ACELYA: Fundagiller familyasından, kokusuz ama guzel renkli cicek.
ADALET: Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gozetmek.
ADİLE: Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan.
AFET: İnsanlığın onleyemediği buyuk doğal felaket
AFİFE: Namuslu, iffetli, temiz ve durust
AFİTAP: Guneş / Cok guzel
AFŞAR: Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı (Avşar)
AHSEN: En guzel, Cok guzel
AHU: Ceylan, karaca, maral - Guzel kadın
AJDA: Filiz, surgun - Uzeri centik centik olan şey
AKASYA: Kucuk sıra yapraklı, sus icin yetiştirilen bir ağac.Salkımağacı
AKGUL: Beyaz gul, gul gibi
AKGUN: Aydınlık gun
AKİFE: Sebatlı, kararlı - İbadet eden
ALARA: Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, susleyen , Kırmızı sus anlamında bir tamlama
ALARCIN: Guzelliğini ateşin kırmızılığından alan
ALCİN: Kırmızı renkli kucuk bir kuş turu
ALEV: Ateşin cıkardığı yalım
ALEYNA: Esenlik ve guzelliklere sahip, esenlik icinde olan
ALİYE: Yuce, yuksek
ALTAN: Kızıl Şafak
ALTIN: Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
ANDAC: Bir kimseyi hatırlamak icin saklanan şey, hatıra
ARİFE: Tecrubeli, bilgili, sezgi ve anlayışa sahip
ARZU: İstek, ozlem eğilim
ASENA: Turk Mitolojisinde Ergenekon destanında adı gecen dişi kurt
ASİYE: Acılı kadın / Direk
ASLI: Kok, koken - Aşık Kerem'in sevgilisi
ASLIHAN: Kokeni soylu han soyundan
ASRIN: Cağdaş, bu asıra ait olan, asıra uygun olan
ASU: Asi, ehlileşmeyen huysuz at - İsyankar
ASUDE: Sessiz, sakin dinlendirici
ASUMAN: Gok, gokkubbe, sema
ASYA: Yeryuzunun anakaralarından (kıta) birinin adı
AŞKIN: Aşmış, ileri, ustun/ Senin aşkın
ATEŞ: Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya cıkması
ATIFET: Karşılık beklemeden gosterilen sevgi, iyilik sever
ATİKE: Ozgur - Soylu - Guzel, genc kız
AYBEL: Ay gibi dikkat ceken, aya benzeyen guzelliğiyle farkedilen, secilen
AYBEN: Ay gibi. Ayın kendisi
AYBUKE: Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı
AYCA: Ay gibi parlak ve aydınlık
AYCAN: İci aydınlık
AYCA: Ayın ilk gunlerde aldığı bicim, hilal
AYCİN: Aycın, ay gibi, aya benzer
AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki - Parmakları, endamı guzel kadın
AYDAN: Aya benzer ay gibi
AYDİL: Guzel, parlak, aydınlık gonul
AYFER: Ayışığı
AYGEN: Gonul dostu
AYGUL: Ay gibi guzel ve parlak renkli
AYLA: Kadın, eş zevce /Ayın cevresindeki ışıklı daire
AYLİN: Ayın cevresinde gorulen ışıklı daire
AYNUR: Ay gibi ışıklı, pırıl pırıl
AYPARE: Ay parcası
AYSEL: Ay gibi parlak ve guzel
AYSEN: Aydan farksız, ayın yerdeki benzeri, guzel sevimli
AYSU: Ay gibi parlak, berrak su
AYSUN: Ay gibi guzel ve parlaksın
AYŞAN: Şanı ay gibi parlak olan
AYŞE: Yaşam, dirlik,
AYŞEGUL: Gulec, guler yuzlu
AYŞEM: Ay ışığı - Benim Ayşem
AYŞEN: Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık
AYŞENUR: Nur gibi parlak, pırıl pırıl, ay gibi guzel
AYŞİN: Ay gibi, aya benzeyen
AYTAC: Ay gibi taclı
AYTEN: Ay gibi beyaz tenli
AYTUL: Tul gibi şeffaf ve ince ay ışığı gibi parlak
AZİME: Azmeden, yapmak icin kesin kararlı / iri, kemikli yapılı
AZİZE: Kutsal, ermiş kadın - Sevgi hitabı
AZMİYE: Niyetli, kararlı
AZRA: Bakire, el değmemiş
__________________________________________________ ___________________________
BAHAR: Doğanın canlandığı mevsim
BAHRİYE: Donanma ve denizle ilgili
BALCA: Bal damlası, bal gibi
BALIM: Benim balım, tatlım - Cok sevgili, samimi arkadaş
BANU: Ev kadını , bayan
BARAN: Yağmur
BAŞAK: Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım
BAŞAR: Başarılı ol anlamında
BEDİA: Guzellik, ustun değerli olan
BEDİHE: Başlangıc - Guzel soz
BEDRİYE: Ayın ondurduncu geceki haliyle ilgili
BEGUM: Saygıdeğer kadın, hanımefendi - Hint prenseslerine verilen san
BEHİCE: Şen guleryuzlu
BEHİRE: Guzel, asil
BEHİYE: Guzel ve alımlı kadın
BELGİN: Acık. belirli, farkedilen
BELİN: Şaşkınlık, hayret
BELKIS: Yunanca asıllı olup Arapcaya gecen tarihi bir isim
BELMA: Sakin, yumuşak
BENAN: Parmakla gosterilecek kadar guzel
BENGİ: Sonsuz, sonsuzluk
BENGİSU: İnsana olmezlik verdiğine inanılan su / Abıhayat
BENGU: Sonu olmayan, ebedi
BENGUL: Uzerinde benekler bulunan gul
BENSU: Su gibi aziz benlik
BERAY: Ayın en ışıltılı, en parlak hali
BERFİN: Kar toplayan
BERİA: Guzellik ve olgunlukta akranlarından ustun olan
BERİL: Mucevher olarak da kullanılan bir tur maden
BERİN: Manen cok yuksek
BERNA: Genc, delikanlı
BERRA: Bereketli olan
BERRAK: Temiz, saf, arınmış
BERRİN: Manen cok yuksek, yuce yaradılışlı
BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul eden
BESTE: Ezgilerin ozgun dizimi,
BESTEGUL: Gul demeti
BETİGUN: Beti:Yuz (Bet benizdeki gibi) Gun: Aydınlık, Aydınlık yuz
BETİL/BETUL: Temiz, iffetli
BETUL: Ayrı kok salmış fidan - Hz.Meryem'in lakabı - Bakire
BEYHAN: Bey soyundan
BEYZA: En beyaz, en ak - Gunahtan kacınmış
BİHTER: En iyi
BİKE / BİKEM: Kadın, hanım
BİLGE: Cok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan
BİLLUR: Pek duru ve temiz cam
BİLUN: Yarım Ay
BİNGUL: Bin gulun guzelliğinde
BİNNAZ: Cok nazlı
BİNNUR: Cok nurlu
BİRCAN: Herksce sevilen, candan
BİRGUL: Tek ve benzersiz gul
BİRİCİK: Tek, bir tane, emsalsiz
BİRSEN: Yalnız Sen anlamında
BİRSU: Ozel bir su biricik su gibi
BUCAK: Genellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Koşe bucaktaki anlamı gibi)
BUKET: Cicek demeti
BURCU: Guzel ve etkileyici kokunun salgılanışı
BURCAK: Tohumları kullanılan bir bitki turu
BURCİN: Dişigeyik
BUSE: Opmek, opuşmek, opucuk
BUŞRA: İyi haber
__________________________________________________ _________________________________________________
CAHİDE: Calışan, caba gosteren
CANAN: Sevgili, yar
CANDAN: Yurekten, icten
CANEL: İcten, candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle, sevincle dol
CANSEL: Cana dair, canla ilgili
CANSIN: İcten, gonuldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi, sonsuz
CELİLE: Buyuk, ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Once havada, sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yukselişi
CENNET: Dinsel inanclara gore iyilerin olunce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan, ahu
CEVHER: Bir şeyin ozu - Guc, enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet, cefa, sıkıntı
CEYDA: Yararlı, herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de cok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lutfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gozlerinin guzelliğiyle unlu hayvan
CİHAN: Evren, alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı ozellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
__________________________________________________ __________________________________________________ ____________________
CAĞLA: Badem, erik ve Kaysı gibi meyvaların ham hali
CAĞRI: Davet
CİCEK: Bitkilerin ureme organlarını taşıyan renkli bolumu
CİĞDEM: Zambakgillerden bir tur kır bitkisi
CİLAY: Ayın uzerinde beliren acık renkli lekeler
CİLER: Guzel oten, guzel otuşlu
CİSEM: Ciseleyen yağmur
COLPAN: Gozleri uzağı iyi goren, ileri goru
__________________________________________________ __________________________________________________ ___________________
DAMLA: Bir sıvının kucuk parcacığı
DEFNE: Yaprakları guzel kokulu, yaz kış yeşil olan bir ağac turu
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da cicek
DENİZ: Yeryuzunun 3/4'unu oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen, toplayan
DERİN: Yuzeyi, tabanından uzak olan
DERYA: Deniz, cok bol, gonul
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih, kader
DİBA: Cicek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yuzu
DİCLE: Guneydoğu bolgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Goz (Arapca)
DİDEM: Dide ,Goz: Didem= Gozum
DİLAN: Gonul dostu, gonuldaş
DİLARA: Gonul alıcı, sevgili
DİLAY: Gonlu ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler, guzeller
DİLBERAY: Ay gibi guzel kadın
DİLDAR: Birinin gonlunu almış, sevgili
DİLEK: İstek, arzu
DİLER: İsteyen, dileyen
DİLHAN: İcten, samimi soylenen
DİLRUBA: Gonul kapan, herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gonlu hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak gorunen bicimi,
DONDU: Henuz evlenmemiş kız
DURU: Saf, berrak
DUYGU: His, gonulde uyanan yankı ya da tepki
DUNYA: Yeryuzu
DURDANE: İnci tanesi
DURRİYE: İnci gibi parlayan

__________________________________________________ __________________________________________________ ____________
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yonetici konumundaki ece,kralice
ECEM: Kralicem, benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve bicimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli, terbiyeli - Edebiyatla uğraşan, yazar
EDİS: Benzerlerinden ustun, yuce
EFSER: Tac
EFTALYA: Bir donemin unlu gayrimuslim ses sanatcısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir cocuğu koruyan, ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme, yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman donemine kadarki hali / Kultur
ELA: Sarıya calar kestane rengi
ELCİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık sacan guzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli, renk renk / guzel kokuların yayılması
EMEL: Guclu istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Guvenilir, inanılır kimse
ENGİN: Ucsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bolumu
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El surulmemiş yer
ERGUL: Erler icinde seckinleşen, erlerin gulu
ERTAC: Erkeklerin baştacı olmuş guzel
ESEN: Sağ salim, rahat, mutlu sağlıklı
ESER: Ruzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Ruzgar / İlham /İce doğan duyguve duşunce
ESMA: Adlar , isimler
ESMERAY: Ay guzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapca seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tumu - Felek, cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış, iş
EYLUL: Yılın 30 gun suren 9. ayı (Guz'un başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı guzel, guzelliği ile unlu
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan, duygu meydana getiren ses dizisi, şarkı, turku
EZRA: Sozu, konuşması duzgun

__________________________________________________ __________________________________________________ ________
FADİK: Fatma adının bir soyleniş bicimi
FADİME: Fatma adının bir soyleniş bicimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir soyleniş bicimi
FAHİRE: Ovunulecek, iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak, guzel, mukemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir turu
FAHRİYE: Bir işi cıkar beklemeden yapan
FAHRUNİSSA: Ovunulecek değerde kadın
FATMA: Sutten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden turetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka soyleniş bicimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tumu
FEHİME: Anlayışlı, cabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gonlu şenlendiren
FERAY: Aydınlık, parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet gunu
FERHAN: Sevincli, mesut
FERHUNDE: Mubarek, kutlu, uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz, benzeri olmayan
FERİHA: Sevincli, ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen ustun - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı, refah icinde, mutlu
FEZA: Uzay, evrenin genişliği
FİDAN: Ağacların genc ve yeni yetişeni
FİGEN: Cicek demeti / Golge yapan, golge duşuren
FİKRET: Fikir, duşunce - Amac, niyet
FİKRİYE: Duşunce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağactan suren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahcenin adı
FİRUZE: Mesut, mutlu - Acık yeşille gok mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş acık goruşlu
FULDEN: Her zaman geniş acık goruşlu
FULYA: Nergislerden soğan koklu bir bitki
FUNDA: Kucuk calılık / Supurge otu
FUREYYA: Parlak, ışıltılı gunler
FURUZAN: Cok parlak, parlayıcı, aydınlık
FUSUN: Efsun / Buyu, sihir

__________________________________________________ _________________________________________________
GAMZE: Cene ya da yanakta gulumserken beliren cukurluk
GAYE: Amac , erek, varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan, geyik - Guzel, iri goz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
GONCA: Acılmamış, tomurcuk halinde gul
GOKBEN: Ozu genc olan
GOKCE: Sevimli guzel / Gok rengi, mavimsi
GOKCEN: Mavi gozlu
GOKNİL: Gokyuzune ait olan, Gok + Nil olarak da duşunulebilir
GOKNUR: Nurlu, ışıklı, aydınlık gokyuzu
GOKSU: Mavi su, akarsulara verilen ad
GOKŞİN: Gok gibi mavi gozlu / Sonsuz mavi derinlik
GONUL: Kalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GORKEM: İhtişam, gosteriş
GOZDE: Goze girmiş, birince sevilip beğenilen
GUHER: İnci / Soy sop
GUL: Gulgillerin orneği olan bitki ve bunun ciceği
GULAY: Gullerin actığı ay, mayıs
GULBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GULBEN: Ben, gul'um anlamında
GULBİZ: Bizim gulumuz
GULCAN: Gul gibi guzel canlı
GULCİN: Gul derleyen, gul toplayan
GULDEM: Hic solmayan her dem gul, her dem gulen
GULDEN: Gul gibi, gule ait, gulden yapılmış
GULDEREN: Gul toplayan
GULDESTE: Gul destesi
GULEN: Gulec yuzlu
GULENDAM: Gul gibi endamlı, zarif gorunumlu
GULER: Gulen, sevincli
GULFEM: Gul dudaklı, gul ağızlı
GULFİDAN: Gul fidanı gibi endamlı
GULGUN: Gul renginde, kırmızı, pembe
GULHANIM: Gul gibi guzel kadın
GULİN: Gule ait olan, gulden gelen
GULİSTAN: Gul bahcesi
GULİZ: Gul gibi guzel iz bırakan
GULİZAR: Gul yanaklı
GULLU: Guzel kadın / Gulu olan
GULNAZ: Gul gibi ince ve narin
GULNİHAL: Gul fidanı
GULNUR: Cevresini aydınlatan gul
GULPEMBE: Gul pembesi / Gul gibi pembe yanaklı
GULRİZ: Gul sacan, gul serpen
GULSELİ: Gul seli
GULSEN: Gul gibi guzel
GULSEREN: Gul toplayan, dağıtan
GULSOY: Gul gibi guzel bir soydan gelen
GULSUM: Yuvarlak yuzlu, guzel
GULSUN: Yaşam boyu yuzu hep gulsun anlamında
GULŞAH: Gul dalı, gullerin kralicesi
GULŞEN: Gulistan / Gul bahcesi
GULTEN: Gul gibi pembe tenli
GULUMSER: Her zaman gulumseyen
GUN: Gunduz vakti / Aydınlık
GUNAL: Gun al yaşa, kızıl renkli guneş
GUNER: Guneşin doğma zamanı - Fecr
GUNEŞ: Kendi sistemi icindeki gezegenlere ısı ışık veren gokcismi
GUNGOR: İyi gunler yaşa anlamında
GUNİZ: Gunun başlangıcını belirleyen goruntu
GUNNUR: Guneş ışığının aydınlığı, nuru
GUNSEL: Gunle ilgili gune ait
GUNSELİ: Işık seli, bol parlak ışık demeti
GURCAN: Herkesi seven, ozveride bulunan
GUVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona gore davranmak
GUZİDE: Seckin, secme, secilmiş
GUZİN: Secici, beğenici

__________________________________________________ ________________________________________
HABİBE: Seven, sevgili, dost
HACER: Taş, kaya parcası, cakıl
HAFİZE: Koruyucu, esirgeyici
HALE: Ayın cevresinde gorulen ışıklı halka
HALENUR: Ayın ya da guneşin cevresindeki halkadan gecen ışık
HALİDE: Surup gelen, surekli, gec yaşlanan
HALİME: Sakin, sessiz
HAMİDE: Şukredici, hamd edici
HAMİYET: İnsanın aile ve ulkesini koruma cabası, iyilik severlik
HANDAN: Gulen, şen
HANDE: Guluş, gulme / alay etme, eğlenme
HANIM: Soylu kadın, bayan
HANİFE: Allah'ın birliğine inanan, iman eden
HARİKA: Eşyanın tabiatı dışında, doğa ustu, garip şey, olağanustu
HASİBE: Kişisel değeri olan, unlu soydan gelen
HASRET: Ele gecirilemeyen bir şeye uzulmek - İc cekme, inleme
HATIRA: Anı, andac
HATİCE: Erken doğan kız cocuğu
HAVVA: Allah'ın yarattığı ilk kadın
HAYAL: İnsanın beyninde kurduğu duşunceler , kesitler, olaylar
HAYAT: Yaşam, doğumdan olume kadar gecen sure
HAYRİYE: Hayr'la, iyilikle ilgili
HAYRUNİSSA: Kadınların hayırlısı
HAZAL: Haz duy, tad al anlamında
HAZAN: Guz, sonbahar
HAZER: Deniz, buyuk su
HEDİYE: Armağan, bahşiş
HİCRAN: Ayrılık - Unutulmaz acı, keder
HİLAL: Gul yanaklı
HURİ: Cennet kızı, melek
HURİYE: Melekle ilgili, melek gibi
HULYA: Kuruntu, hayal
HUMEYRA: Aklık, beyazlık
HUNER: Marifet, beceri, herkesin yapamadığı şeyleri yapmak
HURMUZ: Zerduşt dininde, iyilik ve hayır tanrısı
HURREM: Sevincli, hoş vakit geciren
HURRİYET: Ozgurluk
HUSNİYE: Guzellikle ilgili, guzelliğe ait
__________________________________________________ ____________________________________
ILGAZ: Hucum, akın - Bir dağ
ILGIN: Akdeniz bolgesinde yetişen birtur ağac
IRMAK: En buyuk akarsu, nehir
IŞIK: Cisimleri gormemizi sağlayan fiziksel erke
IŞIL: Aydınlık, parlak ışık
IŞILAY: Ay ışığı, mehtap
IŞILTI: Parıltı, titrek ışık
IŞIN: Bir ışık kaynağından cıkan ışık demeti
ITIR: Guzel koku / Cicek
_____________________________________________
İCLAL: Azamet, buyukluk, ağırlama, ikram
İDİL: Kır hayatını anlatan şiir, ya da yazı - İcten, saf aşk
İFFET: Temizlik, namuslu olmak
İKBAL: Baht acıklığı, işlerin doğru gitmesi
İLAYDA: Su perisi
İLCAN: Ulkenin canı, sevdiği
İLGİN: Yabancı, gurbette yaşayan
İLHAN: Moğol hukumdarı
İLKAY: Ayın ilk hali
İLKBEN: Ben ilk'im anlamında
İLKCAN: İlk doğan cocuklara verilen ad
İLKE: Temel duşunce, ana goruş ve inanış
İLKİN: Once, oncelikle
İLKNUR: Ayın ilk hali
İLKSEN: Once sen anlamında
İLKYAZ: Bahar sonu, Yaz başlangıcı
İLSU: lkenin suyu, bereketi
İLTER: Yurdunu seven, koruyan
İMGE: Zihinde tasarlanan /duş hayal gibi gercekleşmesi ozlenen şey
İMRAN : Bayındırlık, mutluluk, bolluk,bereket
İMREN: Gorunen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
İNCİ: İstiridyede oluşan kucuk değerli sus tanesi
İNCİNUR: İnci gibi ışıklı, parlak
İPEK: İpek boceği kozası cozulerek cıkarılan ince parlak tel
İREM: Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri surulen eski unlu bahce
İSMİHAN: Hukumdar ismi
İYEM: Guzellik
İZEL: İz + El /El izi anlamında
İZGİ: İyi, guzel, adaletli
__________________________________________________ ____________________________
JALE: Kırağı, ciğ, şebnem
JALENUR: Parlayan, ışıldayan ciy
JULİDE: Karışık, dağınık sac
__________________________________________________ __________________________
KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kotuluk hazırladığına inanılan olağan ustu guc
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar, onur
KAMELYA: Caygillerden buyuk cicekler acan bir bitki - Yabangulu
KAMİLE: Tam, eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin, bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu
KARANFİL: Kokulu bir cicek
KARDELEN: Baharda cok erken acan bir cicek - Ciğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Buyuk birinden gelen iyilik - İhsan
KERİMAN: Comert - Ulu, buyuk
KERİME: Comert - Ulu, buyuk - Kız cocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharc kadın (evi cekip ceviren)
KISMET : Talih, nasip, kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıcrayan ateş parcası
KIYMET: Değer, paha (baha), bedel
KİBARİYE: İnce, zarif - Comert, asil
KİRAZ: Gulgillerden bir meyva ağacının sulu
KOSEM: Surulere rehberlik eden - Cildi temiz, puruzsuz
KUMRU: Guvercinden kucuk boz renkli kuş
KUBRA: En buyuk
__________________________________________________ ____________________________
LALE: Yaprakları uzun, cicekleri kadeh biciminde ceşitli renkleri olan soğanlı bir sus bitkisi
LALEHAN: Lalelerin sultanı
LAMİA: Parlak, parlayan
LATİFE: Yumuşak, hoş,guzel,nazik - Gulduren guzel soz , şaka
LEMAN: Parlama, parıltı
LEMİDE : Parlak, parıldayan
LERZAN: Titreyiş, titrek
LETAFET: Latiflik, hoşluk - Guzellik
LEYLA: Uzun ve karanlık gece
LUTFİYE: İyi muamele, guzellik ve hoşlukla ilgili
LUTUF: İyilik, guzellik, hoşluk - İhsan, bağış
__________________________________________________ _____________________________________
MACİDE: Şan ve şeref sahibi
MAHİNUR: Ay ışığı - Ay yuzlu guzel
MAHMURE: Uyku basmış, yarı baygın goz
MAKBULE: Alınan, kabul olunan, beğenilen
MANOLYA: Beyaz, guzel kokulu ağac ve cicekleri
MARAL: Dişi geyik, ceylan, karaca
MEDİHA: Ovulmeye neden olan
MEFHARET : Ovunc, ovunme, kıvanc
MEFKURE: Ulaşılmak istenilen en yuce amac
MEFTUN: Gonul vermiş, tutkun
MEHPARE: Ay parcası
MEHTAP: Ay ışığı, Dolunay
MEHVEŞ: Ay yuzlu guzel
MELAHAT: Guzellik, guzel yuzluluk, yuzunde tatlı ifade olmak
MELDA: İnce ve taze vucutlu
MELEK: Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
MELİHA: Guzel, Şirin
MELİKE: Kadın hukumdar, hukumdarın karısı
MELİS: Bal arısı
MELİSA: Baklagillerden, yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
MELODİ : Ezgi, muzik parcası
MELTEM: Yazın, karadan denize doğru esen mevsim ruzgarı
MENEKŞE: İnce saplı, ufak mavi cicekli guzel kokulu bitki
MENGU: Ebedi, olumsuz
MERİC: Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
MERİH: Dokuz gezegenden biri (Mars)
MERVE: Mekke yakınlarında bir dağ
MERYEM: Dinine bağlı kadın
MESUDE: Mutlu, bahtiyar
MISRA: Şiirin bir satırı
MİHRİBAN: Seven, şefkatli
MİMOZA: İnce sarı yapraklı cicek acan bir sus bitkisi
MİNE: Maden eşya ustundeki renkli sır tabakası
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan / Guneş gibi ay gibi parlayan
MUALLA: Makam ve rutbece yuksek olan
MUAZZEZ: Saygı uyandıran, kıymetli - İzzet, şeref sahibi
MUHTEREM: Saygın, saygıdeğer
MUKADDER: Tanrı hukmu, kader, alın yazısı
MUKADDES: Kutsal olan , mubarek olan Mukaddes Kutsal olan , mubarek olan
MUNİSE: Sıcak kanlı, sevimli
MUZAFFER: Zafer kazanan, ustun gelen
MUBERRA: Aklanmış, temize cıkarılmış
MUCELLA: Parlak, cilalanmış
MUESSER: Eser bırakan, eser sahibi
MUGE: İnci ciceği,
MUJDE: İyi haber, sevincli haber
MUJGAN: Kirpik
MUKRİME: İkramı bol olan
MUNEVVER: Aydınlatılmış, parlak ışıklı, bilgili
MUNİRE: Işık veren, aydınlatan
MURUVVET: Kişilik, şahsiyet, insanlık
MUŞERREF: Onurlandırılmış, şerefli kılınmış
MUYESSER: Kolaylıkla yapılan
MUZEYYEN: Suslu, suslenmiş, bezenmiş
__________________________________________________ _____________________________________


NACİYE: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
NADİDE: Gorulmemiş, gorulmedik, ender bulunan
NADİRE : Az bulunur, seyrek, ender bulunan
NAFİA: Bir yeri guzelleştirmek icin yapılan calışmalar
NAGEHAN: Ansızın
NAĞME: Ezgi, uyumlu ses
NAHİDE: Venus - Ergenlik cağındaki kız
NAİLE: İsteğine ulaşmış
NALAN: İnleyen
NAME: Mektup - Aşk mektubu
NARİN: Zarif, ince yapılı
NAŞİDE: Şiir okuyan , yazan
NAZ: Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NAZAN: Nazlanan, işve yapan, cilve yapan
NAZENDE: Nazlanan - Sevgili
NAZİFE: Zarif, kibar - Temiz
NAZLI: Naz eden, cilveli, işveli
NAZMİYE: Şiirle ilgili, duzenli
NEBAHAT: Onur, şeref, un
NECLA: Cocuk, evlat, oğul, kuşak, sulale,nesil
NECMİYE: Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ait
NEDİME: Hoş sohbet, kadın - Kadın arkadaş
NEDRET: Az bulunan
NEFİSE: Beğenilen, hoş, guzel
NEHİR : Irmak, buyuk akarsu
NERGİS: Cicekleri ayrı ayrı ya da bir kok uzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
NERİMAN: Pehlivan, yiğit
NERMİN: Nazik, ince
NESLİHAN: Han soyundan gelen
NESLİŞAH: Şah soyundan gelen
NESRİN: Bir tur yaban gulu
NEŞE: Sevinc, gonul ferahlığı
NEVAL: Talih - Bağış, ihsan
NEVCAN: Yeni doğmuş
NEVİN: Yeni
NEVRA: Işıklı parlak, cicek
NEZAHAT: İc temizliği, paklık
NEZAKET: Naziklik, zariflik, incelik c
NEZİHE: Temiz, pak
NİDA: Seslenme, cağırma, seslenen
NİGAR: Resim, resim gibi guzel
NİHAL: İnce ve duzgun vucutlu, fidan gibi
NİHAN: Gizli, saklanmış, gorunmeyen, sır, giz
NİL: Afrika kıtasında bir nehir
NİLAY: Nil'e ışık sacan
NİLGUN: Mavi renkte, civit rengi
NİLUFER: Geniş yapraklı, durgun sularda yetişen bir su bitkisi
NİMET: İyilik, iyi bir yaşantı icin gerekli şeyler
NİSA: Kadın
NİSAN: Yılın dorduncu ayı
NUR: Işık, parıltı aydınlık, Allah'ın gonderdiği ışık
NURAL: Kutsal ışık
NURAN: Işıklı, nurlu, aydın
NURAY: Ay ışığı gibi nurlu
NURCAN: Işık canlı, can ışığı
NURCİN: Işık derleyen
NURDAN: Işıklı, parlak
NURGUL: Işıklı gul, gul gibi guzel ve aydınlık
NURHAN: Aydın hukumdar
NURİYE: Işıklı, ışıktan gelme
NURPERİ: Peri kadar aydınlık, guzel
NURSEL: Sel gibi ışık
NURSELİ: Işık seli
NURSEN: Işık gibi nurlu
NURŞEN: Işık gibi şen ve guler yuzlu
NURTEN: Teni ışık gibi beyaz olan
NUKHET: Guzel ve hoş kokulu

__________________________________________________ ___________________________________________
OKŞAN: Sevil, sevgiye değer ol
OLCA: Duşmandan ele gecirilen mal, ganimet
OLCAY: Talih, baht, ikbal
ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir cicek
OYA: İpek ibrişim kullanılarak iğne, fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel
__________________________________________________ ___________________________________________

OĞUN: Kendini yucelt,gurur duy - Zaman - Kez, defa - Onde gelen
OĞUT: Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten soz
OMUR: Yaşama suresi - Hayat
ONGUL: Direnen, inatcı - Kılavuz - Oncu, teşvik eden
OVGU: Ovmek icin kullanılan soz
OVGUL: Ovulmeye değer
OVUN: Başarılarınla, niteliklerinle yucel
OYKU : Hikaye / Masal
OZDEN: Ozgur, ozle ilgili
OZGE: Başka, yabancı, iyi guzel
OZGEN: Ozu geniş, rahat
OZGUL: Bir ture ait olan - Ozu gul gibi olan
OZLEM: Hasret, birine ya dabir yere duyulan gorme arzusu
OZLEN: Gorulmek istenilen ol, hasreti cekilen ol
OZNUR: Ozu ışıklı, aydınlık
OZUN: Şiir - Hak edilmiş un
__________________________________________________ __________________________________________

PAKİZE: Cok temiz, hoş ve guzel
PAPATYA: Tac yaprakları beyaz, ortası sarı baharda acan bir kır ciceği
PARLA: Parlamak fiilinin emir kipi, 3. tekil şahıs
PELİN: Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tur bitki
PELİNSU : Pelin + Su (Bkz Pelin)
PEMBE : Acık kırmızı renk
PERCEM: Kakul - Mızrak, bayrak gibi şeylerin uzerine konulan puskul
PEREN: Ulker yıldızı
PERİ : Cok guzel, cekici, dişi cin
PERİHAN: Peri padişahı, perilerin başı
PERRAN: Ucan, ucucu
PERVİN: Ulker yıldız takımı (Sureyya)
PETEK: Arıların bal depoladığı yuvacık
PINAR: Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
PIRILTI: Parıldayan şeylerin cıkardığı ışık
PİRAYE: Sus, bezek
PUREN: Sarı, kırmızı renkte acan kucuk yapraklı bir tur ot
__________________________________________________ ____________________________________________
RABİA: Dorduncu
RAHİME: Acıyan, esirgeyen
RAHŞAN: Işıltı
RANA: Guzel, hoş
RAZİYE: Kabul eden, boyun eğen
REBİA: Bahar
REFAH: Bolluk, rahatlık
REFİKA: Eş, zevce
REMZİYE: Sembolik, simgesel
RENAN: İnleyen
RENGİN: Parlak renkli - Hoş suslu
REŞİDE: İyiyi, doğruyu secebilen, ergin
REVAN: Su gibi akan - Ruh, can
REYHAN: Fesleğen, guzel kokulu bitki
REZZAN: Ağır başlı, vakur, ciddi
RUHAN: Guzel kokulu
RUHSAR: Yuz, cehre
RUHŞEN: Neşeli, canlı
RUYA: Duş / Uyku anında bilinc altında oluşan kurgular
RUYET: Gorme.Kalp gozuyle gorme
__________________________________________________ __________________________________________________
SAADET: Mutluluk
SABAH: Gunun başlangıcı
SABAHAT: Guzellik
SABİHA: Guzel, şirin
SABİTE : Yerinde duran, kımıldamayan
SABRİYE: Sabırlı, dayanıklı
SACİDE: Secdeye varan, yere yuz suren
SADRİYE: Goğusle ilgili
SAFİYE: Katıksız, katışıksız saf
SAHİBA: Bir şeyi elde etmiş olan
SAHURE: Sahur zamanı doğan kız cocuğuna verilen ad
SAİME : Oruc tutan, oruclu
SAKİNE: Oynamayan, kımıldamayan, durgun
SALİHA: İyi, yarar, yetkili, hakkı olan
SALİME: Eksiksiz, sağ, sağlam
SAMİME: Bir şeyin temeli, en koklu yeri
SAMİYE: Yuksek, ulu
SANAY: Ay gibi guzel
SANEM: Put - Guzel kadın
SANİA: Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan
SANİYE: Dakikanın 60'ta biri suresinde zaman birimi
SATI: Duğun alışverişi - Satış, alışveriş
SEBLA: Uzun kirpikli goz
SECİL: Beğenilen, secilen
SEDA: Yankı, ses
SEDEF: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
SEDEN: (Sedan) sesin, seslenişin
SEHER: Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an
SELCAN: Hareketli, coşkulu
SELDA: (Seldağ) Dağ seli, dağdan inensel
SELEN: Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen
SELİN: Senin Sel'in, Sana ait sel
SELMA: Doğru ve iyi yolda, selamette olma
SELVİ: Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağac
SEMA: Gokyuzu
SEMAHAT: Comertlik, el acıklığı
SEMİHA: Comert gonullu, eli bol
SEMİN: Değerli, pahalı
SEMİRAMİS: Asur kralicesinin adı
SEMRA: Esmer
SENA: Ovme, ovuş - Şimşek parıltısı
SENAY: Ay gibisin sen anlamında
SENEM: Tapılacak kadar guzel kadın, sevgili
SENİHA: Yuce, yuksek
SERAP: Colde uzaktan su gibi gorunen ışık yanıltmacı
SERAY: Ay gibi guzel
SEREN: Yelken gerilmek uzere direğe capraz takılan ağac
SERİN: Ilıkla soğuk arası
SERPİL: Serpilmiş, gelişmiş
SERRA: Rahatlık, kolaylık
SERTAP: İnatcı
SERVA: Masal
SEVAL: Severek alınan
SEVCAN: Sevgili insan
SEVDA: Aşk, sevgi, tutku tutkunluk
SEVGİ: Aşk, sevme duygusu
SEVİL: Sevgiye değer, sevilen
SEVİLAY: Ay gibi hep sevilen
SEVİM: Birine yakınlık duymak, sempati
SEVİN: Memnun ol, neşelen
SEVİNC: Neşe, ic ferahlığı
SEVTAP: Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan
SEYHAN: Kenten kente yolculuk
SEYRAN: Gezinme
SEYYAL: Akışkan, sıvı, yerinde duramayan
SEZA: Uygun, yaraşan
SEZAL: Sezgili
SEZEN: Sezgisi guclu olan
SEZER: Sezgisi guclu olan
SEZGİ: Anlama, sezme yeteneği
SEZGİN: Duygulu, anlayışlı
SICAK: Sıcakkanlı, cana yakın
SIDIKA: Cok icten ve doğru kimse
SILA: Gurbete cıkanın doğup buyuduğu yer
SIRMA: Altın yaldızlı, ya da yaldızsız ince gumuş tel
SİBEL: Bulutla yer arasında yere duşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
SİMA: Duz, cehre - İnsan, tip
SİMGE: Alamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge
SİNEM: Benim tenim, benim vucudum, goğsum
SOLMAZ: Guzelliğini, tazeliğini uzun sure koruyan
SONAT: Bir veya iki calgı icin yazılmış 3-4 bolumlu muzik eseri
SONAY: Yılın son ayı
SONGUL: Son acan gul
SONNUR: Son ışık
SU: Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde
SUAT: Mutlu, mutlulukla ilgili
SULTAN: Hukumdar ailesinden, anne, kızkardeş
SUNA: Boylu poslu endamlı / Erkek ordek
SUNAY: Ay sun, ay ışığı sun
SUZAN: Adak ayı
SUHANDAN: Guzel konuşan
SUHEYLA: Guney yonunde gorunen parlak yıldızlar
__________________________________________________ ________________________________________________

ŞADİYE: Sevinc, neşe, mutluluk
ŞAFAK: Gundoğumundan onceki aydınlık
ŞAHİKA: Yuksek, yuce, dağın zirvesi
ŞAZİMENT: Allah'ın adamı- Allah'a ait olan,onun yolundan giden kişi
ŞAZİYE: Ozellikleri kimseye benzemeyen
ŞEBNEM: Ciğ, gece nemi, jale
ŞEFİKA: Şefkatli, acıması, esirgemesi bol olan
ŞEHNAZ: Doğu muziğinde bir makam / Coknazlı
ŞEHRAZAT: Ozgur
ŞEHRİBAN: Şehrin ileri geleni
ŞELALE: Buyuk cağlayan, cavlan, akarsunun yuksekten yere duştuğu bolumu
ŞENAY: Mutlu gecen ay
ŞENGUL: İnsanın icini acan gul / hep şen olup hep gulmek
ŞENİZ: Mutlu, sevindiren iz, hatıra
ŞENNUR: Işık sacan, neşe sacan
ŞERİFE: Şerefli, kutsal
ŞERMİN: Utangac
ŞEVKİYE: Neşeyle, istekle ilgili
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
ŞEYDA: Cılgın, deli divane
ŞEYMA: Eski Turk adlarından
ŞİİR: Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya cıkan edebi anlatım bicimi
ŞİRİN: Cana yakın, sevimli
ŞOLEN: Eğlence, kutlama, şenlik
ŞULE: Alev, ateş alevi
ŞUKRAN: İyilik bilme, minnettarlık
ŞUKRİYE: Gorulen iyiliğe karşı şukretmek , hoşnut olmak
__________________________________________________ ______________________________________--


TACNUR: Mutluluk
TAHİRE: Gundoğusundan esen ruzgar
TAHSİNE: Gunun başlangıcı
TALHA: Guzellik
TALİA: Guzel, şirin
TAMAY: Sabırlı, dayanıklı
TANAY: Secde eden
TANSU: Şafak rengi vurmuş su
TANYEL: Katıksız, arı - Secilmiş
TARA: Sahur zamanı doğan kız cocuğuna verilen ad
TAYYİBE : İyi, hoş, cok temiz
TEKGUL: Durgun - Kendi halinde sessiz
TENAY: Uygun, yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
TENDU: Oz, asıl
TENNUR: Yuksek, ulu
TEZER : Cabuk ve erken
TİJEN: Ay gibi guzel
TİLBE: Put - Guzel kadın
TUBA: Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan
TUĞCE: Dakikanın altmışta biri
TURNA: Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan gocmen kuş turu
TUTAM: Bir desteden daha / parmak uclarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
TUTKU: İradeyi aşan guclu coşku, ihtiras
TULAY: İncelikle, duşunce ile ilgili
TULİN: Uzun kirpikli goz
TUNAY / TUNAY: Mehtap, ay ışığı, gece gorulen aydınlık
TURKAN: Hakana saltanatta ortaklık edeneşi
TURKU: Yankı, ses
__________________________________________________ ____________________________________________
ULVİYE: Yuce, yuksek, gokle ilgili
UMAY: Uzerinden gectiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş, Devlet kuşu
UMUR: Gorgu, deneyim
UMUT: Umit, geleceğe guven duygusu
UZAY: Butun varlıkları kaplayan sonsuz boşluk
UZEL: Usta, becerikli
__________________________________________________ ______________________________________________
ULFER: Irmak, buyuk su
ULKER : Gokyuzunun kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ULKU: Amac, ideal
UMMİYE : Okur yazar olmayan kadın
UMRAN: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
UNSEL: Unu sel gibi aşan
UNSELİ: Unu sellere benzeyen
UNZİLE: Gonderilmiş
__________________________________________________ _________________________________________________
VAHİDE: Tek, bir
VARİDE: Gelen, erişen - Soylenti
VASFİYE: Nitelikli
VEDİA: Korunması icin bırakılan emanet
VEFİKA: Uygun, aynı fikirde, yoldaş
VELİDE: Yeni doğmuş cocuk
VERDA: Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda, gul anlamında
VESİLE: Neden, sebep - Kavuşma
VİCDAN: İyiyi kotuden ayırmaya yarayan şuur, ahlak
VİLDAN: Yeni doğmuş cocuklar
VUSLAT : Kavuşma, yetişme, ulaşma
__________________________________________________ _________________________________________________
YAĞMUR: Yeryuzune duşen yağışın sıvı halinde olanı
YAKUT: Aliminyum oksit, yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş
YANKI: Sesin bir yere carpıp geri donmesi ile oluşan ikinci ses, ses yansıması
YAPRAK: Ağac ve bitkilerin yeşil kısımları
YAREN: Dost, arkadaş
YASEMİN: Kokulu cicekler acan bir tur ağaccık
YAŞAM: Hayat
YAZGULU : Yaz ve Gul tamlaması / Yazın acan gul "şimdilerde bir de guz gulleri var"
YELDA: Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi
YELİZ: Yel ve iz ruzgar ve izi anlamında
YEŞİM: Yeşil renkli değerli taş
YETER : Kafi, tamam, gereksinimi karşılayacaknitelikte olan
YILDIZ: Guneş ve ay dışında gokyuzundeki ışıklı cisimlerden her biri
YONCA: Bircok turu bulunan bitki
YOSUN: Ciceksiz bitkilerin, suların yuzunde ve dibinde bulunan bir turu
YUDUM: Bir icimlik sıvı
YURDAGUL: Yurduna guller sacan, guzellik getiren
YURDANUR : Yurduna nur getiren
YUKSEL: Ozellikle manevi anlamda yuce ol
__________________________________________________ __________________________________________________ __
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Guzel iri cicekli bir sus bitkisi
ZARAFET: İncelik, guzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yuzlu olan
ZEKİYE: Zeka sahibi, kavrayışlı
ZELİHA: Zuleyha, su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur, nurlu, ışıklı
ZEREN: Anlayışlı, zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins cicek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar, mucevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki soylenişi
ZİNNUR: Nurlu, ışıklı
ZİŞAN: Şanlı, unlu, cok tanınmış
ZİYNET: Sus, sus eşyası
ZUHAL: Saturn
ZUBEYDE: Oz, asıl
ZUHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Saturn)
ZUHRE: Cicek acan / Coban yıldızı (Venus)
ZULAL: Berrak, saf, tatlı, soğuk su
ZULEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZULFİYE: Sacları cok guzel olan
ZUMRA: Guzel, iyi ahlaklı - Zeki, bilgili kadın
ZUMRUT: Yeşil renkli bir değerli taş
__________________