanları
Halk hikayelerinin en onemli ozelliği anlatıcının anlatıyı şiirlerle suslemesi, duyguları şiirlerle ifade etmesidir. Halk hikayelerinin de en az değişen yerleri bu şiir kısımlarıdır cunku insanlar her zaman nazmı, nesre gore daha kolay sindirir. Hikayeye serpiştirilen bu şiirler, aşığın kendi urunleri olur evet ama bazen de benzer isimli şairlerin şiirleri hikayeye karışabilir.
Koroğlu hikayelerindeki şiirlerin hepsi Koroğlu ’na aittir diyebilir miyiz ya da bu şiirlerin hepsi Celali Beyi Koroğlu ’nun isyanı mıdır bilemiyoruz. Oyle ki Koroğlu, bir zaman sonra bir mahlas olarak kullanılmaya başlanmış ve Koroğlu adı altında bircok aşık, şiir yazmaya başlamıştır. Bu aşıkların kimliği Ahmet Kutsi Teceri, Pertev Nail Boratav gibi araştırmacılar tarafından tespit edilmiştir ama yine de Koroğlu hikayesindeki her şiire “Bu Koroğlu şiiri” diyemeyiz.
Koroğlu Hikayelerinin Sosyolojik Yanı
Ozellikle Evliya Celebi ’nin bilgilerine dayanarak Koroğlu ’nun Celali Beyi olduğu goruşu ağır basıyor. Ayrıca Evliya Celebi icin Koroğlu, eşkıyadır, duzen bozucudur; ama halka gore ise o bir efsanedir. Halk, devlete karşı isyan eden bir kişiyi neden kahramanlaştırır?
Bunun cevabı basit: Koroğlu, feodal yani eşref sistemine karşı savaşıp sosyal bir adalet istiyordu ( en azından bu şekilde goruluyor anlatılarda ), o zamanki monarşide halkın boyle bir şeyi savunması ve bunu efsaneleştirmesi gayet olağan karşılanmalıdır. Toplum biliminden yola cıkarsak, halkın var olan sistemden pek de memnun olmadığı varsayımını cıkarabiliriz. Halk, devlet yoneticilerinden ve sistemden yana olan eleştirel tavrını, eşitlik ve adalet icin savaşan bir adamı one cıkarak dile getirmiştir.