
Zonguldak'ta 50 yaşındaki emekli maden işcisi, iddiaya gore calıştığı kacak maden ocağında gocuk altında kaldı ve "ağactan duştu" denilerek hastaneye kaldırıldı. Şahıs hastanede yaşam savaşı verirken, ocak sahibi olduğu ileri surulen kişi gozaltına alındı.
Asma Mahallesi'nde yaşayan evli ve 4 cocuk babası Huseyin Baş (50), bir sure once ozel maden ocağından emekli oldu. Ailenin iddiasına gore Baş, 2 hafta once kacak olarak işletilen maden ocağında işe başladı ve 1 hafta kadar sonra ocakta gocuk altında kaldı. Aile, Huseyin Baş'ın kurtarıldıktan sonra ormanlık bolgede 1 kilometre yaya olarak taşındığını ve evinde ustu başı temizlendikten sonra "ağactan duştu" denilerek hastaneye kaldırıldığını ileri surdu.
Baş hastanede yaşam savaşı verirken, olayın şokunu atlatan aile, durumu polis ekiplerine haber verdi. Başlatılan soruşturmada kacak ocak sahibi olduğu iddia edilen D.A. gozaltına alındı. İfadesi alınan D.A., ardından serbest bırakıldı.
"OCAĞIN ANAHTARLARINI DA MONTUNUN CEBİNE SOKMUŞLAR"
25 Ekim gunu yaşanan olayda eşinin baygın bir şekilde tanımadığı kişiler tarafından evlerine getirildiğini soyleyen Gulhan Baş, baygın haldeki kocasının tepki vermediğini anlattı. Eşini getiren kişilerden birisinin surekli "Ağabey yapma" diye ağladığını soyleyen Baş, "Gecen pazar gunu sabahı 11.30 gibi işe gitti. Akşam 16.30 sıralarında kazalanmış olarak getirdiler. Merdivenden aşağıya suruye suruye ocağın yolundan buraya taşımışlar. Kızım gordu. 'Anne, babama bir şey olmuş, koş' dedi. Ben zaten kimseyi tanımıyorum. Buraya eve soktum. Ellerini, kollarını, yuzunu temizlediler. Islak elbiseleri cıkarttık. Cizmelerini ve pantolonunu ocakta atmışlar. Corapla geldi. Coraplarından su damlıyordu. Gelenlere surekli eşim hastaneye varıncaya kadar 'Ağabey yapma' diyordu. Aklım başımdan gitti. Ne olduğunu anlayamadım. Gozleri acıktı. Tanımıyordu kimseyi. Kendi arabalarıyla getirdiler. Arabanın ici surekli kandı. Eşimi o halde arabada bırakıp guvenlikle goruşmeye gittiler. Sonra iceriye aldılar. Once 'ağactan duştu', sonra 'vince bindi, kafasını carptı' dediler. Sonra 'el arabasıyla yuvarlandı' dediler. Elini kolunu komur tozlarını temizlediler. 'Dava etmeyin' dediler. Gocukte kaldığını soylemediler. Ocağın anahtarlarını da montunun cebine sokmuşlar. 'Ocak onun' deriz dediler" diye konuştu.
"BİZE 'AĞACTAN DUŞTU DEYİN' DEDİLER"
Ağabeyinin yaşadığı kazaya ilişkin farklı soylentiler olduğunu ifade eden kardeşi Erol Baş ise, "Oğlen buradan işe gitmiş. Yukarıda bir yermiş. Evden cıkmış, akşam uzeri buraya aşağıya suruye suruye getirmişler. 'Ağactan duştu' diye getirmişler, ağabeyimin kırılmadık yeri kalmamış. Girmişler patronla oğlu koluna, suruye suruye getirmişler. Ciğerler gitmiş, karaciğer ikiye bolunmuş. Akciğerin biri iflas. Ağactan duşen adam oyle mi olur. Kacak ocaktı. Bize 'ağactan duştu deyin' dediler. Farklı farklı şeyler soyluyorlar. Ben kendim de madenciyim. Soylediği şeylerle bu adam bu hasarı almaz. O adam gocukte kaldı. Benim ağabeyim gocukte kaldı. Buraya kadar getiriyorlar. Bir de ağactan duştu susu vermek icin uzerini başını değiştiriyorlar. Komur izlerini silmeye calışıyorlar. Yeğenim camdan goruyor. Annesine haber veriyorlar. Ambulansı arayacakları yerde uzerini başını temizliyorlar. Normal arabaya bindirip goturuyorlar. Ağabeyimin uzerinde hastaneye giderken eşofmanı varmış. Ocağın ağabeyimin olduğu susu vermek icin montunun cebine koymuşlar. Emniyete teslim ettik. Ocak sahibi olan bir adam boyle yardımlarla mı yaşar." dedi. Erol Baş, ağabeyinin dort kızı olduğunu, kucuk kızı icin soz konusu madende calıştığını anlattı.
(İHA)
Kaynak: İhlas Haber Ajansı