
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugun Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını (CSO) şanına yaraşır bir binaya kavuşturma yanında, şehrimizin sembollerinden olacak modern bir mimari eseri de ulkemize kazandırmış oluyoruz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu Acılış Toreni'nde yaptığı konuşmasına gecen hafta vefat eden CSO emekli başkemancısı Oktay Dalaysel'i anarak başladı.
Dalaysel'in Turk keman okulunun onde gelen temsilcilerinden olduğunu ifade eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında 30 yılı başkemancı olmak uzere 45 yıl boyunca gorev yapan kıymetli sanatcımız verdiği dersler ve yetiştirdiği muzisyenlerle geride gercekten mustesna bir miras bıraktı. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet, ailesine ve sanat camiasına sabırlar diliyorum." diye konuştu.
Acılış programını, koronavirus tedbirleri sebebiyle kısıtlı bir katılımla gercekleştirmek zorunda kaldıklarını aktaran Erdoğan, salgının tum dunyada vahim boyutlara ulaştığı bu sıkıntılı donemi hep birlikte tedbirlere uyarak en kısa zamanda atlatmayı umit ettiklerini soyledi.
Bu surecte siyasi calışmalarını, goruşme ve kabulleri ile bu tur programlarını salgın gerceğine gore duzenlediklerini ifade eden Erdoğan, "Konser salonumuzun acılışını, başkentimizin, ulkemizin kultur ve sanat hayatı icin son derece onemli bir eser olduğu icin ertelemek yerine hemen gercekleştirmeyi istedik." dedi.
"15,4 hektarlık alan uzerinde 5 bloktan oluşmaktadır"
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına layık bir konser alanı ihtiyacının, yıllardır gundemde bir konu olduğunu hatırlatan Erdoğan, şoyle devam etti:
"Hemen yanımızdaki bina maalesef talebi karşılamaya yetmiyordu. Goreve geldiğimizde yeni bina ile ilgili yarım yamalak da olsa bazı fizibilite calışmaları yapılmıştı. Bu calışmaları yeniden ele alarak eksiklerini giderdik, yuklenici firmadan kaynaklanan sorunları da aşarak projeye hız verdik. Uzun bir donem suruncemede kalan bu projeyi bizzat takip ederek hamdolsun tamamlamayı başardık. Bugun Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını şanına yaraşır bir binaya kavuşturma yanında şehrimizin sembollerinden olacak modern bir mimari eseri de ulkemize kazandırmış oluyoruz."
Dunyadaki emsalleriyle yarışacak şekilde inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser yerleşkesinin yaklaşık 15,4 hektarlık alan uzerinde 5 bloktan oluştuğu bilgisini veren Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İnşaat buyukluğu 62 bin 547 metrekareyi bulan bu projede 2 bin 23 kişilik konser salonu, 500 kişilik mavi salon, 650 kişilik tarihi salon, sergi alanı, hediyelik eşya mağazası ve 10 bin kişilik acık hava konser alanı mevcuttur. Bunun yanında proje, restoranı, kafeteryası ve 800 araclık kapalı otoparkı ile her ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanmıştır. Burası sadece mimari acıdan değil, teknik ozellikleri itibarıyla da gercekten ozel bir mekandır. Binada yer alan buyuk ve kucuk konser salonları, dunyaca unlu akustik uzmanlarınca doğal akustik prensibine uygun şekilde inşa edilmiştir. Tum imkanlardan devlet opera, bale, muzik grupları yanında ozel sanat toplulukları ve kurumları da istifade edebilecektir."
"Her dilden ve her telden dunyanın sesi burada toplanacak"
Salgın şartlarının hafiflemesi ile CSO Konser Salonu'nun başkentin ortasında sanatseverler icin bir sanat ve muzik vahasına donuşeceğini dile getiren Erdoğan, şoyle konuştu:
"Her dilden ve her telden dunyanın sesi burada toplanacak, icimizdeki tum guzellikler notalara burada yansıyacaktır. Pisagor ve Farabi tertibinden ilhamlarla Mozart ile Bach'ın portelerinden tınılar, Şemsettin ile Meragi'den terennumlerle, Shostakovich ile Chopin'in bestelerinden ritimler burada buluşacaktır. Şehnaz besteler uverturlere, kar-ı natıklar andantelere burada yol gosterecektir. Bir kemanın icli sesinden yayılan ayrılık, bir bağlamanın en zarif perdesinde yankılanan hasret yine burada gonlumuze duşecektir. Bir Itri Neva Kar'ıyla bir Beethoven koncertosu, bir Yunus ilahisine eşlik eden barış senfonisi olarak buradan dunyaya acılacaktır. İnşallah burası onumuzdeki donemde ulkemizin kultur sanat zenginliğinin nişanelerinden biri olarak milletimize hizmet verecektir. Her acıdan goz kamaştırıcı bu muhteşem eserin tekrar Ankara'ya ve tum sanatseverlere hayırlı olmasını diliyorum."
"Turk muzik tarihinde Itri'nin yeri neyse Karacaoğlan'ın yeri de orasıdır"
Bu eseri Ankara'ya kazandıran Kultur ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve ekibi ile projede gorev alan mimar, muhendis ve işcileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sozlerine şoyle devam etti:
"Merhum Yahya Kemal'e gore bizim devlet kurma ve askerlik dışında dunya ortalamasının fevkinde olan uc buyuk sanatımız vardır. Yahya Kemal bunları mimari, musiki ve şehir olarak sıralıyor. Tarihimize baktığımızda mimari ve şiirle beraber musikinin de kulturumuzde cok onemli bir yer tuttuğunu goruyoruz. Turk muziği Orta Asya, Eski Anadolu, Akdeniz, Ege, İslam, Osmanlı ve son olarak Batı olmak uzere 5 damardan beslenerek bugune ulaşmıştır. Turk sanat muziğine hayat veren perde ve makamlar, koku 1000 yıllara giden bu uzun serencamın yoldaki işaretleri mahiyetindedir.
Merhum Yahya Kemal, Itri şiirinde bu gerceği şu şekilde ifade ediyor; 'Ta Budin'den Irak'a, Mısır'a kadar. Fethedilmiş uzak diyarlardan, Vatan ustunde hur esen ruzgar, Ses goturmuş butun baharlardan. O deha oyle toplamış ki bizi, yedi yuz yıl suren hikayemizi dinlemiş ihtiyar cınarlardan. Musikimizde bir taraftan din, bir taraftan butun hayat akmış; her taraftan, Boğaz, o şehrayin, Mavi Tunca'yla gur Fırat akmış. Nice seslerle, gok ve yerlerimiz, huznumuz, şevkimiz, zaferlerimiz, bize benzer o kainat akmış.' Evet, Turk muziği hem bu kadim birikimin, hem asırlık yolculuğumuzun hem de 1000 yıllık hikayemizin ozu ve ozetidir. Her bir turku ve şarkımız Horasan erenlerinin hikmetini Maveraunnehir'in bereketini, Anadolu'nun irfanını bugune taşıyan bir hazinedir. Turku ve şarkılar, bizim bu topraklardaki varlığımızın seste, sozde, guftede ve şiirde vucut bulan abideleridir. Yurek tellerimizi titreten her bir eserde insanımızın cığlığı, sevdası, hayalleri sevip de kavuşamayanların hasreti vardır."
Sanat muziğinden halk muziğine kadar tum muzik dallarının kultur deryasını zenginleştiren birer nehir olarak gorulmesi gerektiğine dikkati ceken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Turk muzik tarihinde Itri'nin yeri neyse Karacaoğlan'ın yeri de orasıdır. Dede Efendi ne kadar hurmete layıksa Aşık Veysel de aynı derecede hurmete layıktır. Hafız Sadettin Kaynak'a nasıl minnettarsak bozkırın tezenesi Neşet Ertaş ustaya da aynı şekilde minnettarız."
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Hamdi Celikbaş