Cuma Gununun Onemi nedir

Rasulullah (s.a.v.) Cuma gununu "mu'minlerin bayramı" olarak tasnif buyurur. Bayram, bir kısım imtiyazları ve hususiyetleri sebebiyle bir gunun diğer gunlerde olmayan, o gune has bazı umumi merasimlerle kutlamasıdır. Her bayramda bir kutlama ve merasim ve bunun da bir sebebi vardır. O halde, Cuma gununu kutlamaya sevk eden hususiyetleri nelerdir? Şeriat kitapları, bu gunun hususiyetleri uzerine otuzdan fazla keramet ve fazilet zikrederler. Bazılarını şolece kaydediyoruz:
* Bayram gunudur, Munferit oruc tutulmaz.
* O gunun sabahında Secde ve insan surelerini, gunduzde Cuma ve Munafıkun sureleri okunur.
* Cuma gunu gusledilir, koku surulur, misvak kullanılır, en guzel elbiseler giyilir.
* Mescidler buhurlanır.
* Mescide erken gidilir.
* Hatip hutbeye cıkıncaya kadar ibadetle meşgul olunur.
* Sessiz durulur, hutbe dinlenir.
* Kehf suresi okunur.

Rasulullah (sav) şoyle buyurmuştur:

“Kim herhangi bir ozru olmadan uc cuma namazını kılmazsa, Allah onun kalbini muhurler. Hadisin diğer rivayetinde:
“Bu kimse, İslamı arkasına atmıştır2 buyrulmuştur.

Bir adam, İbnu Abbasa gelerek, cuma ve cemaate hic katılmadan vefat eden kimsenin durumundan sordu.
İbn Abbas ona: “O, cehennemdedir. diye cevap verdi. Adam, bu soruyu bir ay boyunca ceşitli defalar tekrar edip soruyordu. Her defasında İbnu Abbas, ona aynı cevabı vererek: “O, cehennemdedir diyordu.

Cuma namazı, iki veya uc fersahlık mesafeden gelinerek eda edilir. Koyde yaşayıp da, sabah erken evinden cıkarak Cuma namazına yetişen ve akşam da evine donebilen kimselerin, şehre gelip cuma namazını kılmaları mustehaptır.

Cuma namazı beş kişiden duşer. Bunlar: Cocuk, kole, kadın, yolcu ve hastalardır.3 Bunlardan kim, cuma namazını kılarsa, bu onun icin kafi olup, o vaktin farzını eda etmiş olur.

Hadiste şoyle buyrulmuştur: “Ehli kitap olan Yahudi ve Hristiyanlara cuma gunu verilmiştir. Fakat onlar, ihtilaf ederek onu bıraktılar. Allah rahmetiyle bizi, bu konuda hidayete erdirdi ve o gunu bu ummete verdi. Onu, muminler icin bir bayram yaptı. Bugune ilk sahip cıkan muslumanlardır. Ehli kitap ise, bu konuda onlara tabidirler.4

Enes b. Malikin rivayet ettiği hadiste, Hz. Peygamber (s.a.v), şoyle buyurmuştur: “Bana Cebrail (a.s) geldi. Avucunda beyaz bir ayna vardı. Bana:

-Bu, cuma namazıdır, Rabbin onu, sana ve senden sonra ummetine bayram olsun diye, farz kılmıştır, dedi. Ben:

-Bu gunde bizim icin ne vardır? diye sordum. Şoyle dedi.

-O gunde, pek hayırlı bir vakit vardır. Kim o zaman icerisinde, kendisi icin nasip edilen bir hayrı isterse, Allah onu kendisine verir. Ama istediği şey, kendisi icin takdir edilmemişse, Allah, ondan daha buyuk bir nimeti kendisi icin ahirete saklar. Kul kendisi icin takdir edilmiş olan bir kotulukten Allaha sığınırsa, Allah onu, ondan daha buyuğunden muhafaza buyurur. Cuma gunu, meleklerin yanında gunlerin en kıymetlisidir. Biz onu, ahirette yevmul-mezîd/ikramı cok olan gun diye anarız.

Rasulullah (s.a.v) buyurur ki: Cebraile: O gune nicin yevmul-mezid denir? diye sordum. Şoyle dedi: “Cunku Azîz ve Celîl olan Rabbin, cennette beyaz misk ile donatılmış bir vadi hazırlamıştır. Cuma gunu olduğunda, İlliyyînden Kursu makamına iner. Hadisin sonu şoyle bitmektedir:

“Yuce Allah, Cuma gunu muminler icin tecelli buyurur, onlar Allahın cemaline nazar ederler.5


2 Muslim, Cuma, 855; Mesacid, 42; Ebu Davud, Salat, 210, 211;
Tirmizî, Salat, 359; Nesaî, Cuma, 2.

3 Bkz: Ebu Davud, Salat, 215.

4 Buhari, Cuma, 1; Muslim, Cuma, 856.

5 Tabarani, el-Evsat, No: 2105. (Hadis biraz daha uzuncadır.);
Ebu Yala, Musned, No: 4228; Şafii, Musned, No. 374; İbnu Ebi Şeybe,
Musannef, II, 58; Heysemi, Mecmauz Zevaid, II, 164.