Bir rivĂ‚yette şoyle gelmiştir: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) sağ (eli) ne gumuş bir yuzuk taktı. Kaşı Habeşi idi. Karşı avucunun icine geliyordu."
BuhĂ‚ri, LibĂ‚s 46, 50, 51, 54, 55; Muslim, MesĂ‚cid 222, (640); LibĂ‚s 55-63, (2092-2095); Ebu DĂ‚vud, HĂ‚tim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, İsti'zĂ‚n 25, (2719), LibĂ‚s 14-17, (1739-1748); NesĂ‚i, ZÎnet 48-82, (8,173-195); İbnu MĂ‚ce, LibĂ‚s 39, (3639), 41, (3645).
2069 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) kendisine altından bir yuzuk yaptırdı. Bunun uzerine halk da altın yuzukler yaptırdı. Bilahare aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m minbere cıkıp oturdu, yuzuğu cıkardı ve:
"VallĂ‚hi bunu ebediyen takmıyacağım!" dedi. Halk da yuzuklerini cıkarıp attılar."
BuhĂ‚ri, LibĂ‚s 45, 46, 50, 53, EymĂ‚n 6, İ'tisĂ‚m 4; Muslim, LibĂ‚s 53, 55, (2091); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 37, (2, 936); Ebu DĂ‚vud, HĂ‚tem 1-2, (4218, 4219, 4220); Tirmizi, LibĂ‚s 16, (1741); NesĂ‚i, Zinet 43, 53, (8,165,178); İbnu MĂ‚ce, LibĂ‚s 40, (3642-3644).
Bir rivĂ‚yette şu ziyĂ‚deyi yaptı: "Yuzuğu sağ eline takmıştı. "Bir diğerinde de şu ziyĂ‚de vardır: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) gumuşten bir muhur edindi, eline takmıştı. Sonra Hz. Ebu Bekir'in eline intikal etti, sonra Hz. Omer'e, sonra da Hz. Osmana (radıyallĂ‚hu anhum)'a intikal etti. Eriş kuyusuna duşunceye kadar onun elinde kaldı. Uzerindeki yazı Muhammed Resulullah idi."
2070 - Bureyde (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın yanına, parmağında demir yuzuk bulunan bir adam uğramıştı. (Yuzuğu gorunce): "Niye bazılarınızın uzerinde ateş ehlinin susunu goruyorum!" buyurdu. Adam derhal onu cıkarıp attı. Sonra parmağında sarı renkli (pirinc) yuzuk taşıyor olduğu halde geldi. Bu sefer.
"Niye sende putların kokusunu hissediyorum?" dedi Bilahare adam altın yuzuk takmış olarak geldi`? Bu sefer de:
"Sende niye cennet ehlinin susunu goruyorum?" dedi. Bunun uzerine adam:
"Oyleyse yuzuğum neden olsun?" diye sordu.
"Gumuşten dedi, ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın."
Tirmizi, LibĂ‚s 43, (1786); Ebu DĂ‚vud, Hatem 4, (4223); NesĂ‚i, Zänet 47, (8,172).
2071 - İbnu Abbas (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) bir adamın elinde altından bir yuzuk gordu. Onu cıkarıp attı ve:
"Biriniz tutup ateşten bir parcayı alıp eline koyuyor!" buyurdu. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam) gidince adama: "Yuzuğunu al (başka surette) ondan faydalan" dediler. O:
"Hayır! VallĂ‚hi ebediyen almayacağım, onu Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) attı" dedi."
Muslim, LibÂs 52, (2090).
2072 - Hz. Aişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a Habeş kralı NecĂ‚şi'den hediyeler geldi. İcerisinde Habeşi kaşlı bir de altın yuzuk vardı. Resulullah onu bir cople veya tiksinerek bir parmağıyla aldı. Kızı Zeyneb'in kızı UmĂ‚me Bintu Ebi'l-Âs'ı cağırıp: "Yavrucuğum al şunu, takın!" dedi."
Ebu DÂvud, HÂtem 8, (4235).
2073 - Said İbnu'l-Museyyeb anlatıyor: "Hz. Omer, Suheyb (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚)'e: "Niye parmağında altın yuzuk goruyorum?" dedi. Beriki: "Onu senden daha hayırlı olan da gordu, ama ayıplamadı" deyince, Hz. Omer:
"O da kimmiş?" dedi. Suheyb: "Resulullah!" cevabını verdi."
NesÂi, Zinet 42, (8,164,165).
2074 - Hz. Ali (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) yuzuğumu şu parmağa koymamı yasakladı -ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (şehadet) parmağına işaret etti- buyurdu."
Muslim, LibÂs 64, (2078); Tirmizi, LibÂs 44, (1787); NesÂi, Zinet 53, (8, 177); Ebu DÂvud, HÂtem 4, (4225).
2075 - Yine Hz. Ali (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah yuzuğunu sağ eline takardı."
Ebu DÂvud, HÂtim 5, (4226); NesÂi, Zinet 49, (8,175).
2076 - Cafer İbnu Muhammed, babasından naklen anlatıyor: "Hz. Hasan ve Hz. Huseyin (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚), yuzuklerini sol ellerine takarlardı."
Tirmizi, LibÂs 16, (1743).
2077 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) yuzuğu sol eline takardı ve kaşını avucunun icine getirirdi. İbnu Omer de boyle yapardı.
Ebu DÂvud, HÂtem 5, (4227, 4228).
2078 - Hz. Enes (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) helĂ‚ya girdiği zaman yuzuğunu cıkarırdı."
Tirmizi, LibÂs 16, (1746); NesÂi, Zinet 54, (8, 178).
Rezin şu ilĂ‚vede bulunmuştur: "Yuzuk Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın sol elinde idi.")
2079 - Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Bir kadın Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a gelerek sordu:
"İki altın bilezik hakkında ne dersiniz, (takayım mı?)"
"Ateşten iki bileziktir, (takmayın!)" deyip cevap verdi. Kadın devamla:
"PekalĂ‚ altın gerdanlığa (ne dersiniz?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'dan yine:
"Ateşten bir gerdanlık!" cevabını aldı. O, yine sordu:
"Bir cift altın kupeye ne dersiniz?"
"Ateşten bir cift kupe!"
Kadında bir cift altın bilezik vardı. Onları cıkarıp attı ve:
"(Ey Allah'ın Resulu), kadın kocası icin suslenmezse, onun yanında kıymeti duşer" dedi. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m):
"Sizden birine, gumuş kupeler takınmasından, bunları za'feran veya abir ile sarartmasından kimse engel olmaz!" cevabını verdi."
NesĂ‚i, Zinet 39, (8,159). 2080 - SevbĂ‚n (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın yanına FĂ‚tıma Bintu Hubeyre, elinde altından iri yuzukler (Feth) olduğu halde gelmişti. Hz. Peygamber (aleyhissalĂ‚tu vesselam), kadının ellerine vurmaya başladı. FĂ‚tıma da hemen (oradan sıvışıp) Resulullah'ın kerimeleri FĂ‚tımatu'z-ZehrĂ‚ (radıyallĂ‚hu anhĂ‚)'nın
yanına girdi. Ona Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m)'ın kendisine olan davranışını anlattı. Bunun uzerine Hz. FĂ‚tıma (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) boynundaki altın zinciri cıkarıp: "Bunu bana Hasan'ın babası Hz. Ali (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) hediye etti" dedi. Zincir daha elinde iken Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) yanlarına girdi ve şunu soyledi:
"Ey Fatıma! Halkın: "Resulullah'ın kızının elinde ateşten bir zincir var!" demesi seni memnun eder mi?" dedi ve boyle diyerek oturmadan geri donup gitti. Bunun uzerine FĂ‚tıma (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) zinciri carşıya gonderip sattırdı, parasıyla bir kole satın aldı ve onu Ă‚zad etti.
Bu olanlar Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a anlatılınca: "FĂ‚tımayı ateşten kurtaran Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
NesÂi, Zinet 39, (8,158).
2081 - Huzeyfe'nin kız kardeşi (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Ey kadınlar cemaati! Sus eşyanız gumuşten olmalıdır. Sizden hangi kadın altınla suslenir ve onu izhĂ‚r eder (yabancıya gosterirse), mutlaka onunla azaba maruz kalır."
Ebu DĂ‚vud. HĂ‚tem 8. (4237); NesĂ‚i. ZÎnet 39, (8.156.157).
2082 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) ehline takı ve ipeği yasakladı ve: "Eğer sizler cennet takılarını ve cennetin ipeğini seviyorsanız, bunları dunyada takınıp giymeyin" buyurdu."
NesÂi, Zinet 39, (8,156).
NesĂ‚i'nin İbnu Omer'den yaptığı bir diğer rivĂ‚yette: "Resulullah, altın takınmayı, mukatta yani az bir parca olmak kaydıyla tecviz etti" denilmiştir.
Mukatta: Az bir şey demektir, kulağın ust kısmına takılan kucuk halka, kadın yuzuğu gibi. İsraf, kibir ve zekĂ‚t vermekten kacınmak gibi durumları mekruh addetmiştir.
2083 - BunĂ‚ne MevlĂ‚tu Abdirrahman İbnu HayyĂ‚n el-EnsĂ‚ri anlatıyor: "Hz. Aişe'nin yanına, uzerinde ziller bulunan bir kız getirildi. Kızın zilleri cıngır cıngır ses cıkarıyordu. Hz. Aişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚): "Sakın ha! zillerini koparmadan onu yanıma getirmeyin!" dedi ve ilĂ‚ve etti: "Ben Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın: "Zil bulunan eve melĂ‚ike girmez" buyurduğunu işittim."
Ebu DÂvud, HÂtem 6, (4231).
2084 - Arfece İbnu Es'ad (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Cahiliye devrinde cereyan eden KulĂ‚b savaşında burnum isabet almış, bu sebeple gumuşten bir burun taktırmıştım. Bilahare kokmaya başladı. (Durumu kendisine acınca), Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m), bana altından bir burun yaptırmamı soyledi."
Ebu Davud, HÂtem 7, (4232, 4233, 4234); Tirmizi LibÂs 31, (1770); NesÂi, Zinet 41, (8, 163, 164).
2085 - Hz. Enes (radıyallĂ‚hu anh) bildiriyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselàm)'ın kılıncının kabzasının ust kısmı (kabÎa) gumuştendi.
NesĂ‚i nin Enes'ten bir rivayetinde, "Resulullah'ın kılıncının pabuc kısmı gumuştu, kabzasının baş kısmı (kabîa) da gumuştu. Bunlar arasında gumuş halkalar vardı" denmiştir.
Ebu DÂvud, CihÂd 71, (2583, 2584, 2585); Tirmizi, CihÂd 16 (1691); NesÂi, Zinet 121, (8, 219).
HİDÂB (SAC BOYAMASI)
2086 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Yahudiler ve hıristiyanlar (saclarını) boyamazlar. Siz onlara muhĂ‚lefet edin."
BuhÂri, Libas 67, Enbiya 50; Muslim, LibÂs 80, (2103); Ebu DÂvud, Tereccul 18, (4203); NesÂi, Zinet 14, (8,137); Tirmizi, LibÂs 20, (1752).
Bu hadis Tirmizi'de "(Sacınızdaki) aklıkların rengini değiştirin, yahudilere benzemeyin!" şeklinde gelmiştir.
2087 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "(Saclarına) kına yakmış bir adam gelmiştir. Hz. Peygamber (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m): "Bu ne guzel!" buyurup takdir etti. (Az sonra) kına ve ketem ile boyanmış biri geldi.
"Bu evvelkinden de guzel!" buyurdu. Sonra (saclarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki:
"Bu oburlerinden de guzel!" buyurdu."
Ebu DĂ‚vud, Tereccul 19, (4211); İbnu MĂ‚ce, LibĂ‚s 34, (3627).
2088 - Hz. İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anh)'den rivĂ‚yete gore, sakalını sufra denen sarı boya ile boyar ve derdi ki: "Ben, Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ı gordum, sakalını bununla boyamıştı, en cok sevdiği boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadığı da olurdu."
Ebu DÂvud, LibÂs 18, (4064), Tereccul 19, (4210); NesÂi, Zinet 17, (8,140).
Buhari ve Muslim'de, Hz. Enes'ten gelen bir rivĂ‚yette şoyle denir: "Resulullah hic sacını boyamadı. Cunku ondaki beyazlar cok azdı. Başındaki akları saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) (saclarını) kına ve ketem ile boyarlardı."
BuhĂ‚ri, LibĂ‚s 66, MenĂ‚kıb 23; Muslim, FedĂ‚il 100-105, (2341); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 18, (4209); NesĂ‚i, Zinet 17, (8,140, 141).
2089 - Kerime Bintu HumĂ‚m anlatıyor: "Bir kadın, Hz. Âişe'ye kına yakma hususunda sormuştu, şu cevabı aldı:
"Bunda bir beis yok (kına yakılabilir). Ancak ben bundan hoşlanmam. Cunku sevdiğim (aleyhissalĂ‚tu vessellĂ‚m), onun kokusunu sevmezdi."
Ebu DÂvud, Tereccul 4, (4164); NesÂi, Zinet 19, (3,142).
2090 - Hz. Aişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Bir kadın, perde gerisinden Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a eliyle bir mektup uzattı. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) elini derhal geri cekip:
"Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız:
"Kadın elidir!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m):
"Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti."
Ebu DÂvud, Tereccul 4, (4166); NesÂi, Zinet 18, (8,142).
2091 - Yine Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber'e:
"Ey Allah'ın Resulu, bana biat ver!" diye talepte bulunmuştu. Kendisine:
"Hayır, şu ellerini değiştirmedikce senden biat almayacağım. EIIerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!" cevabını verdi."
Ebu DÂvud, Tereccul 4, (4165).
RivĂ‚yette adı gecen Hint, Ebu SufyĂ‚n'ın zevcesi ve Hz. MuĂ‚viye (radıyallahu anhum)'nin annesidir. Mekke'nin fethi sırasında kocası ile birlikte musluman olmuştur. Hz. Peygamber eski nikĂ‚hları ile evliliklerini ikrĂ‚r etmiş, yeni bir nikahı gereksiz gormuştur. Ancak, gorulduğu uzere, ellerine kına vurmadan biat almamıştır.
Alimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kına yakmasını mekruh addetmişlerdir. Kadının elleri, kınasız iken erkeğin ellerine benzemektedir. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) bu benzemedeki kerĂ‚heti ifĂ‚de icin teşbihe başvurup, vahşi hayvanların ayaklarına teşbih etmiştir.
2092 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a el ve ayaklarına kına yakmış bir muhannes getirdiler.
"Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine:
"Kendisini kadınlara benzetmiştir!" dediler. Bunun uzerine Efendimiz emretti ve Naki' nĂ‚m mevkiye surgun edildi.
"Ey Allah'ın Resulu, onu oldurmeyelim mi?" diye soranlar olmuştu ki:
"Hayır! dedi, ben namaz kılanları oldurmekten men edildim."
Ebu DÂvud, Edeb 61, (4928).
HALÛK
2093 - Hz. Enes (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam), erkeğin za'ferĂ‚n surmesini yasakladı."
BuhÂri, LibÂs 33; Muslim, LibÂs 77, (2101); Ebu DÂvud, Tereccul 7, (4179); Tirmizi, Edeb 51, (2816); NesÂi, Zinet 74, (8,189).
2094 - Yine Hz. Enes (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a uzerinde sarılık izi bulunan bir adam geldi. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) hoşlanmadığı bir hususu, insanların yuzune nĂ‚diren vurduğu icin (sesini cıkarmadı). Adam oradan kalkıp gidince: "Keşke bu adama, uzerindeki şu şeyi yıkamasını soyleseydiniz" dedi."
Ebu DĂ‚vud, Tereccul 8, (4182). 2095 - Ya'la İbnu Murre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) haluk surunmuş bir adam gormuştu. ki:
"Git bunu yıka, sonra gene yıka, sonra bir daha (za'ferĂ‚n surunmeye) donme!" dedi."
Tirmizi, Edeb 51, (2817); NesÂi, Zinet 34, (8,152,153).
2096 - Ebu Musa (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "AIIah, bedeninde halûk'tan bir parca eser bulunan kimsenin namazını kabul etmez."
Ebu DÂvud, Tereccul, 8, (4178).
SAC VE BAKIMI:
2097 - Ebu KatĂ‚de (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulu dedim, benim omuzlarıma kadar dokulen (gur) saclarım var, tarayıp tanzîm edeyim mi?"
"Evet dedi, ona ikramda bulun."
RĂ‚vi der ki: "Ebu KatĂ‚de, "Evet, ona ikramda bulun!" sozu sebebiyle, gunde iki sefer (bakım yapar ve) saclarını yağlardı."
Muvatta, Şa'ar 6, (2, 949); NesĂ‚î, Zînet 60, (9183).
2098 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m): "Kimin sacı varsa, ona ikram etsin!" buyurdu."
Ebu DÂvud, Tereccul 3, (4163).
2099 - AtĂ‚ İbnu YesĂ‚r (rahimehullah) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a sacı sakalı karmakarışık bir adam gelmişti. Efendimiz, ona (eliyle) işaret buyurarak, sanki sacını ıslĂ‚h etmesini emretmişti. Adam bunu yapıp sonra tekrar geri geldi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:
"Şu hal, sizden birinizin tıpkı bir şeytan gibi başı(ndaki saclar) karmakarışık vaziyette gelmesinden daha hayırlı değil mi?" buyurdular."
Muvatta, Şa'ar 7, (2, 949).
2100 - Abdullah İbnu Mugaffel (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) sac bakımını gun aşırı yapmayı emredip, fazlasını yasakladı."
Ebu DĂ‚vud, Tereccul 1, C4159); Tirmizî, LibĂ‚s 22, (1756); NesĂ‚î, Zînet 7, (8,131,132).
TRAŞ
2101 - NĂ‚fi' (rahimehullah) İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anh)'in şu sozunu nakleder: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam) kaza'ı (yani cocuğun başının bir kısmını traş etmek) yasakladı" deyince,
"Kaza' nedir?" diye sordular. Şoyle acıkladı:
"Kişi cocuğun başını traş eder, ancak şurada burada bazı yerleri kesmez, olduğu gibi bırakır."
RĂ‚vi, bunu soylerken alnına ve başının iki yanına işĂ‚ret etti."
BuhĂ‚rî, Libas 72; Muslim, LibĂ‚s 113 (2120); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 14, (4193, 4194); NesĂ‚î, Zînet 5, (8,130); İbnu MĂ‚ce, LibĂ‚s 38, (3637).
2102 - Abdullah İbnu Ca'fer (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam), Hz. Ca'fer (radıyallĂ‚hu anh)'in olum haberi gelince, CĂ‚fer ailesini uc gun (mĂ‚tem yapmaya) terketti. Sonra yanlarına gelerek:
"Kardeşimin uzerine artık bugunden sonra ağlamayın!" dedi ve:
"Bana kardeşimin oğullarını toplayın!" emretti.
Biz yanına getirildik, tıpkı civcivler gibiydik.
"Bana bir berber cağırın!" dedi. (Gelince) berbere emretti, o da başlarımızı traş etti."
Ebu Davud, Tereccul 13, (4192); NesĂ‚î, Zînet 58, (8,182).
2103 - Hz. Ali (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) kadınların başlarını traş etmelerini yasakladı."
NesĂ‚î, Zinet 4, (8,130); Tirmizî, Hacc 74, (914).
İĞRETİ SAC TAKMA
2104 - Hz. Esma (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Bir kadın Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m)'a gelerek: "Kızım cicek hastalığına yakalandı ve sacları dokuldu. Ben onu evlendirdim, iğreti sac takayım mı?" diye sordu. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:
"Allah takana da taktırana da lĂ‚net etmiştir?" diye cevap verdi."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 83, 85; Muslim, LibĂ‚s 115, (2122); NesĂ‚î, Zînet 71, (8,187,188).
2105 - Humeyd İbnu Abdirrahman İbnu Avf tarafından rivĂ‚yet edilen ve Kutub-i Sitte'nin herbirinde yer alan bir rivĂ‚yet de şoyle: "Hz. MuĂ‚viye (radıyallĂ‚hu anh) hacc yaptı. O zaman minbere cıkarak halka bir hutbe îrad etti. (Hutbe sırasında), koruma polisinin elinde bulunan bir tutam sacı alarak şunları soyledi:
"Ey Medîneliler! Âlimleriniz nerede? Ben Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ı işittim, bu ceşit şeyleri yasaklamış ve şoyle demişti:
"İsrailoğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 83, Enbiya 50; Muslim, LibĂ‚s 122, (2127); Muvatta, Şa'ar 2, Ebuı DĂ‚vud, Tereccul 5, (4167); Tirmizî, Edeb 32, (2782); NesĂ‚î, Zînet 21, (8,144-147), 68, 69, (8,186, 187); İbnu MĂ‚ce, Nikah (1987).
SACI ALNA DOKME VE AYIRMA
2106 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: Ehl-i Kitap, saclarını alınlarına dokuyorlardı, muşrikler de ayırıyorlardı. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) (vahiyle) emir gelmeyen hususlarda Ehl-i KitĂ‚b'a muvafakatı severdi. Sacını alnı uzerinde o da serbest bıraktı. Sonra (ortadan) ayırarak (sağ ve sola) taradı."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 70; Muslim, FedĂ‚il 90, (2336); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 10, (4188); NesĂ‚î, Zînet 62, (8,164).
SACTAKİ AKLARIN YOLUNMASI
2107 - Amr İbnu Şu'ayb an ebîhi an ceddihî (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Sactaki akları yolmayın. Zîra bir kimse musluman iken tek bir kıl bile ağarmış olsa, bu Kıyamet gunu onun icin mutlaka bir nur olur."
Ebu DĂ‚vud, Tereccul 17, (4202); Tirmizî, Edeb 56, (2822); NesĂ‚î, Zînet 13, (8, 136); İbnu MĂ‚ce, Edeb 25, (3721); Muslim, FedĂ‚il 100, (2341). Hadisin metni Ebu DĂ‚vud'dan alınmadır.)
Bir rivĂ‚yette şoyle denmiştir: "Allah ona bu sebeble sevap yazdı, onun sebebiyle ondan gunah affetti."
BIYIĞIN KESİLMESİ
2108 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Bıyıkları kazıyın, sakalları serbest bırakın."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 64, 65; Muslim, TahĂ‚ret 53, (259); Muvatta, Şa'ar 1, (2, 947); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 16, (4199); Tirmizî, Edeb 18, (2764); NesĂ‚î, TahĂ‚ret 15, (1,16).
Sahîheyn'in bir rivayetinde şoyle denmiştir: "Şu ameller fıtrattandır: Kasık traşı, tırnakların kesilmesi, bıyıkların kesilmesi."
Bir diğer rivĂ‚yette: "Muşriklere muhĂ‚lefet edin, sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kesin" denir.
2109 - Zeyd İbnu ErkĂ‚m (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Bıyığından kim almazsa bizden değildir."
Tirmizî, Edeb 16, (2762); NesĂ‚î, TahĂ‚ret 13, (1,15). 2110 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) bıyığından keser ve şoyle derdi: "Halîlu'r-rahmĂ‚n İbrahim (aleyhisselĂ‚m) de boyle yapardı."
Tirmizî, Edeb 16, (2761).
2111 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallĂ‚hu anhum ) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) sakalından enine ve boyuna alırdı."
Tirmizî, Edeb 17, (2763).
KOKU VE YAĞ
2112 - Hz. Enes (radıyrallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Bana, (dunyanızdan) koku ue kadın sevdirildi. Gozumun nuru ise namazda kılındı."
NesĂ‚î, İşretu'n-NisĂ‚ 1, (7, 61).
2113 - İbnu'l-Museyyeb (rahimehullah)'den rivayet edildiğine gore demiştir ki: "Allah TeĂ‚lĂ‚ Hazretleri munezzehtir, (halde ve sozde) nezîh olanı sever; nĂ‚ziftir, nezĂ‚feti sever; kerîmdir, keremi sever; comerttir, comertliği sever. Oyle ise avlularınızı temizleyin ve yahudilere benzemeyin."
Tirmizî, Edeb 41, (2800).
Bu hadisi bazı rĂ‚viler, Âmir İbnu Sa'd'ın babası tarikiyle Hz. Peygamber'e ulaştırıp merfu olarak rivĂ‚yet etmişlerdir.
2114 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Kime tîb ikram edilirse onu reddetmesin. Cunku, o guzel koku verir ve taşıması da kolaydır."
Muslim, ElfÂz 20, (22 3); Ebu DÂvud, Tereccul 6, (4172); NesÂi, Zinet 76, (8,189).
2115 - Ebu Osman en Nehdî (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Sizden birine reyhan sunulduğu takdirde onu reddetmesin, zîra o cennetten cıkmadır."
Tirmizî, Edeb 37, (2792).
2116 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Uc şey reddedilmez: Minder, yağ ve koku."
Tirmizî, Edeb 37, (2791).
2117 - Nafi' merhum anlatıyor: "İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) buhur yaktığı zaman saf od ve kĂ‚furla karışık od kullanır ve şunu soylerdi: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) da boyle yapardı."
Muslim, ElfĂ‚z 21, (2254); NesĂ‚î, Zînet 38, (8,156).
2118 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Erkeğin tîb'i (surunıne maddesi) kou neşreder, rengi olmaz. Kadının tîb'i ise rengi olur, kokusu olmaz."
Tirmizî, Edeb 31, (2788); NesĂ‚î, Zinet 32, (8,151).
2119 - Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) şunu demiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) misk ve anber gibi, renksiz koku maddeleri surunurdu ve derdi ki: "Surunme maddelerinin en iyisi misktir."
Tirmizî, CenĂ‚iz 16, (991); NesĂ‚î, Zinet 31, (8, 151, 152); Ebu DĂ‚vud, CenĂ‚iz 37, (3158).
2120 - Ebu Musa (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Her goz zĂ‚nidir. Şurası muhakkak ki, kadın koku surunur, sonra da (erkek) cemaate uğrarsa o da zĂ‚niyedir."
Tirmizî, Edeb 35, (2787); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 7, (4174, 4175); NesĂ‚î, Zînet 35, (8,153).
2121 - Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam) buyurdular ki: "Kendisine buhur değen kadın sakın bizimle yatsı namazına katılmasın.
Muslim, SalĂ‚t 143, (444); Ebu DĂ‚vud, Tereccul 7, (4175); NesĂ‚î, Zînet 87, (8, 154).
ZİNETLE İLGİLİ CEŞİTLİ MESELELER
2122 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Fıtrat beştir: Sunnet olmak, etek traşı olmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek, koltuk altını yolmak."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 63, 64, İsti'zĂ‚n 51; Muslim, tahĂ‚ret 39, (257); Muvatta, Sıfatu'n Nebiyy 3, (2, 921); Tirmizî, Edeb 14, (2757), Ebu DĂ‚vud Tereccul 16, (4198); NesĂ‚î, TahĂ‚ret 10,11, (1,14,15).
2123 - Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "On şey fıtrattandır: Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (burna su cekmek), mazmaza (ağza su cekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını yıkama, koltuk altını yolmak, etek traşı olmak, intikĂ‚su'l-mĂ‚ yani istinca yapmak."
Muslim, 56 (261); Ebu DĂ‚vud, TahĂ‚ret 29, (53); Tirmizî, Edeb 14, (2758); NesĂ‚î, Zînet 1, (8,126,127).
2124 - Hz. Enes (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m), bize bıyığın makaslanıp, tırnağın kesilmesini, koltuk altının yolunup, eteğin traş edilmesini kırk gun aşmayacak şekilde vakitledi."
Muslim, Taharet 51, (258); Ebu Davud, Tereccul 16, (4200); Tirmizî, Edeb 15, (2759); Nesaî, TahĂ‚ret 13, 14, (1, 15, 16).
2125 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "İbrahim (aleyhisselĂ‚m) Kaddum nĂ‚m -bazısı da şeddesiz olarak Kadum demiştir- mevkide seksen yaşında olduğu halde sunnet oldu."
BuhĂ‚rî, İsti'zĂ‚n, 51, Enbiya 8; Muslim, FedĂ‚il 151, (2370).
2126 - Yahya İbnu Saîd'in anlattığına gore, Saîd İbnu'l Museyyeb (rahimehullah)'ten şunu işitmiştir: "Hz. İbrahim (aleyhisselĂ‚m), misafir ağırlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sunnet olan kimseydi, bıyığını kesenlerin ilki, sacında aklık gorenlerin ilki de o idi. Ak sacları gorunce: "Ya Rabbi bu nedir?" diye sormuş; Rabbi de: "Bu vakardır ey İbrahim!" demiş. O da: "Rabbim! Oyleyse vakarımı artır!" diyerek duada bulunmuştur." Rezîn şunu ilave etmiştir. "Bu sırada Hz. İbrahim 120 yaşındaydı. Bundan sonra 80 yıl daha yaşadı."
Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 4, (2, 922).
2127 - İbnu Cubeyr (rahimehullah) anlatıyor: "Hz. İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚)'a: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın ruhu kabzedildiği vakit sen ne kadardın?" diye sorulmuştu şu cevabı verdi: "O gun ben sunnetliydim... Ve, erkekleri idrak edinceye kadar sunnet etmezlerdi."
BuhĂ‚rî, İsti'zĂ‚n 51.
2128 - Ummu Atiyye (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Bir kadın Medine'de kızları sunnet ederdi. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) (kadını cağırtarak) kendisine: "Derin kesme. Zîra derin kesmemen kadın icin daha cok haz vesilesidir, koca icin de daha makbuldur" diye talimat verdi."
Ebu DĂ‚vud, Edeb 179, (5271). Rezin'in rivayetinde Resulullah şoyle buyurur:
"Kızları sunnet ederken ustten kes, derin kesme, bu şekilde kesilmesi yuze daha cok parlaklık, kocaya daha cok haz verir."
2129 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) şoyle buyurdular:
"İğreti sac takana da, taktırana da, bedene dovme yapana da, yaptırana da AIIah lĂ‚net etsin!"
BuhĂ‚rî, Libas 86, Tıbb 36; Muslim, Libas 119, (2124); NesĂ‚î, Zinet 25, (8,148).
2130 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) dedi ki: "İğreti sac takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dovme yapan ve dovme yaptıran lanetlenmiştir."
Ebu DÂvud, Tereccul 5, (4170).
2131 - Ebu'l-Husayn el-Heysem İbnu Şefi anlatıyor: "Ben ve kunyesi Ebu Âmir olan MeĂ‚firli bir arkadaşım İliya (da denen Kudus)'da namaz kılmak uzere beraberce yola cıktık. Onlara kıssa anlatan buyukleri, Ezd kabilesine mensup Ebu ReyhĂ‚ne kunyesini taşıyan bir SahĂ‚bi idi.
Ebu'l-Husayn der ki: "Arkadaşım benden once mescide vardı. Sonra da ben geldim ve yanına oturdum. Bana: "Ebu ReyhĂ‚ne'nin anlattığına yetiştin mi?" dedi. "Hayır!" diye cevap verince: "Ben onun anlattığını dinledim, diyordu ki: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) on şeyi yasakladı:
Dişleri torpuleyip inceltmek, dovme yapmak, (erkeklerin sac ve sakallarındaki akları, kadınların yuzlerindeki tuyleri) yolması, kadının kadınla, erkeğin erkekle aynı ortu altında arada bir mĂ‚nia olmadan yatması, erkeğin Acemler gibi elbisesinin alt kısmına ipek şerit ilĂ‚ve etmesi, yine Acemler gibi omuzlarına alem olarak (dort parmak genişliğinden fazla) ipek koyması, yağmacılık yapması; saltanat sahibi olmayanın (Acemlerin ziyyi (susu) durumunda olan) kaplan (derisinin) uzerine oturması ve yuzuk takması."
Ebu DĂ‚vud, LibĂ‚s 11, (4049); NesĂ‚î, Zînet 20, (8, 143); İbnu MĂ‚ce, LibĂ‚s 47, (3655). 2132 - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) on şeyi sevmezdi: Sarı yani haluk, yaşlılıkla ortaya cıkan akların rengini değiştirme, izĂ‚rın (kibirle) yerde surunmesi, altın yuzuk takmak, teberruc (kadınların zinetlerini yersiz olarak gostermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den başka bir şey okuyarak rukye yapmak, akdu't-temĂ‚im (muska bağlamak), suyu (meniyi) mahallinden başka yere atmak, cocuğu ifsad etmek. Resulullah, bunları) haram kılmaksızın mekruh sayardı."
Ebu DĂ‚vud, 3, (4222); NesĂ‚î, Zinet 17, (8,141).
2133 - Hz. AIi (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m), bana altın yuzuk takmayı, kıssî elbise giymeyi, ruku ve secdede Kur'an okumayı, sarıya boyanmış elbise giymeyi yasakladı."
Muslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu DĂ‚vud, LibĂ‚s 11, (4044, 4045, 4046, 4050), HĂ‚tim 4, (4225); Tirmizî, SalĂ‚t 195, (264); NesĂ‚î, 97, (2,188), Zînet 43, 44, 45, 96, 122, (8,165,169, 203, 219).
Tirmizî ve NesĂ‚î'nin rivĂ‚yetlerinde şu ziyade var: "...kızıl meysereyi ve el-ciayı da yasakladı." Cia, Mısır'da arpadan veya buğdaydan yapılan bir şaraptır."
Ebu DĂ‚vud'un rivĂ‚yetinde Hz. Ali: "Bunları size de yasakladı demiyorum" der.
2134 - Hz. BerĂ‚ (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah bize yedi şeyi yasakladı: Altın yuzukler altın ve gumuş kaplar, ipekli eyer yaygıları, ipekli kıssî kumaşlar, istibrak denen kalın ipekli kumaşlar, ibrişim kumaşlar ve ipek kumaşlar."
BuhĂ‚rî, İsti'zĂ‚n 8, CenĂ‚iz 2, MezĂ‚lim 5, NikĂ‚h 71, Eşribe 28, MarzĂ‚ 4, LibĂ‚s 28, 36, 45, Edeb 124, EymĂ‚n 9; Muslim 3, (2066); Tirmizî, Edeb 45, (2810); NesĂ‚î, Zînet 92, (8, 201).
2135 - İmran İbnu Husayn (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erguvanın uzerine oturmam, sarıya boyanmış olan elbiseyi, ipekten kenar cekilmiş elbiseyi giymem." RĂ‚vi Husayn burada rivayeti keserek gomleğinin cebine işĂ‚ret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resulullah'ın geri kalan sozlerini tamamladı: "Haberiniz olsun erkeğin tîbi (surunme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadınların tîbi renklidir, kokusu yoktur."
Ravilerden biri demiştir ki: "Bu yasak kadının dışarı cıkma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanın yanında olduğu takdirde istediği kokuyu surunur."
Ebu DÂvud, LibÂs 11, (4048).
2136 - Ebu Eyyrub (radıyallĂ‚hu anh) hazretleri anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Kına yakma, koku surunme, misvak kullanma ve evlenme butun peygamberlerin tĂ‚bi olageldikleri sunnetlerdendir."
Tirmizî, NikĂ‚h 1, (1080).
2137 - Hz. CĂ‚bir (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) bir adam gordu, sacları darmadağınıktı.
"Bu adam saclarını duzeltip tertibe sokacak bir şeyi bulamadı mı?" diye memnuniyetsizlik izhĂ‚r etti. Derken, o sırada bir diğer adam gordu, bunun da ustu başı kirliydi. Bunun hakkında da: "Şu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?" diye soylendi."
Ebu DÂvud, LibÂs 17, (4062).
2138 - RĂ‚fi' İbnu Hadîc (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m), bineklerimizin uzerinde bazı torbalar gordu, torbalarda kırmızı yun hatları vardı. "Bu kızıllığın size galebe caldığını goruyorum" dedi. Resulullah'ın bu sozu uzerine yerlerimizden fırlayıp kalktık, oyle ki develerimizden bir kısmı (telaşımızdan) urktu. Keseleri aldık, onlardaki kızıl yunleri sokup attık."
Ebu DÂvud, LibÂs 20, (4070).
2139 - AbbĂ‚d İbnu Temîm anlatıyor: "Ebu Beşîr el-EnsĂ‚rî (radıyallĂ‚hu anh) kendisine bildirmiştir ki, Ebu Beşir bir seferde Resullullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) ile beraberdi. Efendimiz, o sırada tellĂ‚lına emrederek şu hususu ilan ettirdi: "Hicbir devenin boynunda kirişten mamul bir gerdanlık veya (herhangi) bir gerdanlık kalmasın, mutlaka kesilsin!"
MĂ‚lik: "Zannederim bu yasak, nazar değmesine (karşı develerin boynuna asılan şeyler) icin verilmiş olmalı demiştir."
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 139; Muslim, LibĂ‚s 105, (2115); Muvatta, Sıfatu'n-Nebî 39, (2, 937); Ebu DĂ‚vud, CihĂ‚d 49, (5552).
NAKIŞLAR, SURETLER VE ORTULER HAKKINDA RESSAMLARIN ZEMMİ, RESİM VE ORTULERİN KERAHETİ
2140 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Şu resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Şu resimlerin sahipleri var ya! KıyĂ‚met gunu azab olunacaklar. Onlara: "Şu yaptıklarınızı diriltin" denir."
BuhĂ‚rî, LibĂ‚s 89, Tevhîd 56, Muslim, LibĂ‚s 103, (2018); NesĂ‚î, Zînet 114:, (8, 215).
2141 - Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) bir seferden donmuştu. (O yokken) ben, yukluğun onune, uzerinde resimler bulunan bir bez cekmiştim. Resulullah perdeyi gorunce, cekip attı, (ofkeden) yuzu de renklenmişti. "Ey Âişe! buyurdular, bil ki, Kıyamet gunu insanların en cok azab gorecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklid edenlerdir."
Hz. Âişe rivayetine devamla dedi ki: "Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık."
BuhĂ‚ri, LibĂ‚s 91, 95; Muslim, LibĂ‚s 87, (2105); Muvatta, İsti'zĂ‚n 8, (2, 966, 967); NesĂ‚î, Zînet 112, 113, (8, 213); İbnu Mace, LibĂ‚s 45, (3653).
2142 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚)'ın anlattığına gore: "Kendisine bir adam gelip: "Ben ressamım, şu resimleri yaptım. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. İbnu Abbas adama: "Bana yaklaş!" emretti, adam yaklaşınca: "Bana daha da yaklaş!" dedi. Adam yaklaştı. İbnu Abbas elini başının uzerine koydu ve: "Ben Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ı dinledim. Şoyle diyordu: "Butun tasvirciler ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir." İbnu Abbas devamla adama dedi ki: "İlla da resim yapacaksan ağac yap, canı olmayan şeyin resmini yap."
BuhĂ‚rî, Buyu 104; Muslim, LibĂ‚s 99, (2110); NesĂ‚î, Zinet 112, (8, 212, 214).
2143 - Yine İbnu Abbas (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet gunu, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder. Hicbir zaman da ruh ufleyici değildir."
SAC VE SAKALI SİYAHA BOYAMA
7040 - Hz. CĂ‚bir radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu KuhĂ‚fe, Fetih gunu Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselam'a getirilmişti. Sacları kopuk gibi bembeyazdı. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "Bunu hanımlarından birine goturun(de bunun sac ve sakalının rengini) değiştirsin. Fakat siyah(a boyamak)tan da kacınınız" buyurdular."
7041 - Suheybu'I-Hayr radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki: "(Ağaran sac ve sakallarınızı boyamada) kullandığınız en iyi boya şuphesiz şu siyahtır. (Cunku siyah boya) kadınlarınızı size daha cok rağbet ettiricidir, duşmanınızın icinde de hakkınızda daha cok korku doğurucudur."
SAC-SAKAL BOYAMAYI TERKİN HUKMU
7042 - Hz. Enes radıyallahu anh'a: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m sac ve sakalını boyadı mı?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, sakalının on kısmında, onyedi veya yirmi tel kadar bir aklık gormuştur (bunlar icin boya olur mu!) diye cevap verdi."
EVDE RESİM
7043 - Ebu Umame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a bir kadın gelerek, kocasının gazvede olduğunu soyleyerek evine bir hurma ağacı resmini yapmak icin izin istedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m kadını men etti veya nehyetti."
AYAKLA BASILAN EŞYADAKİ RESİM
7044 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben bir sehvemi yani odasının icindeki yukluğumsu bir kısmı kastediyor uzerinde resimler bulunan bir kumaşla ortmuştum. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m (eve) gelince onu soktu. Ben de ondan iki yastık yaptım. Ben Aleyhissalatu vesselam'ı, bunlardan birine yaslanmış olarak gordum."
İSMİD SURMESİ
7001 - İbnu Omer radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki: "Size ismidi tavsiye ederim. Zira o, gozu(n gorme gucunu) parlatır ve kirpikleri (besleyip) bitirir."
7002 - Hz. CĂ‚bir radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselam buyurdular ki: "Uyuyacağınız zaman ismidle surme cekmenizi tavsiye ederim. Cunku o, gozu(n gorme gucunu) parlatır ve kılları (yani kirpikleri besleyip) bitirir."
Zinnet
Ayetler, Dualar, Hadisler0 Mesaj
●48 Görüntüleme
-
13-09-2019, 13:38:20