
Son donemde Turkiye'de yabancı yatırımcıların "hukuki guvenceleri olmadığı icin" ulkeye gelip yatırım yapmadıkları sık ve ısrarlı bir şekilde dile getiriliyor. Oysa yabancı yatırımcıya ve yabancı yatırımcının yatırımının korunmasına yonelik yerel ve uluslararası hukuk rejimine baktığımızda, Turkiye'nin bolgenin en iyi, dunyanın da en ileri yabancı yatırım rejimine sahip ulkelerden biri olduğunu goruyoruz. Hangi ulkeden olursa olsun, yabancı yatırımcının yatırımı Turkiye'de kendi ulkesinden daha fazla hukuki teminat altındadır.
Her Turk vatandaşının ulke cıkarlarının savunulması bağlamında konuyu mulahaza edip ona gore bir değerlendirme yapması gerekir. Zira ulkenin imzaladığı uluslararası sozleşmeler ve yerel duzenlemeler, yabancı yatırım icin kuvvetli bir hukuki altyapı sunmakta. Anayasa'nın 90. maddesine gore, "Usulune gore yururluğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hukmundedir. Bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz."
Turkiye cok kapsamlı ve detaylı bir yabancı ve doğrudan yatırımı koruma kanununa sahip. Ayrıca, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu olan bir ulke. Bu kanunu inceleyip diğer bolge ulkelerinin "doğrudan yabancı yatırım" kanunlarıyla kıyasladığımızda, Turkiye'de gecerli kanunun cok daha ilerici olduğu, yabancı yatırımcıya cok daha geniş ve esnek calışma alanı sunduğu, bunu yaparken de onu koruduğu ve somut teşvikler sağladığı goruluyor. Konuya ilgi duyanların ulkemizin bu kanununu, bolge ulkelerinin Foreign Direct Investment Law (FDI) yani "doğrudan yabancı yatırım hukukuyla" kıyaslayıp adil bir sonuca varmalarını ozellikle oneririz.
Turkiye aynı zamanda Washington Sozleşmesi'ne de taraftır. Buna istinaden, Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Cozum Merkezi'nin (ICSID) tuzuğunu kabul etmiş, ilgili sozleşmenin 54. maddesi de dahil olmak uzere onemli bircok maddesine cekince koymadan, cıkacak hukmu kendi en ust yerel mahkemesinden cıkmış bir karar gibi "tenfizi kabil hukum" olarak kabul etmiş, bunu da anayasa maddesiyle yabancı yatırımcının lehine koruma altına almış bir ulkedir. Turkiye ayrıca yabancı tahkim kararlarının tanınması ve tenfizi icin imzalanan New Yok Konvansiyonu'na da taraftır.
Ote yandan Turkiye dunyanın hicbir ulkesinde olmayan iki tahkim kanununa sahiptir. Yabancılık unsuru taşıyan 4686 sayılı kanunla, ticari muamelatlar ve yatırımlara uygulanabilecek Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (UNICTRAL) prensiplerinden hareketle hazırlanmış mustakil bir tahkim kanununa sahip bir ulkedir.
Turkiye tahkim kararlarında mahkemede tasdik ve tenfiz şartını aramadan, tahkim hukmunun doğrudan tenfiz ettirilmesini kanun maddesiyle koruma altına almış dunyanın nadir ulkelerinden de biridir. Konuyla ilgilenenlerin cok iyi takdir edeceği gibi, bunun bir yatırımcı icin, tahkim yoluyla hakkını ararken ne denli hayati bir konu olduğunu soylemeye gerek yok.
Turkiye iki yuz elli bin dolarlık gayrimenkul alana vatandaşlık veriyor ve bu vatandaşların kendi vatandaşı gibi eğitim, sağlık ve benzeri hizmetlerinden eşit bir şekilde istifade etmesini sağlıyor. Yabancı yatırımcıya vergi kolaylığı ve vergi indirimi sağlıyor ve ayrıca yer tahsisi yapıyor.
Turkiye seksene yakın ulkeyle, cift taraflı yatırımların korunması ve teşviki (BIT) anlaşmaları imzalamış durumda. Bunların tumu yatırımla ilgili sozleşmeler ve gecerlilikleri anayasanın koruması altındadır.
Turkiye ICSID Tahkim Merkezi'nin verdiği karara istinaden acılan davalarda, bircok yabancı firmaya (avukatlık masrafları dahil olmak uzere) davalı olarak davayı kaybettiği icin yuksek meblağlar odemiştir. Yani "ulkenin menfaati, kamu duzeni ve guvenliği" gibi hususları bahane ederek "ben hukmu, imzaladığım sozleşmeyi tanımıyorum" diyen, yabancı yatırımcının hakkını yiyen bir ulke değil.
Turkiye bircok ulkeyle adli yardımlaşma ve işbirliği anlaşması, cifte verginin onlenmesine dair sozleşme ve Uluslararası Enerji Şartı'nı imzalamış bir ulke. Ayrıca Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Mavi Akım, Kerkuk, Baku-Tiflis-Ceyhan Enerji gaz boru hatlarıyla ulke adeta uluslararası enerji hatlarıyla orulup uluslararası enerji transferi merkezi haline getirildi.
Kurumsal anlamda Uluslararası Ticari Tahkim Merkezi'ne sahip olan Turkiye'yi yabancı yatırımcı rahatlıkla bir munazaa cozum yeri olarak secebilir. Turkiye İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bunyesinde Bağdat'ta karşılıklı yatırımların korunmasına dair imzalanmış sozleşmeye de taraf.
Bircok Orta Doğu ulkesinin aksine, Turkiye yabancı yatırımcılara kefillik ve vekillik şartı getirmiyor. Hukuk rejimini duzenlerken yabancıya karşı kendi yerli vatandaşını korumacı bir yaklaşımla kanun cıkarmıyor.
Turkiye munhasır distributorluk, bayilik ya da franchising gibi haklar verilirken, "bu hakkı sadece ulkede bulunan Turk vatandaşı alır" gibi bir hukumle yabancıya karşı kendi vatandaşına pozitif ayrımcılık yaparak yabancı yatırımcıyı mağdur etmiyor; yatırımcı kazandığı parayı cekerken bile kefilin izin şartı ya da ulkeden cıkacakken kefilin ya da vekilin cıkış iznini aramıyor.
Yabancı yatırımcının yatırımı Turkiye'de anayasayla, ilgili yasalarla ve Turkiye'nin taraf olduğu uluslararası sozleşmelerle teminat altına alınmış durumda.
[Avukat Ali Cetinkaya uluslararası tahkim, kamu uluslararası hukuku (mukayeseli savaş hukuku), uluslararası guvenlik stratejileri konularında calışmaktadır]
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ali Cetinkaya