
Hayat şartları gucleşip cocuklar dunyaya geldikce, eşler uzerindeki sorumluluk ve baskı da artıyor. Bu da evlilik uzerinde olumsuz etkilere sebep oluyor.
Gunumuz şartlarında hayat az zamanda cok şey yapmayı gerektiriyor. Evinize, cocuklarınıza, kedinize, kopeğinize, sağlığınıza iyi bakmanız, işinizi başarılı bir şekilde devam ettirmeniz, yeterince para kazanmanız ve de iyi gorunumunuze dikkat etmeniz gerekiyor. Tum bu hızlı tempo ve yapılması gereken şeylerin yoğunluğu icerisinde eşinizle iletişimi kaybetmeniz ise cok kolay. Coğu zaman kendi sorunlarınızla başa cıkmakla o kadar meşgul oluyorsunuz ki, onu kendi kendine yetecek, kendine bakabilen bir yetişkin olarak goruyorsunuz sadece. Bu duşunce, enerjinizi harcayacağınız alanlardan birini ortadan kaldırdığından, kendinizi rahatlamış hissediyorsunuz.
Gercek şu ki, eşiniz ‘yapılması gereken şeyler’ listesindeki maddelerden biri değil. O, hayatınızı paylaştığınız, ilişkinizi besleyen kişi. Bu nedenle yoğun ve turlu sıkıntıyla gecen hayatınızda evliliğinizi korumak ve beslemek icin bazı şeylere dikkat etmekte fayda var.
1. Ortak amac ve hayalleriniz hakkında konuşmak icin zaman yaratın. Bunu bir buluşma değil, toplantı olarak adlandırın. Cunku vakit darlığı cekerken, buluşmaları takvimden cıkarmak ve unutmak daha kolaydır. Oysa toplantılar sadece ertelenir.
2. Evlilik bir ortaklıksa, yaşam boyu surdureceğinizi duşenerek bu ortaklığa girdiniz. Cocuk sahibi olduğunuzda ve onların kucukluklerinde, belki ilişkinizi beslemek icin yeterince zaman ya da enerjiniz olmayacak ama unutmayın sizin de zamanınız gelecek.
3. Eşinizle durust ve doğrudan iletişim kurun ve aranıza meşguliyetlerin girmesine izin vermeyecek olcude sık olarak konuşmaya calışın, bu e-posta, ya da telefonda olsa bile.
4. Televizyonu ortadan kaldırın. Şaka yapmıyoruz. Coğu kimse işten eve geldiğinde televizyonun karşına cokup kalıyor. Pek cok cift, televizyonu aradan cıkardıkca, dikkatlerini eşlerine verdiklerini belirtiyorlar. Ne de olsa, iyice yorulup cocukları yatırdıktan sonra, aptal bir televizyon programının karşısında oturmak, eşinizle iletişim kurmaya calışmaktan daha kolay. Oysa televizyon gibi dikkat dağıtan unsurları ortadan kaldırdıkca evliliğinizin tomurcuklandığını ve yakaladığınız sakin anları eşinizle daha cok paylaşmaya başladığını goreceksiniz.
5. Eğer eşinizle paylaştığınız bir hobiniz ya da ilgi alanınız varsa, cok daha şanslısınız. Yoksa, ortak bir hobi ya da ilgi alanı edinmeye bakın. Daha sonra sozleşerek birlikte bu alanda bir şeyler yapın.
6. Eşinizle ilk tanıştığınızda hissettiğiniz duyguları kendinize hatırlatın. Hayatınıza giren bu yeni ve heyecan verici kişi hakkındaki ilk heyecanınızı ve mutluluğunuzu ev kirasını oderken, ya da camaşır gibi monoton ev işlerini yaparken hatırlamaya calışın.
7. Hoşgoru, guzel sanatların bir dalı gibidir, bunu oğrenin. Eşinize olumsuz yaklaşıp direkt eleştirmeye başlamaktansa, bu olumsuzluklar uzere onunla tatlı bir şekilde konuşmaya calışın.
8. Hicbir aile mukemmel değildir ve her ailede sorun yaşanır. Belki işler sizin ailenizde daha zor olabilir: Eşinizin ailesiyle yaşıyor, ailede birinin bir hastalığıyla cebelleşiyor, borc odemeye calışıyor, ya da işinizi yeni kaybetmiş olabilirsiniz. İşte esas bu zor zamanlarda eşinizle birlikte zorluklara goğus gerip, guclenirsiniz. Birbirinizi suclamaya başlamak ve birbirinize nazik olmak yerine haklı cıkmaya calışmak gibi, zor zamanlarda iyice su yuzune cıkabilen durumlara karşı ise hazırlıklı olun, bunların onune gecmeye calışın.
9. Eşinizle birbirinizi cocuklarınızın onunde takdir edip onaylayın. “Bakın babanız ne kadar guzel bir kahvaltı hazırlamış bize.”, ya da “Bu akşam eve erken gelmen ne kadar da iyi oldu, hep beraber yemek yiyebileceğiz. Biliyorum ki bu aralar cok meşgul olduğun icin bunu yapmak kolay olmadı.” gibi sozler hem eşinizin kendini iyi hissetmesini, hem de cocuklarınızın hoşgorulu bir ortamda yetişmelerini sağlar.