Kutahya'nın Simav ilcesinde, topraktan dumanlar cıktığı haberi uzerine konuyla ilgili araştırma yapmak icin gorevlendirilen Jeoloji Muhendisliği Bolumu akademisyenleri hazırladıkları raporu kamuoyuna sundu.
Simav İlcesi Akdağ Beldesi sınırları icindeki bir bolgede topraktan duman cıktığı yonunde Kutahya Valiliğine yapılan bildirimin ardından Valilik, Rektor Prof. Dr. Kazım Uysal'la iletişime gecerek bolgede yaşanan durumun araştırılması icin calışma ekibi oluşturulmasını istedi. Rektor Kazım Uysal, tarafından gorevlendirmeyle Jeoloji Muhendisliği oğretim uyeleri Doc. Dr. Cafer Ozkul, Doc. Dr. Huseyin Karakuş ve Dr. Oğr. Uyesi Muzaffer Ozburan araştırma yapmak icin bolgeye gitti.

"Rapor kamuoyuna sunuldu"
Dumanın cıktığı bolgede araştırma yapan oğretim uyeleri, hazırladıkları raporu kamuoyuyla paylaştılar. Uc akademisyenin ortak raporunda, "Olay mahalline varıldığında ise kucuk bir alanda yerden kesif bir dumanın yukseldiği gozlenmiştir. O anda ortamda var olan koku, dumanın bir turba (torf) yangınının urunu olduğunun ilk belirtisi olarak farkedilmiş ve incelemeler bu yonde surdurulerek saha gozlemlerinde bulunulmuştur. Turba yangınının, Simav İlcesi Akdağ Beldesi sınırları icinde, eski bir sulak alan ozelliği taşıyan 1961-1982 yılları arasında kurutularak tarım alanına donuşturulmuş olan ve halk arasında 'deniz tarlası' olarak bilinen, eski Simav Golu'nun tabanının kuzey kıyısında yer aldığı tespit edilmiştir. Yangının, tarla-mera sınırını ayırmak amacıyla kazılmış yaklaşık 1,5 m derinlikte bir hendek icinde, 10 m x 10 m'lik sınırlı bir yayılımda, alevsiz yanma ve kesif duman şeklinde olduğu gozlenmiştir" ifadelerine yer verildi.
"Bu durum alevsiz turba yangını olarak tarif edilebilir"
Bu durumun alevsiz turba yangını olarak tarif edilebileceği belirtilen raporda," Bu tur yangınlar, sulak alanlarda oluşmuş bir bataklık komuru olan turbanın alevsiz yangını olarak tarif edilebilir. Aslında tam bir komur olmayan ve organik maddece zengin bu maddenin (turba), su iceriğinin azalması ve ortama oksijen getirimi sonucunda kendi kendine yanması, bu yangınları meydana getirmektedir. Kurak donemlerde derinlere inen catlaklar yardımıyla ortama oksijen getirimi sağlanmakta ve gelen oksijen ile reaksiyona giren turba alevsiz yanma gostermektedir. Bu yanma sonucu ortaya cıkan duman ise catlaklar yardımıyla yuzeye ulaşmaktadır. Bu tur yangınlar genelde yuzeydeki bitkisel toprak ortusu altında sığ (1 m) gercekleşebilir. Uzun sure alev cıkarmadan devam ederler ve sondurmek zor olabilir. Cıkan dumanda, su buharı ve karbon monoksit, karbondioksit ve nitrojen oksitler iceren gazlar bulunur. Bazı turba yangınları kokulu olabilen sulfur bileşikleri uretebilir. Bataklık komuru (turba) yuksek oranda karbon icerir ve doğal olarak gozeneklidir. Kuruyan turba yangınlarını yıldırımlar, orman yangınları, insan kaynaklı surecler ve hatta gun icindeki aşırı sıcaklar başlatabilir. Gozlemlerin tamamlanmasının ardından, yangının sondurulebilmesi amacıyla uzerinin gecirimsizliğini sağlamak adına, kil iceriği yuksek bir malzeme ile ortulup, sıkıştırılması onerilmiştir. İlk etapta acilen bu işlemin yapılması da mevcut bitkisel toprak yardımıyla sağlanmıştır" denildi.
Raporda şu oneriler sıralandı," Kuresel ısınmanın etkisini giderek gostermesi nedeniyle uzun sureli kuraklık donemlerinde bu tur olayların meydana gelmesi kacınılmaz gorunmektedir. Bu durum dikkate alındığında eski Simav Golu'nun bulunduğu alanda turba tutuşmalarının tarımsal arazilerde yangın cıkartma potansiyeli bulunmaktadır. Bu sebeple, oluşabilecek bir yangın riskini en alt seviyede tutmak icin, ovada gelişi guzel kazılar engellenmelidir. Yangının cıktığı alan en kısa surede kil iceriği yuksek nebati toprak ile yaklaşık 50 cm kalınlığında bir ortu ile kaplanmalıdır. Olası yangınlara hızlı mudahale edebilmek amacıyla belirli noktalara kil iceriği yuksek nebati toprak stoku yapılmalıdır" - KUTAHYA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı