Ankara Sosyal Bilimler Universitesi (ASBU) İslami İlimler Fakultesi Dr. Oğretim Uyesi Hicret Toprak, "Ahmet Hamdi Akseki, dinin entelektuel ve toplumsal ağırlığını zayıflatmaya yonelik tezler karşısında bir taraftan ihyacı bir anlayışla geleneksel dini muktesebatın guclendirilmesi icin cabalarken diğer taraftan da artık ulus devlet temelinde kurgulanan yeni kamusal duzenin temeline yerleştirilen milli ogeleri dini bir terkip icinde yeniden yorumlamayı denemiştir." dedi.
Toprak, Turkiye Cumhuriyeti'nin ucuncu Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin vefatının 70. yıl donumu dolayısıyla AA muhabirine yaptığı acıklamada, Akseki'nin yaşadığı cağın sorunlarını cok iyi kavradığını ve ozellikle Cumhuriyet'in ilk yıllarında dini hafızanın yeni kuşaklara aktarılmasına omrunu vakfetmiş bir alim şahsiyet olduğunu belirtti.

Osmanlı Devleti'nin cokuş donemini ve Turkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını idrak eden Akseki'nin duşunce dunyasının icinde yaşadığı kaotik sureclerin ve cerbezeli iklimin kavranmaksızın hakkıyla anlaşılamayacağını vurgulayan Toprak, Akseki'nin ozellikle Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında ustlendiği gorevlerde yeni kurucu ideoloji icinde dine ozenli bir şekilde yer acmaya calıştığını soyledi.
"Batıl itikat ve hurafelere karşı mucadele etti"
Toprak, Akseki'nin bu donemde inşasında rol aldığı dini soylemin başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak uzere Cumhuriyet tecrubesinin urettiği diğer dini kurumlarca da tevarus edilmiş olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
"Akseki, dinin entelektuel ve toplumsal ağırlığını zayıflatmaya yonelik tezler karşısında bir taraftan ihyacı bir anlayışla geleneksel dini muktesebatın guclendirilmesi icin cabalarken diğer taraftan da artık ulus devlet temelinde kurgulanan yeni kamusal duzenin temeline yerleştirilen milli ogeleri dini bir terkip icinde yeniden yorumlamayı denemiştir. Boylece o reel politik bağlamın gereklilikleriyle İslam'ın sabiteleri arasında bir denge kurmaya calışmıştır.
Onun dini soylem ve temsilinin ihmal edilmemesi gereken bir boyutu da yerleşik dini hayatı kuşattığına inandığı batıl itikat ve hurafelere karşı verdiği mucadeledir. Akseki, donemin katı laiklik politikalarının yol actığı turlu yoksunlukları dinin sabitelerine guclu bir vurgu yaparak ve toplumun butun kesimlerine uzanan bir neşriyat cabasıyla aşmak istemiş gibidir. Nihayetinde onun, rejimin laik ve milli karakteri icinde bir yer edinmeyi başaran dini soylemi, kendisinden sonra Cumhuriyet Turkiyesi'ne ozgu resmi-dini kurumsallaşma pratiklerinin istikametini belirleyen bir karakter kazanmıştır."
İstanbul medreselerinde doktora alıp birincilikle mezun oldu
Saltanat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet donemlerine şahitlik eden bir alim ve fikir adamı olan Ahmet Hamdi Akseki, Antalya'nın Akseki ilcesinin Guzelsu nahiyesinde 1886'da dunyaya geldi.
Bircok ilim yuvasında eğitim goren ve tahsili boyunca gecimini muhur kazıma işi ile sağlayan Akseki, 1905'te İstanbul'a giderek Medresetu'l Mutehassısin'de doktora eğitimi aldı ve birincilikle mezun oldu.
Akseki, Medresetu'l-Mutehassısin'in son sınıfındayken Heybeliada'daki Mekteb-i Bahriyye-i Şahane'ye din dersleri, din felsefesi ve ahlak dersleri hocası olarak tayin edildi.
Ayrıca 1908'den sonra yazı hayatına başlayan ve bazı makaleleri "Beyrut" ile "Mısır" gazetelerince alıntılanan Akseki, Balkan Harbi'nden once "Sebilurreşad" dergisinin Bulgaristan ve Romanya muhabirliğini yaptı. Akseki izlenimlerini "Bulgaristan Mektupları" başlığı altında bu dergide yayımlandı.
"İslam birliği" fikrini savundu
Milli Mucadele icin Anadolu'ya gecerek yazı, vaaz ve konferanslarıyla Anadolu harekatını destekleyen Akseki, Diyanet İşleri Reisi Mehmet Rifat Borekci'nin isteği uzerine 1924'te Diyanet İşleri Reisliği Hey'et-i Muşavere azalığına tayin edildi. Akseki, bu gorevi sırasında Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Hak Dini Kur'an Dili" tefsiri ile "Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi"nin yayıma hazırlanması icin calıştı.
Kur'an-ı Kerim'in Turkce tercumesiyle namaz kılınması yonundeki temayullere karşı gelen Akseki, bu uygulamanın, dini ve ilmi hicbir dayanağı bulunmadığını 1926'da yayımladığı "Namaz ve Kur'an" eserinde ortaya koydu.
Akseki, "garpcılık" ve "milliyetcilik" hareketlerine karşı cıkarak Musluman toplumların kurtuluşu icin "İslam birliği" fikrini savundu.
Kıbrıs'ta Başkanlığa bağlı bir muftuluğun kurulmasını sağladı
Başkan yardımcısıyken Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Şerafeddin Yaltkaya'nın olumu uzerine 1947'de bu goreve getirilen Akseki, ulkedeki din hizmetleri ve din eğitimi acısından onemli icraatların yapılmasına oncu oldu.
İmam hatip okullarına temel teşkil edecek Milli Eğitim Bakanlığına bağlı imam hatip kurslarının acılmasını sağlayan Akseki, Kıbrıs'ta Başkanlığa bağlı bir muftuluğun kurulmasını sağladı.
Gorevi devam ederken Ankara'da 9 Ocak 1951'de vefat eden ve cenazesi Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilen Akseki, resmi hizmetinin yanı sıra 70'e yakın eser kaleme aldı.
Arapca, Farsca ve İngilizce bilen Akseki'nin başlıca eserleri arasında, "İslam Dini", "Dini Dersler 1-2", "İslam Dini Fıtridir", "İslam Dini Tabii ve Umumi Bir Dindir", "Turkce Hutbe", "Yeni Hutbelerim", "Ahlak Dersleri" ile "Askere Din Kitabı" yer alıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığınca kurumun binasının yanına 2012'de inşa edilen ve aynı anda 6 bin kişinin ibadet edebildiği camiye de "Ahmet Hamdi Akseki" adı verildi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sefa Şahin