Bir kadına baktığınızda ne goruyorsunuz? Anne mi? Dişi mi? Kız kardeş mi? Nereli olduğu mu? Sacının rengi mi? Bakışı mı? Makyajı mı? Dekoltesi mi? Mutlu bakışları mı? Hepsi mi?

Ya da, birlikte olduğumuz kişinin davranışının altındaki saklı nedenleri gorebiliyor muyuz?

İlişkilerde tarafların bir birlerini, cinsiyet ozelliklerine gore de, tanıması guzel giden bir ilişkide davranışların temelini oluşturur.

Evlilik ve sağlam bir beraberlik, biraz da “katlanmak” demek olduğuna gore, mutlu ilişkinin bedeli, kişisel egolardan vazgecmektir. Yani iki kişi, birlikteliğe karar verdilerse, hicbir şey artık geldiği gibi gitmeyecektir. Aslında, cokta fazla caba sarf etmek gerekmez. Cevap sadece, daha dikkatle bakmakta gizlidir.

Kadın kızdığında bakışlarında yağmur yağar. Ofkeler ruzgÂr gibi dolaşır yuzunun etrafında. Onun alanına o anda girdiğinizde siz de almış olursunuz nasibinizi.

Davranışların altındaki gercek nedenler, her zaman gorunur olanlar değil, coğu kez saklı olanlardır. Okuldan eve geldiğinizde, annenizden işittiğiniz azarın nedenini duşunun? “Ben ne yaptım şimdi ya? “ diye aklınızdan gecirdiğinizde terliğin havada ucuştuğu o gunler? Aslında kızgınlığının sizinle hicbir alakası yoktur. Onu kızdıran, ya babadır, ya işlerin yorgunluğudur, ya da komşu kadın falandır. (Coğu kez, onların da bu durumdan haberleri yoktur.)

Kadının ofkesi altında “ kendini ifade edememesi” vardır. Onu kızdıran tek şey, anlaşılamamaktır.

İlişkilerde, İki tarafta “ ben haklıyım” tartışmasına girdiğinde kimse kimsenin sesini duymaz ve aralarındaki mesafe acılır, Duyurmak icinse sesler yukselir. Tartışma başlar.

İlişki, catışmanın ortasında kalan bir cocuk gibi, psikolojik olarak zarar gorur. Eskilerden hepimiz duymuşuzdur; “bir taraf konuşunca diğer taraf susmalı.” Belki de eski evliliklerin başarı sırrı buydu. Ama bugunun ilişkilerinde susmak, hep karşıdan beklendiğine gore aynı nasihat gecerli değildir artık.

O halde, İlişkilerde, cinsiyet dillerini iyi bilmek ve bunun icin caba sarf etmek gerekir. Cinsiyet dillerini bilmek demek, tarafların birbirlerine nasıl davranacaklarını bilmeleri demektir.

Kızgınlığımız, alakası olmayan şeylere davranış şeklimizden kendini belli eder.

Eşyalara dokunuşumuzdan, “evet” dememiz gereken yerlerde, sertce “hayır!” dememizden, işleri hızlı yapmamızdan, yururken cıkardığımız topuk seslerinden… Kadın, daha bircok şeyde ele verir kendini;

-Ofkeyle karşına gecip bağırıyor ya da konuşmak istiyorsa bu, iyiye işarettir. Tartışma uzamaz

Sakın “sonra konuşalım” demeyin? Bırakın konuşsun.

-“Konuşmak istemiyorum, git” diye ofkeleniyorsa, tam tersidir.

-Sizi duymuyorsa, “kendi işini kendin yap” demektir.

Kadın susuyorsa, biriktiriyordur.

-Tartışma esnasında suclayarak yanınızda ağlıyorsa, sizi ikna etmek uzeredir. Ama sahte ağlayışının yuzune vurulması olumcul hata olabilir.

-Sessizce ve uzak bir yerde ağlıyorsa, gercektir ve bu işin sonunda muhakkak intikam vardır. Fakat bir sure unutmuş gibi yoluna devam eder.

-Kadın kırılırsa er ya da gec ilişki biter, kızarsa devam eder.

İlişkilerde tartışma sonrası, eğer hic mudahale etmez kendine gelsin diye beklerseniz, uzayan sure kadar katlanır her şey. Konuşacakları ust uste eklenir. Artık unutmuştur dediğiniz ilk dakikada, sizi her şeye pişman eder. “Şimdiye kadar neredeydin?” sorusunun cezasıdır bu.

-Asla ani kararlar vermez kadın. Verdiği kararların arkasında koca bir gecmiş vardır. “Ne guzel gidiyordu? Birden ne oldu bu kadına?” diye kara kara duşunmeyin.

Kadın, annelik icgudusu ile var olduğu icin yapabileceklerinin ve duşunebileceklerinin sınırı yoktur. En uc en karmaşık en imkÂnsız en ilginc duşunceler, kurgular gecirir aklından. Zira varlığındaki koruma icgudusu, gerektiğinde sınırları sonuna kadar zorlamayı mumkun kılar. Dayanıklılığı bu ozelliğinden gelmektedir. Ozellikle cocuğu olan bir kadın, en zor şartlarda dahi ayakta kalmanın yollarını muhakkak bulur.

Sonuc olarak, tum cığlıkları, tum kaprisleri, tum karmaşa gibi gorunen gizemli hallerinin tek bir acıklaması vardır; İLGİ!

Her olumsuz davranışının altındaki haykırış, ilgi eksikliğindendir. Bu durum, her iki taraf icin de gecerlidir. Ama dile gelmez.

Taraflar bazen, cozum bulamadıkları konularda suclu aralar. Temelde, ilgisizlikten bozulan ilişkide, parasızlık veya ihanet gunah kecisi olur.

Dikkatle bakıldığında, kadın mutlu ise, adeta etrafa ışık yayar. Tum ilişkileri duzene sokar; Eşini daha mutlu eder, ailesiyle daha ilgilidir, cocuğuna daha kaliteli zamanlar ayırır. Mutlu kadın, mutlu cocuklar, bu değişmez. Yemeği bile, mutluyken daha guzel yapar. Sevgiyle yaptığı her şeyde başarılı ve verimli olur.

Kadın bakımlıyken değil, mutluyken daha guzeldir.

Kaynak
__________________