
TUM SANIKLAR YONETİCİ SAYILDI
Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Kobani iddianamesinde, sanıkların tamamı teror orgutu PKK/KCK'nın yoneticisi olmakla suclandı. 6- 8 Ekim tarihleri arasında yurt genelinde yaşanan olaylar ayrıntılı bir şekilde iddianamede yer alırken, 108 sanık hakkında şu değerlendirme yapıldı; "PKK/KCK silahlı teror orgutu gudumunde yurutmuş oldukları faaliyetlerinin niteliği, şuphelilerin teror olaylarını, başlamasında ve devamında sorumlu duzeyde organize etmeleri, orgutun talimat butunluğu icerisinde şiddetli sokak olayları şeklinde ulke geneline yayıp teror olaylarına kitlesel boyut kazandırmak icin orgute muzahir taban kitleye talimatlar vermiş olmaları, talimatların uygulanış bicimleri ve iletildiği muhatapları, olaylarda inisiyatif almaları, ısrarlı şekilde kararları uygulama bicimleri, sadece orgut yoneticilerinin yapabilecekleri şekilde olayları organize etmiş olmaları, yine şupheliler hakkında orgut adına bu yonde faaliyetler yuruttuklerine ilişkin yapılan diğer tum tespitler birlikte dikkate alındığında mevcut şuphelilerin PKK/KCK silahlı teror orgutunun sozde yoneticisi olarak kabul edilmeleri gerekmektedir."
BOLGEDE KANTON BOLGELER OLUŞTURARAK, OZERKLİK İLAN ETMEYE HAZIRLANDILARİddianamede, PKK/KCK teror orgutunun ozellikle 2010 yılından sonra 'Demokratik Ozerklik'ten başka bir secenek kalmadığı şeklinde acıklamalar yaptığı ve orgute yakın basın yayın organlarında surekli bu yonde haberler yapıldığı aktarıldı. Orgutun Serhildan 'Başkaldırı' olarak adlandırdığı 6- 8 Ekim olayları ile bolgede kanton bolgeler oluşturmayı amacladığı, ardından da ozerklik ilan etmeye hazırlandığı aktarıldı.HENDEK OLAYLARI 6- 8 EKİM'İN DEVAMIİddianamede, guvenlik guclerinin olaylara mudahalesine rağmen orgutun amacından vazgecmeyerek eylemlerin daha şiddetli ve Turkiye geneline yaymak amacıyla KCK Yurutme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat kod adlı Hulya Oran tarafından 14 Temmuz 2015 tarihinde "Kurdistan'da yeni bir donem başlıyor" şeklinde cağrı yaptığı aktarıldı. Bu cağrının ardından 15 Ağustos 2015'te Hendek olaylarının başladığı ve HDP'nin de aralarında bulunduğu orgutle ilişkili tum yapılar tarafından benzer cağrıların yapıldığı aktarılarak şu değerlendirme yapıldı: "PKK/KCK silahlı teror orgutunun ulkemiz topraklarını da icerisine alan sozde Bağımsız Kurdistan Devleti'ni oluşturmak amacıyla kanton bolgeler akabinde ozerklik ilanı icin 6- 8 Ekim Kobani olayları ve 15 Ağustos 2015 Hendek olaylarında gercekleştirilen saldırıların aynı amac doğrultusunda olduğu, sanıkların orgutun siyasi alan yapılanması icerisinde faaliyet gosterdikleri, gerek 6- 8 Ekim teror olaylarında, gerekse Hendek olaylarında acık bir şekilde orgutun talimatlarına uyarak PKK/KCK teror orgutunun gudumunde, orgutun acıklamalarıyla aynı icerikteki acıklamaları yaptıkları, bu şekilde bu ve benzer olaylarda orgutun talimatı ve stratejisi doğrultusunda orgut gudumunde hareket ettikleri anlaşılmaktadır."'KCK SOZCUSU, DEMİRTAŞ'TAN HALKIN SOKAĞA CIKMASI YONUNDE CAĞRI YAPMASINI İSTEDİ'İddianamede ifadesine yer verilen gizli tanık Mahir, siyasi parti ve derneklerin tamamının PKK'nın tabanını oluşturduğunu soyledi. Turkiye'de PKK/KCK adına gercekleştirilen legal, illegal, korsan gosteri ve eylemlerin hicbirinin rastgele, kontrolsuz, plansız veya talimatsız yapılmadığını belirten Mahir, butun eylemlerin Kandil tarafından orgutun ideolojik cizgisi ve donemsel politikaları doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli olarak planlandığını soyledi. 2014 ekim ayı oncesinde Kobani'de DEAŞ ve YPG arasındaki catışmaların şiddetlendiğini anlatan Mahir, "Eylul 2014 sonlarına doğru orgutun talimatları doğrultusunda KCK Turkiye sozculuğu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile goruşerek, halkın Kobani'ye guclu şekilde sahip cıkması yonunde cağrı yapmasını istedi. Donemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindeki heyet Kobani'yi ziyaret etti. Ziyaret donuşunde sınıra yakın bolgede KCK Turkiye sozculuğunde bulunan Mazhar Ozturk, Cihan Ekin ve Ferhat Aksu ile goruşmeler gercekleştirdi. Bu goruşmelerde, adı gecen KCK Turkiye sozculeri, Selahattin Demirtaş'tan, Kobani'nin savunulması, sahiplenilmesi ve destek verilmesi adına başta Kurt ve tum Turkiye halklarının seferberlik ruhuyla sokaklara, alanlara cıkmasını, Kobani'ye destek vermesini, bunun icin topyekun direnişe gecmeleri yonunde cağrı yapması gerektiğini belirterek bu yonde talimat verdiler" şeklinde ifade verdi.'DEMİRTAŞ KANDİL TARAFINDAN UZERİNDE OLUŞTURULACAK BASKIYI GOZE ALAMADI'Demirtaş'ın boyle bir acıklama yapması durumunda hukuki anlamda sorumlu olacağını bildiği icin ilk etapta bu acıklamayı yaparak sorumluluğu tek başına almak istemediğini belirten gizli tanık Mahir, "Ancak Demirtaş'ın siyasi kariyerindeki geleceğini ve Kandil tarafından uzerinde oluşturulacak baskıyı goze alamadığından KCK Turkiye sozculuğunun yapmasını istediği acıklamayı yaptı" ifadelerini kullandı.'KCK SOZCUSU HDP MYK TOPLANTISINA KATILDI'Mahir, 30 Eylul 2014'te Demirtaş'ın bir basın acıklaması yaptığını belirterek şunları soyledi: "Bu acıklamadan yaklaşık bir hafta sonra KCK Turkiye orgutu sokak eylemlerini zayıf ve yetersiz gorduğunden daha buyuk cıkış- hamle yapma ihtiyacı duyuyordu. Mevcut sokak eylemlerini bir ust seviyeye taşımak amacıyla KCK Turkiye sozculuğu o donem yapılan HDP MYK toplantısına katıldı. Bu toplantıda, MYK'ya karar aldırıldı. 6 Ekim 2014'te daha MYK toplantısı devam ederken acil yazılı bir cağrıda bulundu. Bu cağrı 'haklarımızı sokağa cıkmaya ve cıkmış olanlara destek vermeye cağırıyoruz' şeklindeydi. Bu cağrıların akabinde HDP, DBP, HDK, DTK, kadın ve genclik orgutleri, Serhildan Komitesi gibi yapılanmalar tarafından da başkaldırı cağrıları yapıldı. Bu kadrolar ayrıca bir talimata gerek duymaksızın kitlesel eyleme molotoflu, taşlı, havai fişekli ve el yapımı patlayıcılı katılır, aktif olarak yer alır. Bu cağrılar sonucunda kimse normal bir basın acıklaması, yuruyuş, miting gibi eylemde bulunulmayacağını bilir."YASİN BORU'NUN BABASI: COCUĞUMU SOL AYAĞINDA BULUNAN 'BEN'DEN TANIDIM İddianamede, olaylar sırasında oğlu Yasin Boru'yu kaybeden Fikri Boru'nun de ifadesi yer aldı. Boru, oğlunun cesedini ancak 9 Ekim'de hastane morgunda bulduğunu belirterek, "Teşhis icin morga girdiğimde cocuğumun yuzu tanınmaz halde idi. Ben cocuğumu uzerindeki elbiseden ve sol ayağında bulunan ben vardı, buradan tanıdım. Daha fazla bu duruma dayanamayınca orada baygınlık gecirdim. Oğlum Yasin Boru'nun olmesine sebep olan şahısları tanımıyorum. Saldırıyı yapan orgut taraftarı şahıslardır. Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile acıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zubeyde Zumrut, Gultan Kışanak ve daha tanımadığımız insanlardır. Bu şahıslardan ve oğlumun olumune sebebiyet veren şahıslardan davacı ve şikayetciyim" dedi.YASİN BORU'NUN CEP TELEFONU BULUNAMAMIŞOlaylar sırasında oğlunu defalarca telefonlar aramasına rağmen ulaşamadığını soyleyen baba, ifadesinde şunları soyledi: "Oğlumun telefonu halen kayıptır. Bu telefon oğlumu katleden şahıslarda da olabilir. Ben bu telefonun da bulunmasını istiyorum. Oğlumun telefonunu kim almışsa oğlumun ve cocukların oldurulmesine sebep olan kişilerdir."BORU'NUN OLDURULDUĞU EVDE YARALI KURTULAN ER YAŞADIKLARINI ANLATTIOlaylar sırasında Yasin Boru ile birlikte olan Yusuf Er ise ifadesinde o gun yaşadıklarını anlattı. Er, kalabalığın 'Siz İŞİD'cisiniz diyerek kendilerini kovaladıklarını ve bir binaya sığındıklarını belirterek, "Hasan Gokguz, Yasin Boru, Riyat Guneş, Ahmet Dadak ve ben bir ust daireye doğru cıktık. Ust kattaki bir kadın bizlere 'gelin benim evimde gizlenin' diye soyledi, daha sonra iceriye girdik. Kapıyı kapattık ve evin ışıklarını sondurdu ve bizi bir odaya aldı. İceride iki tane kucuk cocuk da vardı. Ev sahibi bizlere biraz su verdi, daha sonra ise dışarıdan kocası iceriye geldi. Bizleri gorunce 'siz kimsiniz benim evimde ne arıyorsunuz' dedi. Cebinden bir bıcak cıkartarak 'sizler IŞİD'cisiniz cabuk benim evimi terk edin' diye soyledi. IŞİD'ci olmadığımızı yerde duran poşetleri gostererek kurban dağıttığımızı soyledik. Polisi aradık ancak yardıma gelen olmadı" dedi.'BUNLAR İŞİD'Cİ, OLDURUN BUNLARI' DİYE TEMPO TUTUYORLARDI'Daha sonra kalabalığın evin kapısına dayandığını anlatan Er, ifadesini şoyle surdurdu;"Ev sahibi ısrarlarımız uzerine birkac kez telefon ile onları arayarak gitmelerini istedi. Ancak gitmediler kapıya vurmaya devam ettiler. Biz iceride iken dışarıdakilerin 'dinamit getirin kapıyı ucuralım' dediklerini duyduk. Sırtımız mutfağa donuk olduğu sırada ust kattan iple mutfağın balkon penceresinden iceri giren bir kişi, 'kimsiniz' diyerek elindeki tabanca ile ateş etmeye başladı. Bu ateşte Hasan yaralandı. Yanındaki 3 arkadaş onu cekerek bir taraflara goturduler. Ben de tuvaletin kenarına saklandım. O sırada gorduğum bir pas pas sopasını elime aldım. Onun geleceği tarafa doğru sallamaya başladım. Bulduğum bir sabun kutusunu da ona fırlattım. O sırada silahının yere duştuğunu gordum. Hemen belinden başka bir tabanca cıkardı ve beni sağ el ve bacağımdan vurdu. O sırada ev sahibi ev anahtarını yerden saldırgana attı, o da onu alıp, dış kapıyı actı. Kapıda bulunan biri aşağıdakilere kapının acıldığını haber verdi ve kalabalık iceriye doluşmaya başladı. 4 arkadaşım bir tarafta, ben başka bir tarafta idim. 3 el silah sesinden sonra 4 arkadaşımı vurduklarını anladım. Bundan sonra beni vuran şahıs 'tuvalette de biri var' diyerek tuvalet kapısına geldi. Kapının camını kırıp iceriye girdiler ve beni tekme tokatla dovmeye başladılar. Yere duştuğum esnada biri birkac kez kafama bıcak sapladı. O sırada bıcak uclu bir sopa ile bir başkası bana vurdu. Yine o sırada elinde kanlı keser bulunan biri vurmaya başladı. Baygın olduğum bir esnada beni de balkondan atmak icin kaldırdıkları sırada ayıldım. O sırada cevreden 'bunlar IŞİD'ci oldurun bunları' diye tempo tutulduğunu duydum."'BİNA ONUNDE PARCALANIP YAKILMIŞ 2 ARKADAŞIMIN CESEDİNİ GORDUM'Balkonda aşağı atılmak istenirken cırpınarak ellerinden kurtulup, tekrar tuvalete girdiğini anlatan Er, "Elinde keser olan şahıs peşimden gelerek keserle başıma ve boynuma vurdu ve beni tekrar salona cıkarttılar. O sırada aşağı doğru merdivenlerden koşmaya başladım. Apartmanın onu insan dolu idi, merdiven altına sığındım. Arkamdan birkac kişi girdi. Biri satırla ayağıma vururken diğeri elindeki odun ile kafama ve bacaklarıma vuruyordu. O sırada yine bayılmıştım. Keserli şahıs 'bunu sağ bırakalım diğerlerine ibret olsun' diyordu. Diğeri ise 'hayır ellerini ve ayaklarını bağlayıp oldurelim ve yakalım' diyordu. O esnada iki kişi kollarıma girip binanın onune cıkardılar. Yerde 2 arkadaşımın kanlar icinde uzanan bedenlerini gordum, parcalanıp yakılmışlardı. Bunlar Hasan Gokguz ve Yasin Boru idi. Beni darp ederek binadan 70- 80 metre uzaklaştırıp bıraktılar. Ben de yaralı halde kacmaya başladım."İfadesinde mucize eseri kurtulduğunu soyleyen Er, oldurulen 4 arkadaşının cep telefonlarının saldırganlar tarafından alındığını, telefonların izinin surulmesi halinde katillere ulaşılabileceğini soyledi. Er, olaylara neden olan ve arkadaşlarını oldurup, kendisini yaralayan kişilerden şikayetci olduğunu da belirtti.SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI VE LAR DA İDDİANAMEDEİddianamede ayrıca tum sanıklara yonelik deliller de yer aldı. Sanıkların olay oncesi, olaylar sırasında ve sonrasında sosyal medya paylaşımları ile yaşananlara ilişkin emniyet tarafından cekilen ve guvenlik kamera goruntulerinden alınan fotoğraflar da yer aldı.













