Sorumluluğunu yerine getirmeyen erkeğin işlerini siz devralırsanız sonra 30-55 yaşları arasında nurtopu gibi bir oğlunuz olur. "Bu durumdan kurtulmak icin ne yapmalı?" sorusunu Yaşam ve Nefes Kocu Saba Deniz yanıtlıyor.

Ahh ahh, ne cektik biz bu erkeklerden! Gene de bir tarafa atamadık, kenara koyamadık. Masumlar mı, şeytanlar mı bilemedik. Tam da cozemeden anlayamadan oyun bitti, gittik.
Ahh ah, ne cektik bee!
Bugunku konumuz erkekler…
Erkeklerin en onemli ozelliği, sorumluluk gorunce kacmaları. Hatta o sorumluluğun kendileri ile alakalı olmadığını savunmalarıdır.
Ornek 1:
K: “Hayatım, tuzluğu gelirken masaya getirir misin?
E: ”Nerede?“
K: ”Dolapta”
E: ”Hangi dolapta?“
K: “Buzdolabının yanındakinde”
E: ”Hangi rafta?”
Kadın, sabır katsayısına gore ya bu dialoğu sonuna kadar goturur ya da bir noktada pes edip tuzu coktan kendi almıştır.
Ornek 2:
K: “Ahmet, bugun cocukları doğum gunu partisine sen goturur musun?”
E: ”Niye?”
K: ” Ben Zeynep’e yardım edeceğim. Biliyorsun iki haftaya doğuruyor. Araba kullanamıyor.“
E: ”Canım bize ne, kendi gitsin. Taksiyle niye gitmiyor?”
K: ”Hamile hamile taksiye binmek istemiyor.”
E: “O zaman Ayşe’ye soyle, o gotursun.”
K: ”Ama benim yardım etmemi istiyor. Ayrıca ben de biraz onunla ilgilenmek istiyorum. Hem nereden geldik biz bu konuya… Sen cocukları goturecek misin?”
E: “Ben de onu diyecektim. Kacta ki? Sabahtan işe uğrayacağım. Bir rapora bakmam lazım. Oradan da yeni bir muşteriyle goruşme yapacağız.”
K: ”Kacta goruşmen?”
E: ”Saati belli değil. Her an olabilir?”
Bu ornekler size sanırım cok tanıdık gelmiştir. Erkeklerin sorumluluk karşısındaki tutumları fark gosterebilir.
Birinci ornekte, oncelikle erkeğimizin gercekten bilmediğini, fark etmediğini farz edelim. Bir cocuk gibi davranıyor olabilir. Yani bilmiyordur. O zaman, oğretmeniz ve oğrenip oğrenmediğini kontrol etmeniz gerekebilir. Bu tarz erkekler ya 0-13 yaş arasındaki oğlunuz ya oğrenciniz ya da ilişkinizin balayı kısmındaki erkek arkadaşınız olduğunda şirindir.
İlişkiniz buyurken, sizin sorumluluklarınız artarken erkek arkadaşınız sorumluluk alma kısmında ikinci ornekte olduğu gibi, cocuk gibi kalmaya devam edebilir. Ona yapması gereken işleri hatırlatmaya veya oğretmeye calışmak size yorucu ve uzun gelebilir. Onun yerine yapılması gereken işleri siz yapmaya başlarsınız. İşte zaten en buyuk yanlış da boyle başlar.
Birinci ornekte, oncelikle erkeğimizin gercekten bilmediğini, fark etmediğini farz edelim. Bir cocuk gibi davranıyor olabilir. Yani bilmiyordur. O zaman, oğretmeniz ve oğrenip oğrenmediğini kontrol etmeniz gerekebilir. Bu tarz erkekler ya 0-13 yaş arasındaki oğlunuz ya oğrenciniz ya da ilişkinizin balayı kısmındaki erkek arkadaşınız olduğunda şirindir.
İlişkiniz buyurken, sizin sorumluluklarınız artarken erkek arkadaşınız sorumluluk alma kısmında ikinci ornekte olduğu gibi, cocuk gibi kalmaya devam edebilir. Ona yapması gereken işleri hatırlatmaya veya oğretmeye calışmak size yorucu ve uzun gelebilir. Onun yerine yapılması gereken işleri siz yapmaya başlarsınız. İşte zaten en buyuk yanlış da boyle başlar.
Eşiniz cocuğunuza donuşebilir
Kuru temizlemeden pantolonların alınmasını, evin alışverişini, sosyal ilişkilerin yurutulmesini, bavulların hazırlanmasını, vs. once eşyalarının sorumluluğu, sonra onun odevlerinin kontrolu derken kucağınızda, nur topu gibi bir oğlunuz olur. 30-55 yaşları arasında olduğu icin kısa bir sure sonra şirinliğini kaybeder.
Eğer biraz sert duruşunuz varsa, kendi değerinizin farkındaysanız, o zaman da erkek arkadaşınızın isyankar, “Ne alakası var?“, "Bunu niye ben yapacakmışım?“ gibi tutumlarına hazırlıklı olun. Cunku siz ona sorumluluklarını iade etmeye veya hatırlatmaya calıştıkca bu sefer de bir ergen gibi isyankar davranacak, sorumluluklarını almayı reddedecek, istemeyecektir.
Eğer biraz sert duruşunuz varsa, kendi değerinizin farkındaysanız, o zaman da erkek arkadaşınızın isyankar, “Ne alakası var?“, "Bunu niye ben yapacakmışım?“ gibi tutumlarına hazırlıklı olun. Cunku siz ona sorumluluklarını iade etmeye veya hatırlatmaya calıştıkca bu sefer de bir ergen gibi isyankar davranacak, sorumluluklarını almayı reddedecek, istemeyecektir.
Erkeklere sorumluluk nasıl kazandırılır ?
Bir yetişkin gibi davranan, iş kimliğinin dışında eş ve baba kimliklerinde sorumluluklarını kendiliğinden belirleyen ve yapan erkekler varsa etrafınızda, aman onların uzerine kocaman bir işaret koyun ki herkes tarafından gorulsunler. Cunku onlar oldukca nadirler. Sorumluluk konusunda bir ebeveyn veya oğretmen gibi davranan erkek ise ancak yaşlılık evresinde dede ya da buyuk amca kimliklerinde karşımıza cıkar ki bu bile pek sık olmaz.
Sevgili kadınlar, bu donguden cıkabilmeniz icin benim size nacizane onerim, bir iş gorunce o iş karşısında kendinize bu soruyu sormanızdır: Bu iş kimin işi? Gercekten bunu benim mi yapmam gerekiyor? Peki ben yapmazsam ne olur?
Eğer cevap, “Benim işim” ise, yapın tabii! Yapmazsanız gelişemezsiniz, yaşamda yol alamazsınız.
Ama cevap eğer “Onun işi” cıkarsa, sakın o işi yapmayın! Onceleri iyi niyetle yaptığınız o iş, bir sure sonra sizin işiniz olacaktır. Ve gun gectikce, yukleriniz artacaktır. Ve bu durum size zamanla "ben" kimliğini unutturacaktır.

Bu arada tabii muhtemelen kadın kimliğinden vazgececek, sporcu kimliğinizi bir tarafa bırakacak, hobilerinize vakit bulamayacaksınız. Eğer calışıyorsanız ve cocuklarınız da varsa, işten ayrılmaya hazırlanıyor da olabilirsiniz. Farkındalığınızı lutfen davet etin ve gorun: Başkalarının işlerini yaparak kendinizi yok ediyorsunuz!
Ayrıca işi gercekte yapması gerekenin de yaşam planını bozacaksınız, ilerlemesini engelle,yeceksiniz. Bu mu istediğiniz?
Ucuncu bir cevap daha var: “Tanrının işi”. Bu durumda ise sakın sorumluluk almaya calışmayın. Karışmaya ise sakın yeltenmeyin. Zaten mumkun değil. Bırakın, havanın nasıl olacağına, rastlantılara, tesaduflere, mucizelere, vs. o karar versin. İlahi duzende her şeyin nasıl olması gerektiğini o biliyor. Siz, “olanı olduğu gibi kabul edin, eyleme gecin ve şukurde olun.”
Hayatınızdaki partnerinizle dengeli ilişkiler kurmanız ve koşulsuz sevgiyi deneyimleyebilmeniz dileğiyle...
Sevgili kadınlar, bu donguden cıkabilmeniz icin benim size nacizane onerim, bir iş gorunce o iş karşısında kendinize bu soruyu sormanızdır: Bu iş kimin işi? Gercekten bunu benim mi yapmam gerekiyor? Peki ben yapmazsam ne olur?
Eğer cevap, “Benim işim” ise, yapın tabii! Yapmazsanız gelişemezsiniz, yaşamda yol alamazsınız.
Ama cevap eğer “Onun işi” cıkarsa, sakın o işi yapmayın! Onceleri iyi niyetle yaptığınız o iş, bir sure sonra sizin işiniz olacaktır. Ve gun gectikce, yukleriniz artacaktır. Ve bu durum size zamanla "ben" kimliğini unutturacaktır.

Bu arada tabii muhtemelen kadın kimliğinden vazgececek, sporcu kimliğinizi bir tarafa bırakacak, hobilerinize vakit bulamayacaksınız. Eğer calışıyorsanız ve cocuklarınız da varsa, işten ayrılmaya hazırlanıyor da olabilirsiniz. Farkındalığınızı lutfen davet etin ve gorun: Başkalarının işlerini yaparak kendinizi yok ediyorsunuz!
Ayrıca işi gercekte yapması gerekenin de yaşam planını bozacaksınız, ilerlemesini engelle,yeceksiniz. Bu mu istediğiniz?
Ucuncu bir cevap daha var: “Tanrının işi”. Bu durumda ise sakın sorumluluk almaya calışmayın. Karışmaya ise sakın yeltenmeyin. Zaten mumkun değil. Bırakın, havanın nasıl olacağına, rastlantılara, tesaduflere, mucizelere, vs. o karar versin. İlahi duzende her şeyin nasıl olması gerektiğini o biliyor. Siz, “olanı olduğu gibi kabul edin, eyleme gecin ve şukurde olun.”
Hayatınızdaki partnerinizle dengeli ilişkiler kurmanız ve koşulsuz sevgiyi deneyimleyebilmeniz dileğiyle...
NOT: Sevgili okuyucu, bu yazıdaki ifadeler sorumluluk yaklaşımına mizah katma maksadıyla yazılmıştır. Yoksa kadınlar ve erkekler arasında bir ayırım yapmak gibi niyetim yoktur.
Sevgiyle yazdım.
Saba Deniz
Yaşam ve Nefes Kocu
Saba Deniz
Yaşam ve Nefes Kocu
Kaynak
__________________