Bismihî subhÂnehû.
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Bu eski ve yeni iki medrese-i Yusufiyedeki şiddetli imtihanda sarsılmayan ve dersinden vazgecmeyen ve yakıcı corbadan ağızları yandığı halde talebeliğini bırakmayan ve bu kadar tehacume karşı kuvve-i maneviyesi kırılmayan zatları ehl-i hakikat ve nesl-i Âtî alkışlayacakları gibi, melÂike ve ruhanîler dahi alkışlıyorlar, diye kanaatim var. Fakat icinizde hastalıklı ve nazik ve fakirler bulunmasıyla, maddî sıkıntı ziyadedir. Ve buna karşı da her biriniz her birisine birer tesellici ve ahlÂkta ve sabırda birer numune-i imtisal ve tesanud ve taltifte birer şefkatli kardeş ve ders muzakeresinde birer zeki muhatap ve mucib ve guzel seciyelerin in’ikÂsında birer Âyine olmanız o maddî sıkıntıları hice indirir, diye duşunup, ruhumdan ziyade sevdiğim sizler hakkında teselli buluyorum.
Yuz yirmi yaşında bulunan MevlÂn Halid’in (ks) cubbesini size bir gun gondereceğim. O zat onu bana giydirdiği gibi, ben de onun namına sizin her birinize teberruken giydirmek icin, hangi vakit isterseniz gondereceğim.
Yeni geldiğimiz zaman cicek aşısı doktoru beni aşıladı. O kolum cıban oldu ve şişti; o şiş aşağıya iniyor, beni yatırmıyor, abdestte sıkıntı veriyor. Acaba benim vucudum aşıya gelmez veyahut başka bir mana var! Yirmi sene evvel beni Ankara’da aşıladılar, şimdiye kadar o aşı yeri ara sıra işliyor, rahatsızlık veriyor. Bu da oyle olmasın, diye hatırıma geldi. Sizde nasıl?
Said Nursî
ŞuÂlar, On Ucuncu ŞuÂ, mektup no: 18, s. 336
***
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Bugun, buyuk ve merhum kardeşim Molla Abdullah ile Hazret-i Ziyaeddin hakkındaki malûmunuz muhavereyi tahattur ettim. Sonra sizi duşundum.
Kalben dedim: Eğer perde-i gayb acılsa, bu sebatsız zamanda boyle sebat gosteren ve bu yakıcı, ateşli hallerden sarsılmayan bu samimî dindarlar ve ciddî Muslumanlar, eğer her biri bir velî, hatta bir kutub gorunse, benim nazarımda şimdi verdiğim ehemmiyeti ve alÂkayı pek az ziyadeleştirecek ve eğer birer Âmî ve adi gorunse, şimdi verdiğim kıymeti hic noksan etmeyecek diye karar verdim. Cunku boyle pek ağır şerÂit altında iman kurtarmak hizmeti, her şeyin fevkindedir. Şahsî makamlar ve husn-u zanların ilÂve ettikleri meziyetler, boyle dağdağalı, sarsıntılı hallerde husn-u zanlarını kırmakla muhabbetleri azalır ve meziyet sahibi dahi onların nazarlarında mevkiini muhafaza etmek icin tasannua ve tekellufe ve sıkıntılı vakara mecburiyet hisseder. İşte hadsiz şukur olsun ki, bizler boyle soğuk tekelluflere muhtac olmuyoruz.
Said Nursî
ŞuÂlar, On Ucuncu ŞuÂ, mektup no: 20, s. 337
***
__________________
Hizmetinizi nesl-i Âtî alkışlayacak
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hizmetinizi nesl-i Âtî alkışlayacak
-
13-09-2019, 13:41:46