Kahve Falı
YORUMLAR
Kahve falı oldukca eski ve son derece klasik bir kehanet yontemidir. Başta Turkiye olmak uzere ozellikle Musluman ulkelerde cok gecerli bir fal şeklidir.
Kahve fincanı telvesinin oluşturduğu şekillere bakarak yorumlanır. Yorum coğunlukla fal bakan kişinin icinden hissettikleri ile ağırlık kazanır.
Nasıl Bakılır?
Bir cok falcıya gore kurallı olarak bakılan fal, konsantrasyon icin şarttır. Eğlencelik tarzdaki kahve falları, basit kurallarla bakılan bir fal tarzıdır. Kahve fincanı saat istikametinin tersi yonunde, baş uzerinde uc kez cevrilir. Bu esnada bir dilek tutulur. Daha sonra tabağın uzerine doğru dondurulerek kapatılır.
Uzerine metal konarak cabuk soğuması sağlanır. Ayrıca bu metalin, fincan icinde cıkabilecek kotulukleri uzaklaştırdığına inanılır. Bazı falcılara gore de bu metal orada gelecek ile ilgili negatifliği onlesin diye fincan uzerine konurmuş.
Fincan on dakika sonra acılır. Işık, bakan kişinin arkasından gelecek şekilde oturulur. Fincan acılır. İlk once fincanın orta noktasına doğru bakılır. Bu, fal bakmaya konsantre olmak amacıyla yapılır. Daha sonra fincanın ağız ile icilen noktasından itibaren saat yonune doğru bir tur attırılır. Ondan sonra ilk başlangıc noktasından itibaren şekiller uzerine yorum yapılır.
Zar Falı
Kehanet Zarları :
Zarlar aracılığı ile kehanette bulunmanın kokeni antik cağlara kadar dayanmaktadır. Gelecekten haber verme sanatının burada anlatılan şekli değişik bir eğlence şekli olarak da kabul edilebilir. İsabet derecesine gelince; bu, tecrube ile ortaya cıkacak bir husustur.
Yapılacak işleme gelince:
Soru listesini gozden gecirdikten sonra kendinize bir tane soru secmekle işe başlamalısınız. Bir cift zarı atmak uzere avucunuz da sallarken, daimi olarak yalnızca bu soruyu aklınızda tutun, tek odaklandığınız yoğun duşunce soruya yonelik olmalıdır. Bu, sizin niyetiniz’dir. Bu sallama işine de, ya iki avucun uzu birbirine kapayarak veya daha iyisi bir bardak icinde yapmalısınız. Niyetiniz aklınızda olmak uzere zarları bu bicimde istediğiniz kadar salladıktan sonra bir masa uzerine atmalısınız ve noktaların hangi şekilde geldiğine bakmalısınız. Bu noktalarla alakalı cevap listesine bakmak sureti ile o listede sorunuzun karşılığı olan cevabı bulabilirsiniz. Bu tur kehanetle ilgili geleneksel kurala gore; bir kişi, bir seferde en fazla uc niyet tutmalıdır. Aynı bicimde bir niyet tutulduktan sonra yine aynı niyetin tutulması bakımından aradan makul bir surenin gecmesi icin mutlaka beklenmelidir.
Mistik Sunak
Niyetlere cevap aranır iken, bildiğimiz zarların yerine mistik sunak da kullanılabilir. Bu, yirmi bir kucuk kareden oluşan bir tablodur. Her bir karede, zarların yuzlerindeki noktaların sayısı yazılı bulunmaktadır. Her kombinasyon yirmi bir'de on ihtimaldir. Bu tabloyu masa uzerine koymalısınız. Elinize bir kalem almalısınız. Gozlerinizi kapatmalısınız ve rasgele, kalemin ucu ile bir kare işaretlemelisiniz. Kalemin ucunun gosterdiği karede bulunan zar kombinasyon sayısına gore cevap listesine başvurmalısınız. Aynı, sanki zarlarla calışıyormuş gibi niyetinizin karşılığını bulabilirsiniz.
Zamanından beri bu ve benzeri şekilde zarla calışmalar parapsikoloji testlerinde cok kullanılır olmuştur. Nedeni ise bazı yetenekli kişiler, zarlarda istedikleri sayıları kendi arzularına gore getirebilmektedirler. Bu sebepten, en azından teori olarak, boyle kabiliyetli bir kişi acısından ( parapsikolojik olarak ) şu mumkundur: Hangi soruyu yada niyeti secer ise secsin ( ya da kendisine verilirse verilsin ), duru goru yeteneğiyle bu niyete uygun en guzel karşılığı secebilmektedir. Bundan sonra psikokinetik yeteneğini kullanarak istediği gibi zar getirebilir. Boylece bir kişi, benzer şeyleri yukarıdaki tablo ile de yapabilmektedir. Bu sebeple, şayet isabetler ihtimal hesaplarının otesine geciyor ise, telaşlanmamak gereklidir. DOİ ( Duyular Otesi İdrak ) ile alakalı bir yetenek işe karışıyor olabilir.
Cicek Falı
Cicekleriniz ve Kişilik analiziniz
Her nesnede olduğu gibi cicekler konusunda da insanların değişik tercihleri olmaktadır. Bu da her insanın kişiliklerinin birbirlerinden değişik olmasından kaynaklanmaktadır. İkiz olan kardeşler de bile bu gibi farklılıklara rastlanmaktadır. Mesela, ikizlerden bir tanesi gulu sever iken, bir diğer olan ikizler karanfili sever ve gulun kokusunu bile duymak istemez. Bu da ikiz bile olsalar kişilerin karakterlerinde olan cok kucuk nuansları sergiler.
Bakla Falı
Kokeni Hindistan'a dayanan bir değişik ceşidi olan Bakla Falı , Avrupa'ya cingeneler kanalıyla yayılmıştır.
Bakla falı ceşitli boyutlardaki bakla, fasulye vb. hububat turlerinin kurutulmuşları ve kucuk, değişik ebatlarda renkli taşlarla bakılan, koku cok eskilere dayanan bir faldır. Genellikle cingene kadınlarının baktıkları bakla falı, yaygınlık bakımından cok bilinen bir fal turu olma ozelliğini de taşır.
Fala bakmak icin yer, zaman, ortam onemli değildir. Her an her yerde bakılabilir ve cok fazla bir kuralı da yoktur.
Falın bakılacağı malzemeye dokunmak ve ardından da niyet tutmak ilk şartıdır. Fal malzemesine dokunan, falı bakılacak kişinin ruhsal enerjisi, parmaklardan ve avuclardan bakla tanelerine gecer. Bu hal fal taneleri uzerinde manyetik bir alan oluşturur.
Falcı bu bakla tanelerini hafifce atarak onların yere sacılmalarını sağlar. Bu sacılma esnasında taneler, alanın titreşim sınırları dahilinde bilgi simgelerine gore bir diziliş yaparlar. Bundan sonrası falcının tele kinetik gucune dayanmaktadır. O sırada da etkin bir durumda olan bu guc, şahıs, tutulan niyet ya da niyetteki olay ve şahıs’lar adına ruhsal alemle bağlantıya gecerek, simgelerle baktıran kişinin zihni arasında telepatik bağlantıyı sağlayarak falı yorumlar. İşte bu esnada fal bakan kişinin yanlış kanala girmesi ile yorumlamada yanlış bilgi vermesi baktıran kişiye yanlış bilgi aktarılmasına sebep olabilir.
Bakla falı cingeneler tarafından cok fazla ayağa duşurulmesi neticesinde de rasyonalistlerin dediği gibi basit bir iki tanenin insan yaşamını nasıl etkileyebileceği şuphesi, onu pek fazla itibar edilmeyen bir fal sınıfına sokmuştur. Yine de insanlar ara sıra eğlence olsun diye, bazen de zaman doldurmak acısından sıkca bakla falı baktırırlar.
Cay Falı
Gunumuzde cay falı, kahve falı ile oldukca buyuk benzerlikler gosteren bir fal ceşididir. Bu falda da aynı kahve telvesi gibi, bardak veya fincan dibinde kalan cay artıklarının oluşturduğu semboller doğrultusunda yorumlanır. Tıpa tıp kahve falında olduğu şekilde, bardak veya fincan, bir tabak yardımı ile ters cevrilme şekli ile bakılır. Kahve falında uygulanan aynı işlemler ve şekiller bu fal icin de gecerlidir.
Fakat cay falı, gerek halk arasında tutulmaması, gerek de bakılış yonunden insanlara cekici gelmemesi bakımından cok az kullanılan bir yontemdir. Gunumuzde pek cok kişi boyle bir falın varlığından bile haberdar değildir. Gene de arada sırada bazı yerlerde bakıldığı olmaktadır.
Remil(Kum Falı)
Kum manasına gelen reml sozcuğunden tureyen Remil falının kokenini İdris Peygamber, Danyal Peygamber zamanına kadar dayandığını soyleyenler coğunluktadır. Bir ismi de kum falı olan Remil, ilk onceleri kumun uzerinde yapılan noktalara bakarak acılırdı, sonraları ise, bu fal icin ozel tahtalar yapıldı, bunların uzerinde bakılma yontemine başlandı. Remmaller, yani remil falı bakıcıları, bu falın kokeninin on altı satıra rasgele olarak işaretlenen noktalar olduğunu belirtirler. Bunların şekil ve yorumları, tek veya cift sayıdan oluşlarına gore belirlenirlerdi. Sorulan sorunun ozelliğine gore cevap sistemi olan remilin tek olarak mana iceren şekilleri vardır.
Remilde tek sayılar nokta, cift sayılar ise birer cizgi olarak gosterilir. Kumu parmakla işaretlemek suretiyle, bir kağıda saymadan satırlar şeklinde noktalar koymak suretiyle veya zar atarak bakılabilmektedir remil falına. Ayrı yeten remilin temelini teşkil eden on altı işaretin kağıtlara cizilerek, torbadan cekilerek bakılma bicimi de vardır. Bu durum her işaretten dort adet hazırlanması gerektiği bakımından biraz zor bir yoldur.
Dorderli olarak ayrılan on altı satırdan meydana gelen remilde, satırların on beşten az, otuzdan cok nokta oluşturmaması gereklidir. Bu bir meleke işidir, onu falı bakacak olan remmal goz kararı yolu ile ayarlar. Dordullerin ikinci satırı, ilk satırdan, ucuncu satırı ikinci satırdan, dorduncu satırı da ucuncu satırdan uzun olmalıdır. Remilin bu kuralına bir tek Reml-i Hazreti Ali adlı fal kitabında uyulmamaktadır. Onda uc satır hazırlanan noktalar ve her bir satırın bir onceki satırdan kısa olma zorunluluğu vardır. Ve o satırdaki noktaların sayısından sekiz cıkarılarak, yıldız isimlerinin yer aldığı listedeki yorumu okunur.
Remil İşaretleri Nasıl Değerlendirilir:
Bu işlemin başlaması bakımından adeta ibadet yapar gibi hazırlanmak gereklidir. Kişinin oncelikle aptesli olması, falın bakılacağı yerin son derece temiz olması gereklidir. Falı bakacak olan, baktıracak olan kişi temiz giyinmelidir, remil atmaya başlamadan evvel bir Ayete-l Kursi, uc defa Ya Latif, uc defa İhdas, bir defa Fatiha ve ozel bir dua okumak ve butun bunları yaparken de kıbleye doğru donmek gereklidir. Bu işleme başlamadan evvel ise kişi, tum duşuncesini tuttuğu niyetine yoğunlaştırıp, sağ eli ile soldan sağa doğru noktalamaya başlamalıdır, her bir nokta atışında Allah'ın ismini anmalıdır. Remil falı bakımından uğurlu saatler veya durumlar vardır, bunlar ise ; bulanık hava, yağmur, kar, fırtına gibi durumlar ile kişinin karnının tıka basa dolu olduğu anlardır. Remil icin en uygun zaman ise, deneyimler neticesi kuşluk vakti olarak isimlendirilmiştir.
Dokuz iyi, yedi kotu on altı işaretten ortaya cıkan remil de, pozitiflik ve negatiflik belirtileri de dort adet ayrı değer taşırlar. Bunlar; birinci derecede en guclu oldukları anı sembolize eder iken, dorduncu derecede en zayıf değeri taşımaktadır. Pozitifliğin ismi sa'd, negatiflik belirtisinin ismi ise nahs olarak gecer. Derecelendirme ise,birinci derece dahil , ikinci derece sabit, ucuncu derece haric , dorduncu derece munkalip ismiyle yapılmaktadır. Remilde oldukca onemli bir durum da remil baktıracak kişinin niyetini fal bakılmadan once, acıkca soylemek zorunda olmasıdır. Buna neden olarak da işaretlerin sorulan soruya gore, cinsiyet, zaman, hastalık cinsi, yaş, eşyalar ve renklerin yorumu gosterilmektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
El Falı
Sevgili okuyucular, şimdi size "el cizgilerinin okunması" denilen ve insanı adeta gozler onune seren sanattan bahsedeceğiz. Belki de şimdiye kadar gundelik hayatınızla cok meşgul olduğunuz icin, elinizdeki cizgilerin anlamını oğrenmeyi merak etmemiş, ya da zaman ayırmamışsınızdır. Belki de hayat denilen cetin mucadelede elinizdeki cizgilerin anlamını bilmenin size ne gibi faydalar sağlayacağını dahi bilmiyorsunuz.
Size el falına bakmayı oğretmeye calışacağız ve emin olun oğrendiğiniz hicbir şey size bu kadar fayda sağlamıyacaktır. Zira elinizdeki cizgilerin anlamını oğrenirseniz, her şeyden once kendi kendinizi oğrenmiş olacaksınız. Kendi kendini bilmek kadar da onemli bir şey yoktur. Bu bilgi para ile olculemez.
Aynı zamanda başkalarının da karakterini ve gelecekteki durumunu oğrenebilirsiniz. Bu da size adeta bir nevi ustunluk verecek ve her gittiğiniz yerde daima bircok kimseler tarafından saygı duyulmanıza sebep olacaktır. Zira herkes kendi ellerindeki cizgileri merak eder. Bu yuzden el falı artık bir salon oyunu olmuştur.
Şimdi bu "ilmin" kısa bir tarihcesini yapalım. Bu "ilim" nereden geldi, hangi memleketlerde ilgi gordu? Bu cizgilerin haber verdikleri şeylere onem veren insanlar nasıl hareket ettiler? Bu sorulara yanıt vermeye calışalım.
EL FALINI "İCAT EDENLER"
El falının bir tarihcesi olabileceğini hic duşunmediniz değil mi? Bu fal şeklinin daha cok batıl itikatlara inanan kimseler tarafından ortaya atıldığını ve sadece kapı, kapı dolaşan cingeneler icin bir kazanc vasıtası olduğunu zannediyorsunuz değil mi? Eğer bunu duşundunuzse, bunun sebebi el falı hakkında fazla bir şey bilmemenizdir.
El falı ilk olarak Hindu'larda başlamıştır. O cağlarda ilmin başlıca konusu insandı. Hindu'lar insan'ı kainatın en mukemmel varlığı sayıyorlardı. Onların nazarında insan gercekten Allah’ın evladı idi ve dunyada her şey onun icin, onun kullanabilmesi icin yaratılmıştı. Bunun icindir ki, insanı inceliyerek tanrıyı oğrenmeye imkan bulacaklarını zannediyorlardı.
Gozlerini goklere doğru cevirmişlerdi. Yıldızların insanın hayatı uzerinde etkili olup olmadığını araştırıyorlardı. Meşhur "Fadik" rakamlarını da ilk kez Hindular bulmuşlardı.
BURCLARIN ETKİSİ
Aynı zamanda herhangi bir burc'ta doğan bir insanın falan yahut filan karakterde olacağını, doğuştan falan yahut filan yıldızların şu veya bu durumlarda olmalarının bir rol oynayabileceğini ilk kez ileri surenler onlardır. Bildiğiniz gibi, bugun dahi burcların insanların hayatı uzerine etki ettiğine inanan pek cok insan vardır.
Hindular once vucudun cizgilerini ve şeklini tetkik ederek "Mastrika" adını verdikleri bir ilim kurdular. Ondan sonra eldeki cizgilere dikkat ettiler ve "Samudrika" adını verdikleri el falının esaslarını kurdular.
FİLOZOFLAR DA EL FALI BİLİYORLARDI
Hindulardan sonra el falı oncelikle Cin'de, Tibet'te, İran'da, Mısır'da ve nihayet eski Yunan'da ilgi gordu. Ozellikle eski Yunan'da cok itibar edilen bir şeydi. Yunan filozoflarından bircoğu el falını oğretiyorlardı.
Filozof Anaksagoras milattan 440 yıl once oğrencilerine bu el falını oğretmiştir. Hispanus Buyuk iskender'e el falı konusunda bir eser gondermişti. Bu esere sonradan "Altın harflerle yazılı eser" adlı verilmişti.
SEZAR KARŞISINDAKİNİ NASIL TANIMIŞTI
Aristo, Paracelsus, Cardamis ve İmparator Augustus gibi kimseler, o devirde, el falına cok onem vermişlerdir. Sonradan tarihci Josep Huş'un kaydettiğine gore, Sezar el falını o kadar iyi biliyordu ki, kendisine Herod'un oğlu susunu veren bir adam Sezar'la goruşmek istemiş, fakat Sezar bu adamın elinde kraliyet işaretlerini gormediği icin Kral Herod'un oğlu olmadığından şuphelenmiş, sonra da bunun doğru olduğu anlaşılmıştı.
Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasını takip eden korkunc savaşlardan sonra el falı da bircok diğer ilimler ve sanatlar gibi unutuldu. Batıl itikatlar seviyesine indi ve kapı, kapı dolaşan cingenelerin yahut gocebelerin işi oldu.
NEDEN YASAKLANMIŞ
Ancak 1475 yılında bir Alman, "El-Cizgilerini Okuma Sanatı" isminde bir kitap yayınladı. 1490 yılında (Cyromantia Aristotlis cum Figurs) isimli eser yazıldı. Bu eser bugun İngiltere'de Birtish Museum'dadır.
Avrupaya yayılan el falı, sonra İngiltere'ye de yayılmış fakat Kral VIII. Henry, belki de talip olduğu kadınlar geleceklerini el fallarından oğrenirler diye el falını yasaklamıştı. Bilindiği gibi Kral VIII. Henry evlenmiş olduğu butun eşlerini katletmiştir.
Fakat ne gariptir ki, Kral VIII. Henry'nin kızı Kralice Elizabeth'de el falına cok merak.sarmış ve bu sanatın ilerlemesini teşfik etmiştir. Boylece İngiliz Sarayına ilk olarak resmen bir falcı tayin edilmiş ve Dr. John pee donemindeki bu falcı Kralice Elizabeth’e bircok işlerinde tavsiyelerde bulunmuştur. Bir gun falcı Dr. John Dee, Kralice Elizabeth'e İspanyol armadasının İngiltere'ye hucum etmesinin muhtemel olduğunu soylemiş, bunun uzerine armadanın yolunu kesmek uzere harp gemilerinin yapılması emredilmiştir.
AKLIN HİZMETCİSİ
O tarihten bu yana el falı daima insanların araştırma isteğini tahrik edip durmuştur. Akıl ile el arasında, vucudun başka bir organı ile akıl arasında olduğundan daha fazla duyu sinirleri vardır. Bu sinirler nesiller boyunca o kadar buyuk bir onem taşımıştır ki, el hareketli olsun hareketsiz olsun daima "insanın zihninden gecen herhangi bir duşuncenin en sadık hizmetci sidir." denilebilir.
1853 Yılında profesor Mesmer isminde bir bilim adamı parmaklarının ucunda ve el'in avuc ici cizgilerinde, belleğe bağlı sinirlerin uclarının bulunduğunu ve bu ucların, bir insan yaşadıkca birtakım titreşimlerde bulunduğunu ispat etmiştir.
Demek ki, cizgiler bir insana mizacını, karakterini hatta sağlık durumunu ortaya sermektedirler. Bu bakımdan dunyada hicbir insanın avucundaki cizgilerin neden başka bir insanın avucundaki cizgilere benzemediğini kolaylıkla anlamak mumkundur.
DOĞADA HİCBİR ŞEY SEBEBSİZ DEĞİLDİR
Sir Thomas Browne, "Religoio Medici" isimli eserinde şunları yazmıştır:
"Yuzumuzdeki cizgilerden başka elimizde de birtakım esrarengiz cizgiler yardır. Bunların rastgele bir şekilde cizildiklerini zanetmiyorum. Zira onları cizen el hicbir zaman bir şeyi sebepsiz yapmaz... Bundan başka, şuna da eminim ki, kendi elimde gorduğum işaretleri ve cizgileri asla başka bir elde bulamayacağım."
İnsanlar, yuz hatlarının mesela burnun, gozlerin yahut kulakların sınırlı birer şekli olduğu kabul edildiğine gore, eldeki cizgilerin de sınırlı bir şekilde olması gerektiğini kabul etmişlerdir.
Burnu anormal derecede iri olan bir insanın yuzune baktığınız zaman "Bu adamda bir anormallik var" diye duşunursunuz ve bu hususta haklı olabilirsiniz. Aynı şekilde mesela: "Bir kadının yahut bir erkeğin elinde akıl cizgisinin herkesin elinde olduğu gibi ufki olacak yerde birdenbire yukarıya doğru uzadığını gorunce, haklı olarak: "Bu insanda bir anormallik var diye duşunebilirsiniz.
HER CİZGİNİN ANLAMI VAR
Fakat el falında biraz daha ileri giderek boyle bir cizgisi olan bir insan hakkında ''cinayet işlemeye eğirimi vardır" diye duşunebilirsiniz. Aynı zamanda el falı hakkında daha fazla bir bilginiz varsa "Bu insanın falanca tarihte bir cinayet işlemesi muhtemeldir" diyebilirsiniz.
Aynı şekilde bir insanın elindeki cizgilere bakarak ne kadar başarılı olup olamıyacağını anlıyabilirsiniz. Zira bir insanın hayatta başarılı olup olmaması kabiliyetlerine, eğilimlerine bağlıdır. En mutevazı ailede doğmuş olan bir bebeğin elinde net bir şekilde bir başarı cizgisi varsa, bu cocuk, ileride karşısına cıkan engeller ne olursa olsun, hepsini yener ve başarılı olur. Oğreniminin veya kulturunun az olması ona engel olmaz. Cocuk ne pahasına olursa olsun kişiliğini geliştirmek imkanını bulur.
KIRIK KOPRUYE GELMEDEN
Bilgi eksikliğini gerekiyorsa akşam kurslarına devam ederek tamamlar ve daha ilerideki yıllarda icindeki bu irade ve azim onu hayat mucadelesinden alıp on plana gecirir. Boylece cocuk doğarken sahip olduğu yetenek sayesinde kendisini geliştirir.
Bir insanın elinde cinayet eğilimini gosteren cizgi nasıl daha cok kucuk yaşta kendini belli ediyorsa, o insanın başarıya ulaşıp ulaşamayacağını ve yetenek sahibi olup olmayacağını gosteren cizgiler de daha kucuk yaşta kendilerini belli ederler. Bu yetenekleriylede başarıyı sağlarlar.
Bir insan herhangi bir yerden gecerken karşısına yıkılmak uzere olan bir kopru gelirse, başka bir yola mı sapar yoksa koprunun tamir edilmesini mi bekler? Yoksa bu koprunun yıkılmak uzere olduğunu gorduğu ve bunun peşin işaretlerini hissettiği halde, buna onem vermeyerek yoluna mı devam eder?
Şuphesiz, akıllı bir insan bu son hareketi yapmaz. Bir insan elindeki cizgilerde hayat yolunda kendisini boyle bir şey bekliyorsa, bu işareti hesaba katarak zamanında tedbir alarak bu yıkık kopruye doğru kendisini yonelten eğilimlere gem vurabilir. Hatta gerekiyorsa bambaşka bir yol da secebilir.
CİZGİLER BİRER "HABERCİ" DİR
Elinde cinayet işleyebilir işaretleri bulunan şahıs, belki de cocukluğunda gayet uslu bir cocuktu. Fakat henuz cocukluğunda elinin icindeki cizgilerden, iradesini kemiren zaafların işaretini okumasını bilmediği icin daha o zaman ruhunda kotu bir tohum halinde gelen eğilimlerinin gelişmesine fırsat vermiştir. Aradan yıllar gectikten sonra zavallı annesi, oğlunun işlediği cinayet yuzunden idam cezası ile cezalandırıldığı zaman buyuk bir olasılıkla cocuğun elindeki o "kırık kopru'' işaretini gormemiş olduğu icin vaktinde tedbir alamamış olduğunu aklına bile getirmemiştir.
Bircok durumda olduğu gibi, bu olay da bilgisizliğin bir neticesidir. Zamanında tedbir alınacak bir durumun olduğunu bilmemekten ileri gelmiştir. Bir genc kız evlenince, mesut olup olmadığını bilmek ister, elindeki cizgiler, ona hemen evlenmektense, bir muddet daha beklediği takdirde, daha mesut bir evlilik yapacağını işaret ediyorsa, bunu gorup ona gore hareket etmesi şuphesiz mesut olma şansını cok daha fazla arttırır.
ZAMANINDA TEDBİR ALMALI
Tabiat hicbir şeyi boşuna yaratmaz. Herşey insanlığın en mukemmel seviyesine ulaşmasını temin edecek şekilde yaratılmıştır. Tabiatın bu planının işaretleri elimizdeki cizgilerde mevcuttur. Doğru bir şekilde bu cizgilere bakılırsa bir insan kendisini daha mukemmel bir hale getirmeye calışabilir ve boylece kendi kendini tanı***** en iyi kabiliyetlerini kullanmanın carelerini bulabilir.
İskambil Falı
İskambil kağıtlarıyla fal bakmak yuzyıllardan beri rağbet goren bir usuldur. Ve nesilden nesile devredilen bir cok tarzları vardır.
Kartomani adını taşıyan iskambil falında, fala tek başına bakmak uğursuzluk sayılır. Suje, yani falına bakılacak kimse, diğeri de bakıcı, yani geleceği okuyacak kimsedir.
Kağıtları suje keser.
Fala başlamadan once, bir kağıt sujeyi temsil amacıyla secilir. Eğer suje esmer ise, kadınlar icin maca kızı, erkekler icin maca papazı, eğer kumral ise kadınlar icin sinek kızı, erkekler icin sinek papazı, eğer sarışın ise erkekler icin karo papazı, kadınlar icin karo kızı ve son olarak da eğer kumral saclı, mavi veya yeşil gozlu ise, erkekler icin kupa papazı, kadınlar icin kupa kızı secilir.
İskambil falında iki ana yontem vardır.
Otuz iki'lik deste ile bakılan fallar.
Elli iki'lik deste ile bakılan fallar.
Domino Falı
Bu fala cift-duzden başlayan ve altı-altıya değin sıra teşkil eden standart bir domino takımı ve de geleneksel yorumlama ile bakılır. Domino taşlarının noktalı olan yuzleri alt tarafa getirilecek şekilde iyice karıştırılır. Fal bakmak icin bunların icersinden bir adet taş cekilecektir. Kimi domino falcıları kendilerinden en uzakta olan taşı almakta ısrar ederler iken, kimileride ellerini şansın etkisel titreşimine bırakmayı secerler. Ancak hepsinin birleştikleri bir kanıya gore bir insan domino falıyla sadece ayda bir defaya mahsus olarak geleceğini oğrenme imkanına sahiptir. Aksi halde cevaplar manasız kalacaktır.
Ayrı yeten, bir kişi bir seferden en az uc adet domino taşı ile sınırlı kalmalıdır. Ve bir adet domino taşı cekilerek yorum yapıldıktan sonra, noktalı olan tarafı alta getirilecek bicimde otekilerle karıştırmalıdır ve ikinci cekiliş ondan sonra yapılmalıdır.
Şayet kişi aynı olan domino taşını ikinci defa ceker ise, bu ilk yapılan cekilişin bir onaylaması olarak yorumlanmalıdır. Bu bicimde aynı olan domino taşını iki defa ceken bir kimseye normal uc cekiş hakkının haricinde bir cekme hakkı daha tanınır.
Kimi domino falı meraklıları ise pazartesi ve cuma gunleri fal bakımından negatif gunler olarak yorumlarlar. Aslında boyle bir genelleme pek de onemli değildir, ancak bu yorumlamaya reel olarak inanmış olanlar acısından onemli bir mana taşımaktadır.
CİFT-DUZ :
Gercekte bu taş diğer taşlar icerisinde en negatif olanıdır. Hile ve şerefsizlikle arası iyi olanların dışarısında aşağı yukarı herkese hayal kırıklığı getirecek bir taş olarak kabul edilir. Zor ve hile uygulaması yapan her kim bir şeyi elde etmiş ise, buyuk bir olasılıkla onu telafi edecektir. Kişinin bu domino taşını cekmesi halinde ise, bu gaspının şu veya bu bicimde burnundan geleceğinin belirtisidir. Kimileri icin de bu taşın cekilmesi iş veya aşk yaşamı icin negatif bir işaret olarak kabul edilir. Kimi şeylerin, hatta işin yitirilmesi olarak da yorumlanır.
BİR-BİR :
Gercekte sevgi ve evlilikteki mutluluğun sembolu olarak kabul edilir. Muhabbeti beraberinde de ahengi vadeden bir taştır. Beraberinde etkileşimsel olarak ekonomik kazanc artışını ve guveni de getirebilir.
İKİ-DUZ :
Gercekte şanssızlık ve namussuzluk semboludur. Şayet nişanlı bir bayan bu domino taşını cekmiş ise, bu hal onun nişanlısı bakımından gecerlidir. Şayet ceken kişi evliyse, kuşkusuz kocası bakımından gecerlidir. Bir erkek evlat bakımından ise kabiliyetlerini negatife kullanıyor olabilir. Şayet niyet olarak yolculuk tutulmuş ise, hoşnut kalınacak ve emniyetli olarak gececek bir yolculuk beklenebilir.
İKİ-BİR :
Gercekte bu domino taşı bir kadın bakımından, zenginliği de beraberinde getiren erken bir evlilik manasına gelmektedir. Bununla beraber bu hanım dul kalabilir hatta yeniden evlenebilir. Bu halde uzun yıllar boyunca mutlu olabilir. Bu taşı ceken genc bir adam bakımından ise evlilik soz konusu değildir. Yalnızca gunu gun edilen bir yaşamı anlatır ve sonu bekarlıktır. İş yaşamı soz konusu olduğunda ise, dengesiz butcelere karşı haberci bir işaret olarak kabul edilebilir.
İKİ-İKİ :
Gercekte iş hayatında olacak başarı ve mutlu bir yuva yaşamı anlatır. Evlenenler bakımından cocukların habercisidir bu durumda mutluluklarına mutluluk katacaklardır. Tutumluluk acısından ise onları refaha ***urecektir.
UC-DUZ :
Gercekte genellikle tartışmaların habercisi olarak kabul edilir. Adam bakımından genel olarak karısı huysuzdur. Nişanlı genc bir kız bakımından mustakbel olan eşinin bu yanının olup olmadığına dikkat etmelidir. Şayet bir toplantıya gidiyor iseniz ağız dalaşından kacınmaya veya tartışma konusu olabilecek bir şey konusunda dikkatli olmaya, sakınmaya calışmalısınız.
UC-BİR :
Genellikle skandalın; mutsuzluk, huzursuzluk ve utanclık getireceği konusunda bir uyarıdır. Uygunsuzluğun kanıtlanması neticesinde ise dava acılması tehlikesi vardır.
UC-İKİ :
Genellikle sevgi, evlilik, para ve bunun gibi konuların bir araya gelmesini simgeler. Yolculuk bakımından elverişli bir zamandır. İhmalkarlık yapmamaları bakımından bu arada cocuklara oldukca dikkat edilmelidir.
UC-UC :
Genellikle bu domino taşı ile alakalı kehanetler; cok para kazanmak, her acıdan kazanc zenginliğine sahip olmak, saadet ve bolluk habercisidir.
DORT-DUZ :
Genellikle ister erkek, ister kadın bakımından aşk hayatında hayal kırıklığı yaşamanın semboludur. Nişan olmasına rağmen hicbir taraf evlenmeye yanaşmayacaktır. Gizli bir sırrı bulunan birisi bunu acıklamalıdır. Şayet fal baktıran hanım hamile ise, ikiz cocuk ve ya ucuz cocuk bekleyebilir.
DORT-BİR :
Genellikle bu taş mukemmel zenginlik belirtisinin semboludur. Dunyaya gelen her cocukla birlikte bu kişinin geliri de artacaktır.
DORT-İKİ :
Genellikle bu domino taşı bir ceşitlilik donemine işaret eder. Bu ceşitlilik aile, para, meslek ve benzeri her şeyle alakalı olabilir. Soz konusu ceşitlilik az ya da kucuk bir şey olabilir fakat şimdiki statuden cok daha farklı bir şey olacaktır. Sevgide değişiklik olabilir. Hangi halde bulunuyor olursa olsun, dort-iki değişiklik işaretidir.
DORT-UC :
Genellikle bu taşın işaret ettiği haller; genc evliler ile, mutevazı, mutlu bir hayattır. Bir tek cocuk da olabilir ancak mutlu ve rahat bir yaşamın habercisidir.
DORT-DORT :
Sanatkarlar acısından şans semboludur. Butun diğer insanlar acısından ise iş hayatı konusunda şanssızlık anlamına gelmektedir. Toplumsal konular acısından ise, herkes bakımından genel olarak uğur getiren bir taştır. Eğlence ve dinlenme doneminin belirtisi, hatta evlilik habercisi olarak da yorumlanabilir.
BEŞ-DUZ :
Bu taşı ceken evlenmemiş genc kız bakımından; kendisiyle alakadar olan erkeğe karşı dikkatli olması hakkında bir uyarıdır. Alakadar olduğu erkeğin samimi olmadığının ve sevmeye değer olmadığının bir işareti olabilir. Evli bir hanım acısından ise aile butcesi konusunda daha cok dikkatli olması gerektiğinin bir uyarısıdır. Bu taşı ceken erkek bakımından egoistlikten, tedbirsizlikten kendisini kurtarmasının habercisidir. Bu, iş yaşamında pazarlığı oldukca cok sevenler bakımından da gecerlidir.
BEŞ-BİR :
Gercekte şayet bu domino taşını ceker iseniz, oldukca cok hareketli ve cok hoş bir toplumsal yaşam sizin gundeme geliyor olmanıza haberci olabilir. Aileye bir katılım habercisi olabilir. Parasal acıdan ise , son derece kısa bir zamanda bir hayal kırıklığının da habercisi olarak kabul edilmektedir.
BEŞ-İKİ :
Gercekte aşıklar acısından evlilik soz konusu bile değildir. Yeni evliler acısından telafisi oldukca uzun surecek anlaşmazlıkların habercisi olabilir. Ancak bu taşı ceken bayan ise, sabır ve hoşgoru ile mutluluğa kavuşacaktır. Beyler icin ise, calışkan ve tutumlu bir kadınla evlenmesi cok daha iyi olacaktır. Şayet iş bağlantılarında ceşitlilik yapmak istiyor ise, acele etmemesi gereklidir aynı zamanda da her turlu olasılığı duşunmesi gerekir.
BEŞ-UC :
Gercekte ahenkli, sessiz, sakin bir hayatın habercisi olan iyi bir domino taşıdır. Zengin bir kişi daha zengin olamaz, ancak ailesi ve kendisi rahat olarak huzur icinde yaşar gider. Fakir bir adam bakımından ise bu domino taşı, hayatında cok daha iyiye doğru gidişatın bir habercisi olarak yorumlanabilir. Yeni evli genc bir cift bakımından ise, yıllar suresince gecerli olacak bolluğun habercisidir.
BEŞ-DORT :
Gercekte bu domino taşı; yalnızca aşk acısından evlenen genc bir hanımın, evleneceği genc erkeğin hatalarını unutabileceğinin, gormezlikten gelebileceğinin habercisi olarak yorumlanabilir. Erkeğin guvenlik onlemlerini yerine getireceğinden, hatta azamet ve haşmeti bir kenara bırakacağından emin olmalıdır. Bunun kesin olarak kanıtına sahip olması gereklidir. Bu taş para kaybının aynı anda yatırımın verimsiz bir donemi belirtir.
BEŞ-BEŞ :
Gercekte bu taşı ceken elini her neye atarsa başarılı olacak demektir. Bu oldukca buyuk bir zaferlerin belirtisidir. Aynı anda bol paranın geleceğinin habercisidir.
ALTI-DUZ :
Gercekte bu taş mutsuzluğun haberinin işaretidir. Aynı anda ekonomik sıkıntılar ve hatta olum habercisidir. Bu kişi ise aileden biri olabileceği gibi aynı anda, acı ceken kişi icin değeri buyuk olan akraba veya herhangi bir kimse de olabilir.
ALTI-BİR :
Gercekte bu domino taşını ceken evlenmemiş genc birisi bakımından manası; evliliktir. Halen evli olan kişi bakımından ise manası; ileride ki yıllarda iyi bir şansın habercisidir. Bu ailelerin cocukları her zaman icin ailelerin yanında kalmazlar. Sebebi ise ilgilendikleri konular onları ailelerinden uzaklaştıracak tarzda konular olacaktır. Tek bir cocuğun ailesiyle sıkı ilişkiler icersinde kalması soz konusu olabilir.
ALTI-İKİ :
Gercekte iş alanında dikkat sahibi, durust calışan, titiz olan kişiler icin şans vadeden bir taştır. İnsanlar icinde haksızlık yapan, doğrucu olmayan kişiler icin zor, sıkıntılı gunlerin habercisi olarak kabul edilir. Evli bir cift icin aile icinde huzur ve birliğin işareti olarak simgelenir.
ALTI-UC :
Gercekte aşıklar bakımından en şanslı cekiştir bu taş.Bir evlilik girişimi, verimli bir aile yaşamı bakımından olumlu sonuc veriyor demektir. Ayrı yeten de Zenginler acısından da oldukca iyi bir cekim olarak kabul edilmektedir.
ALTI-DORT :
Gercekte bu taşı cekenler erken evlilik yaşayacaklardır, bol sayıda cocuk sahibi olacak, rahat bir aile yaşamı bakımından da yeterli miktarda bir gelir bekleyebilirler.
ALTI-BEŞ :
Gercekte sembolu sebat olan bu domino taşı adeta parola gibi bir habercidir. Şayet hayal kırıklığı parayla alakalı ise yeniden harekete gecebilirsiniz. Şayet sağlıkla acısından alakalı bir sorununuz var ise sabırla şifa arayacaksınız demektir. Şayet aşk soz konusu ise, sizin sevginize cok daha layık olan başka biri var anlamına gelir. Şayet iş hayatınızı genişletmeniz soz konusu ise, cıkarlarınızla alakalı her bir ayrıntıyı defalarca gozden gecmelisiniz.
ALTI-ALTI :
Gercekte İyi bir mali spekulasyon yani para bolluğu acısından habercidir. Şayet evlilik arifesinde bulunan bir kız bakımından zenginliğin habercisi olarak kabul edilebilir. Spekulatif riskler bakımından ise, zenginliğin elde edilişi konusunun tek habercisi bu domino taşıdır diyebiliriz.
MİSTİK DOMİNO KAHİNİ:
Bir domino falının bakımı sırasında muhtemel olan kombinasyonların her bir tanesi icin bir defaya mahsus olmak uzere, yirmi sekiz kareden oluşan bir tablo cizmelisiniz. Şayet domino taşlarınız yok ise bunu kullanabilirsiniz. Domino falına baktırılacak olan kişi gozlerini kapatmalıdır, bir kurşun kalem yardımı ile bu mistik olan domino kartınızda bulunan yirmi sekiz kareden birine dokunarak domino falına bakılmaya başlanır. Kişinin dokunduğu kare yukarıda verilen listeye gore yorumlanır. Gercek dominolarla yapıldığı gibi bir defasında uc adet kareye dokunulur, butun diğer konularla alakalı olarak da aynı kurallar gecerlidir.
Bu kurallara uyulmak suretiyle her ay domino falına baktıran bir kişiler icinde, tuttukları kayıtlar neticesine gore tutan kişiyle alakalı enteresan veriler elde edilmiştir.
Goz Falı
Mavi Gozlu Insanlar :
Duragan olmayi sevmeyen, enerji dolu, karar verme kabiliyeti olarak pozitif yonde gelismis olan, eli acik, degisimlerin kendilerini korkutmadigi kisilerdir. Biraz hayalperesttirler. Bu yapilari nedeniyle de gercekleri gormekte zorlanirlar.
Siyah Gozlu Insanlar :
Olaylar karsisinda cok cabuk heyecanlanan, disiplinli, duzenli kisilerdir. Duygu yuklu olan bu insanlarin, gerek sevgisi,gerek de kindarligi oldukca cok gucludur. Onlar karsilarindaki insanlari daima idare etmek isterler.
Yesil Gozlu Insanlar :
Sevdiklerini kirmak istemeyen bir yapilari vardir. Kirici olmamaya cok dikkat ederler, cok asabi yaradilis da olmalarina ragmen bu boyledir. Bu yuzden hislerine hakim olmayi bilirler.
Gozleri Ela Olanlar :
Sezgisel gucleri yuksektir, oldukca hassas bir kalbe sahip insanlardir. Gururlarina olabildigince cok duskun kisilerdir, gururlari kirildigi zaman asla ve asla aflari yoktur. Aslinda cok daha yumusak basli, daha anlayisli olmalari gerekmektedir.
Kahverengi Gozlu Insanlar:
Aslinda bu insanlar kendilerini idare ettirmek konusunda isteksizdirler. Bir kotu yonleri de her yerde sirlarini aciklamalaridir. Dunyaya kapali gozlerle bakarlar adeta, gercekte hayal kirikliklari yasamamalari realiteleri gorme yolunu secmelerinde yarar vardir.
__________________
Kahve Fali Ve DİĞer Fallarin PUf Noktalari
Astroloji0 Mesaj
●41 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Astroloji
- Kahve Fali Ve DİĞer Fallarin PUf Noktalari