10 Adımda İdeal Ev


Evinize kendinizden ve sevdiklerinizden izler katmak icin sizinle paylaşabileceğimiz 10 onerimiz var. Eviniz size keyif vermiyorsa bir şeyler yanlış ya da eksik demektir. Onemsiz gibi gorunen detaylar, kucuk, zahmetsiz dokunuşlar ve sizi siz yapan değerler, evinizi bir mutluluk mabedine cevirebilir. O kapıdan her girişinizde "dunyanın en guzel yeri benim evim!" demeniz gerek, bunu unutmayın!

1- Evinizde sanat eserlerine yer verin:

Sanat, uzerine vakit harcadıkca bilgilenebileceğiniz bir konu. Bir resme ya da bir heykele bakıp hemen karar vermeyin. Sanatcısını tanımak, yıllar icindeki değişimini takip etmek, ne anlattığını oğrenmek, kendini ona yakın hissetmek, hatta mumkunse onunla konuşmak ve bir bağ kurmak gerek. Evinizde mutlaka cok sevdiğiniz bir sanatcıya ait bir sanat eseri olmalı. Hatta bir kural koyabilirsiniz kendiniz icin: "Her yıl butcemi ayarlayıp, evime bir sanat eseri, bir resim ya da heykel alacağım" sozunu bugun verin.

2- Klasiklerden en az birine sahip olun:

Onlar tasarım terimini yaratanlar... Onlar bugun okullarda okutulan tasarım kurallarını belirleyenler, kitaplarını yazanlar. Onlar kahraman! Charles-Ray Eames, Le Corbusier, Arne Jacobsen, Frank O. Cehry, Frank Wroyd Wright, George Nelson, Verner Panton... Yaşadıkları tarihlerde tasarım dunyasında cığırlar acan, cizgileriyle başkaldıran, yeni patikalar yaratan, protestolarını yaşam bicimlerine taşıyan bu dahilerin orijinal cizgilerini takip edin! Evinize en az birini misafir edin!

3- Aileden kalma eşyalara, objelere yer verin:

İdeal bir evin gecmişi vardır. Modern kent hayatının ritmi, carpık bir ekonomik sistemle birleşince bir sure sonra insan bırakın baba/dede evinde yaşamayı, dede topraklarını neresi olduğunu dahi bilme/hatırlama ihtiyacı duymuyor. Ancak "memleket neresi kardeşim" sorusuna verilen cevaptan ote bir şeydir memleket. Belki işe bir aile ağacı yaratmakla başlamalısın. Burada bulacağın kendi hikayendir! Gecmişini simgeleyen objeler ve eşyalara sahip olup, onlarla yaşamak, gecmişe saygının da bir gostergesi. Unutmayın ki siz de "gecmiş" olduğunuzda sizi de yaşatacak eşyalar onlar olacak...

4- Modern markalardan birini edinin:

Her ne kadar hızlı tuketim cağı, trendleri cok cabuk tuketse de ve firmalar uc ayda bir yeni koleksiyonlarını cıkardıkları halde, vitrine taşır taşımaz ertesi gun kopyaları cıksa bile ve sizin tarzınız her yeni gelen trendle biraz değişse bile, gunumuz tasarımcıları, bugunun guclu markaları bir şeyleri doğru yapıyor emin olun! Philippe Starck ve Karim Rashid icin iyi reklam yapıyor diyenleriniz, Ross Lovegrove'un organik cizgilerinden sıkılanlarınız olabilir. Ama onlar "Herkesin 5 dakika bile olsa unlu olduğu" gunumuz yaşamına karşı aradan sıyrılarak yıllardır tercih edilir ve başarılı kalmayı başardı. Vitra, B&B Italy, Molteni, Minotti, Maxalto, Moooi, Moroso, Cappelini ve daha nicesi... Bu modern markaların tumu ulkemizde de satılıyor. Teknolojik, ergonomik ve en yeni tasarıma evinizde yer acın! Onu koruyun cunku o, geleceğin klasiği olacak.

5- Evinizi hatırlatan bir melodi var mı?
Once iyi bir muzik sistemi gerek. Eve geldiğinizde "Play" tuşuna basacak ve dışarıdan gelen koma seslerini, sirenleri, kargaşayı bastıracak guzel notalar dokulecek hoparlorlerden. Belki evin her yerine yayılacak, hatta banyoya bile... Gelen misafirler sizin tarzınızı bilecek, daha zili calmadan duyacaklar sizi. Cunku belki siz de avaz avaz o şarkıyı soyluyor olacaksınız sac fırcasını mikrofon yapıp. Hayatın keyfini cıkarıyor diyecekler. Ve siz gittiğiniz her yere o melodileri taşıyacaksınız. Muzik sizden ve eviniz muzikten hic ayrılmamalı.

6- Seyahatlerinizden hatıraları sergileyin
Farklı kulturlerin izlerini peşinize takın, onları evinizde yaşatmaya devam edin. Etnik eşyalar, dinsel objeler, şans getiren heykeller ya da o romantik kentin en sevdiğiniz binasının kucuk bir maketi. Sizin secimlerinizle, sizin hikayelerinizle ve anılarınızla daha da onem kazanan bu objeler, evinizi diğerlerinden farklı kılacak. Bu esrarengiz rotalar ilham kaynağınız, enerjiniz, renginiz olacak.

7- Fotoğraflara yer acın:

İster atalarınıza, aile buyuklerine ait eski fotoğraflar olsun, ister bugunun dostları, eşleri, cocukları, teyzeleri olsun, evinizde fotoğraflarınız icin koşeler yaratın. Eski fotoğraflar cocuklarınızın ve sizin gecmişinize ışık tutar, aidiyet duygunuzu geliştirir. Hatta bir aile ağacı yapmak da hic fena bir fikir olmaz bu durumda. Duvarlarınız ve cerceveleriniz icin fotoğraf secerken hep mutlu anların, keyifli birlikteliklerin fotoğraflarını koyarsanız cevrenizde pozitif bir enerji yaratmış olursunuz. Dostlarınızın eğlenceli fotoğraflarını komik magnetlerle buzdolabınıza asın. Antreler de bu tip fotoğraf koşeleri icin ideal olur.


8- Evinde taze cicekler olsun:

Kendine ciceklerle bir dunya yaratmış olan tekstil tasarımcısı Tricia Cuild bakın ne diyor: "Cicekler hem renk, hem grafik olarak hep etrafımdadır benim. Tazesini bulamazsam yapmasıyla yetinir, o da yoksa derginin birinden kestiğim fotoğrafını tam karşıma yapıştırırım. Birkac dal zambak bile enerjimi değiştirmeye yeter.”

Gercekten de arada renklerini seyredebileceğiniz, yanından gectikce hoş kokusuyla sizi gulumsetecek birkac dal cicek her zaman evinizde olmalı. Gosterişli aranjmanlar, ilave dal parcaları ve yapraklarla zenginleştirilmiş, suslu buketlerden de bahsetmiyorum. Aksine yalın ve basit duzenlemeler ciceklerin formunu daha guzel ortaya cıkarır. Aynı cicekler birbirinden farklı vazolarda farklı etkiler yaratırlar. Hangi boyda kesildikleri, duzenlemenin boyutları ve nereye yerleştirildikleri de onemlidir. Tum bunlar neşeli, duygusal, romantik ya da huzurlu ortamlar yaratabilirler. Modern, kışkırtıcı ya da gizemli olabilirler. En kasvetli kış gunlerinde bile, yaşam, umut ve coşku verebilirler.

9- Evinizde kitaplarla dolu kutuphane olsun:

Kitaplar, dergiler, gazeteler, ansiklopediler, notlar... Okumaya dair her şey evinizde elinizin altında olmalı. Milano mobilya fuarında da gozumuze takılan devasa kitaplıklara bakılırsa, evdeki okuma koşeleri gitgide buyuyor. "En iyi dostunuzun ekip arkadaşlarına uygun koşeler yaratın! Aradığınız kitapları bulmak icin hafta sonlarında kitapcılarda, sahaflarda
vakit gecirin, kendi "en guzel kitaplar" listenizi oluşturun.

10- Lezzetli sofralarınız olsun:

Beklenmedik misafirler icin birkac şişe iyi şarap dolapta, hızlı, lezzetli ve kesinlikle farklı atıştırmalık lezzet listesi de aklınızda olsun. Masanın uzerinde mevsim meyvelerinin tepeleme durduğu bir tabak, kuru uzum, incir ve cevizlerle dolu bir kÂse bulunsun. Cekmecenizde patlamamış mısır son care olarak saklansın. Kendi evinizde ac kalmayın, civar pizzacılardan da uzak durun... Arada bir misafir olmasa bile, sırf kendi keyfiniz icin guzel sofralar kurun, kendinize bir bardak şarap hazırlayın. Ağzınızdaki tat hem sağlığınıza, hem de yaşam tarzınıza yansır. Damakta kalan tatların akılda kalan adı olun!
__________________