Nevşehir'de, emekli olduktan sonra kendine uğraş bulan 62 yaşındaki Mehmet Bahadır Dedeoğlu, atık malzemeleri değerlendirerek, gemi maketi başta olmak uzere ceşitli dekorasyon urunleri yapmaya yoneldi.
Dedeoğlu, 11 yıl once oğretmenlikten emekli olduğunda boş durmamak ve sanatla uğraşma hayalini gercekleştirebilmek icin evinin alt katındaki garajı atolyeye donuşturdu.

Eski mobilya parcaları ve atık tahta, karton, metal parcalardan maket gemi, boyadığı atık cam parcalardan ise tablo yapmaya başlayan Dedeoğlu, bugune kadar atık malzemelerden cok sayıda urun ortaya cıkardı.
Dedeoğlu, AA muhabirine yaptığı acıklamada, cope atılan atıkların geri donuşumu konusunda neler yapılabileceğiyle ilgili surekli araştırma icinde olduğunu, copleri kullanılabilir urunlere donuşturmekten mutluluk duyduğunu belirtti.
Tek masrafının gemi guvertesinde kullandığı alcı, tutkal ve boya olduğunu anlatan Dedeoğlu, bitki ve ağac kabuklarını kullanarak boya uretme konusunda bilgi topladığını, yakın zamanda urunlerde kullandığı boyaları da atıklardan karşılamayı hedeflediğini kaydetti.
Emekliliğinde boş durmanın kendisine fayda sağlamayacağına inandığı icin vakit kaybetmeden bu calışmalara başladığını vurgulayan Dedeoğlu, "Hep sanatla uğraşmak isterdim. Bir ressam dostum vardı, rahmetli bana cesaret verdi, ben de oylece başladım. Bircok dostum ve arkadaşım, 'Boş işlerle uğraşıyorsun' dediler. Ben boş duramam. Butun gezegenler, atomlar, notronlar hepsi hareket halinde. Bu kadar hareketin icinde sabit durmak insana zulumdur." dedi.
"Copu doğa değil, insanlar uretiyor"
İnsanların yaşadığı her yerde atık malzemelerin kolaylıkla bulunduğunu dile getiren Dedeoğlu, insanların sadece tuketmek uzere bir hayat kurmasının doğa icin en buyuk tahribat kaynağı olduğunu aktardı.
Cop sorununun bir parcası olmak istemediğini, bir araya getirdiği atıklardan en cok gemi yapmaktan keyif aldığını belirten Dedeoğlu, şoyle konuştu:
"Etrafımıza dikkat edersek doğanın aslında cop uretmediğini goruyoruz. Copu aslanlar, kaplanlar, zurafalar değil, insanlar uretiyor. Ozellikle naylon. Her yerde atılmış naylonları gorebiliriz. En cok eski gardrop parcaları, sunta gibi malzemeleri kullanıyorum. İpleri eski cuvallardan elde ediyorum. Matbaacıların attığı aluminyum saclardan gemilere yelken yapıyorum. Arasına cam boyası surduğum camlardan tablo yapıyorum. Gemilerin kaplamasında ağac ve uzum asmasının kabuklarını, mısır kocanını kullanıyorum. Arasında bocek oluşan bağ cubuğu kabuklarını insanlar soker atar veya yakar, ben kaplamada kullanıyorum. Gemi maketcileri yapıyor, oyunca fabrikasından cıkmış gibi oluyor. Benim yaptığım gemi yorgun olmalı, fırtına gormuş ya da harpten cıkmış gibi olmalı. Doğa ve temiz hava cok eşsiz bir nimet. Bu ortak yaşam alanımızı coplerle kaplatırsak yine en buyuk sorunu biz insanlar yaşayacaktır. Bu nedenle geri donuşumun cok onemli olduğuna inanıyorum."
Atolyesine gelen konuklarına, zaman zaman yorgunluğunu atmak icin cura ile dinleti de sunan Dedeoğlu, atık malzemelerden ceşitli muzik aletleri de uretmeyi planladığını sozlerine ekledi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Behcet Alkan