okul oncesi duygu kartları duygu kartları okul oncesi
Bihter Mutlu Gencer
Psikolog Ozel Eğitim Uzmanı

(Lutfen oncelikle “Cocuklarımıza Duyguları Oğretmek (I)” makalesini okuyunuz)


Duyguları isimlendirebileceğimiz veya davranışların arkasında yatan duyguları anlayabileceğimiz ceşitli ornek durumlar:

Durum 1: 3 yaşındaki cocuğunuz odasında bir canavar olduğunu ve uyumak istemediğini soyluyor.

Genelde otomatik tepkiler nasıl olur?

“Odanda canavar falan yok”, “Korkacak birşey yok. Zaten canavar diye birşey yoktur”
Boyle soylediğimiz zaman cocuk anlaşılmadığını hisseder. Halbuki 3 yaşındaki cocuk odasında bir canavarın varolduğundan emindir. Zihinsel gelişimi şu an somut şeyleri algılamaya yeterli oduğu icin odanın icinde gorduğu bir golgeyi veya dışarıdaki dal parcasını bir canavar olarak algılamıştır.

Uygun yaklaşım:

Tum bu otomatik tepkiler yerine korku duygularını kabul edip o şekilde davranabiliriz. Burada isimlendirebileceğimiz bir cok duygu olabilir. “Demek korkuyorsun”, “Kendini cok rahatsız hissettin”, “kendini guvende hisetmiyorsun oyle mi?”, “Bu cok normal biliyor musun? Senin yaşındaki butun cocuklar gece korkabilir. Seni rahatlatmak icin ne yapabilirim?” Bunun uzerine cocuğumuz ihtiyacı olan şeyi soyleyebilir, kabul edilmiş ve rahatlamış hisseder.

Durum 2: 4 yaşındaki kızınız yuvadan eve geldi ve dedi ki: “Anne ben Ayşe’yi hic sevmiyorum”.

Genelde otomatik tepki ne olur?

“Yine ne oldu?”, “Neden? Ayşe cok tatlı bir kız”, “Hayır aslında sen Ayşe’yi seviyorsun da bugun birşey oldu galiba”, “Ayşe aslında şoyle iyi, boyle cici..”

Boyle şeyler soylediğimizde cocuğumuza karşı butun iletişim kanallarını baştan kapatmış oluruz. Yine ne oldu? dediğimizde “aslında kesin sen suclusundur” mesajını veririz. O sırada cocuğumuzun ihtiyacı olan şey Ayşe’nin aslında ne kadar tatlı ve cici olduğu değildir. Tum ihtiyacı sadece sonuna kadar dinlenmek ve kabul edilmektir.

Uygun yaklaşım:

Tum bu otomatik tepkiler yerine aynalama tekniği ile soylediği sozu ona geri tekrarlayabiliriz: “hmm.. demek Ayşe’yi sevmiyorsun?” bakalım arkasından ne gelecek? Bir kıskanclık mı yoksa bir kızgınlık duygusu mu? Meğer Ayşe’nin pembe etek giymiş olmasını ve oğretmenin onu cok beğenmesini kıskanmış olan kızınızın bu duygularının farkında olmasına ve uygun şekilde ifade edebilmesine yardımcı olabilirsiniz.

Durum 3: İlkokuldaki cocuğunuz eve geldi, cantasını duvara fırlattı ve dedi ki: “baba sınavdan 2 aldım, Mehmet 5 aldı, zaten oğretmen hep ona 5 veriyor”

Genelde otomatik tepkiler:

“Oğlum sen de bir sonraki sınavdan 5 alırsın”, “Zaten yeteri kadar calışmamıştın”, “Mehmet cok calışkan bir oğrenci, sen de calış, sen de 5 al”, “olsun, gel ben sana bir dondurma alayım da neşelen biraz”...

Boyle davranarak olayın cocuğumuz uzerinde yarattığı duyguları es gecmiş oluruz. Bu tepkiler zaten uzgun olan cocuğunuzun uzuntusunu ikiye katlar, bir sonraki sınavda ille de 5 alabilmek icin uzerinde baskı oluşur, Mehmet’i daha da kıskanmasına ve bu kıskanmanın kızgınlığa donuşmesine neden olur.

Uygun yaklaşım:

Bu durumda isimlendirebileceğiniz pek cok duygu vardır. “Demek 2 aldın, cok uzgun hissediyor olmalısın”, “Kendini başarısız mı hissettin yavrum?”, “(ironik değil ama, uygun bir yuz ifadesiyle) Biraz da Mehmet’i kıskanmış olabilir misin?”, “Hayal kırıklığına uğradığını goruyorum, oysa ben senin bu sınav icin cok cabaladığını biliyorum” diyerek sonuca değil surece odaklanıp, duygularını ifade etmesine yardımcı olabiliriz.

Durum 4: Cocuğunuz yuvadan eve geldi ve butun oyuncaklarını etrafa fırlatmaya başladı. Hatta bir ikisini kırdı.

Genelde otomatik tepkiler:

“Ne yaptığını sanıyorsun boyle? oyuncaklarını kırma”, “Yine ne oldu yuvada?”, “Sana bir daha oyuncak yok”...

Uygun yaklaşım:

“hmm.. cok kızmış gorunuyorsun”, “seni uzgun goruyorum, sebebini oğrenmemde bir sakınca var mı?”, “demek arkadaşına kızdın, şu an rahatlamak icin ne yapabilirsin?”

Durum 5: (Cok daha minikler icin bir ornek) Cocuğunuz duştu ve kafasını sehpaya carptı, ağlıyor.

Genelde otomatik tepkiler:

"Koşarsan boyle olur işte”, “oğlum dikkat etsene” (bunlar sucluluk duygusuna neden olabilir) “tamam tamam birşey olmadı, acımadı, a bak kuş ucuyor” (duygusu yarım kalabilir)

Uygun yaklaşım:

“Evet cok acıdı”, “biraz ağlayıp rahatlayabilirsin, inşallah biraz sonra acısı gecer” Boyle yaklaşmak onun duygusunun yarım kalmamasına ve bununla başedebilmesine yardımcı olur.

Durum 6:İğneden korkan cocuğunuza “hic acımayacak, bebek gibi ağlama” gibi bir yaklaşım da ona acı duygusunun anlaşılmadığı mesajını verebilir.

Bunun yerine “evet acıyacak ama bu acı uzun surmez, senin bununla başedebileceğini duşunuyorum, ne dersin?” gibi bir yaklaşım hem kendisini iğne icin hazırlaması icin, hem de duygusunun anlaşılması icin daha uygun olur.

Durum 7:5 yaşındaki buyuk kızınız siz kardeşine yemek yedirirken “anne hep ona yediriyorsun, bana hic yedirmiyorsun” diye kusup bir koşeye gidip oturdu.

Genelde otomatik tepkiler:

“Kızım bebek gibi davranma”, “tabi ona yedireceğim, kendi nasıl yesin”, “artık abla oldun, hala mı kıskanıyorsun?”, “zaten sen kardeşini hic cekemezsin”...

Uygun yaklaşım:

Oncelikle kardeşlerin birbirini kıskanmasının ne kadar doğal ve insani bir duygu olduğunu ve bu duyguların icinde ceşitli avantajlar barındırdığını kabul etmekte fayda vardır. “Yavrum biraz kıskanmış olabilir misin acaba? Olabilir, bu cok normal, kardeşler birbirini hep kıskanır. Ben şu an sana yemek yediremem ama bu guclu duyguyla nasıl başa cıkabilirsin, sana bu konuda yardımcı olabilirim sanıyorum. Bu konuda bana ne onerebilirsin?” diyerek cocuğunuzun duygularını kabul etmiş ve tamamen iletişime acık bir yaklaşımda bulunabilirsiniz.

Ozetlemek gerekirse, boyle davranarak neyi amaclıyoruz:

1) Cocuklarımızda duygusal farkındalık oluşturmuş ve psikolojik olarak olgunlaşmalarını sağlamış oluruz.
2) Dolayısıyla empati duygusu kazanmalarını destekleriz. (empati yapabilmek kendi duygularının farkında olmadan mumkun değildir)
3) Kendilerini iyi ve kotu yanlarıyla kabul etmiş ozguven sahibi cocuklar yetiştirmiş oluruz.
4) Başkalarını anlayabilme ve onları da iyi ve kotu yanlarıyla kabul edebilme, boylelikle sağlıklı ilişkiler kurabilme becerilerini geliştirebiliriz.
5) Sizleri her zaman herşeyi soyleyebileceği, onu tum yanlarıyla kabul edebileceğiniz ebeveynler olarak gormesine fırsat tanımış oluruz.
6) Problemler buyumeden halledilmesini sağlamış oluruz.


(Bu bolumu okumadan once lutfen “Cocuklarımıza Duyguları Oğretmek I” adlı makaleyi okuyunuz)


alıntı hanemiz.com