İslamiyetten Sonraki Turk Destanlarından Ornekler

Bizlere destanlarımız konusunda ışık tutan ve XV. yuzyılda yazıya gecirildiği kabul edilen, Dede Korkut HikÂyeleri ve bu hikÂyelerin hem anlatıcısı hem de kahramanlarından biri olan Dede Korkut butun Turk dunyasında ortak olarak tanınan sozlu ve yazılı gelenekte yaşatılan onemli eserlerden biridir.

Turklerin X. yuzyılda buyuk kitleler halinde islÂmiyeti kabul etmelerinden ve Oğuzların buyuk bir bolumunun batıya bugunku Anadolu topraklarına gocmelerinden sonra gerek Orta Asyada gerek Anadolu , Balkanlar ve Orta Doğuda, Turkler farklı siyasî birlikler icinde yaşamışlardır. X. yuzyıldan sonra teşekkul eden destanlardan Koroğlu dışındakiler Turk topluluk ve guruplarının iletişimleri olcusunde yaygınlaşmıştır. Koroğlu destanı XVI. yuzyılda Anadolu'da teşekkul etmiş ve hemen hemen butun Turk dunyası tarafından benimsenmiş ve ceşitlenerek yaşatılmaktadır.

SATUK BUĞRAHAN

İslÂmiyetin Kabulunden Sonraki Turk Destanları Karahanlı hukumdarı Satuk Buğra Han X. yuzyılda islÂmiyeti resmen devlet dini olarak kabul etmiştir. islÂmiyetten sonra ilk teşekkul eden destan da bu hukumdarın islÂmiyeti kabul ve yaymak icin yaptığı mucadelelerin efsanelerle zenginleştirilerek anlatımıyla doğmuştur. Bu destanın bir elyazmasından, bulunan bir metni vardır.


CENGİZ-NAME
Ortaasya'da yaşayan Turk boyları arasında XIII. yuzyılda doğup gelişmiştir. CengiznÂme Moğol hukumdarı Cengiz'in hayatı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz'in oğulları tarafından idare edilen Turkler tarafından meydana getirilmiştir. Orta Asya'da yaşayan Turkler ozellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Turkleri, Cengiz destanını cok severek gunumuze kadar yaşatmışlardır. Cengiz-nÂme'de, Cengiz bir Turk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikÂye Turk tarihi gibi anlatılmaktadır. Cengiz, Uygur Tureyiş destanının kahramanları gibi gun ışığı ile Kurt-Tanrı'nın cocuğu olarak doğar. Cengiz-nÂme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini cekmiştir. XVII. yuzyılda Orta Asya Turkcesinin değerli yazarı Ebu'l GÂzi Bahadır Han, "şecere-i Turk" adlı eserinde "Cengiz-NÂme"nin ı7 varyantını tesbit ettiğini soylemektedir. Bu bilgi, bu destanın, Orta Asya'daki Turkler arasındaki yaygınlığını gostermektedir. Orta Asya Turkleri, Cengiz'i islÂm kahramanı olarak da gormuşler ve ona kutsallık atfetmişlerdir. Batıdaki Turkler tarafından ise Cengiz hic sevilmemiştir. Arap tarihcilerinin, bu hukumdarı islÂm duşmanı olarak gostermeleri ve tarihî olaylar onun sevilmemesinde etkili olmuştur. Moğolların Anadoluya saldırgan bicimde gelip ortalığı yakıp yıkmaları, Bağdat'ın once HulÂgu daha sonra Timurlenk tarafından yakılıp yıkılması, Timurlenk'in Yıldırım Beyazıd'la sebebsiz savaşı gibi tarihi gercekler, Cengiz'in de diğer Moğollar gibi sevilmemesine sebeb olmuştur. Cengiz-NÂme batıda yaşayan Turkler'in hafıza ve gonullerinde yer almamıştır. "Cengiz-NÂme"nin Orta Asya Turkleri arasında bir diğer adı da " DÂstÂn-ı Nesl-i Cengiz Han"dır.

EDİGE
Bu destanda XIII yuzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV. yuzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır. Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır'a atfen verilmiştir. Edige Mirza Bahadır'ın devletini ayakta tutabilmek icin yaptığı buyuk mucadeleler, olumunden sonra XV. yuzyılda destan haline getirilmiştir. 1820'yılından itibaren yazıya gecirilen Edige destanının Kazak-Kırgız, Kırım, Nogay, Turkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak uzere altı rivÂyeti tesbit edilmiştir Ceşitli Turk guruplar arasında Alp Er Tunga ve Oğuz Kağan gibi ilk Turk destanlarının izlerini taşıyan Turk kahramanlık dtunya goruşunu temsil eden burada bahsi gecenler kadar yaygınlaşmamış ortak edebiyat geleneği icinde yer almamış pek cok başka destan orneği bulunmaktadır. Osmanlı sahasında destandan hikÂyeye gecişte ara turler olarak da nitelendirilen cok tanınmış ve bir cok Turk topluluklarınca da bilinen Koroğlu orneği yanında daha sınırlı alanlarda tesbit edilen Danişmendname , Battalname gibi ilgi cekici ornekler de bulunmaktadır.

BATTAL-NAME
Bu destanın kahramanı Turkler arasında Battal GÂzi adıyla benimsenmiş bir Arap savaşcısıdır. Asıl destan, VIII. yuzyılda, Emevî'lerin hırıstıyanlarla yaptıkları savaşlarda buyuk kahramanlıklar gostermiş Abdullah isimli bir kişiyle ilgili olarak doğmuştur. Battal arapca kahraman demektir, Battal GÂzi, Arap kahramanına verilen unvanlardır. Turklerin musluman olmalarından sonra Battal GÂzi destan tipi Turkleştirilmiş onceki destan epizotlarıyla zenginleştirilmiş ve anlatım geleneği icine alınmıştır. XII ve XIII yuzyıllarda Battal-NÂme adı ile ve nesir bicimi yazıya gecirilmiştir. HikÂyeci Âşıkların repertuarlarında da yer almıştır.Seyyid Battal adıyla da anılan bu kahraman hem cok bilgili, cok dindar ve comertdir. Muslumunlığı yaymak icin yaptığı mucadelelerde insanların yanında buyucu, cadı ve dev gibi olağanustu guclerle de savaşır. " Aşkar DevzÂde" isimli atı da kendisi gibi kahramandır. Arap, Fars ve Turklerin X-XX. yuzyıllar arasında oluşturdukları ortak islÂm kultur dÂiresinin urunlerinden biri olmakla beraber Orta Asya'da yaşayan Turk guruplar arasına da yayılarak Turk kabul ve değerleriyle kaynaşmıştır.

DANİŞMEND-NAME
Anadolunun fethini ve bu mucadelenin kahramanlarını anlatan, X11. yuzyılda sozlu olarak şekillenen X111. yuzyılda yazıya gecirilen islÂmî Turk destanlarındandır. DanişmendnÂme'de hikÂye edilen olayların tarihi gerceklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Turk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gercek isimleriyle anılmasından dolayı uzun sure tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir. Koroğlu metni destan adıyla anılmakla ve bazı destanî niteliklere de sahib olmakla birlikte XX. yuzyılda Anadolu'dan derlenen ornekleri daha cok halk hikÂyesi geleneğine yakındır.

KOROĞLU DESTANI
Bolu beyi, guvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : " Cok hunerli ve değerli bir at bul ." emrini verir. Seyis Yusuf, uzun sure Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar. Buyuduklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları gorunce cok kızar ve seyis Yusuf'un gozlerine mil cekilmesini emreder. Gozleri kor edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine doner. Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla tayları buyutur. Babası kor olduğu icin Koroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine gore atları yetiştirir. Taylardan biri olağanustu bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahramanı Koroğlu kadar unlenir. Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak icin gozlerini acacak ve onu guclu kılacak uc sihirli kopuğu icmek uzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Koroğlu babasına getirmesi gereken bu kopukleri kendisi icer, yiğitlik, şÃ‚irlik ve sonsuz guc kazanır. Babası kaderine rıza gosterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını soyler. Koroğlu Camlıbel'e yerleşir, cevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır. Hayatını yoksul ve caresizlere yardım ederek gecirir. Halk inancına gore silÂh icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır. Ceşitli donemlere ve farklı siyÂsî birlikler sahip Turk gurubları arasında tesbit edilen Turk destanlarının kısaca tanıtımı ve ozeti bu kadardır. Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Turk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu gorulur. Bu destan parcaları Turk dunyasının ortak tarihî donem hatıralarını aksettiren ilk edebî urunler olarak da onem ve değer taşırlar.