Kadın-erkek ilişkilerinde, Allah rızası dışında karşılıklı kurulan bağlılık ve beraberlikler, insanları şirke saptıran en onemli konulardan birisidir. Bunlar evlilik ya da toplumda giderek yaygınlaşan evlilik dışı beraberlikler şeklinde olabilir.
Bu romantik sevgi anlayışında, Allah'a karşı yerine getirmeleri gereken butun vazifeleri birbirlerine karşı getiren, birbirlerini Allah'tan bağımsız mustakil varlıklar olarak goren, Allah'a karşı duymaları gereken hisleri birbirlerine karşı duyan "sevgililer" ortaya cıkar. Bu kişiler Allah'ı zikretmek (anmak) yerine, surekli birbirlerini zikrederler (anarlar). Sabah gozlerini actıklarında, kendilerini yaratmış ve onlara yeni bir gun vermiş olan Allah'ı anıp O'na şukredecekleri yerde, ilk işleri birbirlerini duşunmek, birbirlerini hayal etmek olur. Kendilerini Allah'a beğendirmeye değil de, birbirlerine beğendirmeye calışırlar. Allah ve O'nun dini icin fedakarlıkta bulunmazlar da, birbirleri icin turlu fedakarlıklar gosterirler.
Kısacası bu kişiler, birbirlerini ilah edinirler. Nitekim dunyada son derece yaygın olan bu carpık sevgi anlayışının orneklerine bakıldığında, romantik erkeklerin ve kadınların acıkca birbirlerine "sana tapıyorum" gibi ifadeler kullandıkları gorulebilir. Yine romantik sevgililerin birbirlerine yaptıkları konuşmalarda, yazdıkları şiirlerde "nereye baksam seni goruyorum, nereye gitsem seni duşunuyorum" gibi ifadeler yer alır. Oysa her nereye bakılsa ve her nereye gidilse duşunulmesi gereken tek varlık, alemlerin Rabbi olan Allah'tır.
Gorulduğu gibi halk arasında masum hatta makbul bir sevgi ceşidi olarak gorulen romantik aşk, gercekte Allah Katında lanetlenmiş olan "şirk koşma"nın bir parcasıdır. Ne var ki "gercekleri ters yuz eden şeytan" her konuyu olduğu gibi bu kavramları da aslından carpıtarak insanlara suslu gostermekte, insanların coğu da şeytanın gosterdiği yolu izlemektedir:
Andolsun Allah'a, senden onceki ummetlere de (elciler) gonderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini suslu gostermiştir; bugun de onların velisi odur ve onlar icin acı bir azab vardır. (Nahl Suresi, 63)
…Kendi yaptıklarını şeytan susleyip-cekici kıldı, boylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar gorebilen kimselerdi. (Ankebut Suresi, 38)
Kuran'da, bu tur romantik ilişkilerde kadınlara karşı beslenen tutku dolu sevgiye ozellikle dikkat cekilir. Bu kadın, kişinin eşi, sevgilisi, hatta uzaktan "platonik" olarak sevgi beslediği herhangi bir kadın da olabilir. Eğer bu, Allah'ı unutturan, Allah'ı gereği gibi anmayı engelleyen, Allah sevgisine tercih edilen, kalpten Allah sevgisini cıkarıp da onun yerine konulan bir sevgi turuyse, kişiyi doğrudan şirke surukler. Kuşkusuz aynı tehlike yalnızca erkekler icin değil kadınlar icin de gecerlidir.
Romantik kadın-erkek ilişkisini alabildiğine yaşayan kimseler coğu zaman bu gerceklerden habersizdir. Kendilerini yine kendi elleriyle icine attıkları tehlikenin bilincinde değildirler. Cunku coğu, cocukluklarından beri toplumdan aldıkları carpık telkinlerin ve kendilerine doğru yolu gosterecek tek rehber olan Kuran'dan habersiz olmalarının bir sonucu olarak, işlediklerinin Allah Katında bir suc olduğunun farkında değildirler. Allah'ın dininden uzak yaşadıkları icin, daha once de belirttiğimiz gibi, buyuk bir batağın icinde olmalarına rağmen kendilerini doğru yolda zannetmektedirler. Yalnızca Allah'a iman etmedikleri icin, akıl ve anlayışları korelmiştir.
Akılsızlık icinde yaşanan soz konusu şirk sevgisi, birbirlerini ilah edinmiş olan kadın ve erkekleri bazen cok buyuk felaketlere surukler. Orneğin, birbirine aşık iki gencin birlikte intihar etmekten zevk alacak derecede akılları kapanabilir. Dunya şartlarının, biraraya gelmelerini engellediği iki genc aşklarını sozde "ebedileştirmek", "ruhlarının sonsuza kadar birlikte olması" gibi anlamsız ve gercek dışı telkinlerle elele tutuşup bir kopruden atlayabilirler. Oysa bunu yaparken, aslında kendilerini cehennem cukuruna attıklarının farkında değildirler. Haram olan bir fiili bir mahsur gormeden gercekleştirmekte ve olduklerinde Allah'a kavuşacaklarına değil birbirlerine kavuşacaklarına inanmaktadırlar. Son anda olum meleklerini gorduklerinde bunu anlarlar, ancak artık iş işten gecmiştir. Gazetelerde sık sık umitsiz aşıkların intiharlarından, geride bıraktıkları duygusal mektuplardan bahseden haberlere rastlamak mumkundur. Tum bunlar romantizmin insanların akıllarını ve şuurlarını ne derece kapatabildiğinin somut ornekleridir.
Ne var ki, bu dunyada romantizm nedeniyle gozu kapalı bağlandığı, ilah edindiği eşini kişi ahirette kendi nefsini kurtarmak icin fidye olarak vermeye kalkacaktır. Cunku gozundeki perde kalkmış, kendisine vaat edilen azabın gercek olduğunu anlamıştır. Ayetlerde bu kimselerin ahiretteki tavırları şoyle tarif edilir:
Onlar birbirlerine gosterilirler. Bir suclu-gunahkar, o gunun azabına karşılık olmak uzere, oğullarını fidye olarak vermek ister; Kendi eşini ve kardeşini, Ve onu barındıran aşiretini de; Yeryuzunde bulunanların tumunu (verse de); sonra bir kurtulsa. (Mearic Suresi, 11-14)
Bir başka ayette de aynı durum şoyle tasvir edilir:
Kişi o gun, kendi kardeşinden kacar; Annesinden ve babasından, Eşinden ve cocuklarından, O gun, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır. (Abese Suresi, 34-37)
Şirke dayalı romantik sevgi anlayışı toplumda "aşk", "romantizm", "saf ve temiz duygular" vb. şeklinde masum gosterilir, hatta yuceltilip teşvik edilir. Ozellikle genc yaştaki insanları etkisine alan bu romantizm telkini akıl ve şuurun gelişmesini engellediği icin, dinden, imandan, yaratılış amaclarından haberleri olmayan, Allah'ı unutmuş, Allah sevgisini, Allah korkusunu bilmeyen, şirki doğal bir davranış, bir yaşam tarzı haline getirmiş sapkın nesiller ortaya cıkmaktadır.
Televizyonlarda ve filmlerde romantizm ve duygusal konular cok yoğun bir şekilde insanlara empoze edilir. Duygusallık adeta insanın doğal bir ihtiyacı olarak one surulur. Romantizm şarkılarda, şiirlerde, kitaplarda en revacta, en on planda işlenen temadır. Şeytan duygusallığın insanların akletmelerini, gercekleri gormelerini, Allah'ı anmalarını, yaratılış amaclarını ve ahireti duşunmelerini engelleyen, onları dini yaşamaktan uzaklaştıran, şirke batıran bir illet olduğunu cok iyi bilir. Bu yuzden her kesimdeki ve her sektordeki yandaşlarını, duygusallık telkinini en yoğun ve sık olarak ayakta tutacak bicimde yonlendirir.
Bu nedenle, şirk koşmayı yalnızca taştan tahtadan putlara secde etmek sananlar, bu dunyada kendilerini mustağni gorup ahirette de "Rabbimiz olan Allah'a andolsun biz muşriklerden değildik" (En'am Suresi, 22) diyenlerden olmaktan cok sakınmalıdırlar.
__________________
Kadin-erkek İlİŞkİlerİndekİ Şİrk sevgİsİ
Kadınca0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Kadınca
- Kadin-erkek İlİŞkİlerİndekİ Şİrk sevgİsİ
-
13-09-2019, 19:31:36