
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Yunus Emre Enstitusu (YEE) ve Okcular Vakfı tarafından Kuzey Makedonya'nın başkenti Uskup'te duzenlenen "Turk Okculuğunun Tarihi Seruveni" konulu serginin acılışını gercekleştirdi.
Kuzey Makedonya Kultur Bakanlığının desteğiyle tarihi Kurşunlu Han'da duzenlenen acılış programında konuşan Şentop, serginin tarihi kıymetinin haiz olduğunu belirterek bu serginin Tozkoparan İskender'in okculuk alanında kırılamayan rekorunu kırdığı bu tarihsel alanda duzenlenmesinin ayrıca anlamlı olduğunu dile getirdi.
Ecdadın kutlu mirasını her alanda yaşatmak ve yeniden istikbale taşımak icin gosterilen bu değerli caba ve gayretleri yurekten kutladığını soyleyen Şentop, "Ok ve yay ile onun kullanımını tanımlayan okculuk, kadim Turk tarihi icinde mustesna bir yere ve oneme sahiptir. Oyle ki okculuğu bir hayat şekli olarak benimseyen ve okcu milletler olarak tasvir edilen Turkler, kendilerine Bozok ve Ucok gibi okla ilişkili isimler vermişlerdir. Hakeza Osmanlı hanedanının mensubu olduğu Kayı Boyu'nun simgesinin iki ok arasına yerleştirilmiş yay olması, elbette bu tarihsel mirasın bir sonucudur. Edebiyat tarihimizin onemli bir unsuru olan Turk destanlarında ok ve yay metinlerin etrafında donduğu kelimelerdir ve yiğitlik gostergesidir." ifadelerini kullandı.
Kadim Turk tarihinde ok ile yayın adalet ve hakimiyet sembolu olarak kabul edildiğini kaydeden Şentop, bu sebeple Turk kulturunde ok meydanlarına kutsiyet atfedildiğini ve bu meydanların cennetten bir parca şeklinde tasvir edildiğini soyledi.
Şentop, "Geleneksel olarak okcunun ok atarken kalpten besmeleyle birlikte 'Ya Allah/Hak' demesi, bu dini kulturel motivasyonun bir sonucudur. Okculuk tekkelerinin kurulmasının temel kaynağı da bu tarihsel mirastır. En iyi okcular bugun Okcular Vakfının yeniden ihya ettiği Okcular Tekkesi'nde yetişiyordu. Okcu olmak emek, sabır, gayret istiyordu. Tıpkı bugunku manada profesyonel sporcu olmak gibi zorlu ve yorucu bir yetişme sureci vardı." diye konuştu.
İyi bir okcu olmak icin guclu kaslara sahip olunması gerektiğini soyleyen Şentop, "O yuzden en az uc yıl yay denilen kiriş cekme eğitimi yapılıyordu. Cekilen kirişin bir diğer adı da cile idi. Dervişlerin inziva odasına cekilip cile cekmeleri misali, uc yıl boyunca kiriş cekmeye de cile cekmek denilirdi. Bu zorlu eğitimin verildiği tekkeler sayesinde fiziki ve fikri olarak sağlam insanlar yetiştirmek mumkun olmuştur." ifadelerini kullandı.
Turk milletinin okculukta son derece maharetli olduğunu, donemin en guclu ordularının Turk okcularının cesareti ve mahareti sayesinde dize getirildiğini soyleyen Şentop, sozlerini şoyle surdurdu:
"Duşmandan kacar gibi yapıp, hilal gibi acılarak duşmanı kuşatma altına almak bir Turk savaş taktiğidir. Son derece de koordineli hareket etmeyi gerektiren bu taktiği ordularımız yıllardır, yuzyıllardır, binyıllardır kullanır. Afrin'den bolucu hainleri cıkartırken Turk Silahlı Kuvvetleri bu taktiği kullandı. Azerbaycan ordusu da Turk Silahlı Kuvvetlerinin kurmay aklından istifade ederek işgal altındaki topraklarını kurtarmak icin Ermeni işgalcilere karşı gercekleştirdiği operasyonda bu taktiği kullanmıştır."
"Okculuk kultur ve geleneği bu coğrafyada da kok saldı"
Kullanılan bu taktiğe "Yay gibi geri cekilmek" de dendiğini ve yay gibi geri cekilmek denilmesinin sebebinin de bir sonraki hamlenin "ok gibi ileri fırlamak" olması sebebiyle olduğunu vurgulayan Şentop, Balkan coğrafyasının da bu tarihi mirastan nasibini aldığını, okculuk kultur ve geleneğinin bu coğrafyada da kok saldığını kaydetti.
Okculuk Vakfının, bu tarihsel mirasa sahip cıkarak gelenekten beslenip geleceği inşa edecek genclerin yetişmesine caba sarf ettiğini vurgulayan Şentop, "Bir sanatı icra etmek, bir eseri ortaya cıkarmak rikkat, dikkat ve sabır ister. Sergiler, kultur ve sanat alanında yapılan faaliyetleri, ortaya cıkartılan eserleri ilgilisiyle buluşturmak amacıyla acılır. Duşuncelerimizi, hislerimizi somutlaştırdığımız bu tur faaliyetler bir araya gelmemize de vesile olduğu icin de kıymetlidir. Kultur-sanat zarafet, nezaket ve letafet icerir. Bu sebeple bir medeniyetin sutunları, milletin de hayat damarıdır." dedi.
Kulture ve sanata ilgi gostermeyen bir milletin hayat enerjisinin tukenmiş olduğu anlamına geldiğini soyleyen Şentop, bu sebeple kultur ve sanatın desteklenmesi, kultur ve sanatla iştigal olan insanların takdir ve teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.
Şentop, sozlerini şoyle tamamladı:
"Biz siyaseti; kulturumuzu, sanatımızı, medeniyetimizi yaymak, yaşatmak icin bir arac olarak goruyoruz. Kultur ve sanat sayesinde hayata guzel bakmayı, baktıklarımızda guzelliği gormeyi oğreniriz. Gonlumuzu ve ruhumuzu kulturle, sanatla besleriz. Bazıları bizim bu topraklara gucle, kudretle egemen olduğumuzu zannetmektedirler. Oysa biz Kuzey Makedonya'da, butun Balkanlar'da zarafetimizle, letafetimizle, inceliğimizle, ahlakımızla bulunduk. Bunun orneklerini de Uskup'u, Manastır'ı, Kalkandelen'i gezerken bizzat muşahede etmek mumkundur. Bu sergiyle de ok ve yayın tarihi seruvenine tanıklık etmenin cok otesinde, ulvi gayelerimizin menziline ok atıyoruz. Yeryuzunde hakkın ve hakikatin tesisi, adaletin, huzurun, barışın ve kardeşliğin ikamesi icin bir ok kadar doğru, tavizsiz, hızlı ve isabetli olma davasındayız."
Bakan Yardımcısı Alpaslan: "Bu tur faaliyetler Kuzey Makedonya ile ilişkilerimizi cok daha guclendirecek"
Turkiye Kultur ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan da okculuğun Turk insanı ve Turkiye icin son derece onemli olduğunu belirtti.
Turkiye'nin UNESCO Somut Olmayan Kulturel Miras Listesi'nde 20 eserinin bulunduğunu dile getiren Alpaslan, Turk okculuğunun da UNESCO'ya kaydedildiğini soyledi.
Alpaslan, "Bu tur faaliyetler Kuzey Makedonya ile ilişkilerimizi cok daha guclendirecek, ideal seviyelere getirecek. İcinde bulunduğumuz bu mustesna guzide eser de atalarımızın bizlere bıraktığı cok onemli eserlerden bir tanesi. Belki Balkanlar'daki en buyuk eserlerden bir tanesi. Yunus Emre Enstitumuz burada cok ozel bir kultur merkezi oluşturarak, yine Kuzey Makedonya ve Balkanlar'daki kulturel ilişkilerimizin zeminleşmesi acısından bir arac olarak kullanacak." ifadelerini kullandı.
Okcular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız da Uskup'un ok ve yay dendiğinde mutlaka zikredilmesi gereken bir şehir olduğunu vurgulayarak "Okcular Vakfı olarak başta okculuk olmak uzere geleneksel sporların ihyası surecinde bir katkımız olacaksa saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın medeniyetimizin idrak, inşa ve ihya surecine verdiği mucadeleye bir destek olacaksak ne mutlu bize. Okcular Vakfının temel amacı ve sorumluluğu da budur. Bu sorumluluğu taşımak da boynumuzun borcudur." diye konuştu.
Programa ayrıca Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Başkanı Salih Murat, Kuzey Makedonya Genelkurmay Başkan Yardımcısı Azim Nuredini, Turkiye'nin Uskup Buyukelcisi Hasan Mehmet Sekizkok, milletvekilleri, belediye başkanları, ulkedeki Turk kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Umeys Sulejman