
Başka calışmalara katkı sağlaması amacıyla uzaktan eğitimin, sosyolojik perspektiflerle ve kavramlarla ele alınarak bir tartışması yapılacaktır. Uzaktan eğitim, teknolojiye dayalı bir model olduğundan incelenmesi gereken iki temel konsept eğitim ve teknolojidir. Bu cercevede yeni problemler ortaya cıkmaktadır. Uygulamaya paralel olarak bunların da değerlendirilmesi ve analizin eleştirel olması gerekmektedir.
Aşağıdaki ikinci kısımda, calışmada kullanılan varsayımlar ortaya konularak sosyolojik perspektif tartışılmaktadır. Ucuncu kısımda, bu konulardaki analizler daha da geliştirilerek birer problem olarak ele alınmaktadır. Dorduncu kısımda ise uzaktan eğitimin sosyal yapıyı belirlemesi incelenmektedir. Tum bu analizler ışığında varılabilecek sonuc, gelişen teknolojiye dayalı olarak uzaktan eğitimin sosyal realiteyi giderek artan bir hızla değiştirmesidir. Boylece sosyal yapıdaki dengeler bozulmakta ve sosyal problemler ortaya cıkmaktadır. Ancak uzaktan eğitimdeki gelişmeler, problemlerin cozumunu de beraberinde getirecektir. Uzaktan eğitimin soz konusu olduğu alanlarda yapılacak sosyolojik araştırmalar, sosyal dengelerin tekrar kurulması icin ışık tutacaktır.
II.
Bu calışmada bazı kabuller esas alınmıştır. Analizimizde uzaktan eğitim, acıklayıcı değişken (bağımsız değişken) olarak ele alınarak, eğitime ve dolayısıyla da sosyal yapıya etkileri, şupheci ve negativistik bir duşunce uslubuyla değerlendirilmektedir. Bu cercevede ilk kabulumuz, teknoloji ile uzaktan eğitim arasında doğrudan bir ilişkinin kurulmasıdır. Surekli gelişmekte olan uzaktan eğitim teknolojileri nedeniyle, sosyal realite de giderek artan bir hızda değişmektedir. Bu sebeple sosyolojik bir analizin, uzaktan eğitimin mevcut teknolojik cercevesiyle sınırlı tutulması doğru olmayacaktır. Teknoloji geliştikce, uzaktan eğitim kavramının sosyolojik anlamı da değişecektir.
Bir diğer kabulumuz ise, uzaktan eğitimin teknoloji vasıtasıyla farklı mekanlarda gercekleştirilen bir eğitim olmasıdır. Ayrıca, mekan itibariyle uzaklık durumunun ortadan kalmasıyla değişen sosyal yapıda, aynı teknolojik araclar kullanılarak bilginin yayılması da kontrol altına alınmaktadır. Teknoloji, genel olarak bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmasına rağmen, aynı oranda bilginin kontrolunu da sağlamaktadır.
Son olarak fert ve toplum arasındaki etkileşimin vurgulandığı bir perspektif esas alınacaktır. Uzaktan eğitim analiz edilirken fert ve toplum acısından ayrı değerlendirmeler yapılmalıdır. Uzaktan eğitimin bu faktorden nasıl etkilendiği, hangi sebepler nedeniyle ve ne yonde değiştiği sorgulanmalıdır. İşte, bu sorulara cevap aramak bir perspektif oluşturmaktır. Sosyolojide herhangi bir sosyal olguyu incelemek uzere iki ana grup perspektif bulunmaktadır. Bunlar makro-yapısalcı ve mikro-yorumcu perspektiflerdir. Diğer perspektifler bu iki ana gruptan birine dahil edilebilir. Makro perspektif sosyal fenomeni, sosyal yapı acısından ele almakta ve değişkenlerin sebeplerinin sosyal sistemin yapısında yatmakta olduğunu vurgulamaktadır. Mikro perspektif ise daha ziyade sosyal psikolojik acıklamaları vurgulamaktadır. Her ikisinin de bağımlı değişkeni aynıdır (Goldenberg, s.6-15). Uzaktan eğitim her iki perspektife gore ayrı ayrı incelenmelidir. Sosyolojik bir analiz icin, sosyolojinin ne olduğunu ve bu yazıda kullanılacak perspektifini, bir kac cumleyle netleştirmek gerekmektedir.
Sosyoloji, kısaca insanın sosyal davranışlarının incelenmesidir. Temel duşuncesi, fertler arasındaki etkileşim neticesinde davranışların şekillendiğidir. Başka bir deyişle, bir şahsın duşunduğu ve yaptığı, uyesi bulunduğu gruplar tarafından etkilenmektedir. Soz konusu etkileşimde zaman ve mekan sınırları aşılabilir. Yani hem zaman itibariyle farklı cağlardaki, hem de mekan itibariyle farklı bolgelerdeki insanlar teknoloji ve eğitim sistemleri aracılığıyla sosyal ilişki icine girerek birbirlerinden etkilenmekte, bir yerde gorulen bir unsur başka zaman ve yerlere yayılmaktadır. Mesela yayım aracları vasıtasıyla kulturun uzak bolgelere veya yeni nesillere aktarılması teknolojiye, kısıtlı bir zumrenin eğitimi yerine eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ise, sisteme birer ornektirler. Aralarında doğrudan hicbir sosyal etkileşim veya ilişki olmayan, hatta birbirlerinden haberleri dahi olmayan farklı zaman veya mekan boyutlarındaki gruplarda bile benzer sosyal olgulara rastlanmaktadır. Sahip olunan sosyal değerleri yeni nesillere aktarma olgusu da bunlardan biridir. Değişik zaman ve mekanlardaki toplumlar, ihtiyaclarını organize eden, duzen sağlamak icin kurallar işleten, benzer yollar bulmuşlardır. Olceği ve ozellikleri değişebilmekle beraber, toplumları meydana getiren eğitim, din, aile gibi temel kurumlar her zaman ve her yerde gorulmektedir. Tarihi gozlemler bizi insanlar arasındaki etkileşimlerin bu tur ortak sonucları olduğu bulgusuna goturmektedir. Kısaca, etkileşim sonucunda mobiliteyle toplumun hareketliliği, sosyalleşmeyle de devamlılığı sağlanmaktadır.
Bu perspektif doğrultusunda sosyolojik araştırmalar, fertlerin uyesi bulundukları aileden millete kadar tum alanları kapsayan ceşitli sosyal gruplar tarafından nasıl şekillendirildikleri, ote yandan grupların fertler tarafından nasıl yaratıldığı ve surdurulduğu gibi konuları acıklamaya yoneliktir. Acaba surec nasıl işlemekte ve bir faktor olarak uzaktan eğitim bu sureci nasıl etkilemektedir?
Bu sorunun en belirgin cevabı sosyal mobilitedir. Eğitim teknolojileri vasıtasıyla surekli gelişen fert, zaman ve mekan sınırlarını aşarak, sosyal ilişkiler ağı icindeki herhangi bir guruba kolaylıkla girip cıkabilmekte veya yeni gruplar oluşturabilmektedir. Boylece sosyal hareketlilik son derece hızlı bir şekilde artmaktadır. Buna bağlı olarak da sosyal realite hızlı bir değişim icindedir. Bu genel olguya hizmet eden iki arac eğitim ve teknolojidir. İnsan ve toplum arasındaki etkileşim, eğitimi kurumlaştırmış, teknolojiyi ise surekli geliştirerek kullanmıştır. Gelişen teknolojinin eğitimde kullanılması bilgiye dayalı yeni toplum yapısında en onemli faktor olmaktadır. Bu durum, sosyalleşmeyi yoğunlaştırarak sosyal mobiliteyi hızlandırmaktadır. Kısaca, uzaktan eğitimin alanı, sosyalleşmenin soz konusu olduğu en kucuğunden en buyuğune kadar tum sosyal birimleri kapsamaktadır.
III.
Yukarıdaki acıklamaların ışığında fert, toplum ve teknoloji arasındaki etkileşimin vurgulandığı bir perspektifle uzaktan eğitim ile ilgili bazı konular değerlendirilmelidir. Bu konular kısaca, bir sosyal analiz birimi olarak grup, eğitimin bir fonksiyonu olarak toplumun kontrolu, ve her ikisini de belirleyen onemli bir faktor olarak teknoloji şeklinde sınıflandırılabilir.
Analizimizde ele alacağımız ilk konu, uzaktan eğitimin katılımcılarının bir grup oluşturmalarıdır. Belli bir amac icin fertler bir araya gelmektedirler. Fiili veya sanal olarak bir arada bulunma, sosyolojik anlamıyla bir gruptan soz edebilmek icin yeterlidir. Ancak, ne tur bir gruptan ve grup etkisinden soz edildiğinin tartışılması gereklidir. Uzaktan eğitim, yuz yuze olmayan bir eğitim tarzıdır. Gurubun tum uyeleri fiili olarak aynı mekanı paylaşmamaktadırlar. Oğrenciler ve eğitmen aynı mekanda bulunmamaktadırlar. Eğitime katılanlar sanal bir grup oluşturmaktadırlar. Boylece sosyal psikolojide incelene gelen yuz yuze ilişkilerin neden olduğu gruptan oldukca farklı bir yapılanma soz konusu olmaktadır. Doğrudan iletişim sağlanamamaktadır. İletişim teknik bir arac vasıtasıyla kurulmakta ve boylece bircok unsur, teknolojinin kısıtlılığına paralel olarak grup uyeleri arasında ya hic uretilememekte ya da aktarılamamaktadır. Grup icindeki davranışlar sınırlanmaktadır. Mesela ses tonundaki basit bir vurgu veya hareketli bir anlatım, konuya atfedilen onemi rahatlıkla ifade edebilecek iken, bazı teknolojilerin kullanımı bunları engelleyebilmektedir. Bu nedenle aynı mekanda bulunan bir eğitim ortamında gorulen grup etkileri bu modelde gorulemeyecektir. Oysa, sosyal psikolojide pek cok klasik araştırma, birlikte hareketin munferit harekete gore daha yuksek oranda başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Grup halindeki faaliyetlerde, uyeler sadece aynı mekanda bulunmakla birbirlerini gurubun veya bireyin amacı doğrultusunda teşvik etmektedirler (Stang, 1981, s. 302-306). Başka insanların da aynı mekanda bulunması, bireyin tek başınayken gostereceği performansını artırmaktadır.
İkinci olarak değerlendirmesini yapmak istediğimiz konu, eğitim fonksiyonlarından biri olan kontrolun klasik eğitim metotlarına gore henuz formel olarak sağlanamamış olmasıdır. Grup uyelerinin mekan bakımından bir arada bulunmamaları kitlenin kontrolunu da gucleştirmektedir. Bundan dolayı farklı duşunce ve davranış tarzları gelişebilecektir. Mesela formel bir kıyafet birliği sağlanamayacaktır. Ote yandan, fertlerin tutumlarına gore bir tasnif yaparak bilgi aktarımı tercihlerinde bulunmak da zorlaşmaktadır. Bu anlamda bir duşunce sistemi empozesi ortadan kalkmaktadır. Bu durumun tersini de duşunmek mumkundur. Mesela uzaktan eğitim metodu kullanılarak Avrupa'daki Turk nufusunun milli eğitimi sağlanabilir. Yerel eğitim sistemleri baypas yapılarak, vatandaşlarımızın ihtiyac duyduğu ve eğitim sistemimizin de vermekle yukumlu olduğu kulturel değerler aktarılabilir. Uzaktan eğitim sistemleriyle mekan farkının kalkması ferde buyuk olcude istediği kulturel değerleri tercih etme imkanı verebilecektir. Bu durum demokrasinin yaygınlaşmasını sağlayan onemli bir faktordur. Kısaca sosyalleşmenin daha geniş bir kulturel tabana dayalı olarak sağlanması mumkundur.
Ucuncu bir konu olarak değerlendirilmesi gereken husus, uzaktan eğitimin teknolojiye dayalı olmasıdır. Teknolojideki değişmeler uzaktan eğitim faktorunun sosyal yapı uzerindeki etkisini doğrudan belirlemektedir. Teknoloji faktorune dayanan cağımızdaki hızlı değişme, sosyal kurumları etkilemekte ve bircok fonksiyonlarını yeniden duzenlemektedir. Mesela bilgi ağlarının giderek yaygınlaşması bir yandan eğitim goturulen kitleyi buyutmekte, diğer yandan bilgiyi ceşitlendirmektedir. Başka bir deyişle hem kitle hem de bilgi artmaktadır. Bilgi ve insan arasındaki karşılıklı etkileşim dongusu teknolojik gelişmeyi hızlandırmakta, eğitim olgusuna yeni boyutlar katmaktadır. Bu nedenle gunumuzde sosyal realite icindeki eğitim sisteminin acıklamaları ceşitlenmektedir.
IV.
Yukarıdaki sosyolojiyle ilgili acıklamalarda, sosyal faktorlerin zaman ve mekan boyutları itibariyle yayılmasından soz edilmişti. Sosyal realite, otelerden taşınan bu unsurların birikimiyle, başka bir deyişle bir araya gelerek anlamlı bir butun oluşturmalarıyla teşekkul etmektedir. Uzaktan eğitim teknolojileri sayesinde sosyal realite giderek artan bir hızda değişmektedir. Ozellikle gelişmekte olan ulkelerde bu hız, pek cok sosyal problemlere de neden olmaktadır. Yeni sınıflar ortaya cıkmakta, şehirleşme, sanayileşme gibi konularda yapısal denge sağlanamadan yeni problemlerle karşılaşılmaktadır.
Uzaktan eğitim olgusunun sosyal realiteyi ne şekilde değiştirdiği Gouldner tarafından net bir şekilde ortaya konmaktadır. Gouldner, uzaktaki insana yazılı formda bilgi aktarmanın sağladığı buyuk değişmelere işaret etmektedir. Sosyal realite icinde yeni bir sınıfı ortaya cıkaran, eğitimdeki yapısal değişmelerdir. Sosyal realitenin değişmesini sağlayan, mekandan ve herhangi bir kayıttan bağımsız olma durumu, genel olarak iletişim devrimiyle, ozel olarak da yazım teknolojisindeki gelişmelerle sağlanmıştır (Gouldner, 1979, s.3). "Yazılı malzemenin yayılmasıyla birlikte, entelektueller icin var olan sosyal realite tanımları uzaktaki insanlardan, coğrafya, kulturel ve tarihi bakımdan uzak gruplardan, hatta olmuş olanlardan, ve bundan dolayı da uretildikleri yerel cevrelerin ozelliklerinden uzak olarak, sağlandı"(Gouldner, 1979, s.4). Boylece sosyal realite mevcut yapının bazı tasallutlarından uzak kalarak gelişebilmektedir. Gouldner, uzaklık faktorunu sosyal yapıdaki değişimin temellerinden biri olarak gormektedir. Gunumuzde bu anlamdaki bir uzaklığın olumlu etkisi cok daha fazla artmıştır. Artık isteyen istediği tur bilgiye derhal ulaşabilmekte veya bilgi herhangi bir yere derhal gonderilebilmektedir. Bilgiye ulaşmadaki zaman ve mekan turunden engeller teknoloji sayesinde giderek ortadan kalkmaktadır. Ote yandan uzaktan eğitim, pek cok faktorun olumsuz etkilerinden de uzak kalmayı sağlamaktadır. Zaman kaybı, tutum ve davranışlar uzerindeki olumsuz kontrol, masraf gibi eğitimi engelleyen faktorler giderek azalmaktadır. Sosyal realiteyi meydana getiren unsurları sadece bilgi duzeyinde duşunursek, bağımsız değişken olarak bilginin hızla uretimi ve yayılması, bağımlı değişken olan sosyal yapıyı da aynı şekilde etkilemektedir sonucuna varabiliriz.
Bu noktada "ne tur bir bilgi yayılmaktadır'" sorusu onem kazanmaktadır. Cunku sosyal yapı iletilen kulture gore değişmektedir. Bilgi kaynaklarını ve dağıtım kanallarını ellerinde tutanlar adeta tek başlarına bunu belirlemektedirler. Aşağıdaki acıklama sistemlerinde one surulen bir problem daha da belirgin olarak karşımıza cıkmaktadır. Bilgi kaynaklarının doğrultusunda yapılandırılmış bir eğitim sistemi mevcut yapının devamını veya gelişmesini sağlamaktadır. Boylece şikayet edilen unsurlar varlıklarını surdurebilmekte veya yeni problemler ortaya cıkmaktadır. Ancak insan unsuru daima problemlerle mucadelede etkin bir faktor olarak varlığını surdurmektedir ve cozum yolları uretmektedir.
Genel anlamıyla eğitim fonksiyonu, sosyal orijinlerden bağımsız bir şekilde yetenekleri ortaya cıkararak sosyal mobiliteyi sağlamakta ve mesleki secimlerdeki muhtemel engelleri onlemektedir. Bireyin bizzat kendisi sahip olduğu ozellikleri itibariyle bir kaynak, eğitim yoluyla gercekleştirilmek istenen amac ise bir hedef olarak kabul edildiğinde aralarındaki ilişki eğitim olgusunu ortaya koymaktadır. Bu ilişki uc farklı acıklama sistemi kullanılarak incelenmektedir. Bunlar, determinist, acıklayıcı (demystifying) ve gonullu (voluntarist) izahlardır (Pateman, 1993, s.189-90). Uzaktan eğitim bir kurum olarak kabul edildiği takdirde bu acıklama sistemleri acısından bir değerlendirme yapılabilir.
Determinist acıklamadaki ilk yaklaşım fertlerin biyolojik ozellikleri itibariyle akılca birbirlerinden farklı olduklarını ve bu nedenle hedeflerin farklılaştığını iddia etmektedir. Boylece eğitim sistemi bireysel niteliklere gore duzenlenmelidir (Pateman, s.188). Uzaktan eğitim, teknoloji yoğun bir sistem icerdiğinden bireyin farklı niteliklerine en uygun eğitim aracları ve tarzı kolaylıkla secilebilecektir. Yetenekler daha rahat gruplandırılabilecek ve en uygun tarzlarda bilgi aktarımı sağlanabilecektir. İkinci yaklaşımdaki determinant ise biyolojiden ziyade toplumun bizzat kendisidir. Hedefler bireyin geldiği sosyal sınıf veya statu itibariyle belirlenmektedir. Başarı veya başarısızlık, fert tarafından taşınan ozelliklere bağlı olarak gercekleşmektedir. Gurubun kendisi eğitim kurumlarından daha guclu olmaktadır. Sosyal determinasyonlar, kitap, cihaz gibi eğitim arac ve gerecleri veya birtakım sosyal şartlar olabilir. Bu durumda başarı mevcut şartlara bağlıdır. Uzaktan eğitim, gelişkin bir arac olarak sosyal şartların veya daha genel bir ifadeyle toplumun olumsuz belirleyiciliğini kırabilir.
Acıklayıcı yaklaşımda okulların tarafsız yerler olmadığı, buralardaki faaliyetlerin sosyal determinantların etkisinde kaldıkları vurgulanmaktadır (Pateman, 1993, s.189). Gurubun tum vasıfları kurumlara sinmiştir. Buralardan alınan eğitim sonucu elde edilen mesleklerde bu vasıflar gozlenebilmektedir. Eğitim kurumları toplumun ozellikleri uzerindeki sır perdesini kaldırmakta, butun anlamları deşifre ederek bireye acıklamakta, onu yeni niteliklerle donatmaktadır. Bu anlamda eğitimin sonucuna ulaşmış olan birey, ait olduğu gurubun sınıf, cinsiyet ve diğer farklılıklarına gore şekillendirilmiş ve ceşitlendirilmiş olmaktadır. Uzaktan eğitimi bu anlamda duşunduğumuzde, sosyal determinantları giderebildiği olcude verimli olabileceğini soyleyebiliriz.
Gonullu acıklama sistemiyle ele alınan eğitim olgusu diğer iki acıklamadan oldukca farklıdır. Onlar, eğitim kurumlarının tek yonlu bir eylemle pasif olan ferdi yoğurduğunu vurgularken, bu acıklama sistemi, ferdin kendi geleceğini yine kendisinin aktif olarak tercih ettiğini izah etmektedir (Pateman, 1993, s.190). Bireylerin icinden cıktıkları ve nitelikleri uzerinde etkin olan bir sosyal kesim vardır, ancak meslek secimi hakkında kendi algılamaları daha etkili olmaktadır. Fert, eğitim kurumlarında kendisine sunulmuş olan değerler dizisini kabul veya reddedebilir. Bu secimi sosyal orijinine gore yapmaktadır. Uzaktan eğitim ferdin bu secim alternatifini artırmaktadır. Kendi değerleri de dahil olmak uzere birbirinde farklı bircok değerler sistemini alternatif olarak sunabilmektedir. Hangisinin secileceği kişisel tercihine bağlı olacaktır. Orijinler artık fazla onemli değildir. Ote yandan fert kendi orijinine uygun tercihte bulunduğunda da bunu kolaylıkla gercekleştirebilecektir.
V.
Uzaktan eğitim, sosyal realiteyi onemli olcude etkileyebilecek bir faktor olarak gozukmektedir. Surekli değişmekte olan sosyal realiteye paralel olarak ihtiyac duyulan yeni bir eğitim modelidir. Sosyal yapı, teknolojik değişmelerle birlikte, hızlı bir değişim icindedir. Bu yapının sağlanması ve surdurulmesi, başka bir deyişle mevcut kulturun tum sosyal tabakalara ve yeni nesillere aktarılması, kendine has eğitim tekniklerini de zorunlu kılmaktadır. Boylece yeni ihtiyaclara uygun olan eğitim teknolojileri uretilmektedir. Uzaktan eğitim teknolojisi, sosyal realitenin tam bir yansıması olarak ele alınmalıdır.
Kaynakca
Stang D. J. (1981). Introduction to Social Psychology, U S A: Cole Publ. Comp.
Goldenberg, S. (1987). Thinking Sociologically, USA: Wadsworth Inc.
Gouldner, A. W. (1979). The Future of Intellectuals and the Rise of the New Class. New York: Continuum.
Pateman, T. (1993). "Education and Social Theory" The Blackwell Dictionary of Twentieth-Century Social Thought, W. Outwhite ve T. Bottomore (Ed.), Great Britain: Blackwell. s.188-190.
Anahtar Sozcukler: Sosyal realite, sosyal yapı, sosyalleşme, sosyal mobilite.
Aşağıdaki ikinci kısımda, calışmada kullanılan varsayımlar ortaya konularak sosyolojik perspektif tartışılmaktadır. Ucuncu kısımda, bu konulardaki analizler daha da geliştirilerek birer problem olarak ele alınmaktadır. Dorduncu kısımda ise uzaktan eğitimin sosyal yapıyı belirlemesi incelenmektedir. Tum bu analizler ışığında varılabilecek sonuc, gelişen teknolojiye dayalı olarak uzaktan eğitimin sosyal realiteyi giderek artan bir hızla değiştirmesidir. Boylece sosyal yapıdaki dengeler bozulmakta ve sosyal problemler ortaya cıkmaktadır. Ancak uzaktan eğitimdeki gelişmeler, problemlerin cozumunu de beraberinde getirecektir. Uzaktan eğitimin soz konusu olduğu alanlarda yapılacak sosyolojik araştırmalar, sosyal dengelerin tekrar kurulması icin ışık tutacaktır.
II.
Bu calışmada bazı kabuller esas alınmıştır. Analizimizde uzaktan eğitim, acıklayıcı değişken (bağımsız değişken) olarak ele alınarak, eğitime ve dolayısıyla da sosyal yapıya etkileri, şupheci ve negativistik bir duşunce uslubuyla değerlendirilmektedir. Bu cercevede ilk kabulumuz, teknoloji ile uzaktan eğitim arasında doğrudan bir ilişkinin kurulmasıdır. Surekli gelişmekte olan uzaktan eğitim teknolojileri nedeniyle, sosyal realite de giderek artan bir hızda değişmektedir. Bu sebeple sosyolojik bir analizin, uzaktan eğitimin mevcut teknolojik cercevesiyle sınırlı tutulması doğru olmayacaktır. Teknoloji geliştikce, uzaktan eğitim kavramının sosyolojik anlamı da değişecektir.
Bir diğer kabulumuz ise, uzaktan eğitimin teknoloji vasıtasıyla farklı mekanlarda gercekleştirilen bir eğitim olmasıdır. Ayrıca, mekan itibariyle uzaklık durumunun ortadan kalmasıyla değişen sosyal yapıda, aynı teknolojik araclar kullanılarak bilginin yayılması da kontrol altına alınmaktadır. Teknoloji, genel olarak bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmasına rağmen, aynı oranda bilginin kontrolunu da sağlamaktadır.
Son olarak fert ve toplum arasındaki etkileşimin vurgulandığı bir perspektif esas alınacaktır. Uzaktan eğitim analiz edilirken fert ve toplum acısından ayrı değerlendirmeler yapılmalıdır. Uzaktan eğitimin bu faktorden nasıl etkilendiği, hangi sebepler nedeniyle ve ne yonde değiştiği sorgulanmalıdır. İşte, bu sorulara cevap aramak bir perspektif oluşturmaktır. Sosyolojide herhangi bir sosyal olguyu incelemek uzere iki ana grup perspektif bulunmaktadır. Bunlar makro-yapısalcı ve mikro-yorumcu perspektiflerdir. Diğer perspektifler bu iki ana gruptan birine dahil edilebilir. Makro perspektif sosyal fenomeni, sosyal yapı acısından ele almakta ve değişkenlerin sebeplerinin sosyal sistemin yapısında yatmakta olduğunu vurgulamaktadır. Mikro perspektif ise daha ziyade sosyal psikolojik acıklamaları vurgulamaktadır. Her ikisinin de bağımlı değişkeni aynıdır (Goldenberg, s.6-15). Uzaktan eğitim her iki perspektife gore ayrı ayrı incelenmelidir. Sosyolojik bir analiz icin, sosyolojinin ne olduğunu ve bu yazıda kullanılacak perspektifini, bir kac cumleyle netleştirmek gerekmektedir.
Sosyoloji, kısaca insanın sosyal davranışlarının incelenmesidir. Temel duşuncesi, fertler arasındaki etkileşim neticesinde davranışların şekillendiğidir. Başka bir deyişle, bir şahsın duşunduğu ve yaptığı, uyesi bulunduğu gruplar tarafından etkilenmektedir. Soz konusu etkileşimde zaman ve mekan sınırları aşılabilir. Yani hem zaman itibariyle farklı cağlardaki, hem de mekan itibariyle farklı bolgelerdeki insanlar teknoloji ve eğitim sistemleri aracılığıyla sosyal ilişki icine girerek birbirlerinden etkilenmekte, bir yerde gorulen bir unsur başka zaman ve yerlere yayılmaktadır. Mesela yayım aracları vasıtasıyla kulturun uzak bolgelere veya yeni nesillere aktarılması teknolojiye, kısıtlı bir zumrenin eğitimi yerine eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ise, sisteme birer ornektirler. Aralarında doğrudan hicbir sosyal etkileşim veya ilişki olmayan, hatta birbirlerinden haberleri dahi olmayan farklı zaman veya mekan boyutlarındaki gruplarda bile benzer sosyal olgulara rastlanmaktadır. Sahip olunan sosyal değerleri yeni nesillere aktarma olgusu da bunlardan biridir. Değişik zaman ve mekanlardaki toplumlar, ihtiyaclarını organize eden, duzen sağlamak icin kurallar işleten, benzer yollar bulmuşlardır. Olceği ve ozellikleri değişebilmekle beraber, toplumları meydana getiren eğitim, din, aile gibi temel kurumlar her zaman ve her yerde gorulmektedir. Tarihi gozlemler bizi insanlar arasındaki etkileşimlerin bu tur ortak sonucları olduğu bulgusuna goturmektedir. Kısaca, etkileşim sonucunda mobiliteyle toplumun hareketliliği, sosyalleşmeyle de devamlılığı sağlanmaktadır.
Bu perspektif doğrultusunda sosyolojik araştırmalar, fertlerin uyesi bulundukları aileden millete kadar tum alanları kapsayan ceşitli sosyal gruplar tarafından nasıl şekillendirildikleri, ote yandan grupların fertler tarafından nasıl yaratıldığı ve surdurulduğu gibi konuları acıklamaya yoneliktir. Acaba surec nasıl işlemekte ve bir faktor olarak uzaktan eğitim bu sureci nasıl etkilemektedir?
Bu sorunun en belirgin cevabı sosyal mobilitedir. Eğitim teknolojileri vasıtasıyla surekli gelişen fert, zaman ve mekan sınırlarını aşarak, sosyal ilişkiler ağı icindeki herhangi bir guruba kolaylıkla girip cıkabilmekte veya yeni gruplar oluşturabilmektedir. Boylece sosyal hareketlilik son derece hızlı bir şekilde artmaktadır. Buna bağlı olarak da sosyal realite hızlı bir değişim icindedir. Bu genel olguya hizmet eden iki arac eğitim ve teknolojidir. İnsan ve toplum arasındaki etkileşim, eğitimi kurumlaştırmış, teknolojiyi ise surekli geliştirerek kullanmıştır. Gelişen teknolojinin eğitimde kullanılması bilgiye dayalı yeni toplum yapısında en onemli faktor olmaktadır. Bu durum, sosyalleşmeyi yoğunlaştırarak sosyal mobiliteyi hızlandırmaktadır. Kısaca, uzaktan eğitimin alanı, sosyalleşmenin soz konusu olduğu en kucuğunden en buyuğune kadar tum sosyal birimleri kapsamaktadır.
III.
Yukarıdaki acıklamaların ışığında fert, toplum ve teknoloji arasındaki etkileşimin vurgulandığı bir perspektifle uzaktan eğitim ile ilgili bazı konular değerlendirilmelidir. Bu konular kısaca, bir sosyal analiz birimi olarak grup, eğitimin bir fonksiyonu olarak toplumun kontrolu, ve her ikisini de belirleyen onemli bir faktor olarak teknoloji şeklinde sınıflandırılabilir.
Analizimizde ele alacağımız ilk konu, uzaktan eğitimin katılımcılarının bir grup oluşturmalarıdır. Belli bir amac icin fertler bir araya gelmektedirler. Fiili veya sanal olarak bir arada bulunma, sosyolojik anlamıyla bir gruptan soz edebilmek icin yeterlidir. Ancak, ne tur bir gruptan ve grup etkisinden soz edildiğinin tartışılması gereklidir. Uzaktan eğitim, yuz yuze olmayan bir eğitim tarzıdır. Gurubun tum uyeleri fiili olarak aynı mekanı paylaşmamaktadırlar. Oğrenciler ve eğitmen aynı mekanda bulunmamaktadırlar. Eğitime katılanlar sanal bir grup oluşturmaktadırlar. Boylece sosyal psikolojide incelene gelen yuz yuze ilişkilerin neden olduğu gruptan oldukca farklı bir yapılanma soz konusu olmaktadır. Doğrudan iletişim sağlanamamaktadır. İletişim teknik bir arac vasıtasıyla kurulmakta ve boylece bircok unsur, teknolojinin kısıtlılığına paralel olarak grup uyeleri arasında ya hic uretilememekte ya da aktarılamamaktadır. Grup icindeki davranışlar sınırlanmaktadır. Mesela ses tonundaki basit bir vurgu veya hareketli bir anlatım, konuya atfedilen onemi rahatlıkla ifade edebilecek iken, bazı teknolojilerin kullanımı bunları engelleyebilmektedir. Bu nedenle aynı mekanda bulunan bir eğitim ortamında gorulen grup etkileri bu modelde gorulemeyecektir. Oysa, sosyal psikolojide pek cok klasik araştırma, birlikte hareketin munferit harekete gore daha yuksek oranda başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Grup halindeki faaliyetlerde, uyeler sadece aynı mekanda bulunmakla birbirlerini gurubun veya bireyin amacı doğrultusunda teşvik etmektedirler (Stang, 1981, s. 302-306). Başka insanların da aynı mekanda bulunması, bireyin tek başınayken gostereceği performansını artırmaktadır.
İkinci olarak değerlendirmesini yapmak istediğimiz konu, eğitim fonksiyonlarından biri olan kontrolun klasik eğitim metotlarına gore henuz formel olarak sağlanamamış olmasıdır. Grup uyelerinin mekan bakımından bir arada bulunmamaları kitlenin kontrolunu da gucleştirmektedir. Bundan dolayı farklı duşunce ve davranış tarzları gelişebilecektir. Mesela formel bir kıyafet birliği sağlanamayacaktır. Ote yandan, fertlerin tutumlarına gore bir tasnif yaparak bilgi aktarımı tercihlerinde bulunmak da zorlaşmaktadır. Bu anlamda bir duşunce sistemi empozesi ortadan kalkmaktadır. Bu durumun tersini de duşunmek mumkundur. Mesela uzaktan eğitim metodu kullanılarak Avrupa'daki Turk nufusunun milli eğitimi sağlanabilir. Yerel eğitim sistemleri baypas yapılarak, vatandaşlarımızın ihtiyac duyduğu ve eğitim sistemimizin de vermekle yukumlu olduğu kulturel değerler aktarılabilir. Uzaktan eğitim sistemleriyle mekan farkının kalkması ferde buyuk olcude istediği kulturel değerleri tercih etme imkanı verebilecektir. Bu durum demokrasinin yaygınlaşmasını sağlayan onemli bir faktordur. Kısaca sosyalleşmenin daha geniş bir kulturel tabana dayalı olarak sağlanması mumkundur.
Ucuncu bir konu olarak değerlendirilmesi gereken husus, uzaktan eğitimin teknolojiye dayalı olmasıdır. Teknolojideki değişmeler uzaktan eğitim faktorunun sosyal yapı uzerindeki etkisini doğrudan belirlemektedir. Teknoloji faktorune dayanan cağımızdaki hızlı değişme, sosyal kurumları etkilemekte ve bircok fonksiyonlarını yeniden duzenlemektedir. Mesela bilgi ağlarının giderek yaygınlaşması bir yandan eğitim goturulen kitleyi buyutmekte, diğer yandan bilgiyi ceşitlendirmektedir. Başka bir deyişle hem kitle hem de bilgi artmaktadır. Bilgi ve insan arasındaki karşılıklı etkileşim dongusu teknolojik gelişmeyi hızlandırmakta, eğitim olgusuna yeni boyutlar katmaktadır. Bu nedenle gunumuzde sosyal realite icindeki eğitim sisteminin acıklamaları ceşitlenmektedir.
IV.
Yukarıdaki sosyolojiyle ilgili acıklamalarda, sosyal faktorlerin zaman ve mekan boyutları itibariyle yayılmasından soz edilmişti. Sosyal realite, otelerden taşınan bu unsurların birikimiyle, başka bir deyişle bir araya gelerek anlamlı bir butun oluşturmalarıyla teşekkul etmektedir. Uzaktan eğitim teknolojileri sayesinde sosyal realite giderek artan bir hızda değişmektedir. Ozellikle gelişmekte olan ulkelerde bu hız, pek cok sosyal problemlere de neden olmaktadır. Yeni sınıflar ortaya cıkmakta, şehirleşme, sanayileşme gibi konularda yapısal denge sağlanamadan yeni problemlerle karşılaşılmaktadır.
Uzaktan eğitim olgusunun sosyal realiteyi ne şekilde değiştirdiği Gouldner tarafından net bir şekilde ortaya konmaktadır. Gouldner, uzaktaki insana yazılı formda bilgi aktarmanın sağladığı buyuk değişmelere işaret etmektedir. Sosyal realite icinde yeni bir sınıfı ortaya cıkaran, eğitimdeki yapısal değişmelerdir. Sosyal realitenin değişmesini sağlayan, mekandan ve herhangi bir kayıttan bağımsız olma durumu, genel olarak iletişim devrimiyle, ozel olarak da yazım teknolojisindeki gelişmelerle sağlanmıştır (Gouldner, 1979, s.3). "Yazılı malzemenin yayılmasıyla birlikte, entelektueller icin var olan sosyal realite tanımları uzaktaki insanlardan, coğrafya, kulturel ve tarihi bakımdan uzak gruplardan, hatta olmuş olanlardan, ve bundan dolayı da uretildikleri yerel cevrelerin ozelliklerinden uzak olarak, sağlandı"(Gouldner, 1979, s.4). Boylece sosyal realite mevcut yapının bazı tasallutlarından uzak kalarak gelişebilmektedir. Gouldner, uzaklık faktorunu sosyal yapıdaki değişimin temellerinden biri olarak gormektedir. Gunumuzde bu anlamdaki bir uzaklığın olumlu etkisi cok daha fazla artmıştır. Artık isteyen istediği tur bilgiye derhal ulaşabilmekte veya bilgi herhangi bir yere derhal gonderilebilmektedir. Bilgiye ulaşmadaki zaman ve mekan turunden engeller teknoloji sayesinde giderek ortadan kalkmaktadır. Ote yandan uzaktan eğitim, pek cok faktorun olumsuz etkilerinden de uzak kalmayı sağlamaktadır. Zaman kaybı, tutum ve davranışlar uzerindeki olumsuz kontrol, masraf gibi eğitimi engelleyen faktorler giderek azalmaktadır. Sosyal realiteyi meydana getiren unsurları sadece bilgi duzeyinde duşunursek, bağımsız değişken olarak bilginin hızla uretimi ve yayılması, bağımlı değişken olan sosyal yapıyı da aynı şekilde etkilemektedir sonucuna varabiliriz.
Bu noktada "ne tur bir bilgi yayılmaktadır'" sorusu onem kazanmaktadır. Cunku sosyal yapı iletilen kulture gore değişmektedir. Bilgi kaynaklarını ve dağıtım kanallarını ellerinde tutanlar adeta tek başlarına bunu belirlemektedirler. Aşağıdaki acıklama sistemlerinde one surulen bir problem daha da belirgin olarak karşımıza cıkmaktadır. Bilgi kaynaklarının doğrultusunda yapılandırılmış bir eğitim sistemi mevcut yapının devamını veya gelişmesini sağlamaktadır. Boylece şikayet edilen unsurlar varlıklarını surdurebilmekte veya yeni problemler ortaya cıkmaktadır. Ancak insan unsuru daima problemlerle mucadelede etkin bir faktor olarak varlığını surdurmektedir ve cozum yolları uretmektedir.
Genel anlamıyla eğitim fonksiyonu, sosyal orijinlerden bağımsız bir şekilde yetenekleri ortaya cıkararak sosyal mobiliteyi sağlamakta ve mesleki secimlerdeki muhtemel engelleri onlemektedir. Bireyin bizzat kendisi sahip olduğu ozellikleri itibariyle bir kaynak, eğitim yoluyla gercekleştirilmek istenen amac ise bir hedef olarak kabul edildiğinde aralarındaki ilişki eğitim olgusunu ortaya koymaktadır. Bu ilişki uc farklı acıklama sistemi kullanılarak incelenmektedir. Bunlar, determinist, acıklayıcı (demystifying) ve gonullu (voluntarist) izahlardır (Pateman, 1993, s.189-90). Uzaktan eğitim bir kurum olarak kabul edildiği takdirde bu acıklama sistemleri acısından bir değerlendirme yapılabilir.
Determinist acıklamadaki ilk yaklaşım fertlerin biyolojik ozellikleri itibariyle akılca birbirlerinden farklı olduklarını ve bu nedenle hedeflerin farklılaştığını iddia etmektedir. Boylece eğitim sistemi bireysel niteliklere gore duzenlenmelidir (Pateman, s.188). Uzaktan eğitim, teknoloji yoğun bir sistem icerdiğinden bireyin farklı niteliklerine en uygun eğitim aracları ve tarzı kolaylıkla secilebilecektir. Yetenekler daha rahat gruplandırılabilecek ve en uygun tarzlarda bilgi aktarımı sağlanabilecektir. İkinci yaklaşımdaki determinant ise biyolojiden ziyade toplumun bizzat kendisidir. Hedefler bireyin geldiği sosyal sınıf veya statu itibariyle belirlenmektedir. Başarı veya başarısızlık, fert tarafından taşınan ozelliklere bağlı olarak gercekleşmektedir. Gurubun kendisi eğitim kurumlarından daha guclu olmaktadır. Sosyal determinasyonlar, kitap, cihaz gibi eğitim arac ve gerecleri veya birtakım sosyal şartlar olabilir. Bu durumda başarı mevcut şartlara bağlıdır. Uzaktan eğitim, gelişkin bir arac olarak sosyal şartların veya daha genel bir ifadeyle toplumun olumsuz belirleyiciliğini kırabilir.
Acıklayıcı yaklaşımda okulların tarafsız yerler olmadığı, buralardaki faaliyetlerin sosyal determinantların etkisinde kaldıkları vurgulanmaktadır (Pateman, 1993, s.189). Gurubun tum vasıfları kurumlara sinmiştir. Buralardan alınan eğitim sonucu elde edilen mesleklerde bu vasıflar gozlenebilmektedir. Eğitim kurumları toplumun ozellikleri uzerindeki sır perdesini kaldırmakta, butun anlamları deşifre ederek bireye acıklamakta, onu yeni niteliklerle donatmaktadır. Bu anlamda eğitimin sonucuna ulaşmış olan birey, ait olduğu gurubun sınıf, cinsiyet ve diğer farklılıklarına gore şekillendirilmiş ve ceşitlendirilmiş olmaktadır. Uzaktan eğitimi bu anlamda duşunduğumuzde, sosyal determinantları giderebildiği olcude verimli olabileceğini soyleyebiliriz.
Gonullu acıklama sistemiyle ele alınan eğitim olgusu diğer iki acıklamadan oldukca farklıdır. Onlar, eğitim kurumlarının tek yonlu bir eylemle pasif olan ferdi yoğurduğunu vurgularken, bu acıklama sistemi, ferdin kendi geleceğini yine kendisinin aktif olarak tercih ettiğini izah etmektedir (Pateman, 1993, s.190). Bireylerin icinden cıktıkları ve nitelikleri uzerinde etkin olan bir sosyal kesim vardır, ancak meslek secimi hakkında kendi algılamaları daha etkili olmaktadır. Fert, eğitim kurumlarında kendisine sunulmuş olan değerler dizisini kabul veya reddedebilir. Bu secimi sosyal orijinine gore yapmaktadır. Uzaktan eğitim ferdin bu secim alternatifini artırmaktadır. Kendi değerleri de dahil olmak uzere birbirinde farklı bircok değerler sistemini alternatif olarak sunabilmektedir. Hangisinin secileceği kişisel tercihine bağlı olacaktır. Orijinler artık fazla onemli değildir. Ote yandan fert kendi orijinine uygun tercihte bulunduğunda da bunu kolaylıkla gercekleştirebilecektir.
V.
Uzaktan eğitim, sosyal realiteyi onemli olcude etkileyebilecek bir faktor olarak gozukmektedir. Surekli değişmekte olan sosyal realiteye paralel olarak ihtiyac duyulan yeni bir eğitim modelidir. Sosyal yapı, teknolojik değişmelerle birlikte, hızlı bir değişim icindedir. Bu yapının sağlanması ve surdurulmesi, başka bir deyişle mevcut kulturun tum sosyal tabakalara ve yeni nesillere aktarılması, kendine has eğitim tekniklerini de zorunlu kılmaktadır. Boylece yeni ihtiyaclara uygun olan eğitim teknolojileri uretilmektedir. Uzaktan eğitim teknolojisi, sosyal realitenin tam bir yansıması olarak ele alınmalıdır.
Kaynakca
Stang D. J. (1981). Introduction to Social Psychology, U S A: Cole Publ. Comp.
Goldenberg, S. (1987). Thinking Sociologically, USA: Wadsworth Inc.
Gouldner, A. W. (1979). The Future of Intellectuals and the Rise of the New Class. New York: Continuum.
Pateman, T. (1993). "Education and Social Theory" The Blackwell Dictionary of Twentieth-Century Social Thought, W. Outwhite ve T. Bottomore (Ed.), Great Britain: Blackwell. s.188-190.
Anahtar Sozcukler: Sosyal realite, sosyal yapı, sosyalleşme, sosyal mobilite.