

Tum cicekli bitkilerde olduğu gibi cam ağacları da cicekleriyle urerler. Aynı ağacta hem erkek hem de dişi cicekler bulunur. Ağaclar 20-25 yaşına geldiğinde cicekler oluşur. Erkek cicekler olgunlaştıklarında keseciklerinde bulunan cicek tozlarını havaya sacarlar. Her cicek tozunun iki baloncuğu mevcuttur. Bu sayede tozlar uzunca bir muddet yere duşmeden havada ucarlar. Uzaktan bakıldığında adeta sarı bir bulut gibi gorunen bu toz yağmuruna halk arasında kukurt yağmuru denir. Gorevini tamamlayan erkek ciceklerin bulunduğu başaklar kurur ve dokulur.
Cam ağacının kabukları A ve C vitamini acısından oldukca zengindir. Ciğ olarak yenilebilir. Bu ağacta erkek ve dişi olmak uzere odunsu şeklinde kozalaklar yetişir. Erkek kozalaklar kısa sure dallarda kalırken dişi kozalaklar ise daha uzun sure dallarda kalır. Ayrıca dişi kozalaklar daha iri bir yapıya sahiptir.
Cam ağacları; kerestecilik, kağıt hamuru yapımı, parfum ve esans uretimi, ham recine, terementi ve cam sakızı uretiminde kullanılmaktadır.
[h=3]Cam Ağacının Turleri Nelerdir? [/h]Halep Camı: Akdeniz bolgesine ozgu bir cam ceşididir. Turkiye ’nin yanı sıra Fas, İtalya, İspanya ve İtalya ’da yetişir. Genellikle deniz seviyesinden 200 metre yuksekliğe kadar gorulebilir. Bu seviye, Guney İspanya ’da 1000, Fas ’ta ise 1700 metreye kadar yukselir. Boyu 15-20 metreye kadar uzar. Dolayısıyla orta buyuklukte bir ağac olduğu soylenebilir. Kabukları kalın ve portakal kırmızısı rengindedir. Yaprakları ise sarımsı yeşildir.
Sarıcam: Ulkemizde Batı ve Doğu Karadeniz bolgeleri, Akdeniz, Doğu Anadolu ’da Sarıkamış dolaylarında ve Guney Marmara bolgesinde yetişir. Ayrıca Avrupa ’nın hemen her yerinde, Kafkaslar, Sibirya ve Kuzey Asya ’da genel bir yayılım gosterir. Soğuk iklim şartlarına ve ruzgara hatta fırtınalara karşı dayanıklıdır. Oldukca sağlam olan bu cam turu 40 metreye kadar uzar. Sarıcamın oldukca kuvvetli olan kokleri govdenin sağlam bir şekilde yere tutunmasını sağlar. Bu ağac civarındaki tum besin maddelerini alır, bu nedenle de cevresinde cok fazla bitki yetişmez. Gelişmesi icin bol guneşe ihtiyac duyar. Kumlu ve killi topraklarda kolaylıklar yetiştirilebilir. Kuru topraklarda ve nemi duşuk bolgelerde gelişim gostermez. Govdesinde kırmızı veya kahverengi kabukları bulunur. Bu kabuk sivri bir demir ile oyulduğunda, bir sure sonra icinden hoş kokulu, sarı ve yapışkan bir sıvı damları aşağıya doğru uzar. İşte bu sıvı sarıcamın recinesidir. Recine, yarayı kapatmak ve dış etkenlerden korunmak amacıyla salgılanır. Ayrıca, recinenin kokusu bocekleri ve sinekleri ağactan uzaklaştırır. Recinesi olan ağaclar cok hızlı bir şekilde tutuşup yanar. Dolayısıyla ideal bir yakacıktır.
Sarıcam ağacı her yıl tepesinden yanlara doğru dallar verir. Gorunumu uzaktan bakıldığında piramide benzer. Bir sure sonra alttaki dallar kopar sadece tepedeki dallar kalır. Eğer tepedeki tomurcuk koparsa ağacın buyumesi durur. Keciler zaman zaman fidanların tepe tomurcuklarını yediklerinden, cam ormanlarına buyuk zarar verirler. Işığı cok seven sarıcamın yaprakları iğne bicimindedir. Yeni yapraklar bahar mevsiminde oluşur, 2-3 yıl kalır, mevsimden bağımsız olarak zamanı gelince duşerler.
Karacam: Uludağ ’da sıklıkla gorulen bu cam turu, 35-40 metreye kadar uzar. Bol recinelidir, iğne yaprakları koyu yeşil ve serttir. Genellikle kıyı bolgelerinin yukarı kesimlerinde saf veya karışık ormanlar kurar ve step bolgelerine kadar sokulurlar.
Kızılcam: 25 metreye kadar uzayabilen Kızılcam, Doğu Akdeniz bolgesine ozgu bir cam ceşididir. Kuraklığa dayanıklıdır ve farklı toprak koşullarında da yetişebilir. Ulkemizin en cok gorulen cam ceşitlerinden biridir. Genc surgunleri kalın ve kızıl renktedir.
Fıstık Camı: Denizden 500 metre yuksek kesimlerde yetişir. Akdeniz, Ege, Marmara denizi kıyılarında ve ormanlık bolgelerde sıkca gorulur. Ulkemizin yanı sıra İspanya, İtalya ve Girit ’te yetişir. Turkiye İspanya ’dan sonra en fazla fıstık camı alanına sahip ulkedir. Yaprakları ve dalları şemsiye şekline benzer ve ağacın tepesinde toplanmıştır. Genclik doneminde yuvarlak, yaşlılık doneminde ise dağınık bir şemsiye gibi bir gorunume sahiptir. Boyları genellikle 20-25 metreye kadar uzar. Fıstık camı, havadaki kirliliğe ve yer altı sularındaki tuzlaşmaya karşı oldukca duyarlıdır. Rutubetli ortamları sever. Adından da anlaşılacağı uzere, bu ağacta cam fıstığı denilen, yağlı ve lezzetli tohumlar bulunur. Bu tohumlar toplanarak satılmaktadır. Ayrıca pilavlara ve dolmalara da konulur.
Sahil Camı: Sıcak bolgelerde ve denize yakın yuksek yerlerde yetişen sahil camının rengi sarıya donuktur. Yoğun olarak Marmara ve Karadeniz bolgelerinde yetişir. Toroslar ’da ise 2000 metreden yuksek yerlerde yetişmektedir. Kozalaklarının sapsız ve buyuk iğne yapraklarının daha uzun şekilde olması en onemli ozellikleridir. Genel anlamda sarıcama benze de, bu ozellikleriyle sarıcamdan ayrılır.
Akcam: Dağlık bolgelerde yetişir. Ulkemizde genellikle Doğu ve Kuzeydoğu'da gorulur. Dalları duzgun ve duzdur. Bu ozelliği ile uzaktan bakılınca adeta bir piramide benzer. İğne yaprakları ise daha kısa ve duzdur.
Laden: Gorunuş itibariyle akcama benzese de, daha kısa ve daha eğik dallara sahiptir. Kozalakları pullanmadan yere duşer. Govdesi ise duzdur. Kozalakları aşağıya doğru sarkar. Boyu 60 metreye kadar ulaşabilmektedir. Kerestesi ve recenesi cok iyidir.
Koknar: Genel ozellikleri itibariyle akcama benzer. Karadeniz kıyılarında, Uludağ ’da, Kazdağı ’nda sıklıkla gorulur. Kozalakları silindir bicimindedir ve dalın uzerinde dik durur. Kağıt yapımında kullanılmaktadır.
Venedik Camı: En belirgin ozelliliği kuvvetli bir cam ceşidi olmasıdır. İri bir yapıya sahiptir. Tatlı yeşil yaprakları bulunur. Kışın yapraklarını dokerler. 2000 metre yuksekliğe kadar olan yerlerde gorulur.
Kaliforniya Camı: Dunyadaki en yuksek ağaclarından biri olan Kaliforniya camının boyu 100 metreyi gecmektedir.
[h=4]Cam Ağacının Faydaları Nelerdir?[/h]
Romatizma ağrılarına, bronşite ve karaciğer iyi gelir.
Kabukları sirke ile karıştırılıp gargara yapılırsa, diş ağrısını hafifletir.
Kabukları kaynatılıp bal ile karıştırılsa, balgam sokucu etki yaratır.
Ozellikle astım hastalarına cam ağaclarının olduğu bolgelerde bulunması onerilir.
Filizleri ve yaprakları kaynatılıp, bal ilave edilerek icilirse vucuttaki kan temizlenir.
Kronik oksuruğe iyi gelir.
Cam tomurcukları temiz suda kaynatılır ve suyu icilirse, mesane ve bobrek hastalıklarından dolayı oluşan sancı hafifler.
Doğumu kolaylaştırdığı soylenir.
Yara iyileştirici ozelliği vardır.
[h=4]Cam Ağacı Nerelerde Kullanılır?[/h]
Yakacak olarak kullanılır.
Guzel kokusu ile parfum esansında kullanılır.
Kereste sektorunde onemli bir yere sahiptir.
Kağıt hamuru yapımında kullanılır.
Recine ve cam sakızı elde edilir.
Kontraplak yapımında kullanılır.
[h=4]Kozalak Nedir? [/h]Cam ağacının dişi ciceklerine kozalak adı verilir. Bahar mevsiminde yeni cıkan dalların uclarında meydana gelir. Kozalağın ustu, adeta bir kiremit gibi ust uste sıralanmış, sert pullarla kaplıdır. Her pul bir meyve yaprağıdır. Meyve yaprağının iki yanı başka bitkilerde olduğu gibi kapanmaz, acıkta kalır. Dolayısıyla camlar ve benzer bitkiler acık tohumlular sınıfındadır. Havada ucuşan cicek tozları bu dişi ciceklere konunca dollenme olur. Dişi kozalağın onceleri sıkışık olan pulları dollenme zamanında aralanır, tozlar aralarına dolar ve burada ertesi yılın baharına kadar kalır. Bahar ayında dişi ciceği dollendirir. Kozalağın icinde tohumlar oluşur. Bir sonraki yıl, kozalak kendiliğinden acılır, tohumları yere atar. Gorevini tamamlayan kozalak kuruyarak duşer. Tohumlar ise ruzgar ile her yana ucuşurlar.
[h=4]Cam Nasıl Yetiştirilir? [/h]Bahce ve parklardaki camlar fidandan yetiştirilir. Bunun icin ormanlardaki genc fidanlar dikkatli bir şekilde yerden sokulur. Burada onemli olan nokta, fidanın koklerini zedelememektir. Koke hava aldırmamak icin etrafındaki toprakları silkelenmelidir. Bu fidan istenilen her yere dikilebilir.
Cam ağacı tohumlarından da yetiştirilir. Bunun icin olgun bir kozalak, baş aşağı şekilde bir toprağa dikilmeli. Bu tohum 3 ya da 4 yıllık olana kadar ılık bir yerde buyutulmeli. Fidan yeterince kuvvetlendiğinde asıl yerine goturulerek dikilebilir.
Her cam ağacını sokup bahceye dikmek ne yazık ki coğu zaman iyi sonuc vermez. Uygun gelişme şartları sağlanmazsa fidanlar curur. Ozellikle Doğu Anadolu bolgesinde bazı kişiler once baltayla ağacın govdesini yararlar, sonra da tamamen kuruyunca ağacı yakmak uzere keserler. Hatta halk arasında bu işleme boğma denir. Bu uygulama cam ağaclarını yok eden, dolayısıyla da ormanlara zarar veren bir uygulamadır.
[h=4]Yılbaşında Cam Ağacı Susleme Geleneği [/h] Dini torenlerde ağacların suslenmesi geleneği Hristiyanlık doneminin oncesine uzanmaktadır. Roma İmparatorluğu doneminde de ağaclar kucuk metal parcalarıyla suslenir, mumlar ile aydınlatılırdı. Cam ağacı susleme geleneğinin tarihinin ise 1531 senesine kadar dayandığı bilinmektedir.
Havva ile Adem ’in hikayesinden yola cıkan Almanların ağacları elmalar ile suslediği soylenmektedir. Bu uygulamanın zamanla gelişmesi ve farklı yerlerde de uygulanması boyle bir geleneğin doğmasına sebep olmuştur. Ozel gunlerde ağac susleme geleneği gunumuzde de devam etmektedir. Cam ağacı susleme geleneği ozellikle Avrupa ve Amerika ’da yaşayanlar icin cok onemlidir.
Yılbaşında cam ağacı susleme geleneği ulkemizde de son yıllarda oldukca rağbet gormektedir. Yılbaşında alınan hediyeler suslenen cam ağacının altına konmakta ve saat gece yarısına geldiğinde hediyeler acılmaktadır.