
[h=3][/h]Kibele veya Kybele olarak mitolojide gecen ve Ana Tanrıca olarak kabul gorulur. Kibele, farklılıklarına gore bircok şeyi temsil etmektedir.
[h=3]KİBELE HEYKELİ NEDİR?[/h]Kibele veya Kybele (Magna Mater: Tanrıların anası), Anadolu kokenli bir ana tanrıcadır. Ana tanrıca inancı, bircok kulturde farklı isimlerle yer alır. Yunan anakarasında Rhea, ozellikle Roma donemi Mısır kulturunde İsis ve Yunan adaşı gibi bekaretle değil, doğurganlık ve bereketle ilişkilendirilen Efes Artemis'i (İyon Kibelesi), belli başlı ana tanrıca figurleridir.
Kibele neyi temsil eder?
Kibele'nin sembolleri arasında Ay ve Aslan en onemlileridir. Ay, olum ve yaşamın surekli değişen yonunu, aslan ise kudret, irade ve adaleti sembolize eder. Kibele, başının uzerinde kuleye benzer yuksek bir tac taşır. Bu taş Kybele'nin şehirlerin ve tarımsal urunlerin tek egemeni sayıldığının simgesidir.
[h=3]KİBELE HEYKELİNİN KİM YAPTI?[/h]Ana Tanrıca Kultu
Tarihte, Akdeniz cevresinde, Asya'da ve kuzey ulkelerinde bircok kultur ve uygarlıkta ceşitli isimlerle anılan bir Ana Tanrıca kultu ile karşılaşmak mumkundur. Anadolu'da yapılan kazılar, ana tanrıca figurunun MO 6500 - 7000'lere kadar dayandığını ortaya cıkartmıştır. Analığı, uremeyi, dişiliği, hayatın surmesini ve dolayısıyla bereketi simgeleyen tanrıca, ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak betimlenir; duzgun vucudu her zaman tasvir konusudur.
Heykellerin bir bolumunde doğum yaparken gorulur. Otururken ya da doğum anındaki bazı heykellerde yanında iki leopar veya aslan bulunur. Ana tanrıcanın kutsal hayvanı olan leopar, hayvanların kralicesi olduğunu ve doğa uzerindeki sınırsız egemenliğini simgeler. Bazen kollarında, ceşitli efsanelere gore tanrıcanın hem cocuğu, hem de sevgilisi olan Attis'i taşır.

Kibele figurunun kokeni Anadolu'da cok eski donemlere dayanır. Orneğin Hitit ve Hurriler tarafından tapınılan Kubaba, tartışmalı da olsa, cok sonraları oluşacak Kibele'ye onculuk eden figurlerden biri sayılır Bu heykel 1958 yılında Konya'nın Cumra ilcesindeki Catalhoyuk koyunde bulunmuştur. En yaygın kullanımı Frig uygarlığındadır. Frigya mitolojisinde bir ana tanrıca olan Kibele'ye genellikle dağ zirvelerinde tapınılırdı. Doğa ile ozdeşleştirilmiş, ozellikle bazı vahşi hayvanlarla ilişkilendirilmiştir.
Anadolu'da cok sayıda Kybele anıtı vardır. Afyon-Eskişehir civarında yer alan acık hava tapınaklarında niş icinde, iki yanında arka ayakları uzerinde birer aslan duran ana tanrıca kabartması bulunur. Ana tanrıcaya tapınmaya gelenlerin, bereket ve doğurganlıktan pay almak icin Kybele'nin ve aslanların ureme organlarına dokunarak aşındırdıkları gorulmektedir.

Anadolu'da Kibele'yi baş ilahe (ana tanrıca) olarak kabul eden bir topluluğun vecde dayalı bir organizasyon bicimini Frigyalılar doneminde kazandığı sanılmaktadır. Eski metinler Koribantlar denilen Frigyalı Kibele rahiplerinin psişik yeteneklere sahip olduklarını, tılsımlı taşlar kullandıklarını ve kendilerini hadım ettiklerini bildirmektedir. Enerjik etkinliğe sahip olduklarına inanılan bu tılsımlı taşlardan en unlusu vaktiyle Pessinus'ta bulunan, Kibele kara-taşı olarak bilinir. Friglerde bereket ve coğalmanın simgesi olmuştur. Bu inanış daha sonra Yunanlara ve Araplara gecmiştir. (Hubel, Kıble, Karataş)

Kybele inancı daha sonraki uygarlıkları da buyuk olcude etkilemiştir. Ozellikle Yunan ve Roma mitolojisinde, Frigya donemindeki bazı tapınma rituelleri aynı formda kultik olarak devam etmiş, Kibele'nin ozellikleri farklı tanrı ve tanrıcalarda yeniden hayat bulmuştur. Bunun en bilinen orneği Yunan mitolojisindeki Artemis'tir; Artemis Roma mitolojisinde Diana adını almıştır.
Kybele, edebiyatta en cok sozu edilen tanrıcalardan biridir. Ozellikle Romalı yazarlar Kybele'den cok sık bahsetmişlerdir.
[h=3]Mitoloji[/h] Doğumu
Kybele, Zeus'un ruyasında gorduğu ve kendisine hakim olamayacak kadar etkileyici bir varlıktır. Aslı tanrıca değildir. Cift cinsiyetlidir yani iki cinsi de etkisi altında tutabilecek kadar cazibelidir. Zeus'un ruyası gerceğe doner ve Kybele ortaya cıkar. Zeus Kybele'nin tehlikeli olduğunu bildiği icin oldurulme taraftarıdır ama Afrodit boyle guzellikteki bir varlığın oldurulmesine izin vermez. Sonucta Kybele'nin erkeklik organı hadım edilir, bu organ duştuğu yerden badem ağacı olur ve bu ağacın ilk mahsulde toprağa duşen meyvesinden bir erkek doğar. Bu doğar doğmaz keciler arasında kalır ve kendini keci sanır. Bir ciftcinin bunu fark etmesi uzerine ciftci ona insan olduğunu soyler ve şart koşup kızıyla evlendirir. Bir sure sonra Kybele kendi parcası olan bu erkeği bulur ve kendi yanına almak ister ama ciftci vermez. Kybele de hem ciftciyi hem de kendi parcasını zehirler. Bu olayla Kybele Amazon kadınlarının temsili olmuştur.

Attis Kybele'nin sevgilisidir. Ancak Kybele'ye verdiği sozu unutarak Pessinus Kralı'nın kızını sever. Onunla evlendikleri gece duğune Tanrıca Kybele de davet edilir. Ancak Kybele duğune geldiğinde ve Attis ile karşı karşıya kaldığında Attis ne yapacağını bilemez. Kybele'ye olan sozunu unuttuğu icin duyduğu pişmanlıktan oturu cinsel organını orada keser ve kanlar icinde kıvranmaya başlar. Sevgilisinin boyle acı icinde kıvranmasına daha fazla dayanamayan Kybele Attis'i bir cam ağacına donuşturerek ona sonsuzluğu bağışlar. Cam ağacının her mevsim yeşil kalmasının sebebi budur.
Pessinus Mabedi'nde Tanrıca Kybele adına her sene duzenlenen şenliklerde de bu tapınakta rahip olmak isteyen erkeklerin hadım edilmesinin ve kesilen cinsel organlarının bir cam ağacı altına gomulmesinin kokeni budur. Bu inanış daha sonra sami ırkında (Arap ve Yahudiler) cinsel organı değil ama ucunu (erkeklerde praeputium, kadınlarda klitoris) kesme şeklinde gunumuze kadar devam etmiştir. Attis Kybele'nin sevgilisidir. Ancak Kybele'ye verdiği sozu unutarak Pessinus Kralı'nın kızını sever. Onunla evlendikleri gece duğune Tanrıca Kybele de davet edilir. Ancak Kybele duğune geldiğinde ve Attis ile karşı karşıya kaldığında Attis ne yapacağını bilemez. Kybele'ye olan sozunu unuttuğu icin duyduğu pişmanlıktan oturu cinsel organını orada keser ve kanlar icinde kıvranmaya başlar. Sevgilisinin boyle acı icinde kıvranmasına daha fazla dayanamayan Kybele Attis'i bir cam ağacına donuşturerek ona sonsuzluğu bağışlar. Cam ağacının her mevsim yeşil kalmasının sebebi budur.
Pessinus Mabedi'nde Tanrıca Kybele adına her sene duzenlenen şenliklerde de bu tapınakta rahip olmak isteyen erkeklerin hadım edilmesinin ve kesilen cinsel organlarının bir cam ağacı altına gomulmesinin kokeni budur. Bu inanış daha sonra sami ırkında (Arap ve Yahudiler) cinsel organı değil ama ucunu (erkeklerde praeputium, kadınlarda klitoris) kesme şeklinde gunumuze kadar devam etmiştir