
Mavi akım, aslında tam da bir akım sayılmayan, topluluktur. Edebiyatımızda kalıcı izler bırakamamıştır bu bakımdan da bircok araştırmacı tarafından akım olarak gorulmemektedir. Garip akımı gibi bir cizgi oluşturup peşinden kitleleri surukleyememiştir. Lakin yine de edebiyatımıza bir hareket katmıştır ki sırf bu yuzden bile işlenmeye değerdir.
Mavi akım, edebiyatımıza artık klasik olmuş bir anlayışla başlar: Dergi… Mavi akımı da Servet-i Funun gibi bir dergi etrafında toplanan ve başında ustadı bulunan bir şairler topluluğundan ibarettir. O ustat ise Atilla İlhan ’dır. Her akım gibi bu akımında karşı cıktığı şeyler vardı. Nasıl ki Garip akımı, uyaklı – olculu – sanatlı şiire karşı cıktıysa Mavi akımı da Garip ’in “basit” olan şiir anlayışına karşı cıktı…
[h=3]Mavi Dergisi Nedir?[/h]Turk edebiyatında iki adet “Mavi” adında dergi vardır. Bu dergilerden ilki, May yayınevinin kimliğini taşıyordu. 1 Ekim 1967 – Nisan 1970 tarihleri arasında 3 yıl boyunca aylık olarak yayınlandı. Sahibi Mehmet Ali Yalcın; yazı işleri sorumlusu Babur Kuzucu idi. Toplamda 31 sayı cıkaran dergi, toplumcu yazarların yazılarına yer verdi. Hatta 1968 yıllarında dergi aracılığıyla bir edebiyat odulu kondu ama May yayınlarının kimliğinden pek cıkamadı ve kalıcı olamadı. Bu derginin Atilla İlhan ile alakalı olup olmadığı hakkında bir bilgi yok yalnız elimizde. Atilla İlhan, ikinci Mavi Dergisi icinde zikredilen bir isim.
Bahsedilen ikinci Mavi Dergisi, 1 Kasım 1952 – Nisan 1956 yılları arasında edebiyat hayatında yaşadı. İlk 25 sayıda dergi sahibi Teoman Civelek idi; 25.sayıdan sonra ise derginin başına Ozdemir Nutku gecti. Bu dergi Ankara ’da 32 sayı olarak cıktı. İlk zamanlarda genclerin cıkardığı karma bir edebiyat – fikir – sanat dergisiydi. Ama dergi, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Guner Sumer ve Ozdemir Nutku ’nın cabalarıyla toplumsal gercekci bir karakter gostermeye başladı. İşte bu dergi, Atilla İlhan ’ın Mavi dergisi cunku dergi ve yazarları, Atilla İlhan ’ın Garip akımı ve gunun egemen şiir anlayışına başlattığı savaşı desteklediler. Ve Mavi dergisi, Atilla İlhan ’ın sosyal gercekci yazılarına yer vermeye başladı. İşte bu aşamalardan sonra kısa sureli ses getiren ve adına pek akım diyemeyeceğimiz Maviciler gurubu ortaya cıktı. Bu harekette adı dergide anılmayan kişiler de vardı : Hilmi Yavuz, Ferit Edgu, Oğuz Arıkanlı, Orhan Cubukcu, Demirtaş Ceyhun, Ece Ayhan, Asaf Ciğiltepe, Tahsin Yucel ve Orhan Duru. Bu kişiler oyku, yazı ve şiirlerinde harekete destek verdiler.
[h=2]Mavi Akımı Nedir?[/h]Bu akım ya da daha doğru tabirle hareketin Garip akımına karşı cıktığını soylemiştik. Aslında Garip akımı, kontrolden cıkan bir akımdı ki bunu Garip akımının kurucusu ve en buyuk temsilcisi Orhan Veli dahi defaatle dile getirmişti. Mavi akımında / Mavi hareketin en onemli ozelliği de budur ; Garip akımına karşı gelen ilk kıpırdanış olması…
Maviciler, Garip akımının acık şiir anlayışına karşılık şairane soyleyişi ele almıştı. Mesela Hilmi Yavuz ’un hemen hemen tum şiirleri anlam imgeleriyla, gecmiş şairlere atıfla doludur ve o şiirleri anlamak tam bir mesai işidir.
Şiirde acık şiire karşı cıkan Maviciler, şiirde anlam kapalılığını, imgeli, bol cağrışımlı sozcukleri ve sanatsal olmak gerektiğini savunmuşlardır.
Anlam olarak Garip akımına karşı cıkan Maviciler, bicim olarak da şiirin duz yazıya yaklaştırılması fikrine pek sıcak bakmamışlardır. Bu bakımdan şiirde bicim yeniliği fikrini one cıkarmışlardır.
Maviciler icin şiir asla bir oyun değildir. Onlar şiiri net bir emek işi olarak gorup şiire ciddi mesai harcarlar. Bu da bize bir okumada anlayamayacağımız şiirleri sunar. Bu akım / hareket, 1956 ’da kapanan Mavi dergisi ile tarihteki yerini almıştır. Yalnız bu hareketin en onemli sağlayıcılarından olan Atilla İlhan ’dan bahsetmeden konuyu kapatmak olmaz..
[h=4]Atilla İlhan Kimdir?[/h]Menemen ’de 1925 yılında doğdu ve henuz yeni diyebileceğimiz bir zamanda 2005 yılında hayata gozlerini yumdu. Colpan İlhan ’ın ağabeyi olan Atilla İlhan, şair, romancı, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen kimlikleri ile tanınır. Kendisi, avukat Muharrem Bedreddin İlhan ’ın oğludur.
İzmir ’de liseyi okuyan Atilla İlhan, henuz lisedeyken gizli orgut kurma sucundan soruşturma gecirmiştir. Bunun uzerine Manisa Akıl Hastalıkları Hastanesi ’nde tam 3 hafta gozetim altında tutulmuştu. Lakin yaşının kucuk olmasından oturu cezası ertelendi, bu ertelenme onu “Turkiye ’de okuyamaz” belgesinden kurtaramadı ve 1941 yılında bu belgeyi almasıyla Turkiye ’deki oğrenim hayatı gecici bir sure son buldu. Babasının avukat olması İlhan ’ın şansınaydı cunku babası bu kararı Danıştay ’a bozdurdu ve 1944 yılında İlhan Turkiye ’de yeniden okuma hakkı kazandı. Akabinde İstanbul Işık Lisesini bitirdi. İstanbul Hukuk Fakultesinin Hukuk bolumunu kazandı ama oğrenimini yarıda bıraktı. 1950 yılında Nazım Hikmet ’i Kurtarma Komitesine katılmak amacıyla Paris ’e gitti. Paris ’ten donuşunde ise Turkiye Sosyalist Partisine girdi. Gercek adlı gazetede calışırken bir cevirisinden oturu kovuşturma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı ve Paris ’e gitti yeniden. Turkiye ’ye donduğunde ise yeni fikirler ışıldıyordu kalbinde ve ilk işi Garip akımına karşı Mavi hareketini başlatmak oldu. Daha sonra Vatan adlı gazetede sinema eleştirmenliği yaptı. Vatani gorevini yapan Atilla İlhan, Ali Kaplan takma adıyla 3 adet film senaryosu yazdı ve bu esnada 1962 -65 yıllarını Paris ’te gecirdi. Donuşu İzmir ’e oldu ve Demokrat İzmir ’de gazeteciliğini surdurdu. Ankara ’ya taşınan İlhan, Bilgi Yayınevi ’nde calışmaya başladı.
1941 yılında Balıkcı Turkusu adlı ilk şiirini Yeni Edebiyat dergisinde yayınladı. Yine bir takma ad ile ( Beteroğlu) Yucel ve Gun gazetelerinde destanî ozellikler gosteren şiir denemelerini yayımladı. Cebbaroğlu şiiriyle CHP şiir yarışmasından ikincilik odulune layık goruldu.
O, Mavi dergisinde sadece Garip akımına karşı cıkan yazılar yazmadı. O, temeli Ataturk ’e dayanan bir toplum istiyordu ve bunu 1952 -54 yıllarında Mavi, Yedigun ve Kaynak dergilerinde dile getirdi. Kalemi keskin olan birisiydi ki bu bakımdan cok fazla eleştiriye maruz kalırdı.
Atilla İlhan ’ın şiir ozellikleri, icerik acısından toplumsal ozellikler gosterir. Bu nedenle onun şiirleri, toplumsal konulu oldukları icin, Nazım Hikmet ekseninde kabul edilir. Elbette bireysel şiirleri de vardır ama bireysel şiirlerinin merkezinde de insanı sorgulamak, evreni sorgulamak vardır.
Şiirlerinde genelde işlediği konular, aşk, olum, intihar, kahramanlık ve toplumsal sorunlardır. Ayrıca başlattığı Mavi hareketiyle sadece Garipcilere değil, II.Yeni ve taraftarlarına da karşı cıkmıştır.
Romanlarında da toplumsal konulara değinir. Ozelikle Ataturk hakkında yazdığı kitapları ile ilgi cekmiştir. Ayrıca romanlarında, okuyucularına tarih bilinci aşılamaya calışır. Tek hikaye kitabı Yengecin Kıskacı ’dır.
Dili oldukca zengin olan Atilla İlhan, şiirin diğer disiplinlerden yararlanması gerektiğini savunarak şiire sinemayı, resmi, sosyolojiyi sokmuştur. Bu şekilde de oldukca zengin bir iceriğe sahip olmuştur onun şiirleri. Bicim konusunda da şiire kattığı zenginlikler vardır.
İmla kurallarını onemsemeyen bir şairdir. Buyuk harf kullanmaz, nokta – virgul – unlem onun şiirlerinde rastlanmaz ama ozel isimlere gelen ekleri tek tırnakla ayırır. Kısacası kendine ozgu bir imla geliştirmiştir.
Hayatı boyunca uretmiş, TRT 2 ’de “Atilla İlhan ile Zaman İcinde Yolculuk” adında kendi programına sahip olmuştur. Bu programında da tarih bilinci aşılamak icin cabalamıştır.
Atilla İlhan, her daim taktığı kaptan şapkasıyla, yarattıkları ile, yazdıkları ile edebiyatın mihenk taşlarındandır ve unutulacak bir cınar değildir. Oyle ki Asım Bezirci onun icin : “Şiir seruveni, toplumcu şiirimize olduğu kadar bireysel şiirimize de yeni boyutlar kazandırma yolundaki cabaların seruvenidir” demiştir ve haklıdır da.
Mavi akım, edebiyatımıza artık klasik olmuş bir anlayışla başlar: Dergi… Mavi akımı da Servet-i Funun gibi bir dergi etrafında toplanan ve başında ustadı bulunan bir şairler topluluğundan ibarettir. O ustat ise Atilla İlhan ’dır. Her akım gibi bu akımında karşı cıktığı şeyler vardı. Nasıl ki Garip akımı, uyaklı – olculu – sanatlı şiire karşı cıktıysa Mavi akımı da Garip ’in “basit” olan şiir anlayışına karşı cıktı…
[h=3]Mavi Dergisi Nedir?[/h]Turk edebiyatında iki adet “Mavi” adında dergi vardır. Bu dergilerden ilki, May yayınevinin kimliğini taşıyordu. 1 Ekim 1967 – Nisan 1970 tarihleri arasında 3 yıl boyunca aylık olarak yayınlandı. Sahibi Mehmet Ali Yalcın; yazı işleri sorumlusu Babur Kuzucu idi. Toplamda 31 sayı cıkaran dergi, toplumcu yazarların yazılarına yer verdi. Hatta 1968 yıllarında dergi aracılığıyla bir edebiyat odulu kondu ama May yayınlarının kimliğinden pek cıkamadı ve kalıcı olamadı. Bu derginin Atilla İlhan ile alakalı olup olmadığı hakkında bir bilgi yok yalnız elimizde. Atilla İlhan, ikinci Mavi Dergisi icinde zikredilen bir isim.
Bahsedilen ikinci Mavi Dergisi, 1 Kasım 1952 – Nisan 1956 yılları arasında edebiyat hayatında yaşadı. İlk 25 sayıda dergi sahibi Teoman Civelek idi; 25.sayıdan sonra ise derginin başına Ozdemir Nutku gecti. Bu dergi Ankara ’da 32 sayı olarak cıktı. İlk zamanlarda genclerin cıkardığı karma bir edebiyat – fikir – sanat dergisiydi. Ama dergi, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Guner Sumer ve Ozdemir Nutku ’nın cabalarıyla toplumsal gercekci bir karakter gostermeye başladı. İşte bu dergi, Atilla İlhan ’ın Mavi dergisi cunku dergi ve yazarları, Atilla İlhan ’ın Garip akımı ve gunun egemen şiir anlayışına başlattığı savaşı desteklediler. Ve Mavi dergisi, Atilla İlhan ’ın sosyal gercekci yazılarına yer vermeye başladı. İşte bu aşamalardan sonra kısa sureli ses getiren ve adına pek akım diyemeyeceğimiz Maviciler gurubu ortaya cıktı. Bu harekette adı dergide anılmayan kişiler de vardı : Hilmi Yavuz, Ferit Edgu, Oğuz Arıkanlı, Orhan Cubukcu, Demirtaş Ceyhun, Ece Ayhan, Asaf Ciğiltepe, Tahsin Yucel ve Orhan Duru. Bu kişiler oyku, yazı ve şiirlerinde harekete destek verdiler.
[h=2]Mavi Akımı Nedir?[/h]Bu akım ya da daha doğru tabirle hareketin Garip akımına karşı cıktığını soylemiştik. Aslında Garip akımı, kontrolden cıkan bir akımdı ki bunu Garip akımının kurucusu ve en buyuk temsilcisi Orhan Veli dahi defaatle dile getirmişti. Mavi akımında / Mavi hareketin en onemli ozelliği de budur ; Garip akımına karşı gelen ilk kıpırdanış olması…
Maviciler, Garip akımının acık şiir anlayışına karşılık şairane soyleyişi ele almıştı. Mesela Hilmi Yavuz ’un hemen hemen tum şiirleri anlam imgeleriyla, gecmiş şairlere atıfla doludur ve o şiirleri anlamak tam bir mesai işidir.
Şiirde acık şiire karşı cıkan Maviciler, şiirde anlam kapalılığını, imgeli, bol cağrışımlı sozcukleri ve sanatsal olmak gerektiğini savunmuşlardır.
Anlam olarak Garip akımına karşı cıkan Maviciler, bicim olarak da şiirin duz yazıya yaklaştırılması fikrine pek sıcak bakmamışlardır. Bu bakımdan şiirde bicim yeniliği fikrini one cıkarmışlardır.
Maviciler icin şiir asla bir oyun değildir. Onlar şiiri net bir emek işi olarak gorup şiire ciddi mesai harcarlar. Bu da bize bir okumada anlayamayacağımız şiirleri sunar. Bu akım / hareket, 1956 ’da kapanan Mavi dergisi ile tarihteki yerini almıştır. Yalnız bu hareketin en onemli sağlayıcılarından olan Atilla İlhan ’dan bahsetmeden konuyu kapatmak olmaz..
[h=4]Atilla İlhan Kimdir?[/h]Menemen ’de 1925 yılında doğdu ve henuz yeni diyebileceğimiz bir zamanda 2005 yılında hayata gozlerini yumdu. Colpan İlhan ’ın ağabeyi olan Atilla İlhan, şair, romancı, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen kimlikleri ile tanınır. Kendisi, avukat Muharrem Bedreddin İlhan ’ın oğludur.
İzmir ’de liseyi okuyan Atilla İlhan, henuz lisedeyken gizli orgut kurma sucundan soruşturma gecirmiştir. Bunun uzerine Manisa Akıl Hastalıkları Hastanesi ’nde tam 3 hafta gozetim altında tutulmuştu. Lakin yaşının kucuk olmasından oturu cezası ertelendi, bu ertelenme onu “Turkiye ’de okuyamaz” belgesinden kurtaramadı ve 1941 yılında bu belgeyi almasıyla Turkiye ’deki oğrenim hayatı gecici bir sure son buldu. Babasının avukat olması İlhan ’ın şansınaydı cunku babası bu kararı Danıştay ’a bozdurdu ve 1944 yılında İlhan Turkiye ’de yeniden okuma hakkı kazandı. Akabinde İstanbul Işık Lisesini bitirdi. İstanbul Hukuk Fakultesinin Hukuk bolumunu kazandı ama oğrenimini yarıda bıraktı. 1950 yılında Nazım Hikmet ’i Kurtarma Komitesine katılmak amacıyla Paris ’e gitti. Paris ’ten donuşunde ise Turkiye Sosyalist Partisine girdi. Gercek adlı gazetede calışırken bir cevirisinden oturu kovuşturma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı ve Paris ’e gitti yeniden. Turkiye ’ye donduğunde ise yeni fikirler ışıldıyordu kalbinde ve ilk işi Garip akımına karşı Mavi hareketini başlatmak oldu. Daha sonra Vatan adlı gazetede sinema eleştirmenliği yaptı. Vatani gorevini yapan Atilla İlhan, Ali Kaplan takma adıyla 3 adet film senaryosu yazdı ve bu esnada 1962 -65 yıllarını Paris ’te gecirdi. Donuşu İzmir ’e oldu ve Demokrat İzmir ’de gazeteciliğini surdurdu. Ankara ’ya taşınan İlhan, Bilgi Yayınevi ’nde calışmaya başladı.
1941 yılında Balıkcı Turkusu adlı ilk şiirini Yeni Edebiyat dergisinde yayınladı. Yine bir takma ad ile ( Beteroğlu) Yucel ve Gun gazetelerinde destanî ozellikler gosteren şiir denemelerini yayımladı. Cebbaroğlu şiiriyle CHP şiir yarışmasından ikincilik odulune layık goruldu.
O, Mavi dergisinde sadece Garip akımına karşı cıkan yazılar yazmadı. O, temeli Ataturk ’e dayanan bir toplum istiyordu ve bunu 1952 -54 yıllarında Mavi, Yedigun ve Kaynak dergilerinde dile getirdi. Kalemi keskin olan birisiydi ki bu bakımdan cok fazla eleştiriye maruz kalırdı.
Atilla İlhan ’ın şiir ozellikleri, icerik acısından toplumsal ozellikler gosterir. Bu nedenle onun şiirleri, toplumsal konulu oldukları icin, Nazım Hikmet ekseninde kabul edilir. Elbette bireysel şiirleri de vardır ama bireysel şiirlerinin merkezinde de insanı sorgulamak, evreni sorgulamak vardır.
Şiirlerinde genelde işlediği konular, aşk, olum, intihar, kahramanlık ve toplumsal sorunlardır. Ayrıca başlattığı Mavi hareketiyle sadece Garipcilere değil, II.Yeni ve taraftarlarına da karşı cıkmıştır.
Romanlarında da toplumsal konulara değinir. Ozelikle Ataturk hakkında yazdığı kitapları ile ilgi cekmiştir. Ayrıca romanlarında, okuyucularına tarih bilinci aşılamaya calışır. Tek hikaye kitabı Yengecin Kıskacı ’dır.
Dili oldukca zengin olan Atilla İlhan, şiirin diğer disiplinlerden yararlanması gerektiğini savunarak şiire sinemayı, resmi, sosyolojiyi sokmuştur. Bu şekilde de oldukca zengin bir iceriğe sahip olmuştur onun şiirleri. Bicim konusunda da şiire kattığı zenginlikler vardır.
İmla kurallarını onemsemeyen bir şairdir. Buyuk harf kullanmaz, nokta – virgul – unlem onun şiirlerinde rastlanmaz ama ozel isimlere gelen ekleri tek tırnakla ayırır. Kısacası kendine ozgu bir imla geliştirmiştir.
Hayatı boyunca uretmiş, TRT 2 ’de “Atilla İlhan ile Zaman İcinde Yolculuk” adında kendi programına sahip olmuştur. Bu programında da tarih bilinci aşılamak icin cabalamıştır.
Atilla İlhan, her daim taktığı kaptan şapkasıyla, yarattıkları ile, yazdıkları ile edebiyatın mihenk taşlarındandır ve unutulacak bir cınar değildir. Oyle ki Asım Bezirci onun icin : “Şiir seruveni, toplumcu şiirimize olduğu kadar bireysel şiirimize de yeni boyutlar kazandırma yolundaki cabaların seruvenidir” demiştir ve haklıdır da.