

Lise yıllarında başlar Sait Faik şiir ve hikayeye. İlk oykusu Milliyet gazetesinde 9 Ocak 1929 yılında cıkar. Oykunun adı: Ucurtmalar ’dır. 23 yaşında buyuk bir gazetede yazı yayınlamak her yiğidin harcı değildir ve Sait Faik kalemi ile buna nail olmuştur…
İlk Sait Faik
Bursa lisesinde, yani İstanbul ’daki lisesinden atılınca girdiği Bursa lisesinde, edebiyat dersinde odev olarak ilk oykusu olan İpekli Mendil ’i yazdı. Oykusunun hem edebiyat oğretmenleri hem de oğrenciler tarafından cok sevilmesi sonucunda bir seri tadında Zemberek adlı oykusunu kaleme aldı. 1934 yılında ise bugun ve o donemin en prestijli edebiyat dergilerinden olan Varlık dergisindeoykuleri yayınlanamaya başlandı. Elbette ki kısa zamanda tanındı. Belirmekte fayda var: Varlık dergisinin bir ozelliği de Sait Faik ‘in sadece oykulerinin değil şiirlerinin de yayınlanmış olmasıdır.
Şiir alanında tanınmamasının nedeni kendisinin şiiri ikinci plana atmasıdır. O, uzun oykulere yoğunlaşmıştır.
Oykucu Olarak Sait Faik
Edebiyat hayatında, kimilerine gore uzun oyku sayılan iki adet roman yayınlamıştır. Bunun yanında oyku ozelliği taşıyan elli kusur roportaj yazmıştır.
Sait Faik ’in 171 hikÂyesi ile 49 soyleşisi on uc kitapta toplandı. Son kitabı olan Mahkeme Kapısı,Haberadlı gazetedeki roportajlarını kapsar. Basılmış olan 16 kitabı vardır. Bu kitaplar sırasıyla:
1965 ’te Varlık dergisinin yayınlarında
1970 yılında da Bilgi Yayınevi bunyesinde toplam 8 kitapta toplanmıştı.
Sait Faik, tek kelimeyle dunya capında bir yazardır. Modern akım cizgisinde yazar. 1953 yılındaAmerika ’daki Mark Twain Derneği tarafından, modern akıma verdiği hizmetlerden dolayı hem odul almış hem de onur uyeliği makamına layık gorulmuştur. Bunun yanında oykuleri Turkiye dışında da yayınlanmıştır. İngilizce yanında Fransızcaya da cevrilmiştir ki Fransızcaya ceviren de Sabri Esat Siyavuşgil ’dir. Sabri Esat 1962 yılında, yani Sait Faik ’in olumunden 10 yıl sonra, tam 41 oykusunu Fransızcaya tercume etmiştir.
Sait Faik Oykulerine Derin Bakış
Atilla Ozkırımlı, Sait Faik oykulerini 4 ana başlıkta inceler:
Cocukluk anıları ve Adapazarı – Bursa gozlemleri
Fransa yılları
İstanbul ’un Kenar Semtleri
Adalar ’da gecen gunler ve balıkcılar
Bu ayrım cok doğru bir ayrımdır ki Sait Faik ’in oykulerini okurken bu ayrımı azımsanmayacak derecede hissediyorsunuz.
Anlatımda Sait Faik
Hep derim Sait Faik ’in o savruk yapısı oykulerinde de var ve okuyucu sarıyor. Onun oykulerini okurken sıkılmıyor ya da “Ne zaman biter” diye sayfa sayısına bakmıyorsunuz.
Oykulerini konu bakımdan bircok eleştirmen sıralamıştır ama en iyi ayrımı yine Atilla Ozkırımlı yakalamıştır. Bu
bakımdan onun değerlendirmesini yazıya geciyorum:
Bireysel bunalımlar
Bireysel duygulanımlar
Bilincaltı
Bir duygu olarak; tedirginlik
Yalnız adam olma durumu ve ruh sağlığı
Bu konularının dışında gercekustu yazılarını da ayrı bir kulvarda değerlendirmemiz gerekiyor.
Sait Faik ’in Oykuculuğunun Gelişimi
Sait Faik, her yazarın tercihi gibi ilk oykulerine gozlemeyerek başlamış. Bu bakımdan gozleme dayalı bir gercekcilik gorulur ilk hikayelerinde. Nitekim hikayelerinde toplumsal gerceklikten değil bireysel gerceklikten bahseder. Onun ciheti, insanın kendi icindeki kalabalıklarıdır, kuru kalabalıklar değil.
Vedat Gunyol ’un hoş ve naif bir tanımı vardır aslında Sait Faik icin. Der ki : “Guclu bir sanatcı olmakla birlikte, daha cok oznel bir sanatcıdır… Olayların ve kişilerin arkasından, hikayelerin ruhsal orgusunu, tamamen bilincleştirmemiş olmakla birlikte, adamakıllı duyulan bir insanlık sevgisini dokumaktadır.”
Sait Faik ’i Sait Faik yapan onun guclu soylemidir. Guclu olduğu kadar samimi ve akıcı uslubu aynı zamanda sizin “Evet, bunu ben de yaptım” diyebileceğiniz oykuleri vardır. Herkesin kendinden bir şey bulacağı bir adamdır. Bana gore de herkesin bir Sait Faik oykusu vardır…
Boylesine bir yazar, tanınmayı hak ediyor. Eğer daha once bir Sait Faik oykusu okumamışsanız, hemen bir tane edinin; icinde kendinizi bulacaksınız.