Âyinelerin değişmesi, guneşin cilvelerinin tazelenmesidir

(Dunden devam)

Muhim bir suale kat’î bir cevap:

Ehl-i dalÂletten bir kısmı diyorlar ki: “KÂinatı bir faaliyet-i daime ile tağyir ve tebdil eden zatın, elbette kendisinin de mutegayyir ve mutehavvil olması lÂzım gelir.”

Elcevap: HÂşÃ‚, yuz bin defa hÂşÃ‚! Yerdeki Âyinelerin tagayyuru, gokteki guneşin tagayyurunu değil, bilÂkis, cilvelerinin tazelendiğini gosterir. Hem ezelî, ebedî, sermedî, her cihetce kemal-i mutlakta ve istiğna-i mutlakta, maddeden mucerred, mekÂndan, kayıttan, imkÂndan munezzeh, muberra, muall olan bir Zat-ı Akdes’in tagayyuru ve tebeddulu muhaldir. KÂinatın tagayyuru O’nun tagayyurune değil, belki adem-i tagayyurune ve gayr-i mutehavvil olduğuna delildir. Cunku muteaddit şeyleri intizamla daimî tağyir ve tahrik eden bir zat, mutegayyir olmamak ve hareket etmemek lÂzım gelir. MeselÂ, sen cok iplerle bağlı cok gulleleri topları cevirdiğin ve daimî intizamla tahrik edip vaziyetler verdiğin vakit, senin, yerinde durup tagayyur ve hareket etmemekliğin gerektir. Yoksa o intizamı bozacaksın. Meşhurdur ki, intizamla tahrik eden hareket etmemek ve devamla tağyir eden mutegayyir olmamak gerektir –t ki o iş intizamla devam etsin.

Saniyen: Tagayyur ve tebeddul, hudustan ve tekemmul etmek icin tazelenmekten ve ihtiyactan ve maddîlikten ve imkÂndan ileri geliyor. Zat-ı Akdes ise, hem kadim, hem her cihetce kemal-i mutlakta, hem istiğna-i mutlakta, hem maddeden mucerred, hem Vacibu’l-Vucud olduğundan, elbette tagayyur ve tebeddulu muhaldir, mumkun değildir.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Altıncı Nukte, s. 654
__________________