Kur'anda gecen selam ile ilgili ayetler
Selam İle İlgili Kur'an-ı Kerim Ayetleri
Kur'anda Selamlaşmak nerelerde geciyor

Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha guzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şuphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.
(NİSA SURESİ / 86)


Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa cıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine gore) selam verene, dunya hayatının geciciliğine istekli cıkarak: "Sen mu'min değilsin" demeyin. Asıl cok ganimet, Allah katındadır, bundan once siz de boyle idiniz; Allah size lutufta bulundu. Oyleyse iyice acıklık kazandırın. Şuphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
(NİSA SURESİ / 94)


Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi uzerine yazdı ki, icinizden kim bir cehalet sonucu bir kotuluk işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şuphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."
(EN'AM SURESİ / 54)


İki taraf arasında bir engel ve burclar (A'raf) ustunde hepsini yuzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar, henuz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
(A'RAF SURESİ / 46)


Oradaki duaları: "Allah'ım, Sen ne yucesin"dir ve oradaki dirlik temennileri: "Selam"dır; dualarının sonu da: "Gercekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır."
(YUNUS SURESİ / 10)


"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ummetler uzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden tureyecek diğer kÂfir) Ummetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."
(HUD SURESİ / 48)


Andolsun, elcilerimiz İbrahim'e mujde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.
(HUD SURESİ / 69)


"Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dunya) Yurdun(un) sonu ne guzel."
(RA'D SURESİ / 24)


İman edip salih amellerde bulunanlar, Rablerinin izniyle altından ırmaklar akan, icinde ebedi kalacakları cennetlere konulmuşlardır. Orada birbirlerine olan dirlik temennileri: "Selam"dır.
(İBRAHİM SURESİ / 23)


Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkmaktayız" demişti.
(HİCR SURESİ / 52)


Ki melekler, guzellikle canlarını aldıklarında: "Selam size" derler. "Yaptıklarınıza karşılık olmak uzere cennete girin."
(NAHL SURESİ / 32)


Ona selam olsun; doğduğu gun, oleceği gun ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gun de.
(MERYEM SURESİ / 15)


"Selam uzerimedir; doğduğum gun, oleceğim gun ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gun de."
(MERYEM SURESİ / 33)


(İbrahim "Selam uzerine olsun, senin icin Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, cunku, O, bana pek lutufkardır" dedi.
(MERYEM SURESİ / 47)


Onda 'boş bir soz' işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.
(MERYEM SURESİ / 62)


"Haydi ona gidin de deyin ki: Biz senin Rabbinin elcileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gonder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların uzerine olsun."
(TAHA SURESİ / 47)


Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin icin daha hayırlıdır; umulur ki oğut alıp duşunursunuz.
(NUR SURESİ / 27)


Kor olana gucluk yoktur, topal olana gucluk yoktur, hasta olana da gucluk yoktur; sizin icin de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir gucluk yoktur. Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir gunah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, guzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri boyle acıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.
(NUR SURESİ / 61)


O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryuzu uzerinde alcak gonullu olarak yururler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler.
(FURKAN SURESİ / 63)


İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gozde yerinde) odalarla odullendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar.
(FURKAN SURESİ / 75)


Dedi ki: "Hamd Allah'ındır ve selam O'nun sectiği kullarının uzerinedir. Allah mı daha hayırlı yoksa onların ortak koştukları mı?"
(NEML SURESİ / 59)


'Boş ve yararsız olan sozu' işittikleri zaman ondan yuz cevirirler ve: "Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz" derler.
(KASAS SURESİ / 55)


O'na kavuşacakları gun, onların dirlik temennileri: "Selam"dır. Ve O, onlara ustun bir ecir hazırlamıştır.
(AHZAB SURESİ / 44)


Şuphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.
(AHZAB SURESİ / 56)


Cok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sozlu "Selam" (vardır).
(YASİN SURESİ / 58)


Alemler icinde selam olsun Nuh'a.
(SAFFAT SURESİ / 79)


İbrahim'e selam olsun.
(SAFFAT SURESİ / 109)


Musa'ya ve Harun'a selam olsun.
(SAFFAT SURESİ / 120)


İlyas'a selam olsun.
(SAFFAT SURESİ / 130)


Gonderilmiş (peygamber)lere selam olsun.
(SAFFAT SURESİ / 181)


Rablerinden korkup-sakınanlar da, cennete boluk boluk sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları acıldı ve onlara (cennetin) bekcileri dedi ki: "Selam uzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin."
(ZUMER SURESİ / 73)


Şimdi sen, 'aldırış etmeksizin onlardan yuz cevir' ve: "Selam" de. Artık onlar bileceklerdir.
(ZUHRUF SURESİ / 89)


Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."
(ZARİYAT SURESİ / 25)


Yalnızca bir soz (işitirler "Selam, selam."
(VAKIA SURESİ / 26)


Artık, "Ashab-ı Yemin"den selam sana.
(VAKIA SURESİ / 91)


'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men' edilip sonra men' edildikleri şeye donenleri; gunah, duşmanlık ve Peygamber'e isyanı (aralarında) fısıldaşanları gormuyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamladığı bicimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Soylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kotu bir gidiş yeridir.
(MUCADELE SURESİ / 8 )