Anahtarı bulmak icin bedeni aramam gerektiğini biliyordum, bu yuzden kapağı kaldırdım ve duvara dayadım; ve sonra ruhumu korku ile dolduran bir şey gordum. Kont orada yatıyordu, ama sanki gencliği yenilenmiş gibi gorunuyordu, cunku beyaz sacları ve bıyığı karanlık bir demir grisine donuşmuştu; yanakları daha dolgundu ve beyaz derisinin altı yakut kırmızısı gorunuyordu; ağzı her zamankinden de kırmızıydı, dudaklarında taze kan damlaları vardı ve ağzının kenarlarından aşağı akıyor, cenesinden ve boynundan suzuluyordu. Derin, alev alev gozleri bile şişmiş etlerin arasına gomulmuş gibi gorunuyordu, cunku gozkapaları ve goztorbaları kabarmıştı. Sanki korkunc yaratık tamamen kanla dolmuş gibiydi; doygunluk icinde bitkin duşmuş, pis bir suluk gibi yatıyordu orada.
Dracula...
Gerilim ve korku turunun başyapıtı...
Viktorya Donemi'nin aşırı ahlakcı gorunumunun ardında yatan karanlığı ve ikiyuzluluğu acığa vuran bir anlatı. Stoker bu yapıtıyla, yaşadığı donemin ahlakcı ve bilimci utopyacılığını, kana susamış bir vampirin şahsında, ustalıkla bir bicimde eleştiriyor.