Dilimizdeki Ayna
Turkce konuşmayı
Teşekkurden ozre, iyi dilekten kısacık bir nukteye, hasılı gunluk hayatta sarf ettiğimiz dil, toplum yapımızın nasıl bir derinliğe ve zenginliğe sahip olduğunu gostermektedir.
Şu dilini eşek arısı sokmayası dunyada guzel soz kadar tatlı bir şey var mıdır, bilinmez. Bilen varsa onu da yazmaya hazırız, lakin bildiğimiz, guzel sozun tadının yalnızca insanın dilini değil kimyasını da değiştiren bir yanı olduğudur. Gerci asıl olan guzeldir, guzelliktir ve guzelin hayatın her anında ve her alanında bir karşılığı vardır var olmasına da, bu guzellik dilde olunca bir başkadır. Hele bizim dilimizde...
Diğer dillerle birlikte Turkceyi de yaratan, bize Turkce konuşmayı, Turkce yazmayı, kelimelerden bahceler kurmayı bahşeden Allaha hamdolsun ki, her dil bir mucizedir ve Turkce de bu mucizelerden bir tanesidir. Mucizenin insanı hayran bırakan ozgun yapısı, kurgusu ve derinliği Turkceye alabildiğine sinmiştir. Bu alabildiğine derin mevzudur; işi erbabına bırakmak gerekir; niyetimiz gundelik hayatta, beşeri munasebetlerde kullandığımız dil uzerine birkac kelam eylemekten ibarettir.
Beyandaki uslubun insanın aynası olduğunu soyleyen atalarımız isabet buyurmuşlardır, cumlesinin mekanı cennet olsun. İnsanın kimliğini, kişiliğini ele veren, ona cemiyette bir konum belirleyen dilden başkası değildir. Cektiğimiz varsa dil belasındandır; dilimizin taşıdığını yerine gore kervanlara yukleseniz taşıyamaz...
Dile duşmek guzeldir ve dile duşmekten dile duşmeye fark vardır; Savaşı kesen, zehirli aşı bala-yağa ceviren Yunus Emre Hazretlerinin şiirlerinin dilden dile dolaşması, dillere duşmesiyle başka dile duşmeleri karıştırmamak lazımdır.
Allah affetsin; yine kelam israfında bulunduk; hasılı dilimizde bir ayna vardır ve bizden sudur eden her sozcuk o aynaya yansıyan, bizim kolay fark edemediğimiz fakat başkalarına ayan beyan gorunen bir portreden ibarettir. Ademin Âdem oluşu, aynada gorduğumuz adem dili sayesindedir. Unutmayalım ki, dil bağışlanmadan once adem henuz insan olma, beşer olma ve şahsiyet olma mertebesine gelmiş değildir.
Şimdi, gundelik hayatta kullandığımız uc beş sozcukten oluşan dilin kadrini, kıymetini bilme ve teslim etme vakti gelmiş demektir. Evimize, mekanımıza gelen insanlar hoş gelir; şeref verir, bereket getirir, uğur getirir; guler yuz eşliğinde onlara soylediğimiz karşılama cumleleri guzel kapılardır... Onları uğurlarız, onlar giderken gule gule deriz; dunyanın Turkceden gayrı hicbir dilinde, uğurladığı birisini tekrar gorunceye kadar gulme dileğinde bulunan başka bir dil yoktur.
Buraya kadar yazımızı okuma zahmetinde bulunan okuyucuya teşekkur ederiz. Teşekkur deyip gecmeyin ve mumkunse teşekkuru bol bir insan olarak surdurun hayatınızı; goreceksiniz, aşina olduğunuz insanların tavrında size karşı bir değişiklik olacaktır. Diğer teşekkur faslını gecelim; getirdiği cay icin garsona, alışverişten sonra tezgÂhtara, simitciye, bilet aldığınız gişe memuruna bir teşekkuru cok gormediğinizde karşılığında aldığınız gulumseme sizin de hayatınızı değiştirecektir. Bu fakir, yıllarca emir kipinden sakınan ve lutfenli cumleler kullanan nice insanın beyefendiliğine tanıklık etmiştir. Her yemekten sonra, yemeği yapan kimse, ona bir elinize sağlık demeyi unutmayın; goreceksiniz aynı kişinin yaptığı yemek bir sonraki sefere daha lezzetli olacaktır.
Teşekkurden ozre, iyi dilekten kısacık bir nukteye, hasılı gunluk hayatta sarf ettiğimiz dil, toplum yapımızın nasıl bir derinliğe ve zenginliğe sahip olduğunu gostermektedir. Zatınızı hoşca tutunuz efendimden İngilizceden ceviri kendine iyi baka doğru bir donuşum yaşansa da, donup dolaşıp geleceğimiz yer ana dilimizin o sıcak, o muşfik kucağından başka bir yer değildir.
Dilimizdeki aynada kendimizi gormeyi bilelim ve o aynayı kırmaktan, kirletmekten, kısırlaştırmaktan imtina edelim...
Mehmet Berat IRMAK /semerkand dergisi
Dilimizdeki Ayna
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
-
13-09-2019, 10:23:16