Allah'ın varlığın delileri hakkında ayetler



Goklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yuzlerini cevirip gecerler.
Yûsuf : 105

Gormekte olduğunuz gokleri direksiz olarak yukselten, sonra Arş'a istiv eden, guneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız icin her işi duzenleyip Âyetleri acıklamaktadır.
Ra'd : 2

Yeri doşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada butun meyvelerden cifter cifter yaratan O'dur. Geceyi de gunduzun uzerine O ortuyor. Şuphesiz butun bunlarda duşunen bir toplum icin ibretler vardır.
Ra'd : 3

Yeryuzunde birbirine komşu kıtalar, uzum bağları, ekinler, bir kokten ve ceşitli koklerden dallanmış hurma ağacları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Boyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına ustun kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum icin ibretler vardır.
Ra'd : 4

(Resûlum! KÂfirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: «Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?» demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkÂr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gununde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!
Ra'd : 5

Gokten suyu indiren O'dur. Ondan hem size icecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler.
Nahl : 10

Yeryuzunde sizin icin rengÂrenk yarattıklarında da oğut alan bir toplum icin gercek bir ibret vardır.
Nahl : 13

Allah gokten bir su indirdi ve onunla yeryuzunu olumunden sonra diriltti. Şuphesiz ki bunda dinleyen toplum icin bir ibret vardır.
Nahl : 65

Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaclardan ve insanların yaptıkları cardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri ceşitli bir şerbet (bal) cıkar ki, onda insanlar icin şifa vardır. Elbette bunda duşunen bir kavim icin buyuk bir ibret vardır.
Nahl : 69

Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şuphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (once) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parcasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gosterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir sureye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı cıkarırız. Sonra guclu cağınıza ulaşmanız icin (sizi buyuturuz). İcinizden kimi vefat eder; yine icinizden kimi de omrun en verimsiz cağına kadar goturulur; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryuzunu de kupkuru ve olu bir halde gorursun; fakat biz, uzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her ceşitten (veya ciftten) ic acıcı bitkiler verir.
Hac : 5

Elbette onların hepsi (kıyamet gununde) karşımızda hazır bulunacaklar.
YÂsîn : 32

(Bu hususta) olu toprak onlar icin muhim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane cıkardık. İşte onlar bundan yerler.
YÂsîn : 33

Biz, yeryuzunde nice nice hurma bahceleri, uzum bağları yarattık ve oralarda bircok pınarlar fışkırttık.
YÂsîn : 34

Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henuz mahiyetini bilmedikleri şeylerden butun ciftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim.
YÂsîn : 36

Gece de onlar icin bir ibret alÂmetidir. Biz ondan gunduzu sıyırıp cekeriz de onlar karanlıklara gomulurler.
YÂsîn : 37

Guneş, kendisi icin belirlenen yerde akar (doner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir.
YÂsîn : 38

Ay icin de birtakım menziller (yorungeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilÂl) olur da geri doner.
YÂsîn : 39

Ne guneş aya yetişebilir, ne de gece gunduzu gecebilir. Her biri bir yorungede yuzerler.
YÂsîn : 40

Onların zurriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar icin buyuk bir ibrettir.
YÂsîn : 41

Onlar icin, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
YÂsîn : 42

Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
YÂsîn : 43

Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dunyadan faydalandırmamız mustesnadır.
YÂsîn : 44

Gece ve gunduz, guneş ve ay O'nun Âyetlerindendir. Eğer Allah'a ibadet etmek istiyorsanız, guneşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah'a secde edin!
Fussilet : 37

Senin yeryuzunu kupkuru gormen de Allah'ın Âyetlerindendir. Biz onun uzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete gecip kabarır. Ona can veren, elbette oluleri de diriltir. O, her şeye kadirdir.
Fussilet : 39

İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde Âyetlerimizi gostereceğiz ki onun (Kuran'ın) gercek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması, yetmez mi?
Fussilet : 53

Gokleri, yeri ve bunların icine yayıp urettiği canlıları yaratması da O'nun delillerindendir. O dilediği zaman bunları biraraya toplamaya da kadirdir.
Şûr : 29

Denizde dağlar gibi akıp gidenler (gemiler) de O'nun (varlığının) delillerindendir.
Şûr : 32

Şuphesiz goklerde ve yerde inananlar icin bircok Âyetler vardır.
CÂsiye : 3

İşte sana gercek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın Âyetleridir. Artık Allah'tan ve O'nun Âyetlerinden sonra hangi soze inanacaklar?
CÂsiye : 6

Soyleyin oyleyse, (rahimlere) doktuğunuz meni nedir?
VÂkıa : 58

Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
VÂkıa : 59

Aranızda olumu takdir eden biziz. Ve biz, onune gecilebileceklerden değiliz.
VÂkıa : 60

Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Duşunup ibret almanız gerekmez mi?
VÂkıa : 62

Şimdi bana, ektiğinizi haber verin.
VÂkıa : 63

Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
VÂkıa : 64

Dileseydik onu kuru bir cop yapardık da şaşar kalırdınız.
VÂkıa : 65

«Doğrusu borc altına girdik.
VÂkıa : 66

Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz).
VÂkıa : 67

Ya ictiğiniz suya ne dersiniz?
VÂkıa : 68

Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
VÂkıa : 69

Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şukretmeniz gerekmez mi?
VÂkıa : 70

Soyleyin şimdi bana, tutuşturmakta olduğunuz ateşi,
VÂkıa : 71

Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
VÂkıa : 72

(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, goğun nasıl yukseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryuzunun nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
GÂşiye : 17

(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, goğun nasıl yukseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryuzunun nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
GÂşiye : 18

(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, goğun nasıl yukseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryuzunun nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
GÂşiye : 19

(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, goğun nasıl yukseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryuzunun nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
GÂşiye : 20