"SEYAHAT YA RESULALLAH!"
Evliya Celebi, 1611-1682 yılları arasında yaşamış ve dunyanın ceşitli yerlerini dolaşarak gezip gorduklerini ve hakkında bilgi topladığı şeyleri "Seyahatname" adlı muazzam eserinde toplamış bir şahsiyettir. Babasının sarayda bulunduğu dikkate alınırsa, pekala yuksek rutbelere nail olabileceği halde sevimli ve pek zeki tavrıyla buna iltifat etmemiştir. Kucuk yaşlardan itibaren gezip gormeye karşı muazzam bir heves beslemiş, fakat ebeveyninden izin alamadığı icin bunu gercekleştirememiştir.

Henuz genclik cağlarındadır. Bir gece bir ruya gorduğunu, eserinin başında nakleder. Ruyasında, İstanbul' da Yemiş İskelesi civarında Ahi celebi Camiindedir. Orada muazzam bir cemaat vardır. Dikkat eder, Peygamber Efendimizi (a.s.m.) baş tarafta gorur. Dort sadık halifesi ve diğer ashabı da hep oradadırlar. Topluluk muhteşem bir tablo arzetmektedir. Kapıdan iceri giren Celebi, bir turlu ileriye gitmeye ve ziyarete cesaret edememektedir. Mecliste sohbete devam edilirken kapıda bir zat gorur ve sonra "Korkma yavrum, benimle gel. Peygamber Efendimizi (a.s.m.) ziyaret et." der. Fakat Evliya Celebi, bu kalabalık karşısında adeta cakılıp kalmıştır. Bir adım dahi ileri atamamaktadır. Su dağıtan bu zat, onun elinden tutar, safları yavaş yavaş gecerler.Celebi'nin nefesi sanki kesilir duruma gelmiştir. Yaklaşırlar. Fahr-i Kainat Efendimizi ziyaret eder. Oraya gidinceye kadar aklında hep şefaat dilernek arzusu vardır, fakat heyecandan bunu unutur. "Şefaat ya Resulallah!" diyecek yerde "Seyahat ya Resulallah!" der. Cenab-ı Peygamber, gulumseyerek seyahatini mujdeler.

Celebi, uyandığı zaman, son derece mesrur, fakat heyecandan ter icindedir. Artık buyuk kapıdan izin cıktığına gore, elbette kucuk kapılar musaade edecektir. Boylece, 70 yaşına kadar surecek ve ceşitli tehlike, sıkıntı ve hadiseler gec irmesine rağmen vazgecmeyeceği seyahati başlar.
__________________