İşte size alışveriş karakterinizi tanıyıp, ona gore harcamalarınızı kontrol etmenin metodu:


Dunya genelinde ekonomik durum iyi değil… Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Japonya; her yerde kendine ozgu bir sorun var. Bizi teğet gecer gecmez o ayrı ama gercek şu ki kişisel finans’ hayatımızda tedbir almak şart. Tabii bu acı cekerek olmamalı. Peki nasıl yapacağız? İşte size alisveris
karakterinizi tanıyıp, ona gore harcamalarınızı kontrol etmenin metodu. Derin nefes; bir, iki, uc… vee başlıyoruz. Her insan aynı olmuyor, alışveriş alışkanlıkları da oyle. Aşağıda size 10 farklı alışveriş karakteri sıralayacağım. Aman samimiyeti elden bırakmayın, her şey insanın kendi kendine konuşabilmesiyle başlıyor.

1. Kıpır kıpır: Alışveriş yaparken, kendimi kaybediyor, ne bulursam sepete atıyorum. Odeme aşamasına geldiğimde ben bile inanmıyorum… O kadar şeyi hangi arada, nasıl aldım. Hepsine şoyle bir bakıyorum, bazen alıyorum bazen almaktan vazgeciyorum’ diyenlerdenseniz… Tavsiyem: muhtemelen iciniz icinize sığmıyor. Ya cok planlı birisiniz ve bu tip patlamalar yaşıyorsunuz ya da genel hayat tarzınız bu. Alışveriş durtusu gelince enerjinizi yonlendirecek başka bir uğraş bulun. Muziği acıp dans edin orneğin.

2. Uzman dedektif:
‘ Almadan once mutlaka araştırırım. İstediğim urunden emin olabilmek icin defalarca incelerim, karar verdikten sonra ise fiyatının duşmesini beklerim.Indirimi bekleyemeyecek kadar acilse en az 2-3 saatlik bir araştırma sonunda alırım’ diyenlere… Tavsiyem: bu huyunuzu kaybetmeyin. Alışveriş oncesi araştırmak, bizi guclu ve kontrolde hissettirir. Ama abartmayın da, cunku zaman da para demek.

3. Sosyal:
‘Yalnızlığa dayanamıyorum. Hep cevremde birileri olsun istiyorum. Yalnız kaldığım zamanlarda nasıl olduğunu anlamadan bir bakıyorum kredi kartımı kapmış, alışveriş merkezine varmışım bile. Sonrası hikaye’ mi diyorsunuz? Tavsiyem: Alışveriş bir sosyalleşme; ismi ustunde. Satıcılar, diğer alışveriş yapanlar, sohbetler… Fakat bir bakarsınız ihtiyacınız olmayan, hatta istemediğiniz şeyleri bile alıp cıkmışsınız mağazadan. Size hatırlatmak isterim ki ara sıra yalnız kalmak, icine donmek de guzledir, sakindir, derindir. Hic yalnız kalamıyorsanız belki kendinizle baş başa kalma, kendinizi tanıma zamanı gelmiş olabilir.

4. İkinci elci:
‘Az kullanılmış olanı daha ucuza satılırken, neden daha fazla odeyip kullanılmamış olanı alayım ki?’ diyorsanız.. Tavsiyem: Bu Turkiye’de yeni yeni gelişen bir alan. Cok seviyorsanız, belki de siz bir ‘ikinci el’ dukkanı acarsınız?

5. Muktedir:
Alışveriş ederken odeyebilmek beni iyi hissettiriyor. Dunyalar benimmiş gibi geliyor. Cok mutlu oluyorum’ diyenlere.. Tavsiyem: Bazen alışverişi kendimizi guclu hissetmek icin yaparız… Kredi kartımızı cıkartmak, alabilmek, odeyebilmek; bu hisler bize iyi gelir. Bu durtu geldiğinde kendinizi guclu hissettirecek bir şey yapabilirsiniz. Orneğin iyi bildiğiniz bir konuda bir oğrenciye ders vermek, bir arkadaşınıza yardımcı olmak, ileriye donuk gelirinizi artırmak icin plan yapmak size iyi gelebilir.

6. Havalı cıvalı:
‘Sadece en kaliteli ve en iyileri alırım. Giyim alışverişi cok onemli; en unlu markaların en son cıkan, en yeni moda giysileri dolabımda olmalı. Teknoloji konusunda ise yalnızca en son cıkan urunleri kullanabilirim’ diyorsanız.. Tavsiyem: Arkadaş cevrenizde alışveriş urunlerini onemsemeyecek yeni arkadaşlar ekleyin. Genelde bilmeden(ya da bilerek) oluşturduğumuz sosyal cevre bizi bu tip marka ve ‘en iyisi’ girdabına ceker. Bir gun ‘en iyi ve en son modeli’ alacak durumunuz olmadığındaysa, birden yalnız bırakır sizi bu arkadaş cevresi. Yani bildiğimiz Nasrettin Hoca’nın ‘ ye kurkum ye’ hikayesidir bu.

7. İnternetkolik: ‘Yeni internet sitelerine bayılıyorum. Artık sadece internet uzerinden alışveriş yapıyorum. Her seferinde satın almıyorum ama surekli fırsatları araştırıyorum. Gunde en az bir iki saat geciriyorum’ diyenlerden misiniz? Tavsiyem: Tam bu modele uyan bir arkadaşım var, surekli internet uzerinden araştırma yapıyor, bazen alıyor bazen almıyor. Sanki bir ‘iş’ edinmiş kendine. Ama bu bir iş y ada yarış değil, cunku hayat alışveriş değil.

8. Odulsever: ‘Yalnızca eğer bana ekstra bir fayda sağlıyor ya da ozel bir odul programına dahil olmama yardımcı oluyorsa alırım’ duşuncesinde olanlar… Tavsiyem: Burada bir sorun yok, ancak odul ve fayda ustune inşa edilen alışverişler genelde hep o aynı birkac yerden alışveriş etmeni sağlar. Diğer yerlerde olabilecek fırsatlar ve yeniliklerden mahrum kalmayın.

9. Zamanı satın alanlar:
‘Zamanım yok. İşim cok. Sabrım da yok. Bir ihtiyac olunca gider doğrudan en uygun yerden ihtiyacımı alırım. Bu yuzden coğu zaman butcemi aşıyorum’ diyorsanız… Tavsiyem: Hayatta her şeyde bir denge var. Biraz daha planlı olmaya calışın. Evet zamanınız para demek, o yuzden hesap yapın, sizin bir saatlik vaktiniz kac para eder? Alışveriş planlamanız icin bir saat harcarsanız ne kadar tasarruf edeceksiniz?

10. Uc gunlukculer: ‘Bir şey gordum diyelim, beğenirsem benimle eve gelir, cok duşunmem. Şu uc gunluk dunyada. O yuzden coğu zaman butcemi aşarım, hatta aşıyor muyum aşmıyor muyum bilmiyorum bile, ta ki kredi kartı ekstrem gelene kadar’ diyen rahat kafalar.. Tavsiyem: Bu kategoriye bayılıyorum. Ateşboceği misali olmak iyi guzel de, bu işin sonu yok ki. Cunku isteklerin de sonu yok. Kendinize limit koyun, orneğin kıyafet alışverişi gelirinizin yuzde 5-8’ini gecmesin (yani bir aylık maaşınızın). Bunu yapabilmek icin ileriye donuk finansal hedefleriniz olması şart; ev almak, tatil yapmak gibi projeler geliştirin. Evet, icinizden gelen ses sizin kategorinizi size fısıldamıştır bile. Şimdi cabalama sırası sizde. Boyle kalacak mısınız, değişim yapacak mısınız?
__________________