? "Normal People" 2020'nin en beğenilen dizilerinden biri oldu. Samimi ve olağanustu bir aşk hikayesi. Karakteriniz Connell ile başlayalım. İnanılmaz hassas bir karakter. Onu o kadar guzel portrelediniz ki, gecen sene Emmy adaylığı kazandınız...
Paul Mescal: Connell, ic dunyasında inanılmaz derecede uzgun biri. Boyle karakterleri oynamak kolay değil ama senaryo o kadar guzel yazılmıştı ki, sozler duyguyu gecirebilmek icin cok dikkatlice yerleştirilmişti. İyi bir senaryonun oyuncunun hayatını kolaylaştırdığını duşunuyorum. Ama yazılanların yanı sıra karaktere karşı empati kurmak da gerekiyor. Dizinin sonlarına doğru Connell'ın duşunme şekline ve kafa yapısına daha iyi adapte olduğumu duşunuyorum.

? Connell duygusal catışmalar yaşayan bir genc. Arkadaş ortamındaki Connell ile sevdiği kızın yanındaki Connell'ı ele alalım... Bu derinlikteki catışmaları tasvir ederken nelere dikkat ettiniz?
Kitabı ilk okuduğumda, senin de soylediğin gibi her iki Connell'ı da oynamak ve bu iki durumun birbiriyle ic ice olması buyuk bir fırsat diye duşundum. İnsanoğlunun bu versiyonu, televizyonda gorduğumuz klişelerden ziyade hayatın kendine daha yakın. Oyle değil mi?
? Kesinlikle... Dizide izlediğimiz Galler futbolunun sizin de hayatınızın buyuk bir parcası olduğunu okudum...
Galler futbolunu buyuk bir izleyici kitlesine gosterdiğimiz icin ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Evet, buyurken hayatımın en buyuk parcası Galler futboluydu. Yapmak istediğim iş, futbol oynamaktı aslında...
? Ben de spordan sanata gecişi soracaktım aslında...
Drama okuluna gidiyordum. İkinci sınıftaydım, futbol da oynuyordum. Drama okullarında herhangi bir temas sporu yapmamıza izin verilmiyordu. Okuldayken hic soylemeden gizlice 2 yıl futbol oynadım. Kendimle anlaşma yapmıştım. "Tamam, artık yeter. Drama okulundaki son yılımda bu sporu artık yapmayacağım" diyordum. Kararımı vermiş, son macımı bekliyordum. Son mac cumartesi gunuydu. Pazartesi gunu de okuldaki son seneme başlayacaktım. O macta topa uzanırken yuzumun yan tarafına yumruk yedim ve cenem kırıldı. O olay spor kariyerimin sonu oldu. Bu iki iş maalesef bir arada yapılamıyor. Ama bana disiplini oğreten spor oldu. Sporda her zaman hazır olmalısın. Bu sektorde calışmak da oyle.
DAISY İLE KİMYA OKUMASINDA TANIŞTIK
? Rol arkadaşınız Daisy Edgar-Jones ile tanıştığınız ilk gun nasıldı?
Daisy ile kimya okumasında tanıştık.
? Kimya okuması...
Yani benimle partnerimin kimyası tutuyor mu... Oldukca steril bir ortam, cunku oyuncu secme surecinin bir parcası. Okumayı yaparken sahneyi canlandırmak yerine birbirimizle konuşur gibi hissettiğimizi cok net hatırlıyorum. Ben kadroya kimya okumasından once alınmıştım. Partnerimi arıyorduk. Yonetmenimiz Lenny Abrahamson'dan partnerimi sectiğinde bana soylemesini rica etmiştim. Okumalardan birkac gun sonra Lenny ile buluştum. "Marianne karakterinin kim olacağı hakkında fikrin var mı" dedi. "Bence Daisy olmalı" dedim. "Bildin! Ama şimdilik kimseye soyleme" dedi. Oynadığımız karakterler kariyerimizin başlangıcı gibiydi. O yuzden ikimiz de en iyisini yapmak ve hissettirmek istiyorduk. Daisy ile baskı olmadan, rahat ve guven icinde calışıyorsun. Daisy en iyi arkadaşlarımdan biri oldu.
? Aşkın karmaşık halinin anlatıldığı bircok film izledik. Sizlere, yeni jenerasyona bakıyorum... Teknoloji, ilişkileri ne yonde etkiledi sizce? İnternet sayesinde etkiler de tepkiler de 'aşırı' değil mi?
Tamamen katılıyorum. İlişkiler daha populer. İlişkiler daha kullanmaya yonelik, daha ucuz. Artık aplikasyonlar uzerinden ilişki yaşayanlar bile var. Aplikasyonlar aracılığıyla tanışmayı eleştirmek icin soylemiyorum, sadece gunumuzde her şey daha hızlı. Aplikasyonlardaki fotoğrafları sağa sola kaydırarak birileri hakkında fikir sahibi oluyor ya da olduğunu zannediyorsunuz... Bu ilişkiler toplumda sahte ve romantik olmayan bir tat, bir duygu yaratıyor.
? "Normal People"daki rolunuze kadar neler yaşadınız?
İlk yaptığım iş tiyatrodaydı. Dublin'de kalacak bir yer kiralamıştım. Faturalarımı ve kiramı odeyecek kadar bile para kazanamıyordum. Ailemden istemek zorunda kalıyordum ki utanc vericiydi... Bu, pek cok genc sanatcı icin kacınılmaz başlangıc. Genc sanatcılar icin daha iyi bir altyapının geliştirilmesi gormek istediğim şeylerden.
BAŞROL TANIMLAMASI DEĞİŞTİ
? İlham aldığınız oyuncular var mı? Sizin gibi oynadığı karakterle kariyerini başka seviyeye taşıyan genc oyuncularda, kendinden onceki jenerasyonun etkisi nedir?
Paul Mescal: Son yıllarda klasik başrol tanımlamasının biraz değiştiğini goruyoruz, değil mi? Timothée Chalamet mesela... Drama okulunda Bogart, Brando gibi aktorleri ve sanatlarını izleyerek buyuduk. Onlardan oğrendiklerimi arac gerec kutumda sonsuza kadar tutacağım. "True Detective"de klasik başrol oyuncusunu (Matthew McConaughey) 8 saat izleyebilmek de ilham verici...
KİTABI 7-8 KEZ OKUDUM
? Dizinin uyarlandığı kitabı okudunuz mu? Yazar Sally Rooney'in dunyasına oyuncu olarak girmeyi anlatır mısınız biraz?
Paul Mescal: Kitabı cekimlere başlamadan once 7-8 kez okudum. İlk kez bitirdiğimde buyuk bir kayıp hissi yaşadım. Sally'nin yazım yeteneği muthiş. Karakterleri sanki hepimizin tanıdığı insanlar gibi yazıyor.
DaIsy Edgar-Jones : Paul ve ben cok şanslıyız
? Son zamanlarda birbirine en cok yakıştırılan ekran cifti; Paul Mescal ve Daisy Edgar-Jones?
Daisy Edgar-Jones: Şanslıyız! Cok gergindim, cunku Paul ile kimya okumalarına gittiğimde ilk 5'e kalmıştım. O zaten rol icin secilmişti. İşi ya alacaktım ya da batıracaktım. Okumada sahneye başlar başlamaz cok rahatladım. Her şey gayet doğaldı. Paul ve ben cok şanslıydık, cunku iyi bir ritim yakaladık ve durmaya ihtiyac duyduğumuz anlarda kendimize alan bırakabildik.
? Canlandırdığınız Marianne karakteri, ne istediğini bilen bir kız. Ozellikle de ilişkiler konusunda... Siz de Marianne gibi misiniz? ya da icinizde ne kadar Marianne var?
Marianne harika bir kız. Onu okulda oynamayı cok sevdim. Cok zeki... Ne duşunduğunu soylemekten cekinmiyor. Lafı dolandırma ihtiyacı duymuyor. Durust olmak gerekirse, ben hic Marianne gibi değilim. İnsanların ne duşunduğunu Marianne'den daha fazla onemsiyorum. Ozellikle okulda insanlara uyum sağlamaya calışan bir oğrenciydim.
? Duşunduğunu filtresiz soylemek ve lafı dolandırmamak, genc jenerasyonda yeni normal mi? Belki sosyal medyanın da etkisi vardır bunda...
Marianne yeni neslin nasıl olduğunun iyi bir temsili aslında. Aklımızdan gecenleri soylemekte kendimize daha cok guveniyoruz. Marianne istediğini sorabilen bir kız. Umarım izleyenler doğru yolun bu olduğunu duşunur, cunku kendine guvenmek ve acık sozlu olmak kotu değil.
COK OZEL BİR HİKAYE
? Dizinin uyarlandığı, modern klasik eser olarak kabul edilen kitabın yazarı, 29 yaşında genc bir isim; Sally Rooney. Kendisiyle tanışma imkanınız oldu mu?
Sally ile ilk kez okumalar sırasında tanıştım. Dehşet vericiydi, cunku bircok insan vardı. Sally yanıma geldi, konuştu cok tatlıydı. Birkac kez sete de geldi. Ama cekimler sırasında New York'ta yeni kitabını yazıyordu. "Normal People" gercekten cok ozel bir hikaye.
Kaynak: Hurriyet