YAVUZ SULTAN SELİM
Bir gece yatağımda uyuyakalmışım. Sabah namazını kıldıktan sonra hizmetlerine koştum.
-Bu gece gorunmedin, ne işteydin? diye sordular.
Birkac gecedir uykusuz kaldığım icin, bu gece gaflete geldiğimi ve hizmetlerinden mahrum olduğumu ozurle beyan ettim.
-İmdi, ne duş gordunse beyan eyle, buyurdular.
-Arza kabil bir duş gormedim, diye cevap verdim. Tekrar buyurdular ki:
-Bu ne sozdur?
Bir geceyi tamamen uyku ile geciresin de, bir vakıa gormeyesin. Herhalde gormuştur. Başka vadide biraz konuştuktan sonra tekrar bana donerek:
-Abes soyleme. Herhalde bu gece bir vakıa goruşmuştur. Soyle gizleme! dedi.
Her ne kadar duşundumse de gormuş olabileceğim bir şey aklıma gelmedi. İşe yarar bir şey gormediğime yemin ettim.
Sultan, mubarek başlarını sallayarak hayret gosterdiler. Ben de "sebebi ne olabilir?" diye hayret ettim. Hemen sonra Kapuağası ' nın dairesine bir iş icin beni gonderdiler. Oraya vardığımda gordum ki Hazinerdar başı Mehmet Ağa, Kilercibaşı, Sarayağası ve Kapuağası Hasan Ağa adetleri uzerine otururlar. Ama kapuağası Hasan Ağa duşunceli ve şaşkın bir vaziyette başını one eğmiş, gozleri yaşlı, olarak oturuyordu. Bu zat esasında, sessiz hallerine benzemiyordu. Bir kimsenin vefat etmiş olduğunu zannettim.
-Ağa hazretleri kalbiniz gamlı, gozunuz yaşlı gorunur. Sebebi ne ola? dediğimde,
-Hayır bir şey yok, diye gizlemesi uzerine Hazinedarbaşı:
-Kardeş, Ağa'ya bu gece bir vakıa olmuş da o uykunun sarhoşluğundadır., dedi.
Bunun uzerine:
-Allah icin haber verin, padişahımız elbette vakıa gormuşsundur, soyle diye bu benden anlatmamı istediler. Herhalde zorlama asılsız değildir. İyi armağandır anlatınız dedim. Ruyayı nakletmesi icin ağayı sıkıştırdık. Ağa utanma hissi ağır basan bir şahıs olduğundan anlatmaktan kacındı ve:
-Benim gibi yuzu kara gunahkarın ne ruyası olur ki padişahın huzurunda anlatmaya değsin, kerem edin bana bu teklifte bulunmayın, dedi. Biz sıkıştırmaya, o da vazgecirmek icin yalvarmaya devam etti. Nihayet Mehmet Ağa:
-Nice soylemezsin, bize anlattığı da buna memur olduğunu naklettim. Gizlenmesi ihanet olmaz mı? deyince, Ağa sırrının muhrunu acıp anlattı.
-Bu gece ruyamda gordum ki, eşiğinde oturduğumuz bu kapıyı hızlı hızlı caldılar. "Ne haber var" diye ileri baktım, vardım; kapı, dışarısı gorunecek fakat bir adam sığmayacak kadar az acılmış. Taşlık, ucu sarkıtılmış sarıklı nurani kimselerle dolu, elleri bayraklı ve silahlı mukemmel şahıslar. Kapının dibinde, elleri sancaklı dort nurani kimse durur. Kapıyı vuranın elinde Padişah' ın Aksancağı var. Bana dedi ki :
-Bilir misiniz niye gelmişiz? Ben de :
-Buyurun, dedim. Dedi ki :
-Bu gorduğun kimseler Resulullah (s.a.v.)' ın ashabıdır. Bizi Hazret-i Resulullah Selim Han' a selam etti ve buyurdu ki : Kalkıp gelsin ki Haremeyn hizmeti ona buyruldu. Gorduğun dort kişiden, bu Ebu Bekr-i Sıddıyk, bu Omeru'l Faruk, bu Osman-ı Zi'n-Nureyn' dir. Seninle konuşan ben ise, Ali bin Ebi Talib' im. Var, Selim Han' a soyle dedi ve nazarımdan galip oldular.
Ben dehşetle kendimden gecip tere batmış ve sabaha kadar baygın yatıp kalmışım. Oğlanlar, teheccud zamanında mutad uzere kalkmadığımı hastalığa yormuşlar ve sabah namazı vakti gececeği zaman gelip beni uyarmak icin yapmışlar, gormuşler ki suya duşmuş gibi ıslak yatarım.
Elbise değiştirmek icin yenilerini getirip o aralık, beni uyandırmışlar. Aklım başıma gelince, acele ile kalkıp namaza yetiştim. Ama tamamen sukunete eremedim. Ağa bunları anlatırken ağlıyordu.
Padişah' ın beni istediğini bildirdiler, derhal huzurlarına gittiğimde, o hizmeti sual etmeyip tekrar yeni ruyadan bahis acarak:
- Şu senin bu gece sabaha dek uyuyup bir vaka gormediğin bana tuhaf gelir. Hemen şoyle hayvan gibi yatıp uyudun mu?
Dedim ki:
-Padişahım, vakıayı bu Hasan kulunuz (Hasan Can) gormediyse bir Hasan kulunuz (Kapıağası Hasan Ağa) gormuş. Emriniz olursa arz edeyim.
Buyurdular ki :
-Soyle gorelim... Ben de hadisenin tamamını naklettim. Ben anlattıkca mubarek cehreleri kızarmaya başladı ve vararak mubarek gozlerine yaş geldi. Bitirince buyurdular ki :
-Derd -mendin safa' yı meşrebi (Zavallının tıynetinde safiyet) varmış, sen onu bize methettikce "Bir kimseyi ibadet eder gorursun hemen veli sanırsın" diye seni alaya alırdık, boşuna methetmezmişsin ... Ve devamla :
-Biz sana demez miyiz ki, biz bir tarafa memur olmadan (emir verilmeden) hareket etmemişizdir. Atalarımız vilayetden behre-mendler idi (velilikden nasip sahibiydiler) , kerametleri vardır. İclerinde biz onlara benzemedik .. diyerek kendilerini kucuk gostermeye calıştılar.
Bu ruyadan sonra Arap Seferi hazırlıklarına başladılar...
__________________
SULTAN SELİM'in gorduğu ruya
Rüya Tabirleri0 Mesaj
●41 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Evren
- Rüya Tabirleri
- SULTAN SELİM'in gorduğu ruya