1996’dan beri suren Baba Destek Programı’nda (BADEP) bugune kadar 5 bin 800 babaya ulaştılar. Cocukların da birey olduğunu, babaya ne kadar cok ihtiyac duyduklarını, cocuklara zaman ayırmanın onemini anlattılar. Binlerce ailenin yaşamını değiştirdiler.

Peki cocukların hayatında ne değişti? Bunu babalara ve cocuklara sorduk. Cocukların şirin cevapları her şeyi anlattı: ‘Artık bağırmıyor, anlatıyor, ben de dinliyorum tabii ki.’

Elif Şahin 7 yaşında. İstanbul Gaziosmanpaşa’daki Gazikent İlkoğretim Okulu’nda birinci sınıfı bitirdi. Babası ise aynı okulda 13 haftalık Baba Destek Programı’nı tamamladı. Elif şimdi babasını daha cok sevdiğini, daha mutlu olduğunu soyluyor. Cunku artık babası gozlerinin icine bakarak konuşuyor, iletişimleri guclendi, birbirlerini daha iyi anlıyorlar. Dışarıdan kucuk gibi gorunse de BADEP onun hayatında kalıcı bir iz bıraktı.

ACEV’in Gazikent İlkoğretim Okulu’nda yuruttuğu BADEP’in sertifikaları gecen salı 22 babaya dağıtıldı. Kimi goğsunu gere gere geldi eğitime, kimi gizli gizli. Cevredekilerin ‘Babalık da oğretilir miymiş, sen light erkek misin, babandan oğrendiğin gibi babalık yap işte’ sozlerine aldırmadılar. BADEP eğitimi alan bir başka grup baba, program tamamlandıktan altı ay sonra hálá her carşamba buluşmaya, deneyimlerini paylaşmaya devam ediyor.

Baba Destek Programı, ACEV, Eğitim-Sen ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 1996’dan beri yurutuluyor. Butcesi bu yıl AB fonları ve Yapı Kredi World Card sponsorluğuyla sağlandı. BADEP Program Koordinatoru Hasan Deniz (33) sadece eğitim vermediklerini, babalara tecrubelerini paylaşacak platform oluşturduklarını soyluyor: ‘BADEP grup terapisi ya da doğrudan eğitim programı değil, bir tur destek programı. Babaların birbiriyle tartışarak cocuklarıyla doğru ve etkili iletişim yontemi geliştirmelerini hedefliyor. Cocuğun gelişim sureci konusunda babaları bilgilendiriyor. Program haftada ikişer saatten 13 hafta suruyor. Bilgi notu, materyal uygulama, hatırlama, canlandırma gibi teknikler kullanılıyor.’

Herkese acık ve ucretsiz

BADEP’e katılım cağrısı, gonulluler kanalıyla ilkokullarda, halk eğitim merkezlerinde, yerel radyolarda surduruluyor. 2-10 yaş arası cocuklara babalarına goturmek uzere mektup veriliyor. Tek şart okuma yazma bilmek. Gruplar oluştuktan sonra babalara cocuklarla iletişimin temel kuralları anlatılıyor: ‘Karşılıklı tartışıyoruz katılımcılarla. Baskıcı ya da tavizkar tutum yerine biz ailelere demokratik yaklaşımı oneriyoruz. Kabul edilecek ya da edilemeyecek talepleri cocuğa hissettirme yontemlerini konuşuyoruz.’

Eğitimin etkilerini roportajımız sırasında goruyoruz. Oktay Acar’la konuşurken, 3 yaşındaki kızı Şebnem geliyor. ‘Babaa, baba, mama mama’ diye bağırarak kesiyor konuşmasını. Babası donup gozlerine bakarak ‘Efendim yavrum’ diyor. Şebnem ‘Mama’ diye tekrar ediyor. ‘Mama alabilirsin oradan’ deyince ufaklık susuyor ve kurabiyelere doğru ilerliyor.

Ne yapmalı?

- Cocukla zaman gecirin, en azından yemekten sonra 20 dakika gununun nasıl gectiğini anlattırın.

- ‘Senden rahatsız oldum’ yerine ‘davranışın beni rahatsız etti’ uslubunu tercih edin.

- Odaya kilitleme, dayak gibi cezalar olumlu kişilikler yerine ice kapanık, cevresini suclayan, sadece baskıyla doğruya yonelen bireyler yaratır.

- Kurallar nedeni cocuğa anlatılarak ya da cocukla birlikte konmalı. Tutarlı, kabul edilebilir olmalı.

Tavizkar tutumundan vazgecti

Tekstil işcisi Abidin Şahin (36) anne ve babasından yoksun, ağabeyinin yanında buyumuş. Baba şefkatini yaşayamadığı icin cocuklarını şımartırmış: ‘BADEP’ten sonra cocuğuma buyuklerin de hayatta zor anlar yaşadığını, desteğe ihtiyac duyduğunu anlattım. Cocuğumu tam anlamıyla dinlemediğimi anladım.’

Artık birbirlerinden daha memnunlar

Uc cocuk sahibi Bankacı Oktay Acar (37) bu kursta cocukların algılama surecini oğrenmiş. Kızı Beyzanur (7) şimdi babasından memnun: ‘Yaramazlık yaptığımda kızardı, artık neden yaptın diyor.’

Birlikte oyun oynamayı keşfettiler

Şofor Zafer Şenturk (38) gecmişte kızıyla, annesi uzerinden iletişim kurarmış. Kızının kişiliğine onem vererek doğrudan iletişim kurmayı başarmış. ‘Artık cok daha samimiyiz’ diyor. Zeynep (8) ise babasıyla oynamaya başladığı icin mutlu: ‘Artık kızmıyor, benle konuşuyor.’

Baba tepeden bakmıyor, oğul adam oldu

‘Cocukların da ailede soz hakkı olması gerektiğini oğrendim. Artık oğlumu dinliyorum, tepeden bakmıyorum’ diyor 34 yaşındaki elektrik muhendisi Ali Albayrak. Metehan (7) değişikliğin farkında: ‘Şimdi adam olduğum icin daha cok oynuyor benimle. Oyle diyor.’

Alay konusu oldu ama...

Tekstilci Erdal Uzun (32) ‘Ağır abiyiz ya, uzun zaman cevremdekilere bu kursa gittiğimi soylemedim. Acıkladığımda epeyce alay konusu oldum’ diyor. Kurs hayata bakışını değiştirmiş: ‘Cocuğumu ve cevremdeki herkesi dinlemeyi, gozlerinin icine bakarak konuşmayı oğrendim. Eskiden oğluma, otur şu koşede sıkma canımı, diyordum. Şimdi birlikte oyun oynamayı teklif ediyorum.’ Salih (7) babasının akşamları eve elinde kucuk bir hediyeyle gelmeye başlamasından cok mutlu: ‘Eskiden onu uzuyordum, şimdi uzmuyorum. Babamı bağırtmıyorum.’