
OZGUR ALANTOR/ AYŞE YILDIZ - Kastamonu Universitesinden Eğitim Fakultesi Eğitim Bilimleri Bolumu Eğitim Programları ve Oğretim Ana Bilim Dalı Başkanı Doc. Dr. Selman Tunay Kamer ile Akdeniz Universitesinden Edebiyat Fakultesi Sosyoloji Bolumu Başkanı Prof. Dr. Suat Kolukırık, yarıyıl tatilinde bilişsel ve zihinsel gelişim acısından "dijital diyet" onerisinde bulundu.
Doc. Dr. Kamer, AA muhabirine, yeni tip koronavirus (Kovid-19) salgını surecinde oğrencilerin derslerine cevrim ici olarak devam ettiğini hatırlattı. Bu donemde oğrencilerin zamanının buyuk bolumunu bilgisayar başında gecirdiğine dikkati ceken Kamer, "Oğrenciler ortalama 5 ila 8 ders saati bilgisayar başında kalıyor. Bu surec bununla da kısıtlı kalmıyor. Oğrenciler, dersler dışında odevleri ve proje calışmaları icin de dijital araclarla birlikte oluyor. Tabii ders dışı kullanımlar da oluyor." dedi.
Salgın surecinde internet kullanımının da arttığını vurgulayan Kamer, "Turkiye'de 62 milyon civarında internet kullanıcısı var. Bu rakam, gecen yıla gore 2,4 milyon civarında artış yaşandığını gosteriyor. Bu surecte sosyal medya kullanımı da arttı. 54 milyon civarında sosyal medya kullanıcısı var. Bir onceki yıla gore sosyal medya kullanımında da rakamların bir hayli arttığını soyleyebiliriz." diye konuştu.
Ailelerin cocukları ile nasıl zaman gecireceğini bilemediği icin dijital araclara yonlendirdiğini dile getiren Kamer, şoyle devam etti:
"Salgın surecinde aileler, 24 saat cocukları ile zaman gecirmek durumunda kaldı. Bu surecte dijital aracların kullanımı arttı. Diğer bir acıdan baktığımızda, akşam işten geldiğimizde yemekten sonra televizyon acılıyor. Turk aile yapısında televizyon ortalama 12 saat acık kalıyor. Eş bir koltukta, diğeri başka bir koltukta telefonla zaman gecirirken, cocukların elinde tabletler var. Kimsenin kimseyle iletişim kurmadığı aileler gormeye başladık. Bu ciddi bir probleme donuşuyor. Bunların onlenmesi icin dijital diyet yapılmasını oneriyoruz. Dijital diyet dediğimiz şey, dijital araclardan uzak kalmak. Kilo aldığımızda veya duzensiz beslendiğimizde nasıl diyet yapıyorsak bu gerekcelerden dolayı dijital araclarla aramıza mesafe koymamız gerekiyor."
Yarıyıl tatili icin velilere ve cocuklara onerilerde bulunan Kamer, "Salgın doneminde oğrenciler neredeyse gunun yarısından fazlasını dijital araclarla geciriyor. Bu donemde bilgisayar, tablet ve telefonla cok zaman gecirdiler. 23 gunluk yarıyıl tatilinde cocukların dijital araclardan tamamen uzak kalmalarını, yani dijital aclık oneriyorum. Dijital bağımlılık problem olmaya başladı. Kişinin yalnızlaşması, psikolojik problemler bunlardan birkacı. Yetişkinler icin de dijital araclarla aralarına mesafe koymalarını, yani dijital diyeti oneriyorum." ifadelerini kullandı.
Kamer, beynin kendini toparlaması gerektiğinin altını cizerek, "Yapılan araştırmalar, 30 gunluk diyet gercekleştirildiğinde beyin aktivitelerinin normal seyrine donduğu yonunde. Dolayısıyla ic huzur, sakinlik dediğimiz normalleşmeye yavaş yavaş donuyoruz. 23 gunluk dijital diyet ve aclığın beynimizin normal calışmasını sağlayacağını duşunuyorum. Bu surecte dijital aclığın yapılması, cocukların bilişsel ve zihinsel gelişimi acısından gerekli." diye konuştu.
Dijital aracların dengeli kullanılması gerektiğini vurgulayan Kamer, "Dijital aclık ve diyet doneminde aileler gecmişle ilgili anılarını, oyunlarını anlatabilir. Birlikte etkinlikler, yemekler yapılabilir, oyunlar oynanabilirler." dedi.
"Yarıyıl tatilinde dijitalleşme" uyarısı
Akdeniz Universitesi Edebiyat Fakultesi Sosyoloji Bolumu Başkanı Prof. Dr. Suat Kolukırık da Kovid-19 tedbirleri kapsamında cocukların uzun zamandır evde olduğunu, anne babalara buyuk gorev ve sorumluluklar duştuğunu soyledi.
Cocukların daha fazla sosyalleşmesi icin dışarı cıkacakları izin saatlerinde oyun alanları icinde tutulması gerektiğini belirten Kolukırık, psiko-sosyal yonden onların gelişmelerini, yetenekleri doğrultusunda kabiliyetlerini keşfedebilecekleri alanlarda olmaları gerektiğini vurguladı. Aile icinde de guzel etkinlikler planlanabileceğini anlatan Kolukırık, şunları aktardı:
"Cocuklarla baş başa kalmak icin bir fırsat olarak yeniden değerlendirilebilir. Velilerimizin bu sureci yorgunluk olarak değerlendirdiğini biliyoruz fakat bunu bir fırsat, geciş donemi, salgına karşı alınması gereken bir tedbir olarak gormek gerekiyor. İnsan sosyal bir varlıktır. Kovid-19 kurallarına uyularak oyun gruplarında bulunulmalı, geleneksel el sanatları yapılmalıdır. Her ne kadar dijital ortamın sunmuş olduğu zenginlikler olsa da yarıyıl tatilinde dijital ortamın dışındaki sosyal alanlara cocuklarımızı taşımak son derece yararlı olacaktır."
Cocukların korunaklı sitelere girip girmediğinden emin olmak gerektiğine işaret eden Kolukırık, bu konuda ebeveynlere sorumluluk duştuğunu dile getirdi.
"Dijital ortamları gunluk maksimum iki saat kullanın"
Kolukırık, dijitalleşmenin artık bir zorunluluk olduğunu belirterek şoyle konuştu:
"Dijital ortam olmadan gundelik işlerimizi yapamadığımız bir aşamaya geldik. Dijitalleşmeyi tatil suresinde azaltmak gerekiyor. Cunku cocuklar derslerini cevrim ici aldıkları icin dijitalleşmeyi yoğun şekilde kullandılar. Onları kendi doğal, sosyal ortamları icinde tutmalıyız. Oyunların bağımlılık yaptığını biliyoruz. Bugune kadar yapılan bircok calışmada savaş, kavga nitelikli ya da cocukların algısını daha olumsuz alana taşıyabilecek olan yapımların zarar verdiğini gorduk. Anne babalar bu konuda biraz daha dikkat edebilirler. İceriklerin nitelikleri konusunda yonlendirmelerde bulunabilirler. Geleneksel oyunlar oynanabilir, aile ici aktiviteler duzenlenebilir."
Aşırı teknoloji kullanımının toplum ve bireyin ruh sağlığına zarar verdiğine değinen Kolukırık, her bireyin ozellikleri, farklı kullanım durumu olabildiğini ancak cocukların, dijital ortamları tatilde maksimum iki saat kullanmasının yeterli olacağını ifade etti.
Ailelere cocuklarıyla birlikte yemek yemeyi ihmal etmemesini oneren Kolukırık, şunları kaydetti:
"Okul başladığında daha yorgun olmamak icin dijital mecraları az kullansınlar. Dijital ortamın bireyleri dinlendirdiğine dair bir veri yok. Kesinlikle beyni yavaşlattığını, yorduğunu ve dikkat dağınıklığına yol actığını biliyoruz. Dijital ortamları yoğun kullanan cocuğun, normalleşme surecinin başlamasıyla sosyal ortamlara katılımı cok daha zor olacaktır. Bilimsel calışmalar da bunu destekliyor."
Kaynak: Anadolu Ajansı / Oktay Ozden