

Vusat O.Bener'in Yaşamı
Oncelikle isimden başlamak lazım sanırım. Asıl adı, daha doğrusu isminin acılımı Vusat Orhan Bener ’dir. Vusat isminin anlamı ise şudur:
Vusat: 1. Genişlik, bolluk 2. Para durumu 3. Boş meydan, fırsat 4. (matematik terimi ) genlik. (Ferit Devellioğlu, Osmanlıca – Turkce Ansiklopedik LugÂt 1344)
Vusat Bener Samsunludur ve 1922 yılında doğmuştur. Dr. Reşat Galip Bener ’in oğlu, yazar Hikmet Erhan Bener'in kardeşidir. Yiğit Bener ise onun amcasıdır. Vusat Bener, Ankara ’da Hukuk Fakultesini bitirmiş ve ardından Ticaret Bakanlığında raportorluk sonra Karayollarında hukuk muşavirliği gorevlerinde bulunmuştur.
Dost adlı oykusuyle sesini duyurmuştur. Havva adlı oykusuyle okurların hem kalbinde hem de kafasında yer etmiş bir yazardır.
“Dost” adlı oykusu, New York Herald Tribune gazetesi ve İstanbul gazetesinin actığı ortak yarışmada ucuncu olmuştur. 1950 yılında duzenlenen bu yarışma “Dunya Hikaye Yarışması” olarak gecer.
“Secilmiş Hikayeler”, “Varlık”, “Yeditepe” gibi kaliteli ve dikkat ceken dergilerde oykulerini yayımlamıştır.
Oykulerinin yanında oyunları ve romanları da vardır ki oyunları odul almıştır. Ayrıca şair kimliği de vardır.
[h=2]Vusat O.Bener'in Edebi Kişiliği[/h]Dili ve anlatımı sade ama bir o kadar da derindir. Dilin anlatım yapısını bozarak yeni anlamlar kazandırmıştır. Onun dili, kendine ozgudur.
Atilla Ozkırımlı onun icin şu cumleleri kullanmıştır : “ Alışılmış oyku anlayışı dışında yeni anlatım olanakları denediği ve soyutlamalara başvurduğu oykulerinde insanın ic gerceklerini, dış ’ın ic ’e yansıyışını vermek istedi. Yayımladığı iki kitabı oldukca geniş bir ilgiyle karşılanmakla birlikte calışmaları surmedi”
Buradan da anladığımız gibi Tomris Uyar ya da Didem Mamak gibi duzenli - duzensiz surekli eser veren bir oykucu ile karşılaşmıyoruz. Belki de bunun nedeni Tomris Uyar gibi işini edebiyat uzerine kurmuş olmaması ya da oykulerini bir kazanc icin yazmıyor oluşudur, bilemiyoruz.
Vus'at O. Bener tarzı var diyebiliriz aslında. O daha cok ozyaşam oykuleri yazar ve bu oykuleri yazarken de sanki kendi yaşamını yazar gibi yazar. Genelde, ucuncu tekil anlatımını tercih eder ama bu onun ozyaşam oykulerinden alınan hazzı bir nebze olsun azaltmaz.
Oykulerini okurken, oyku kahramanının hayatını zaten biliyormuşsunuz gibi bir hisse kapılabilirsiniz; cunku Vus'at O. Bener sanki yıllardır tanıdığı komşusunu yazar gibi yazar oykulerine.
Mekan tasvirleri de bir gariptir aslında. Klasik bir tasvir yolu izlemez. Genelde kahramanlarının gozunden anlatır mekanı.
Olaya girişi de enteresandır. Kimi oykulerinde okuru olayın icine atıp oyku bitene kadar da olayın neresinde olduğunu anlatmaz. Kimi oykulerinde de kısacık bir anı ( mesela bir oğle sonrası ya da minibus yolculuğunu ) anlatır. Olay oykulerindeki gibi bir duzenden bahsedemeyiz onun oykuleri icin.
Kahramanları, unlu ya da zengin kişiler değildir. Kucuk insanların kucuk meselelerini anlatır. Bu bakımdan da gundelik olaylarla ilgilenir. Belki de bizim her gun yanından gectiğimiz insanların hayat hikayelerini alır kaleme. Yalnız bir durum vardır ki Vus'at O. Bener, salt gercekliği işler. Gercek hayatı tum acı ve tatlı yonleriyle işler. İşlediği salt gercekliği, edebiyat duzleminde sunar bizlere ve bunu yaparken de adeta oykusunun icine surukler okurları.
Durağan bir yazar değildir. Surekli yenilik arar hatta bu yuzden de coğu zaman şematizm denen duruma duşer.
Onu eleştirenlerin en buyuk eleştirisi dış gercekleri carpıtıyor olmasıdır. Lakin – en azından benim icin – edebiyat gercekleri tıpa tıp yansıtan bir ayna olsaydı onun ne zevki kalırdı? Biz, bir yazarın ic dunyasına inmek icin onun eselerini kullanırken onun her şeyi olduğu gibi yansıtması ne kadar doğru olurdu? Eğer edebiyat gercekleri olduğu gibi yansıtsaydı belgesel izlemekten ne farkı kalacaktı roman, oyku okumanın ya da şiir dinlemenin. Bu bakımdan ben dahil, bircok kişi bu eleştiriyi haksız bulmaktadır.
Vus'at O. Bener, olum temasına cokca yer verir eserlerinde. Bunun nedeni ise hayatında yaşadığı bir olaydır. O, genc yaşında ilk eşini ve ustune henuz doğmayan cocuğunu kaybetmiştir, evet, bundan sonra yeniden evlenmiştir ama bu evlilikler onu daha iyimser yapmamıştır. Zaten bu evliliklerden de cocuğu olmamıştır.
Kolay oykuler yazdığını soylemeyiz. O, okurun biraz caba gostermesini ister. Bu yuzden de basit bir olay orgusu kurmak yerine, sonucunu okura bıraktığı, olayların askıda kaldığı oykuleri tercih eder.
Ayrıksı bir dili vardır. Sanki hayat ile edebiyat ya da oykusu ile okuyucu arasına girer bu dili.
Vus'at O. Bener ’in oyku kahramanları da ayrı bir yazı konusudur. Kahramanları normal hatta basit insanlardır ama oldukca fludur. Bu kahramanlar, bir roman karakteri gibi değerlendirilebilir. O kadar karmaşıktır ki bu oyku kahramanlarına tam bir yakıştırma yapamazsınız. Onlar ne iyi ne kotu ne adi ne de aptaldır. Sadece herkes kadar riyakarlardır. Vus'at O. Bener ise belki de kahramanlarının bile fark etmedikleri riyakarlıklarını biz okuyuculara ispiyonlar.
Bilinc akışı* yontemini kullandığı eseleri vardır. Virgul dergisi yazarı Orhan Kocak bu tarza “ic konferans tekniği” demektedir.
Eserlerinde postmodernist ozellikler dikkat ceker.
Bilincaltı, olum, yalnızlık Vus'at O. Bener ’in en cok kullandığı konulardır.
Vus'at O. Bener'in şiirleri kısadır. Sanıldığının aksine onda karanlık temalar yoktur, şiirleri ironik ve alaycıdır.
* Bilinc Akışı Yontemi: Postmodern edebiyat ile ortaya cıkmıştır. Karakterin kafasından gecen duşunceleri, gecmişe gitmelerin ya da hali hazırdaki olayın onda cağrıştırdığı olayları anında verme işidir. Bu yontem, karakterin gecmişini oğrenmede oldukca etkili olmakla birlikte, olay akışını okur icin zorlaştırır. James Joyce, William Faulkner ve Virginia Woolf bu tekniği en iyi kullanan yazarlardır.
[h=4]Eserleri[/h]Oyku
Dost (1952)
Yaşamasız (1957)
Siyah-Beyaz (1993)
Mızıkalı Yuruyuş (1997)
Kara Tren (1998)
Kapan (2001)
Oyun
Ihlamur Ağacı (1962)
İpin Ucu (1980)
Roman
Buzul Cağının Virusu (1984)
Bay Muannit Sahtegi ’nin Notları (1991)
Şiir
Manzumeler (1994)
Odulleri
Ihlamur Ağacı ile 1963 Turk Dil Kurumu Tiyatro Armağanı
İpin Ucu oyunuyla 1980 Abdi İpekci Armağanı (paylaştı)
2005 İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı (Vefatı nedeniyle eşi Ayşe Bener tarafından kabul edildi.)
Hakkında Yayınlanan Kitaplar
Vus'at O. Bener “Kara Anlatı” - Semih Gumuş, Adam Yayıncılık 2000
Vus'at O. Bener “Bir Tuhaf Yalvac” Ortaklaşa - Norgunk Yayıncılık 2004
Havva'ya Mektuplar Vus'at O. Bener Anısına - Derleme, Norgunk Yayıncılık 2005
Bir Usta Bir Dunya: Vus'at O. Bener , Ortaklaşa, Yapı Kredi Yayınları 2006
Yaşamasız Yazabilmek , Reyhan Tutumlu, Metis Kitap, 2010 (Vus'at O. Bener'in Yapıtlarına Anlatıbilimsel Bir Yaklaşım)
Hakkında Yayımlanan Yazılar
"Vus'at O. Bener'de Kurmaca ve Otobiyografi Yazı Kurarır mı?", Virgul (1999, sayı 16) - Orhan Kocak
"Vus'at O. Bener'in Oykulerinde ve Anlatılarında Olum", Ucuncu Oykuler (2001, sayı 12) - Ahmet Tuzun
"Bir Oyku Olarak Hayat: Vus'at O. Bener Oykuculuğu", Eşik Cini (2007, sayı 9) - Necip Tosun
Bu yazı hazırlanırken, Atilla Ozkırımlı Turk Edebiyatı Ansiklopedisi ( c.2 s.216) , Turk Dili ve Edebiyatı / Akcağ Yayınları, Ferit Devellioğlu, Osmanlıca – Turkce Ansiklopedik LugÂt, kaynaklarından yararlanılmıştır.