Mahkeme-i kubra-i haşirde adalet-i ekber tecellî edecek
(Dunden devam)
Hem mesel bir mahir san’atkÂr, plÂksız bir fonograf yapsa, o fonograf istediği gibi konuşsa, işlese, san’atkÂrı ne kadar muftehir olur, mutelezziz olur, kendi kendine “Maşaallah” der.
Madem icadsız ve sûrî bir kucuk san’at, san’atkÂrının ruhunda bu derece bir iftihar, bir memnuniyet hissi uyandırırsa, elbette bu mevcudatın SÂni-i Hakîm’i, kÂinatın mecmuunu, hadsiz nağmelerin envaıyla seda veren ve ses verip tesbih eden ve zikredip konuşan bir musıkî-i İlÂhiye ve bir fabrika-i acîbe yapmakla beraber; kÂinatın her bir nev’ini, her bir Âlemini ayrı bir san’atla ve ayrı san’at mu’cizeleriyle gostererek zîhayatların kafalarında birer fonograf, birer fotoğraf, birer telgraf gibi cok makineleri, hatta en kucuk bir kafada dahi, yapmakla beraber; her bir insan kafasına, değil yalnız plÂksız fonograf, birer Âyinesiz fotoğraf, bir telsiz telgraf, belki bunlardan yirmi defa daha harika, her insanın kafasında oyle bir makineyi yapmaktan ve istediği tarzda işleyip neticeleri vermekten gelen iftihar-ı kudsî ve memnuniyet-i mukaddese gibi manaları ve rububiyetin bu nev’inden olan ulvî şuunatı, elbette ve her halde bu faaliyet-i daimeyi istilzam eder.
Hem meselÂ, bir hukumdar-ı Âdil, ihkak-ı hak icin mazlûmların hakkını zalimlerden almakla ve fakirleri kavîlerin şerrinden muhafaza etmekle ve herkese mustahak olduğu hakkı vermekle lezzet alması, iftihar etmesi, memnun olması, hukumdarlığın ve adaletin bir kaide-i esasiyesi olduğundan, elbette HÂkim-i Hakîm, Adl-i Âdil olan Zat-ı Hayy-ı Kayyum’un butun mahlûkatına, hususan zîhayatlara “hukuk-u hayat” tabir edilen şerÂit-i hayatiyeyi vermekle; ve hayatlarını muhafaza icin onlara cihazat ihsan etmekle; ve zayıfları kavîlerin şerrinden rahîmÂne himaye etmekle; ve umum zîhayatlarda, bu dunyada ihkak-ı hak etmek nev’i tamamen ve haksızlara ceza vermek nev’i ise kısmen sırr-ı adaletin icrasından olmakla; ve bilhassa mahkeme-i kubra-i haşirde adalet-i ekberin tecellîsinden hÂsıl olan ve tabirinde Âciz olduğumuz şuunat-ı Rabbaniye ve maÂnî-i kudsiyedir ki, kÂinatta bu faaliyet-i daimeyi iktiza ediyor.
İşte bu uc misal gibi, Esma-i Husnanın umumunda, her birisi bu faaliyet-i daimede boyle kudsî bazı şuunat-ı İlÂhiyeye medar olduklarından, hallÂkıyet-i daimeyi iktiza ederler.
(Devamı var)
Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Altıncı Nukte, s. 652
__________________
Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 176
Dini Bilgiler0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 176
-
13-09-2019, 13:37:41