
Ukrayna Buyukelciler Konferansı'nda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlut Cavuşoğlu, Turkiye'nin Ukrayna icin gercek bir dost olduğuna vurgu yaparak, "Ukrayna'nın toprak butunluğunu, egemenliğini ve refahını amasız ve fakatsız destekliyoruz. Kırım'ın illegal ilhakını tanımıyoruz. 'Kırım Platformu' kurulmasını destekliyoruz." dedi.
Cavuşoğlu, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile Buyukelciler Konferansı Genel Oturumu'na cevrimici olarak katıldı.
Konferansta konuşma yapan Cavuşoğlu, Ukrayna'nın Turkiye'nin stratejik ortağı olduğunu ve bircok alanda iş birliğinin hızla arttığını kaydetti.
İkili ticaret hacminin artırılması icin calışmaların devam ettiğini ve hedefin 10 milyar dolar olduğunu dile getiren Cavuşoğlu, "Ukrayna'da yatırım yapan Turk firmalarının sayısı artmaktadır. Bunun yanında insanlarımız arası bağı da artırmak istiyoruz. Salgına rağmen bu yıl 1 milyon Ukraynalı turist Turkiye'yi ziyaret etti." ifadelerini kullandı.
Cavuşoğlu, Ukrayna'da 2014 yılında meydana gelen gelişmelerin ardından Turkiye'nin takındığı tutumla Ukrayna'nın gercek bir dostu, iyi bir komşusu ve stratejik bir partner olduğunu kanıtladığına dikkati cekti.
Konuşmasında uc noktaya değinen Cavuşoğlu şunları soyledi:
"Ukrayna'nın toprak butunluğunu, egemenliğini ve refahını amasız ve fakatsız destekliyoruz. Kırım'ın illegal ilhakını tanımıyoruz. 'Kırım Platformu' kurulmasını destekliyoruz. Bu fikre ilk kez Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Cabbar dikkati cekti ve tereddut etmeden 'evet' dedim. Kırım Tatarlarını aramızda bir dostluk koprusu olarak goruyoruz. Kırım Tatarların anavatanlarında ozgurce yaşamalı. Haklarını daha da geliştirmek icin daha fazlası yapılabilir. Bunun icin Ukrayna'yla calışmaya hazırız."
Cavuşoğlu, ucuncu olarak da Donbas'da yaşanan gerginliğin Minsk Protokolu kapsamında barışcıl yollarla cozulmesi gerektiğini belirterek, "Avrupa Guvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ukrayna Ozel Gozlem Misyonu Başkanı Buyukelci Halit Cevik bu konuda onemli bir rol oynuyor." diye konuştu.
"Dijital teknolojiler savaşın doğasını da değiştiriyor ve teroristlerin elinde ciddi bir tehdide donuşuyor."
Konuşmasında kuresel gelişmelere de yer veren Cavuşoğlu, Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla ortaya cıkan ongorulebilirliğin son 10 yılda ortadan kalktığını soyledi.
Yeni tip koronavirus (Kovid-19) salgınının ortaya cıkardığı şokun kimse tarafından tahmin edilemediğini kaydeden Cavuşoğlu, "Kimse NATO'nun ABD ve Fransa tarafından sorgulanacağını tahmin edemezdi. Cok az insanın Brexit'le ilgili ciddi fikirleri vardı. Arap Baharı ve dramatik geri gidişi, DEAŞ'ın yukselişi, Avrupa'daki İkinci Dunya Savaşı sonrası en buyuk insani kriz tamamen tahmin edilemezdi." ifadelerini kullandı.
Donemin ikinci karakteristiğinin guvensizlik ortamı olduğuna vurgu yapan Cavuşoğlu, "Suriye, Libya, Yemen, Afganistan ve Irak'taki silahlı catışmalar canlar almaya devam ediyor. Terorizm eskisinden daha cok can alıyor. Teroristler yeni teknolojileri kullanarak Kabil, Christchurch, Kolombo, Paris, Bruksel, Viyana ve başka yerlerde saldırılarını surduruyor." dedi.
Cavuşoğlu, multecilerin de dunyada acılar cekmeye devam ettiğinin altını cizerek, gelişmiş ulkelerde ayrımcılık ve ırkcılığın da arttığına dikkati cekti.
Cok taraflılığın zayıflamasının da donemin ucuncu karakteristiği olduğunu kaydeden Cavuşoğlu, "Birleşmiş Milletler (BM) Guvenlik Konseyi'nin pandemiyle ilgili karar alması 100 gun surdu. AB'nin muazzam cekim gucu bile azalıyor, guc odakları artan bir şekilde bireysel adımlar atarak kendi kaderlerini belirlemeye calışıyor." ifadelerini kullandı.
Cavuşoğlu, ABD ve Cin arasındaki cekişme gibi bolgesel cekişmelerin daha da derinleştiğini belirterek, "Salgın surecinde bunun daha da derinleştiğini goruyoruz. Aşı konusunda bile cekişme ve dezenformasyon kampanyaları goruluyor." diye konuştu.
Donemin dorduncu buyuk karakteristiğinin ise kureselleşmenin, dijital teknolojilerin ve yapay zekanın yukselişi olduğuna işaret eden Cavuşoğlu, pandemiyle birlikte birbirine bağımlılığın gorulduğunu soyledi.
Yapay zeka ve dijital teknolojilerin yaşamları ve uluslararası politikayı değiştirdiğini ifade eden Cavuşoğlu, "Sağlık ve refah alanında yeni yollar acılırken zengin ile az gelişmiş arasındaki ayrım da artıyor. Geride kalanlar farkı kapatmakta zorlanacak. Dijital teknolojiler savaşın doğasını da değiştiriyor ve teroristlerin elinde ciddi bir tehdide donuşuyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Diplomasinin bir sonuc vermesi icin harekete gecmeliyiz"
Cavuşoğlu, cizdiği tablonun başta Turkiye ve Ukrayna'da olmak uzere bolgede daha da hissedilebilir olduğunu soyleyerek, "İcerde ve dışarda bircok ciddi mucadele verdik. İcerde demokrasimizi ve ekonomimizi kanlı darbe girişiminden, multeci krizinden, teror gruplarının saldırılarından koruduk. Eminim ki bu sorunların kucuk bir bolumu bile bircok Avrupa hukumetini sallamaya yeterdi." dedi.
Dışarda da bircok krizle mucadele edildiğini hatırlatan Cavuşoğlu, bunlara ornek olarak Suriye'deki ic savaşı, Suriye'deki teror orgutlerine yonelik uc askeri operasyonu, Libya krizini ve Doğu Akdeniz krizini gosterdi.
Bu zorluklar ve ongorulemeyen bolgesel gelişmeler karşısında dinamik ve ilkeli bir dış politika benimsendiğine vurgu yapan Cavuşoğlu, Turkiye'nin cıkarları ve bolge istikrarının korunması icin bircok aracın kullanıldığını soyledi.
Cavuşoğlu, bu zorluklara karşı tepkisiz kalmanın bir secenek olmadığına da işaret ederek, "Diplomasinin bir sonuc vermesi icin harekete gecmeliyiz." dedi.
"Eğer Suriye'de adım atmasaydık sınırımızda bir teror devleti kurulurdu"
Ceşitli orneklerle Turk dış politikasının hangi nedenlerle adımlar attığını anlatan Cavuşoğlu, "Eğer Suriye'de adım atmasaydık sınırımızda bir teror devleti kurulurdu. Bu sorunu diplomasi yoluyla cozmek icin cok calıştık ancak sonuc alamadığımızda harekete gecmek zorundaydık." diye konuştu.
İdlib'de de adım atılmasaydı milyonlarca gocmenin Avrupa kapılarına dayanacağını soyleyen Cavuşoğlu, "Harekete gecerek başka bir insani krizi onledik." ifadelerini kullandı.
Turkiye'nin Libya krizinin cozumu icin oluşturulan diplomatik girişimlerin bir parcası olduğuna da vurgu yapan Cavuşoğlu, "Ancak ne zaman diplomatik girişimler başarısız oldu ve savaş lordu (Hafter) ile destekcileri Trablus'a saldırdı o zaman meşru hukumete destek verdik. Bu adım daha fazla kan dokulmesini onledi ve sahada dengelerin yeniden kurularak diplomasiye yeni bir şans verilmesini sağladı." dedi.
Cavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de de yıllardır diplomatik yolların denendiğini ancak Yunanistan'ın ve Guney Kıbrıs Rum yonetiminin attığı tek taraflı adımlar nedeniyle Turkiye'nin kendi cıkarlarını korumak icin harekete gectiğini soyledi.
"Dostluğumuz Karadeniz'de bir barış cıpası"
Turkiye'nin onceliğinin diplomasi ve yumuşak guc olduğunu ancak sert gucunu de kullanmaktan cekinmediğini soyleyen Cavuşoğlu, Turkiye'nin yaşanan değişiklikler karşısında yeni girişimler ortaya cıkarmaya calıştığını belirtti.
Arabuluculuk konusunda da Turkiye'nin onde gelen ulkeler arasında yer aldığını anlatan Cavuşoğlu, Turkiye'de gecen yıl yapılan Buyukelciler Konferansı'nda uc girişim başlatıldığını bildirdi.
Başlatılan "Yeniden Asya" girişimiyle dunyanın yukselen ekonomik ve demografik guc merkeziyle bağlantı kurmak icin yeni bir cerceve hayata gecirildiğini kaydeden Cavuşoğlu, "Diğer girişim ise 'Dijital Diplomasi'ydi. Bu, buyuk veri destekli analizden konsolosluk hizmetlerine kadar uzanıyor. Acıkcası bu girişimi duyurduğumuzda Ağustos 2019'du ve pandemiyle ilgili en ufak bir ipucu bile yoktu. Salgın geldiğinde biz bircok calışmamızı cevrimici yapmaya hazırdık." dedi.
Ucuncu girişimin ise Antalya Diplomasi Forumu olduğunu aktaran Cavuşoğlu, girişimin diplomasi icin yeni bir forum haline geldiğini vurguladı.
Cavuşoğlu, konuşmasının sonunda Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba'ya teşekkur ederek, "Ulkelerimiz arasındaki dostluk ve stratejik ortaklığı geliştirmeye kararlıyız. Dostluğumuzun Karadeniz'de bir barış cıpası olduğunu goruyorum." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Cavuşoğlu, buyukelcilerin soruların yanıtladı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Behlul Cetinkaya