[IMG]http://img585.**************/img585/6801/9e3890186.jpg[/IMG]
Kimilerinin ruyası kimilerinin kÂbusu olan evliliğin 4 bin yıllık toplumsal bir kurum olduğunu ifade eden Dr. Yavuz, “Coğu insan icin gerekli olan bu kurum bazı insanlarda giderek yorulmalara sebep oluyor.Onceleri boşanma icin şiddetli gecimsizlik şartları aranırdı. Şimdiler de ise ‘’evlilik yorgunluğu’’ adını verdiğimiz evlilik yozlaşması, boşanmalar icin moda tabir olmuş durumda” diye konuştu.
AŞK 2,5 YILDA BİTİYOR
“Aşkım bitti, sevgim bitti, artık heyecanım kalmadı gibi ifadelerle evlilikler sonlandırılıyor” diyen Dr. Yavuz, “Halbuki biten aşk sevgi değil, arkadaşlık, dostluk ya da paylaşımın sona ermesi. Yapılan araştırmalar, evliliğin 2,5 yılından sonra aşkın ve sevginin bittiğini gosteriyor.
Yani evlilik yorgunluğunun başlama yaşı evlendikten 2,5 yıl sonra. Allahtan ki, gunumuzde bir cok evli cift, aşkını ve sevgisini bir sure sonra dostluğa ve arkadaşlığa donuşturebiliyor. Bunu beceremeyenler ise soluğu mahkeme kapılarında alıyor.” Dedi.
EĞİTİM UYUMU COK ONEMLİ
Ekonomik uyum, fiziksel uyum, yaş uyumu, inanc uyumu, cinsel uyum gibi benzerliklerin hic biri evlilik yorgunluğunu onleme de belirleyici olmadığını anlatan Dr. Yavuz, “Evlilik yorgunluğunu onleyen en onemli faktor eğitim uyumu. Ciftlerden biri cok zengin biri cok yoksul olabilir.ya da biri genc biri yaşlı olabilir.
Aralarında eğitim uyumu varsa genelde sorun cıkmıyor. Cunku eğitim uyumu olduğunda ciftler birbirini anlayabiliyor. Bir cok şeyi tartışıp paylaşabiliyor. Her şeyden onemlisi konuşabiliyorlar. Konuşan bir ciftin cok onemli başka sorunlar olmadıkca evlilik yorgunluğuna girmeleri imkansız değildirama oldukca zordur” diye konuştu.
İLK 6 YILDA VE 20.YILDAN SONRA RİSK VAR
Evliliklerin en cok ilk yılda sonlandığını aenlatan Dr. Yavuz, daha sonra şunları kaydetti; “Sonra giderek her sene azalma trendine giriyor ve ilk 6 yıl risk oluşturuyor. Sonra duraganlaşıyor ve 20. Yıldan sonra tekrar tırmanışa geciyor. Ani evlenmelerde, nişanlılık donemi gecirenlere gore ilk yıl boşanmaları daha sık goruluyor. Evlenip aynı evde yaşamaya başlayan ciftler, uyumlu olup olmadıklarını bir sure sonra farkediyorlar ve evliliğin akibetini belirliyorlar.
Gorucu usulu ile bir sure nişanlı kalıp sonra evlenenlerin, evlilikleri aile buyuklerinin secimleri ve tecrubeleri ile şekillendiği icin flort evlililiğine gore biraz daha sağlam olabiliyor. Bu noktada ciftler arası sorunlarda aile buyuklerinin hemen devreye girip arabulucu pozisyonuna soyunmaları da onemli bir faktor olmakta. Diğer taraftan 20.yıldan sonra boşanmalarda gorucu ve flort evliliği arasında sayısal acıdan bir farkın olmadığını goruyoruz.
KADIN CALIŞIYORSA, EVLİLİK DAHA CABUK YORULUYOR
Eşlerden her ikisinin de calışıyor olması, evliliği yorgunluğa ve yozlaşmaya goturen faktorlerden biri durumunda. Calışan kadına, ev işlerinde erkeğin yardımcı olmaması yozlaşmayı daha da arttıran bir husus. Calışan kadınların profesyonel alanda ve evinde iki farklı role sahip bulunması kendilerini ciddi anlamda zora sokuyor.
Her iki yonde de başarı sağlamakta gucluk cekiyor. Evine vakit ayırdığı zaman kariyeri tehlikeye giriyor, kariyerine yonelirse evini ihmal ediyor. İşine daha cok vakit ayırırsa, eşler bunu anlayışla karşılamayabiliyor. Nitekim calışan bayanlarda calışmayan bayanlara gore 6 kat daha fazla boşanmalar vuku bulmakta. Bunda hic şuphesiz ekonomik ozgurluğun de payı buyuk.
TEKNOLOJİ EVLİLİĞİ YORUYOR
Gunluk hayatımıza sayılamayacak kadar kolaylıklar getiren teknoloji, bir o kadarını da hayatımızdan alıp goturuyor. Cok odalı evler, yazlıklar, kışlıklar, farklı televizon ve bilgisayarlar, ciftleri birbirinden koparıyor ve yalnızlaştırıyor. Bu ise duygusal yonden kopma ve ayrışmalara neden olabiliyor. Eğer eşler zamanlarının coğunu ayrı odalarda geciriyorlarsa yozlaşma canları calıyor demektir. Teknolojik imkanların daha az kullanıldığı kırsal kesimlerde boşanma olayları oldukca nadir gorulmekte.
AKRABA VE KOMŞU ZİYARETLERİ FAYDALI
Akraba ziyaretleri ve komşuluk ilişkileri, evliliği surekli dinamik tutarak, yorgunluğa engel olabiliyor. Haftada en az iki defa akraba ya da komşu ev ziyaretinde bulunanlarda, evlilik yorgunluğunu ve durgunluğunu pek gormuyoruz. Ziyaretler hem eşler arasında iletişim ve paylaşımı arttıyor hem de monotonluktan uzaklaştırıyor.
Evlerinde hizmetci ya da bakıcı olanlarda, olmayanlara gore daha cok evlilik yozlaşması goruluyor. Yemek sonrası cay ya da kahve sohbetleri evliliği pekiştirebiliyor.
EMPATİ ONEMLİ
Karşılıklı empati, evlilik yozlaşmasını onleyen onemli faktorlerden biridir. Kendini eşinin yerine koyarak hareket etmek coğu zaman sorunların başlamadan cozumlenmesi ile sonuclanır. Psikolojide ‘kendini gercekleştiren on kabul’ diye bir yasa vardır. Bir insanın herhangi bir konuda on yargısı varsa, bir muddet sonra on kabul oluşan yasa kendini gercekleştirmeye başlar.
Mesela, ‘eşime guvenmiyorum, beni aldatabilir’ duşuncesine sahip bir eşin guvensizliği, bir sure sonra davranışlarına yansıyabilir. Boylece oluşacak guvensizlik ortamı evliliği yozlaşmaya goturur. Psikolojide ki bu yasanın bir diğer adı da kuantum olumsuzlamadır. Halbuki bunun tam tersi ‘’eşim beni aldatmaz’’ duşuncesi ile duygularını yansıtan kişi, ortaya koyduğu guven atmosferi ve kuantum olumlama ile evlilik bağlarını sağlamlaştırabilir.
ELEŞTİRİLERE DİKKAT
Evliliğin yorgunluğa girmemesi icin, eleştirileri ve onerileri sen odaklı değil, ben odaklı yapmalıdır. Orneğin ‘’bu evin hali nedir boyle sen ne dağınık bir kadınsın’’ yerine ‘’ev dağınık olunca kendimi kotu hissediyorum’’’ demelidir. Boylece ev dağınık olunca eşinin uzulduğunu duşunerek savunma durtusu yerine sorumluluk duygusuyla daha hassas davranacaktır.
Cunku sen odaklı eleştiriyi direk kişiliğine yapılmış bir saldırı olarak algılayacak, o an icin evi biraz toparlasa bile sonradan boşverecektir. Ya da ‘’şole yapsak daha iyi olmaz mı?’’’ boyle olsa daha iyi olmaz mı?’’ turunden coğul ifadeler kullanılmalıdır.
YUZ YUZE BAKINIZ
Bilimsel bir araştırmada, 100 kadar kişiye karşı cinsden birine 5 dk sure ile hic kıpırdamadan bakmaları istendi. Sonuc cok şaşırtıcı idi ve birbirinin yuzune bakan ciftlerden bazıları aşık olup evlenmeye karar vermişlerdi. Bu nedenle eşinizin yuzune her gun en az 5 dk bakmalısınız. Bu durum yureğinizdeki saygıyı, muhabbeti ve paylaşımı surekli taze tutacaktır.
Evlilikte canlı bir organizma gibi beslenmesi gerekmektedir. Evliliğin 2,5 yılından sonra duygusal beslenme minimuma iner. Bunun yerini, duyma, dinleme ve anlama şeklindeki empatik paylaşımcı iletişim alır. Evlilikler ancak boyle yorulmadan ve yozlaşmadan devam edebilir.
EVLİLİĞİN YORULMAMASI İCİN NELER YAPMALIYIZ ?
ELİNİZDEKİLERİN DEĞERİNİ BİLİN,
Sahip olduğumuz bir cok şeyin kıymetini elimizden cıkınca anlarız. Sağlığınızın, ailenizin, cocuklarınızın, dostlarınızın değerini bilin. Ortak arkadaşlıklar ve dostluklar tesis edin. Ne yazık ki bazı eşler, yaptıkları her işte veya işlevde mukemmel olmaları gerektiğine inanırlar ve dolayısıyla bir turlu kendilerini yeterli bulmazlar.
Bu tur insanlar kendileriyle barışık olmadıkları ve kendilerinden kapasitelerinin cok ustunde beklentileri olduğu icin evliliklerinde mutlu olamazlar. Hayat duz bir cizgi değildir. İnişli cıkışlıdır. Başarı kadar başarısızlıkların da doğal olduğunu kabul etmek lazımdır.
MUTLULUĞUNUZ İCİN ARAYA HEDEF KOYMAYIN
Ev, araba alınca, cocuğumuz olunca ya da başka bir olay gercekleşince mutlu olacağız gibi kendinize hedefler koymayın. Mutluluk hedef değil uzun bir yolculuktur ve her an yaşanacak bir duygudur. Bunun icin araya engeller koymayın
HER ELEŞTİRİYE KULAK VERMEYİN
Cevrenizdeki insanların eleştirilerine ve onerilerine gore yaşarsanız, kendiniz icin yaşayamassınız. Bu yuzden hatalarınıza değil, kişiliğinize yonelik eleştirilere kulak vermeyin.
HATALARA DUYARLI OLMAYIN
Yeryuzunde hic kimse hatasız olamaz. Hatasız dost arayan dostsuz kalır misali, hatalar tekrarlanmadıkca gormezden gelinmelidir. Gorduğunuz şeyi soylemesseniz hafızanızdan ucup gider. Soylerseniz hafızanızda yer eder. Bu nedenle olur olmadık her olumsuz şeyi sozcuklere dokmemek gereklidir. Boylece hem cabucak unutursunuz hem de belki bir daha tekrarlanmayacak bir olay icin eşinizi incitmessiniz.
EVLİLİĞİNİZE ZAMAN AYIRIN
Eşlerin tum zamanlarını birlikte gecirmeleri neredeyse zordur. Ozellikle calışan ailelerde bu daha da imkansızdır. Evde olsun dışarda olsun akşam yemeklerini birlikte yemeye gayret gostermelidir. Pazar sabahları hep beraber uzun kahvaltı keyifleri yapmalıdır. Akşam yemekleri haftada 2 den aza inmişse tehlike başlamış demektir.
Ayda bir kac kez konsere, sinemaya ya da tiyatroya bu da olmassa pikniklere gitmelidir. Tek başına gittiğiniz seyahatlerde eşinize hediyeler alın. Bu her zaman onu onemsediğinizi duşundurecektir. Akraba, eş, dost ziyaretlerini ihmal etmemelidir. Boyle gelip gitmeler, aile ici dinamikleri arttıran unsurlardır.
BAŞKALARINA YARDIM EDİN
Yardıma muhtac insanlara birlikte destek olmaya calışmak, bu konu ile ilgili organizasyonlara katılmak birliktelik duygusunu pekiştirir. Yardımseverlik hazzında paylaşım olur. Beraberlikler, ekip ve takım ruhu kazanır.
BİRLİKTE HOBİLER EDİNİN
Ceşitli spor ya da sanat dallarında ortak zevklerin bulunup, bunlara yonelinmesi evliliğe muthiş bir dinamizm sağlar. Hayat arkadaşlığının yanısıra ekip ve takım arkadaşlığı da gelişir.
Kısacası eşinizi olduğu gibi kabul edin. Herkesin hataları ve gunahları olabileceğini kabul edin. Onarıcı ve bağışlayıcı olun. Evliliğin yorulmaya giden bir surec olmadığını, yormanın da, yormamanın da sizin elinizde olduğunu bilin.”
__________________
Evliliğinizi yormadan mutlu olun
Kadınca0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Kadınca
- Evliliğinizi yormadan mutlu olun
-
13-09-2019, 22:16:02