Penceresine bir cift kumru konmayan ev yoktur. Kumruların birbirine olan duşkunluğu herkesi hayran bırakır. Birbirlerinden aldıkları sevgiyle, oyle guzel oterler ki, keşke her evin camında bir kumru yuva yapsa diye duşunursunuz.

Zaten onların yuvası, o kadar basittir ki dal parcalarını bir araya getirerek mutluluğu yakalarlar. Eşlerine oyle bir tutkuyla bağlanırlar ki sadakatlariyle un yapmışlardır. Hatta eşi olen kumru bir daha başkasını sevmez.

Bu muhabbeti yaşayan sadece kumrular değil tabii ki. Hicten mutluluk ureten aileler hala aramızda yaşıyor. O ailelere kumru adını veriyoruz; tıpkı kumrular gibi bir omur boyu birbirlerini sevdikleri icin.

Kumrular gibi muhabbeti daim olan ailelerin oyle guzel ozellikleri olur ki onları gıptayla izlersiniz.

Onlar muhabbetlerine dedikodu ve gıybet karıştığında rahatsız olurlar.

Onlar, guzel şeyler konuşmak icin vardır.

Onlar, muhabbet etmek icin illa cok guzel ortamlar, uygun zemin ve munasip zaman beklemezler. Bulundukları loş yerlerde kelimelerden ışık yakarlar. Mekanı aydınlatırlar. Zamanın icinde guzellikleri secerler.

Onlar, kelimeleri oyle kullanırlar ki onların sozleri ilac gibidir. Cumleleri bala benzer.
İşte bu yuzden kumru muhabbetinin tadına doyum olmaz. Kargalar gibi felaket tellallığı yapmaz onlar...
Pencerenin pervazında,
Her sabah iki kumru oter.
Tavşankanı caylardan,
Buhar değil, mutluluk tuter.

Yoldan gecenler,
Kaşık seslerinde bile,
Sevgi şarkıları duyar.
Perdelerin mutlu raksına bakıp
Derler ki:
"Bu evde mutlu bir aile var!.."