gorucu gelmesi ruyada gorucu gelmesi ne demek ruyada evli kadına evli birine
Evlilik, hayatımızın donum noktalarından birisidir. Artık bir aileye sahip olacaksınız ve omrunuzun geri kalan kısmında yeni hayat arkadaşınızla yola devam edeceksiniz. Hayatınızın geri kalan kısmını etkileyecek boylesine buyuk bir olayda acaba nelere dikkat etmeli, neleri goz onunde bulundurmalısınız?




Evlilik insan hayatının en onemli donum noktasıdır. Evlenme niyetine girdikten sonra hic beklemediğiniz ve ummadığınız bir yerden bir kapı acılır, karşınıza birisi cıkar.
Evlenmeye karar verdiniz… Yola cıktınız… Peki, yol arkadaşınız nasıl? Bu yol arkadaşıyla bir omur boyu birlikte olacaksınız... Tamam da omur boyu bu yolda guven ve sadakat icinde, saygı ve sevgi icinde, şefkat ve fedakÂrlık duygularıyla yuruyebilecek misiniz? Burada durup duşunmek lazım…
Evlilik konusunda en cok merak edilen konulardan birisi gorucu meselesi… Gunumuzde evlilikler genellikle gorucu usulu dışında olduğu icin sanki gorucu usuluyle evlenmek bir sucmuş, yanlış bir şeymiş gibi lanse ediliyor. Bu konuda Peygamberimizin (a.s.m.) evliliklerine baktığımızda, sahabelerin evlenmesini incelediğimizde bugunku anlamda hep "gorucu" usuluyle olmuştur. Zaten başka turlu olması da duşunulemez, yapılamazdı. İslam tarihi boyunca evlilikler de hep bu şekilde olmuştur. Hem İslamî gelenek, hem sunnetteki uygulama, hem de toplum yapısı bunu gerektiriyordu. Bir tespit olarak soylemek gerekirse, boşanmalar da bugunku kadar ileri duzeyde değildi.
Fakat modern hayatın getirdiği değişimlerle kadınlar da erkekler gibi gunlerinin buyuk bir kısmını ev dışında gecirdikleri icin durum değişti. Daha onceleri birbirleriyle ancak duğun ve bayram gibi bazı ozel gunlerde goruşebilen kadınlarla erkekler daha serbest goruşur hÂle geldiler.
Okullardaki karma eğitim, iş hayatı ortamı, carşı, pazar ve toplu taşımacılık ve daha bircok sebepler erkeklerle kızların rahat goruşmelerine sebep oldu. Bir de cep telefonları yaygınlaşıp, internet gibi sınırsız ve kontrolsuz haberleşmeler ve goruşmeler yaygın hale gelince gorucu usuluyle evlilikler azalmaya yuz tuttu.
Fakat butun bunlarla birlikte İslam’ın kuralları değişmiyor, Peygamberimizin sunneti değişmiyor, aile mahremiyeti gibi kadın-erkek goruşmelerinde uymaları ve dikkat etmeleri gereken sınırlar değişmiyor. Mesela, bir erkekle bir kadının baş başa kalmaları, el ele tutuşmaları, birbirlerine şehvetle bakmaları, goruşmelerin ve konuşmaların cinsellik iceriğine donuşmesi dinin getirdiği "kırmızı" noktalardır. Bu hususlar dikkate alınmadığı zaman evlenmeden once bile her iki tarafı da uzen cok sayıda istenmeyen/olumsuz durum ortaya cıkıyor.
Bunun icin evliliklerin kendine ozgu cizgisi, ciddiyeti ve mahremiyeti vardır. Belli seviyede tanışmalar olsa bile devamı icin mutlaka ailelerin yardımı gerekir. Sadece "gorucu" usulunu tercih edenler değil, diğer serbest goruşenler de kaderin hukmunu yaşıyor. Yıllarca goruştukleri/buluştukları halde son anda ayrılanlar buyuk bir yekûn tutuyor. Son olarak guzel bir kuralı hatırlatayım: "Allah bir şeyin olmasını dilemişse, gerekli sebeplerini yaratır."

Bolge farklılığı evliliğe engel mi?
Eş seciminde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de bolge ve kultur farklılığı... Ulkemiz bir botanik bahcesi gibi... Her yerin gulu de var, dikeni de… İyisi de var, kotusu de... Suratı asığı da var, guler yuzlusu de... Mesela, dağlık ve karasal iklimin hÂkim olduğu bolge insanı biraz daha asabi ve sert yapılı olurken, duzlukte ve ovada yaşayanlarla sahil kesimi (Akdeniz gibi) daha yumuşak tabiatlı ve sakindir.
Yine bazı bolgelerimiz dinî geleneklerine ve ahlakî kurallara bağılılıkta one cıkarken, bazı bolgelerimiz bu konuda bir gomlek geride kalır. Bazı bolge insanımız diğer bazı bolgelere gore daha misafirperverdir, fakat bazı bolgelerimiz ise daha bireysel bir yaşantı icindedirler.
Ama butun bunlarla birlikte bu genellemelerin mutlaka istisnaları vardır. Fakat butun Anadolu insanı hep cana yakın, evine ailesine bağlı, coluk cocuğu icin her tur fedakÂrlığa hazırdır. Fakat butun bunlarla birlikte genel bir olcu olması bakımından bir insan, karakter zayıflığı taşıyorsa, hangi işi yaparsa yapsın, hangi ilde doğarsa doğsun, hangi bolgede yaşarsa yaşasın bir değişiklik olmaz. Gercekten guvenilir, sozunde duran, iyi niyetli, kalbi sevgi dolu birisi mi, ahlakî değerleri oturmuş, manevî yonleri sağlam birisi mi, değil mi? Evleneceğimiz insanda ilk dikkat etmemiz gerekenler bunlardır.
Ailenizin onayını almanız, onları ikna etmeniz, guvenlerini kazanmanız ise butunuyle sizin kişisel yaklaşımınızın kalitesine bağlıdır. Anne-babanızla sağlıklı bir diyalog kurar, her şeyi rahatlıkla konuşur, meseleyi sevgi ve anlayışla, aile butunluğu icinde cozerseniz, ilerisi icin de kÂrlı cıkar, mutlu olursunuz. Onun icin aileler bir araya gelsinler, tanışsınlar, goruşsunler. Cunku bir insanın konumu ve durumu ne olursa olsun o ailenin meyvesidir, onların ozelliğini taşıyordur. Fakat meseleyi cok uzatır da, surekli tartışmada tutarsanız, artık Allah'tan hayırlısını isteyin.

Mezhep farklılığı
ŞÃ‚fii mezhebine bağlı biriyle, Hanefi birisi evlenecek olsalar anlaşabilirler mi? Evlilikte ŞÃ‚fiilik ve Hanefilik ayırımı nasıl duşunulmeli?
ŞÃ‚fiilik ve Hanefilik bir din ve inanc ayırımı değildir; şu anda Muslumanların coğunun bağlı olduğu birer İslamî mezheptir.
Mezhep, dinin hayata gecmesi, uygulanması bicimidir. Asıl olarak mezheplerin kaynağı Allah'ın kelamı Kur'an'la, Peygamberimizin sunneti, hadisleridir. Mezhepler, başta ibadetler olmak uzere dinî hayatın uygulamasında karşılaşılan ayrıntıları belirler.
Bu konularda da anlaşmanın ve kaynaşmanın olması gerekir. Cunku evlilik, iki kişi arasında gercekleşse de, bir yonuyle aileler de "evleniyor." Bu acıdan sağlıklı bir yuvanın kurulması ve yaşatılması icin anne-babanın da gonlunun kazanılması onem taşıyor. Anne-babayı ikna etmek demek, onların duşuncesine saygı gostermek, onlarla birlikte hareket etmek demektir.

Eğleniyor mu, evleniyor mu?
Yeni tanıştığınız bir insan niyetinin ciddi olduğunu soyluyor, sizinle buluşmak ve goruşmek istiyor. Niyetinin gercekten evlilik mi yoksa gonul eğlendirmek olduğunu nasıl anlarsınız? Bunu oğrenmenin en makul metodu ve en kestirme yolu ailelerin devreye gitmesidir. Eğleniyor mu, evleniyor mu, o zaman gun yuzune cıkar. Ne yapar mesela: Annesine soyler, istetir. Anne-baba kıza soracak, "Ne diyorsun?" diye... Kız da ona gore niyetinizi izhar eder, sonunda belli bir karara varılır.

Musluman kız, gayr-i muslim erkek
Yurtdışında yaşayan insanlarımızın en cok karşılaştığı sıkıntılarından birisi de Musluman bir hanımın gayr-i muslim bir erkekle evlenip evlenemeyeceği meselesidir.
Musluman bir erkeğin veya bayanın kiminle evlenip evlenemeyeceğini Kur'an belirliyor. MÂide Suresi'nin 5. ayetinde Musluman bir erkeğin ehl-i kitaptan olan Hıristiyan veya Yahudi bir kadınla evlenebileceğine izin veriliyor.
Fakat Musluman bir kızın ehl-i kitap da olsa gayr-i muslim bir erkekle evlenmesine izin verilmiyor. Bu yasaklama hem Bakara Suresi'nin 221. ayetinde "muşrik erkeklerle, iman etmedikce, onlara mu'min kadınları nikÂhlamayın" hukmuyle, hem de Mumtehine Suresi 10. ayetinde "Mu'min hanımlar kÂfirlere helal değildir. KÂfirler de mu'min hanımlara helal olmazlar" cumlesi yer alıyor.
Bu ayetlerin tefsirinde gerekce olarak deniyor ki: Boylesi bir evlilikte, mu'min kadının kufre duşmesi korkusu vardır. Cunku koca, kadını kendi dinine cağırır. Kadınlar genelde erkeklere uyar ve onların yaptıklarından etkilenirler, onların dinlerini taklit ederler.
Butun mezhepler bu konuda aynı goruştedir. Hicbir mezhepte buna izin verilmiyor. Cunku ayetler gayet acık. Musluman bir bayan gayr-i muslim bir erkekle evlendiğinde dinden cıkmasa da, nikÂhsız bir beraberlik yaşamış olurlar. Bu hukumler Allah'a ve Kur'an'a inanan mu'minleri bağlar.
Buna rağmen Musluman bir kız, gayr-i muslim erkekle mutlaka evlenmek istiyorsa o gence Musluman olma teklifinde bulunsun. O da zaman icinde kabul ederse, neden olmasın? Zaten Hıristiyan genclerin kendi dinlerine bir bağlılık gostermediği biliniyor.