Bediuzzaman Said Nursinin şiirleri
Bediuzzaman Said Nursi şiiri
Bediuzzaman Said Nursi den şiirler


Dinlede Yıldızları,Şu Hutbe-i Şirine:
NÂme-i nurîn-i hikmet, bak ne takrîr eylemiş
Hep beraber nutka gelmiş, hak lisaniyle derler
"bir kadîr-i zulcelÂlin haşmet-i sultanına
Birer burhan-ı nur-efşanız, biz vucûd-u sÂnia
Hem vahdete, hem kudrete şÃ‚hidleriz biz"
Şu zeminin yuzunu yaldızlıyan
NÂzenin mu'cizatı cun melek seyranına
Şu semanın arza bakan, cennete dikkat eden,
Binler mudakkik gozleriz biz
Tûba-i hilkatten semavat şıkkına
Hep kehkeşÃ‚n ağsÂnına
Bir cemîl-i zulcelÂlin dest-i hikmetiyle takılmış
Pek guzel meyveleriz biz
Şu semavat ehline; birer mescid-i seyyar,
Birer hÂne-i devvar, birer ulvî ÂşiyÂne,
Birer misbah-ı nevvar, birer gemi-i cebbar,
Birer tayyareleriz biz
Bir kadîr-i zulkemÂlin, bir hakîm-i zulcelÂlin;
Birer mu'cize-i kudret, birer hÂrika-i san'at-ı hÂlikane,
Birer nÂdire-i hikmet, birer dÂhiye-i hilkat,
Birer nur Âlemiyiz biz
Boyle yuzbin dil ile, yuzbin burhan gosteririz,
İşittiririz insan olan insana
Kor olası dinsiz gozu, gormez oldu yuzumuzu,
Hem işitmez sozumuzu, hak soyleyen Âyetleriz biz r30;
Sikkemiz bir, turramız bir, rabbimize musebbihiz, zikrederiz abîdÂne
Kehkeşanın Halka-i Kubrasina Mensub birer Meczublarız biz!"


Birinci Levha


[Ehl-i gaflet dunyasının hakikatini tasvir eder levhadır.]


Beni dunyaya cağırma; ona geldim fen gordum.

Dem gaflet hicab oldu; ve nur-u Hak nihÂn gordum.

Butun eşyÂ-i mevcudÂt; birer fÂnî muzır gordum.

Vucud desen, onu giydim; ah! Ademdi, cok bel gordum.

Hayat desen, onu tattım; azab ender azab gordum.

Akıl ayn-ı ikÂb oldu; bekÂyı bir bel gordum.

Omur ayn-ı hev oldu; kemÂl ayn-ı heb gordum.

Amel ayn-ı riy oldu; emel ayn-ı elem gordum.

VisÂl nefs-i zevÂl oldu; devÂyı ayn-ı dÂ' gordum.

Bu envÂr, zulumÂt oldu; bu ahbabı yetim gordum.

Bu savtlar, na'y-i mevt oldu; bu ahyÂyı mevÂt gordum.

Ulûm evhÂma kalboldu; hikemde bin sekam gordum.

Lezzet ayn-ı elem oldu; vucudda bin adem gordum.

Habîb desen onu buldum; ah! FirÂkta cok elem gordum.


İkinci Levha


[Ehl-i hidÂyet ve huzurun hakikat-i dunyalarına işaret eder levhadır.]


Dem gaflet zevÂl buldu; ve nur-u Hak ayÂn gordum.

Vucud burhan-ı ZÂt oldu; hayat mir'at-ı Haktır, gor.

Akıl miftÂh-ı kenz oldu; fen bÂb-ı bekÂdır, gor.

KemÂlin lem'ası sondu; fakat, Şems-i CemÂl var, gor.

ZevÂl ayn-ı visÂl oldu; elem ayn-ı lezzettir, gor.

Omur nefs-i amel oldu; ebed ayn-ı omurdur, gor.

ZalÂm zarf-ı ziy oldu; bu mevtte hak hayat var, gor.

Butun eşya enîs oldu; butun asvÂt zikirdir, gor.

Butun zerrÂt-ı mevcudÂt, birer zÂkir musebbih, gor.

Fakrı kenz-i gın buldum; aczde tam kuvvet var, gor.

Eğer Allah'ı buldunsa, butun eşya senindir, gor.

Eğer MÂlik-i Mulke memlûk isen, Onun mulku senindir, gor.

Eğer hodbîn ve kendi nefsine mÂlik isen, bilÂaddin belÂdır, gor.

BilÂhaddin azabdır tat; bel gayet ağırdır, gor.

Eğer hakiki abd-i HudÂbîn isen, hududsuz bir safÂdır, gor.

Hesabsız bir sevap var tat; nihayetsiz saadet gor.