
AK Parti Malatya Milletvekili Bulent Tufenkci, emek yoğun ekonomiden bilgi ve teknoloji yoğun ekonomiye gecişin en onemli parametrelerinden birinin, teknoloji geliştirme bolgeleri olduğunu soyledi.
TBMM Genel Kurulunda, Teknoloji Geliştirme Bolgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bolumu uzerinde milletvekilleri soz aldı.
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Ozturk, kureselleşen dunyada ulkelerin, rakiplerinin rekabet uzerine kurduğu oyunlar uzerinden yonetildiğini, bu oyunun en onemli değişkeninin ise bilim ve teknoloji olduğunu ifade etti.
Bilim ve teknoloji alanında onde gelen ulkelerin, geleceğe hakim olmak uzere oyun kurucu durumda olduğuna işaret eden Ozturk, "Ulkelerin yapması gereken en buyuk hamle ise ulke ve sanayi yapısına uygun teknolojilerle oyuna dahil olmaktır. Bu sebeple gelişmiş ulkeler yeni teknolojiler bulabilmek icin araştırma geliştirme faaliyetlerine buyuk onem vermekle birlikte, bu bilgilerin yayılması ve ekonomik uygulama alanını bulabilmesini de sağlamaya calışmaktadır." dedi.
Ozturk, bir ulkeyi diğerinden ustun kılan bilgi birikimi ve teknolojik altyapının temelini, sanayi yatırımları kadar universitelerle yapılan etkin iş birliğinin de oluşturduğunu belirterek "İşte, işin sırrını cozen bircok ulke, buyuk yatırımlarını teknoparklar, bir diğer deyişle teknoloji geliştirme bolgeleri uzerinden guce donuşturmuşlerdir." diye konuştu.
Kanun teklifinin, bilgi ve teknolojiye dayalı guc oyununda "Biz de varız" diyebilmek adına eksiklikleri olsa da doğru bir hamledir olduğunu dile getiren Ozturk, bilgiye ulaşmak, teknolojiyi geliştirmek ve bunu ekonomiye donuşturmek icin sadece yasal duzenlemenin yeterli olmadığını soyledi.
"Teknolojik gelişmeyi, yenilikciliği, verimliliği ve istihdamı esas alan bir uretim ekonomisi"
MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı ise jeopolitik konumu itibarıyla dunyanın en stratejik bolgesinde yer alan Turkiye'nin, kararlı duruşunu ortaya koyarak bugunku kuresel tehdidin Turkiye'yi, bolgeyi ve insanlığı suruklediği akıbete karşı milli tavır ve politikalar geliştirdiğini kaydetti.
Kaşlı, "Hic şuphe yok ki ekonomik buyumesini, sosyal gelişmesini ve milli butunleşmesini sağlamış bir Turkiye siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal acıdan milletler camiasının belli başlı aktorlerinden biri konumuna gelecektir. Dunya kamuoyunca da bilindiği gibi guclu bir ekonomiye sahip olan toplumlar dunya refahından daha fazla pay alabilmektedirler. Turkiye guclu bir ekonomik yapıya kavuştuğu, modern ve teknoloji kapasitesi yuksek guvenlik gucune sahip olduğu takdirde lider ulke olma hedefi doğrultusunda kuresel bir guc haline gelecektir." ifadelerini kullandı.
Kaşlı, MHP olarak uretimin teşvik edilmesi, Turk girişimcinin dunya ekonomisinde soz sahibi olabilmesi icin Turk firma ve markalarının kuresel duzeyde rekabet gucu kazanmasına stratejik bir onem atfettiklerini belirterek bolgesel ve kuresel gelişmelerin onde gelen belirleyicileri arasında yer alan teknolojik gelişmeyi, yenilikciliği, verimliliği ve istihdamı esas alan bir uretim ekonomisinin oluşturulmasını gerekli gorduklerini vurguladı.
Kovid-19 salgınıyla mucadele esnasında yapılması gereken yenilikci calışmaların oneminin gun yuzune cıktığına dikkati ceken Kaşlı, bu kapsamda teknoloji firmalarının calışmalarının onem kazandığını soyledi. Kaşlı, "Kovid-19 salgını yaşantımızı ve calışma duzenimizi de etkilemiş, uzaktan calışma sistemiyle bircok yenilikci yontemi hayatımıza adapte etmemizi sağlamıştır. Tum bu katkılar goz onunde bulundurulduğunda, kanun teklifi ve daha once yapılan duzenlemelerle birlikte uretim tezgahlarının daha verimli hale geleceğine inanıyoruz." dedi.
"Turkiye aşı ihrac eden ulke değil miydi?"
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise Kovid-19 aşısının Cin'den alındığını anımsatarak "Peki, Turkiye'nin aşı konusunda koklu bir gecmişi ve bilgi birikimi var mıydı? Vardı tabii. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitusu Aşı Serum Uretimi Merkezi bu konuda başarılarını kanıtlamıştı. 1920-1921'de Fransa, İngiltere ve ABD'ye cicek; 1940'ta Cin'e kolera; İkinci Dunya Savaşı sırasında cok sayıda ulkeye tifus aşısı ihrac eden Turkiye değil miydi? Evet." sozlerini sarf etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı anımsatan Kerestecioğlu, karara rağmen Demirtaş'ın hala tutuklu olduğunu soyledi. Kerestecioğlu, "Bu kararı uygulamadığınız her gun aslında kararın ne kadar haklı ve doğru bir karar olduğunu da teyit ediyorsunuz." ifadesini kullandı.
"85 teknoparktan 70'i aktif"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, kanun teklifiyle teknopark yonetici firmalarına bolge dışında da kulucka merkezi acabilme imkanı verileceğini ve burada faaliyet gosteren girişimcilerin de destek, teşvik ve muafiyetlerden faydalanmasının sağlanacağını soyledi.
Bakırlıoğlu, teklifte ongorulen duzenlemeleri anlatarak Turkiye'de kurulan 85 teknoparktan 70'inin aktif olduğunu belirtti. Bakırlıoğlu, bu teknoparklarda 5 bin 900 firmanın Ar-Ge calışması yaptığını ve bu firmaların yaklaşık 60 bin personeli istihdam ettiğini kaydetti.
Teknoparkların olmazsa olmazının, universiteler olduğuna işaret eden Bakırlıoğlu, Boğazici Universitesinin kapısına takılan kelepcenin fotoğrafını milletvekillerine gosterdi. Bakırlıoğlu, "Bu fotoğraf, bu Meclis catısı altında bulunan hepimizin en başta da iktidar milletvekillerinin utanc duyması gereken bir fotoğraf. Bu fotoğraf dunyaya rezil olduğumuzun resmidir. Universite kapısına kelepce vurulan bir ulkede bilim olur mu? Boyle bir ulke bilgi uretebilir mi?" diye konuştu.
Universitelerde rektorlerin yaptığı atamalara ilişkin gazete haberlerini milletvekillerine gosteren Bakırlıoğlu, "Universitelerimizin durumu bu. Universitelerinde nepotizmin olduğu, kayırmacılığın olduğu bir ulkede ne yazık ki bilim yeşermez, bilim olmaz." ifadesini kullandı.
"Ar-Ge proje sayısı 36 bin 963"
AK Parti Malatya Milletvekili Bulent Tufenkci, "Emek yoğun ekonomiden bilgi ve teknoloji yoğun ekonomiye gecişin en onemli parametrelerinden biri teknoloji geliştirme bolgeleridir." dedi.
Yaygın bilinen adıyla teknoparkların Turkiye'nin araştırma, Ar-Ge, teknoloji ve patent uretim merkezleri olarak da tanımlanabileceğini belirten Tufenkci, "Bir başka ifadeyle ise teknoparklar universiteler, araştırma kurumları ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam icerisinde araştırma geliştirme ve inovasyon calışmalarını surdurdukleri, birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferleri gercekleştirdikleri; ekonomik, akademik ve sosyal yapının butunleştiği organize iş geliştirme ekosistemleridir." değerlendirmesini yaptı.
Tufenkci, Teknoloji Geliştirme Bolgeleri Kanunu'yla yasal zemine kavuşan teknoloji geliştirme bolgelerinin universiteleri, araştırmayı, iş dunyasını, sanayiyi bir araya getirdiğini ve başarılı rol modeller urettiğini belirterek "85 tane teknoloji geliştirme bolgesi kurulmuş bunlardan 71 tanesi faaliyete gecmiş, diğerleri de calışmalarına devam etmektedir." diye konuştu.
Teklifle yapılan duzenlemeleri anlatan Tufenkci, Ağustos 2020 itibarıyla faaliyette olan teknokentlerde Ar-Ge calışmaları yuruten firmaların sayısının 5 bin 920'ye ulaştığına işaret etti.
Tufenkci, Ar-Ge proje sayısının 36 bin 963; yurutulen Ar-Ge projesinin 10 bin 283 ve 317 yabancı ortaklık yer aldığını anlatarak, "Buradaki amac da esasında, burada faaliyet gosteren şirketlerin kolay tescil, patent ve ticarileşmelerini sağlayabilmek, yatırım ortamını iyileştirebilmek, bu teknoloji bolgesinin faaliyetlerini destekleyerek onemli markalar oluşturmaktır." dedi.
Ozellikle Doğu ve Guneydoğu Anadolu'da teknokentlerin bulunmasının o illere farklı bir boyut da kazandırması bakımından onemli olduğunu dile getiren Tufenkci, bunlardan birisinin de Malatya olduğunu ve oradaki firmaların Turkiye'ye ve ihracata katkılarının yadsınamayacağını soyledi.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından teklifin maddelerinin goruşmelerine gecildi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Alper Atalay