Cennetle İlgili Hadisleri Peygamber Efendimizin


Cennette oyle bir ağac var ki bir suvari golgesinde yetmiş yahut da yuz sene gider (de bitiremez) O huld ebedilik- ağacıdır Cennette bir ağac var ki, bir kimse dort yaşına girmiş bir dişi deve yavrusuna yahut da beş yaşına girmiş olan bir dişi deveye binmiş olsa da sonra ağacın dip tarafındaki govdesini donmeye başlasa hareket ettiği yere ulaşmadan deve ihtiyarlayarak duşer Onun taze dalları cennet surlarının otesindekilere ulaşmaktadır Cennetteki her ırmak muhakkak o ağacın dibinden cıkmaktadır
[Tezkireti'l Kurtubi, s 311/513]

Cennette bir ağac vardır ki, binekli bir kimse yuzyıl golgesinde yuruse onu katedemez İsterseniz şu ayeti okuyun: “Daimi golgededirler, cağlayıp duran su başlarındadırlar
[(Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s 427/9]

Tuba cennette bir ağactır Buyukluğu yuz yıllık yer tutar Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır
[Ramuz el-Ehadis-2, s 313/7]

Cennet ağaclarının dip govdesi inci ve altın, yukarısı da meyvedir
[Tezkireti'l Kurtubi, s 315/523]

Cennette hicbir ağac yoktur ki govdesi, altından olmasın
[(Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s 427/10]

Bu ağacların dalları kurumaz, yaprakları dokulmez, suyu kaybolmaz, meyvesi tukenmez
[İlahi Dinlerde Cennet İnancı, s 54]

Cennet ırmakları, misk dağlarının yahut da misk tepelerinin altından cıkar [Tezkireti'l Kurtubi, s 307/501]


Cennet ehlinin vucudu kılsız, yuzu sakalsız, gozleri surmelidir, genclikleri zail olmaz (tukenmez), elbiseleri eskimez
[(Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s 451/6]

Cennet ehli cennete, otuz ya da otuz uc yaşında sakalsız, kılsız ve gozleri surmeli olarak girecekler
[Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s 411/10109]

Cennet ehlinin bir carşısı vardır Her Cuma oraya gelirler Derken kuzey ruzgarı eser, elbiselerini ve yuzunu okşar Bunun tesiriyle husun (guzellik) ve cemalleri (yuz guzelliği) artar Boylece ailelerine, daha da guzelleşmiş olarak donerler Hanımları: “Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve guzelliğiniz artmış! derler Erkekler de:
“Sizler de Allaha kasem (yemin) olsun, bizden sonra cok daha guzelleşmişsiniz derler
[(Muslim), Kutub-i Sitte-14, s 433/16]

Eğer cennet ehli kadınlarından bir kadın yer ehline gorunseydi, dunyayı ve icindekileri aydınlığa boğar ve ikisinin arasını da guzel koku ile doldururdu [(Tirmizi), Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s 409/10095]

Orada muazzam koşkler, geniş nehirler, bol ve olgun meyveler, guzel ve dilber zevceler (kadın, eş), ebedi pek cok ve renkli guzel elbiseler vardır Orası yuksek, guzel ve selim yurtlardan parlak hayat surulen bir yerdir
[Ramuz el-Ehadis-1, s 170/1]

Onların icinde herhangi bir şeyi eksik olan kimse yok ki karşılaştığının uzerinde gorduğu sus elbiselerinden dolayı rahatsız olsun Sozunun sonu gelmeden uzerinde daha guzel bir kıyafet burunur
[Tezkireti'l Kurtubi, s 325-326/563]

Cennetin giyecekleri dokunmaz Cennetin meyveleri yarılır da ondan elbise cıkar [Tezkire-i Kurtubi-1, s 21]

Cennette hurma ağaclarının dalları yeşil zumruttur Budakları kırmızı altındır Yaprakları cennet ahalisi icin giyecek kıyafetleridir Onun bir kısmı kısa (ic) elbiseleri, bir kısmı da ici astarlı dış elbiseleridir
[Tezkireti'l Kurtubi, s 314]

Uzerinde yetmiş kat elbisesi olur En aşağısı Tuba ağacından yapılmış, gelincik ciceği gibi
[Ramuz el-Ehadis-1, s 99/8]


Cennetteki hurma ağacının dalları kırmızı altındır Sapları yeşil zumruttur Yaprakları ipek gibidir Meyvesi kule gibi iri taneli, kaymaktan yumuşak ve cekirdeksizdir
[Ramuz el-Ehadis-2, s 451/4]

Cennette hurma ağaclarının dalları yeşil zumruttur Budakları kırmızı altındır Yaprakları cennet ahalisi icin giyecek kıyafetleridir Onun bir kısmı kısa (ic) elbiseleri, bir kısmı da ici astarlı dış elbiseleridir Cennet hurmasının meyvesi buyuk testiler ve kovalar gibidir Sutten daha beyaz, baldan tatlı, kopukten yumuşaktır İcinde de cekirdek yoktur
[Tezkireti'l Kurtubi, s 314]

Peygamber Efendimiz (sav) bir tabak incir hediye edilip ondan yedi ve sahabelerine: “Bundan yeyiniz Eğer ben bir meyvenin cennetten indiğini soylersem işte cennetten inen meyve bu incirdir buyurdu
(Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s 313)

Karpuzdan faydalanınız ve ona tazim (saygı) ediniz Cunku onun suyu cennetten, tadı da cennet tadındandır karpuz cennet (meyvelerin)dendir (Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s 313)

Dunyada cennet meyvesine benzeyen şey ancak muzdur Cunku Allah Teala (cennetin yemişi hakkında), “Onun yemişleri devamlıdır, buyurmuştur Sen ise muzu, yaz ve kış senenin her mevsiminde bulabilmektesin
(Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s 312-313)

Cennet halkının ekmek katığının en faziletlisi, en nefisi ettir Alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun
[Tezkireti'l Kurtubi, s 363/654]

Cennette senin canın kuş isteyecek Hemen kızartılmış olarak onune getirilip konacaktır
[Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s 414/10123]

Cennetteki huriler yakut ve mercan gibidirler Adam onlardan birinin yuzune bakar da, kendini onun yanağında, aynada gorduğunden daha berrak gorur Onların incilerinin en ednası (en kucuk, en onemsiz) şark ile garbi ışıklandırır [Ramuz el-Ehadis-2, s 337/7]

Cennette bir koşk vardır Etrafı burclar (hisar, kule), otluk, sulak yerlerle cevrilidir Beş bin de kapısı vardır
[Ramuz el-Ehadis-1, s 125/5]

Bir gun Resulullah, “Cennette oyle koşkler vardır ki, ne kendisini yukarıya bağlayacak cengelleri ve ne de altında direkleri vardır buyurdu Bunu dinleyen Ashab, “Ey Allahın Resulu, o koşklerin ehli oraya nasıl girecek? diye sordu Resulullah (a s m ), “Onlar kuşlar misali ucarak girecekler buyurdu

Cennette “Reyyan denilen bir nehir vardır Uzerinde mercandan bir şehir kurulmuştur Onun altın ve gumuşten yetmiş bin kapısı bulunur İşte bu, hamili Kurana mahsustur
[Ramuz el-Ehadis-2, s 326/4]

Cennet binalarının bir tuğlası altın, bir tuğlası gumuş, harcı misk, cakılı inci ve yakut ve toprağı da safrandır
[Ramuz el-Ehadis-1, s 200/6]

Cennette altından bir direk ve uzerinde zebercedden (zumrut cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler [Ramuz el-Ehadis-1, s 125/6]

Cennetin icinde inciden bir saray vardır O sarayın icinde kırmızı yakuttan yetmiş konak vardır Her konağın icinde yeşil zebercedden (zumrut cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) yetmiş ev vardır Her evin icinde yetmiş taht, her taht uzerinde de her renkten yetmiş yatak vardır Her evin icinde yetmiş sofra, her sofranın uzerinde de yetmiş ceşit yemek vardır Keza her evin icinde yetmiş adet hizmetci vardır
[Tezkireti'l Kurtubi, s 323/554]

Muhakkak ki cennet saraylarından bir sarayın icinde yetmiş menzil (yer, dunya, ev) bulunur Her menzilde, icerisine girilmek uzere yetmiş kapı, her kapının da diğerinden girmekte olan kokudan başka cennet kokularından koku girer [Tezkireti'l Kurtubi, s 323-324/555]

Muhakkak ki cennette (mumin icin) ici boşaltılmış bir tek inciden bir cadır vardır Bu cadırın eni altmış mil (yaklaşık 100 km) mesafe genişliğindedir Bunun her koşesinde (mumine mahsus) birtakım ev halkı vardır ki onlar başkalarını (yani birbirlerini) goremezler (Ancak) Mumin onları dolaşıp ziyaret eder
[Tezkireti'l Kurtubi, s 325/560]

Cennette muminin yuksekliği altmış mil (yaklaşık 100 km) olan bir inci cadırı vardır
[Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s 408/10091]

Genişliği de oyle (yani altmış mildir) Orada muminin aileleri bulunacak Mumin onları bir bir dolaşacak
[(Buhari, Muslim ve Tirmizi); Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s 408/10092]

Cennet ehlinden derecesi en duşuk olanın seksen bin hizmetcisi vardır Onun icin inciden, zebercedden (zumrut benzeri kıymetli bir taş) ve yakuttan bir cadır kurulur Bu cadır, CÂbiyeden Sana'ya kadar uzanan bir buyukluktedir [(Tirmizi), Buyuk Hadis Kulliyatı- 5, s 412/10114]

Muhakkak cennette bir carşı vardır ki melekler orayı ziyaret ederler Orada gozlerin mislini gormediği, kulakların duymadığı ve kalplere gelmeyen nimetler vardır Canımızın istediği herşey bize getirilir Fakat orada satılan ve satın alınan hicbir şey yoktur O carşıda cennet halkının bazısı diğer bazısı ile karşılaşır Yuksek menzil ve mevki sahibi doner de mevki bakımından kendinden aşağı derece olan kimse ile karşılaşır Onların icinde herhangi bir şeyi eksik olan kimse yok ki karşılaştığının uzerine gorduğu sus elbiselerinden dolayı rahatsız olsun Sozunun sonu gelmeden uzerinde daha guzel bir kıyafet burunur Şu muhakkak ki cennette hicbir kimsenin uzulmesi, kederlenmesi yoktur [Tezkireti'l Kurtubi, s 325-326/563]

Şuphesiz ki cennette bir carşı vardır Fakat orada hicbir şeyi satın almak ve hicbir şeyi satmak yoktur Ancak erkekler ve kadınlar suret ve şekilleri vardır Binaenaleyh orada hangi kılığı istediğinde ona girecektir
[Tezkireti'l Kurtubi, s 326/564]

Muhakkak cennette oyle carşılar var ki orada alışveriş yoktur Fakat cennet ahalisi oraya vardığı zaman taze ve parlak inci ve misk toprak uzerine yaslanarak otururlar Dunyada oldukları gibi o cennetlerde tanışırlar Dunyada nasıl olduklarını ve Rablerine ibadetlerinin nasıl olduğunu, geceleri nasıl ihya ettiklerini, gunduzleri nasıl oruc tuttuklarını, dunyanın zenginliği ile fakirliğinin nasıl olduğunu, olumun nasıl olduğunu ve nasıl cennet ahalisinden olduklarını konuşup muzakere (ve sohbet) ederler
[Tezkireti'l Kurtubi, s 326/565]

Sidretul-Munteha ağacının meyvesinden her bir meyve yarılınca icinden yetmiş iki renk ve ceşit yemek cıkar ki orada oburune benzeyen hicbir renk ve ceşit yoktur
[Tezkireti'l Kurtubi, s 312/517]

Cennetin meyvesindan koparınca, yerine yenisi biter
[Ramuz el-Ehadis-1, s 98/9]