
Dunyada ilk uygulamaları 1995 yılında başlayan, Turkiye'de ise temelleri 1997 yılında atılan e-ticaret, muşterilere her zaman ve her yerde alışveriş yapma imkanı, firmalara ise mağaza acma ve işletme masrafı olmadan satış yapma ve normal zamanda ulaşabileceklerinin cok daha uzerinde bir muşteri kitlesine ulaşma fırsatı sunuyor. İnternet ve mobil aracların kullanımıyla her gecen gun hacim olarak buyuyen e-ticaret, 2020 yılının Mart ayından itibaren hic hesapta olmayan bir şekilde, yeni tip koronavirus (Kovid-19) sayesinde 3-5 yılda yaşayacağı ivmelenmeyi sadece 6 ay icine yaşadı. Bu durum e-ticaretin dijital donuşumle birlikte daha da artacağını gosteriyor.
Turkiye'de e-ticaret iklimini olumlu etkileyen faktorler nufusun kalabalık olması, internet kullanım oranındaki yukseklik ve devam edegelmekte olan artış, her gecen gun gelişen ve sayıca artan alternatif odeme sistemleri ve gelişmiş bankacılık sistemleri olarak sayılabilir. Ayrıca Turkiye'de genc nufus oranının yuksek olması ve bu genc nufusun yeni teknolojilere kolay ve hızla adapte olabilmesi de e-ticaretin gelişmesine katkı sağlıyor.
E-ticaret Dunya Ticaret Orgutu (DTO) tarafından "mal ve hizmetlerin uretim, dağıtım, pazarlama, satış ve teslimatının elektronik yollarla yapılması" şeklinde tanımlanıyor. 2019 yılında e-ticaretin toplam perakende ticaret icindeki oranı İngiltere'de yuzde 18,3, ABD'de yuzde 15,2 ve Almanya'da yuzde 11,7 olmuştur. Gelişmekte olan ulkelere baktığımızda ise Cin'de bu oran yuzde 28,2, Brezilya'da yuzde 7,6, Rusya'da yuzde 7,2'dir. Turkiye'de online perakendenin toplam perakende ticaretteki oranı 2019 yılında yuzde 6,2 olmuş ve Turkiye bu oranla gelişmekte olan ulkeler ortalaması olan 6,7'nin altında kalmıştır. Bununla birlikte Turkiye'de e-ticaret 2015-2019 yılları arasında yuzde 35 gibi cok yuksek bir yıllık buyume oranı sergiledi. Pandemi etkisiyle 2020 yılında cok daha yuksek bir buyume oranı bekleniyor. Turkiye'nin bazı firmaları 2023 yılında gelmeyi bekledikleri noktaya pandemi nedeniyle 2020 yılında geldiklerini acıkladılar.
Danışmanlık şirketi McKinsey'in bir araştırmasına gore, 2020 yılında Avrupa'da ilk kez online alışveriş yapanların oranı yuzde 13, Turkiye'de ise yuzde 25'tir. Alışkanlıkların değiştiği bir donemde e-ticaretin konforuna alışan muşterilerin pandemi sonrasında da e-ticaret yapmaya devam etmesi bekleniyor. Bu durum da e-ticaret ve onun bir ileri adımı olan e-ihracat konusuna hem firmaların hem de devletin eğilmesini ve uygulamada gorulen aksaklık ve mevzuat eksikliklerinin bir an once giderilmesini zorunlu hale getiriyor.
E-ticaretin avantaj ve dezavantajları
Muşterilerin bir urunu gormek icin mağaza mağaza gezmesi, fiyatları karşılaştırması ve alacağı urune karar verince tekrar o mağazaya geri donerek alışveriş yapması ve bunun icin harcayacağı zaman ve enerji duşunulunce, e-ticaret bir hayli pratik ve hızlı bir yontem. Uretici acısından duşunulduğunde ise mağaza calıştırma ve calışan giderleri acısından karlılık sağlıyor; ayrıca mağazada ulaşılabilecek muşteri kitlesinin cok daha fazlasına guzel bir internet sitesi kurarak ve internet uzerinden satış elemanları calıştırarak ulaşılmasına olanak veriyor.
Her gecen gun daha yoğun hayatlar yaşadığımız gunumuzde, gunun her saatinde alışveriş yapabiliyor olmak, farklı marka ve urunlerin kalite ve fiyatlarını kolayca karşılaştırabilmek, internet uzerinden aynı urunu mağazadan daha ucuza satın alma ihtimali ve alışverişi yorulmadan ve zaman kaybetmeden yapabilmek, insanların her gecen gun e-ticarete daha fazla yonelmesine yol acıyor. Ayrıca 2020 yılı başlarından itibaren ortaya cıkan Kovid-19 salgınında e-ticaret, sağlığı koruma ve risk almadan ihtiyacları karşılama anlamında bir cozum olarak kullanıldı ve daha onceleri e-ticarete temkinli yaklaşan ve urunu gorup denemeden alamayan kimseler dahi e-ticaretin konforuna alışmaya başladılar.
E-ticaret perakende ticaret ile kıyaslandığında, firmalar icin maliyeti fiziksel mağaza acma maliyetine gore cok daha ucuzdur; ayrıca stok ve dukkan işletme maliyetlerinden tasarruf edilir. Ancak muşteriler urunleri deneyerek almadığı icin, e-ticarette iade oranı geleneksel ticarete gore daha yuksek.
E-ihracat: Turkiye'ye sunduğu fırsatlar
2017 yılı verilerine gore Turkiye'nin geleneksel yontemlerle ticaret yaptığı ilk 10 ihracat pazarında ihracat menzili 2 bin 599 km iken, e-ihracat yaptığı ilk 10 pazarda ihracat menzili 4 bin 308 km'dir. Turkiye'nin ihracat menzilinin 2001 yılında 3 bin 235 km iken 2010 yılında 2 bin 846 km'ye duştuğu ve geleneksel yontemlerle yapılan ihracatta ihracat menzilinin giderek daraldığı gorulmekte. Turkiye'nin ihracatı incelendiğinde, ihracatın coğunlukla buyuk olcekli firmalar tarafından yapıldığı, KOBİ ve yeni girişimlerin ihracattaki payının duşuk olduğu gorulur. Bu bakımdan kucuk olcekli firmalara da ihracatcı olma fırsatı sunan e-ihracat hem Turkiye'nin daralan ihracat menzili sorununu aşmaya yardımcı olacak hem de gelir dağılımını daha eşit bir duzleme oturtacak bir arac olarak kullanılmalı. Yıllık e-ticaret gelişim oranlarına bakıldığında, Rusya'nın yuzde 27 buyume oranıyla en hızlı buyuyen e-ticaret pazarlarından biri olduğu gorulur. Avrupa Birliği (AB) ulkelerinde e-ticaretin perakende satışa oranı hala yuzde 10 seviyelerinde ve gelişmeye acık. Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarları ise e-ticaret ile henuz yeni tanışmaya başladılar. Bu bakımdan Turkiye'nin yakın coğrafyada kullanması gereken ciddi bir e-ihracat potansiyeli var.
E-ihracatla satılan urunler nitelik acısından incelendiğinde, bu urunlerin giyim, ayakkabı, aksesuar, mucevher, saat, elektronik ve otomotiv parcaları gibi yukte hafif pahada ağır urunler olduğu ve katma değer bakımından geleneksel ihracattaki ortalamanın uzerinde olduğu goruluyor. Bu da Turkiye'nin geleneksel yontemlerle yaptığı ihracata kıyasla e-ihracat yoluyla gelirini daha fazla artırabileceği anlamına geliyor. Ancak e-ihracat yoluyla diğer ulkelere satış yapan firmaların, surdurulebilir bir ticaret ilişkisi geliştirmek icin, yabancı dilde muşteri hizmetleri sunması ve satış sonrası hizmetleri aksatmaması gerekir.
E-ticaret yayılma etkisiyle hangi sektorleri geliştirebilir?
E-ticaret gelişirken, lojistik ve bilgi iletişim teknolojileri gibi birlikte calıştığı sektorlerin de gelişmesi zorunludur. Zira e-ticaretteki artışın surdurulebilir olması, lojistik ve bilgi işlem alanlarında aksaklık yaşanmamasına bağlıdır. Ayrıca e-ticaretin muşteriye zaman ve mekandan bağımsız olarak ulaşabilme potansiyeli, Turkiye icinde daha az gelişmiş bolgelerde bulunan ve işlem hacmi bakımından kucuk olan firmaların buyuyebilmesine olanak sunacaktır.
Turkiye'de genc nufus işsizliğinin yuksek oluşu ve genclerin dijital ve girişimci yeteneklerinin orta ve ileri yaş gurubuna gore daha yuksek olduğu goz onune alınırsa, e-ticaret ve e-ihracattaki gelişmelerin istihdam ve gelir artışı sağlaması beklenebilir. E-ticaretin ulke icinde gelişmesi ve e-ihracata donuşerek sınırları aşması icin, KOBİ'ler başta olmak uzere Turkiye'deki firmaların yabancı ulkelerdeki mevzuat ve pazar hakkında bilgi toplayacak şekilde, yabancı dil bilen, ihracat prosedurlerini gercekleştirebilen ve bilgi işlem teknolojilerini ileri seviyede kullanabilen nitelikli personele sahip olması gereklidir.
Yapılan araştırmalar, muşterilerin e-ticaretten uzak durmasındaki en onemli etkenin teslimat surelerinde yaşanan aksaklıklar olduğunu gosteriyor. Her ne kadar cevrimici alışverişlerde teslimat sureleri belirtilse de, lojistik sureclerden kaynaklanan gecikme veya belirsizlikler, Turkiye'de ve dunyada muşterilerin e-ticaret yapma kararlarını olumsuz şekilde etkilemeye devam ediyor. Turkiye'de Kovid-19 doneminde beklenenin cok uzerinde buyuyen e-ticaret sektorunun geleceğini bekleyen en buyuk tehlikelerden biri kargo şirketlerinin beklenen performansı gosterememesidir. Turkiye'de kargo şirketlerinin e-ticaretle birlikte buyuyup kendilerini geliştirmemesi, e-ticaretteki buyumenin surdurulebilir olmasına engel olabilir.
E-ticarette başarılı olmanın anahtarları, dijital ve yabancı dil yetenekleri gelişmiş insan kaynağı, yasal, teknolojik ve lojistik alt yapının iyileştirilmesi ve kişisel verilerin guvenliğinin sağlanması konusunda alınacak onlemler olarak sıralanabilir. Gelişen ve değişen dunyanın yoneldiği bu alana Turkiye'nin ozellikle genc nufusunu yonlendirmesi ve zamanın fırsatlarını gecikmeden kullanması yararına olacak, bu konuda atılan adımlar ulkeye hem istihdam artışı hem de kronik dış ticaret acığının azaltılması olarak geri donecektir. Ayrıca Kovid-19 surecinde gorduğumuz gibi, insanların evden pek cok işi halledebileceği bir senaryoda, e-ticaretle birlikte yeni iş kollarının ortaya cıkması mumkun olacak ve bu alanlara yapılan yatırımlar da ekonominin canlanmasına ve ivme kazanmasına katkıda bulunacaktır.
[Turk-Alman Universitesi'nde İktisat Bolumu Başkanı olan Prof. Dr. Elif Nuroğlu, uluslararası iktisat, yercekimi modeli, ampirik uluslararası ticaret, ekonometrik modellemeler, ampirik makroekonomi, yapay sinir ağları ve fuzzy yaklaşımlar alanlarında calışmaktadır]
Kaynak: Anadolu Ajansı / Prof. Dr. Elif Nuroğlu