Genclerden yaşlılara gidildikce uyku bozukluğu artıyor. Kadınlar ise, erkeklere oranla daha fazla uyku sorunu yaşıyor.

Ankara Universitesi Tıp Fakultesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Oğuz Erkan Berksun insan omrunun ucte birinin uykuda gectiğini ve uykudaki aksaklığın, sağlığın yanı sıra gundelik yaşamda da doğrudan etkisini gosterebileceğini soyledi.
Toplumun yaklaşık yuzde 90’ının hayatının bir doneminde uykusuzluk problemiyle karşılaştığını, ucte birinin ise haftanın birkac gecesini istediği gibi uyuyamadan gecirdiğine işaret eden Berksun, şoyle konuştu’
Her 100 kişiden en az 5’i solunum problemleri nedeniyle uykusunu alamadan uyanmakta, bircoğu ertesi gun uyuklamasına engel olamamakta ve yuzde 40’ı horlamaktadır. Kentsel kesimde kırsal kesime oranla daha fazla uyku bozukluğu gorulmektedir. Genclerden yaşlılara gidildikce uyku bozukluğu artmaktadır. Kadınlar, erkeklere oranla daha fazla uyku sorunu yaşamaktadır. Uykusuzluk problemleri nedenleri arasında cinsiyet, yaş, gelir ve eğitim duzeyinin yanı sıra kulturel ozellikler, sigara ya da alkol kullanımı, bireylerde mevcut diğer hastalıklar gibi pek cok faktorun rolu olduğu bilinmektedir.
Kadınlarda orta yaştan sonra başlıyor
San Marino’da yaklaşık 6 bin kişiyle yapılan anket calışmasında toplumdaki 20 yaş ustundekilerin yuzde 19’u uykusuzluktan yakınmakta, kadınlarda orta yaşın gecilmesiyle bu oranın yuzde 40’a ulaştığı sonucu elde edilmiştir.
Berksun, Fransa’da yapılan benzer calışmada uykusuzluğun yuzde 62’ye kadar yukseldiğini ve Fransızların yuzde 11’inin hemen hemen her gece uyku ilacı aldığının gorulduğunu belirterek Amerika’da da hayatlarının belli doneminde uykusuzluktan şikayetci olduklarını bildirenlerin oranının yuzde 90 olduğunu vurguladı.
“Uykusuzluk cekenlerin yuzde 35’i de uzun sureli ve ciddi boyutlarda halen uykusuzluk yaşadıklarını kaydetti” diyen Berksun, “Turkiye’de Canakkale cevresinde yapılan ankete katılan 5 bin kişinin yuzde 28’inin uykusuzluktan şikayetci olduğu, yuzde 10’unun da uc haftadan uzun sureyle veya haftada uc gece veya daha fazla sıklıkta uykusuzluk cektiğini gostermiştir. Turkiye’de uzun sureli uykusuzluk cekenlerin yuzde 10’u uyku ilacı veya benzeri maddeler kullanarak uyumaya calışmakta. İnsanların ucte birinden fazlasında uyku problemi olduğu bilinmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Kaliteli uyku cok onemli
Berksun, iyi uykunun sağlıklı, guvenli, huzurlu, dingin ve beyni gune hazırlayan psikobiyolojik surec olduğunu kaydederek konuşmasını şoyle tamamladı’
“Neredeyse hayatımızın ucte biri uykuda gecmektedir. Kaliteli uyku, kişinin enerji ve dinclik hissinde artmaya, dikkati ve konsantrasyonu guclu kılarak yaşama sevincimizi artırarak kaza ve yararlanma riskinin yanı sıra olasılığının azalmasına, daha olumlu duşunceye, artmış yaratıcılığa, ilişkilerde duzelmeye, daha sağlıklı akla ve bedene, gune yeni başlangıc yapabilme duygusuna, gucune, cesaretine, isteğine sahip olmamızı sağlar.
Uyku, bebekliğimizde biyolojik gereksinimlerimizin on planda olduğu donemlerde, ilk zamanlar biyolojik gereksinim olarak acıkan karnımızın doymasının bize verdiği huzur ve enerjinin yanı sıra bununla bağlantılı cesaret ve boş beynimizin doğal merakıyla, yeni gunu, yeni şeyleri deneyimleme şansı tanımasıyla yaşama sevincimizin en onemli psikolojik unsurlarından biri haline gelir.
Her yaşta insanlar uyku bozukluğundan etkilenebilir ama bircok kişi gercekte uyku bozukluğu yaşadığından haberdar değildir.”

Ankara Universitesi Tıp Fakultesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Oğuz Erkan Berksun insan omrunun ucte birinin uykuda gectiğini ve uykudaki aksaklığın, sağlığın yanı sıra gundelik yaşamda da doğrudan etkisini gosterebileceğini soyledi.
Toplumun yaklaşık yuzde 90’ının hayatının bir doneminde uykusuzluk problemiyle karşılaştığını, ucte birinin ise haftanın birkac gecesini istediği gibi uyuyamadan gecirdiğine işaret eden Berksun, şoyle konuştu’
Her 100 kişiden en az 5’i solunum problemleri nedeniyle uykusunu alamadan uyanmakta, bircoğu ertesi gun uyuklamasına engel olamamakta ve yuzde 40’ı horlamaktadır. Kentsel kesimde kırsal kesime oranla daha fazla uyku bozukluğu gorulmektedir. Genclerden yaşlılara gidildikce uyku bozukluğu artmaktadır. Kadınlar, erkeklere oranla daha fazla uyku sorunu yaşamaktadır. Uykusuzluk problemleri nedenleri arasında cinsiyet, yaş, gelir ve eğitim duzeyinin yanı sıra kulturel ozellikler, sigara ya da alkol kullanımı, bireylerde mevcut diğer hastalıklar gibi pek cok faktorun rolu olduğu bilinmektedir.
Kadınlarda orta yaştan sonra başlıyor
San Marino’da yaklaşık 6 bin kişiyle yapılan anket calışmasında toplumdaki 20 yaş ustundekilerin yuzde 19’u uykusuzluktan yakınmakta, kadınlarda orta yaşın gecilmesiyle bu oranın yuzde 40’a ulaştığı sonucu elde edilmiştir.
Berksun, Fransa’da yapılan benzer calışmada uykusuzluğun yuzde 62’ye kadar yukseldiğini ve Fransızların yuzde 11’inin hemen hemen her gece uyku ilacı aldığının gorulduğunu belirterek Amerika’da da hayatlarının belli doneminde uykusuzluktan şikayetci olduklarını bildirenlerin oranının yuzde 90 olduğunu vurguladı.
“Uykusuzluk cekenlerin yuzde 35’i de uzun sureli ve ciddi boyutlarda halen uykusuzluk yaşadıklarını kaydetti” diyen Berksun, “Turkiye’de Canakkale cevresinde yapılan ankete katılan 5 bin kişinin yuzde 28’inin uykusuzluktan şikayetci olduğu, yuzde 10’unun da uc haftadan uzun sureyle veya haftada uc gece veya daha fazla sıklıkta uykusuzluk cektiğini gostermiştir. Turkiye’de uzun sureli uykusuzluk cekenlerin yuzde 10’u uyku ilacı veya benzeri maddeler kullanarak uyumaya calışmakta. İnsanların ucte birinden fazlasında uyku problemi olduğu bilinmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Kaliteli uyku cok onemli
Berksun, iyi uykunun sağlıklı, guvenli, huzurlu, dingin ve beyni gune hazırlayan psikobiyolojik surec olduğunu kaydederek konuşmasını şoyle tamamladı’
“Neredeyse hayatımızın ucte biri uykuda gecmektedir. Kaliteli uyku, kişinin enerji ve dinclik hissinde artmaya, dikkati ve konsantrasyonu guclu kılarak yaşama sevincimizi artırarak kaza ve yararlanma riskinin yanı sıra olasılığının azalmasına, daha olumlu duşunceye, artmış yaratıcılığa, ilişkilerde duzelmeye, daha sağlıklı akla ve bedene, gune yeni başlangıc yapabilme duygusuna, gucune, cesaretine, isteğine sahip olmamızı sağlar.
Uyku, bebekliğimizde biyolojik gereksinimlerimizin on planda olduğu donemlerde, ilk zamanlar biyolojik gereksinim olarak acıkan karnımızın doymasının bize verdiği huzur ve enerjinin yanı sıra bununla bağlantılı cesaret ve boş beynimizin doğal merakıyla, yeni gunu, yeni şeyleri deneyimleme şansı tanımasıyla yaşama sevincimizin en onemli psikolojik unsurlarından biri haline gelir.
Her yaşta insanlar uyku bozukluğundan etkilenebilir ama bircok kişi gercekte uyku bozukluğu yaşadığından haberdar değildir.”
Kaynak
__________________